1. konuşmak
Bu konuda sizinle konuşmak isterdim.
Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
Bay Smith ile konuşmak istiyorum. " Ben Smith."
Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
İngilizce konuşmak zor değildir.
Almanca konuşmak istiyorum.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Dayınla konuşmak istiyorum.
Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Onunla bir konuşmak istiyorum.
Seninle konuşmak istiyorum.
Hava hakkında konuşmak istemiyorum.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
トルコ語 "という言葉talk"(konuşmak)集合で発生します。
Turkish | Verbs #1