1. elbiseler
O elbiseler satın alır.
Bu elbiseler çok büyük.
トルコ語 "という言葉ubrania"(elbiseler)集合で発生します。
Ubrania po turecku2. Kıyafet
Hiç zarif kıyafetim yok.
3. elbise
Bu elbise onun fiziğine uymamış.
Anne geçen Pazar bana güzel bir elbise aldı.
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Küçük siyah bir elbise olmadan bir kadının dolabı tam değildir.
O beyaz elbise sana yakışıyor.
Yeşil bir elbise giydi.
O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
Onun mavi ayakkabıları o elbise ile uyum sağlar.