辞書 フランス語 - トルコ語

Français - Türkçe

assez トルコ語:

1. güzel


Sen güzeldin.
Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
Małgorzata'yı bir melek gibi seviyorum. Güzel yüzüne ve sarı saçlarına kurban olayım!
Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Libusza çok güzel ve akıllı bir kızdır. O yüzden ben de onun en iyi arkadaşıyım.
Resident Evil 4, hayatımda oynadığım en güzel oyunlardan biridir.
Bożena, güzel ötesi sarı saçlı bir kızdır. Ayrıca o, bizim okuldaki en güzel öğrencidir.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Onun için ikisinin daha güzel oluşu çok önemliydi.
Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.

2. oldukça


Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
Oldukça büyük bir numara.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
Oldukça yorgun görünüyordu.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
Tom oldukça sık abartır.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
George oldukça gevezedir.
Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.

3. yeterli


On bin yen yeterli mi?
Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
Bir dil asla yeterli değildir.
Bir günde 1800 kalorilik yemek yeme yeterli midir?
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
Bir gün için bu kadarı yeterli.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.
Mezun olmak için yeterli kredim yok.
Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.