1. imkansız
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Bu imkansız.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
Öyle yapmam imkansız.
トルコ語 "という言葉impossible"(imkansız)集合で発生します。
Turkish | Miscellaneous