辞書 セルビア - トルコ語

српски језик - Türkçe

зрно トルコ語:

1. tane tane


dört tane yumurta
O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
2010 sayısında iki tane sıfır vardır.
Tanıdığım iki tane Wieńczysława var. Esmer olanı işyerinde çalışıyor. Öteki sarışın olanı ise okulumuzda bir öğrenci.
Kaç tane çocuğun var?
Üç tane köpeğimiz var, biri beyaz, ikisi siyah.
Evimin içinde iki tane zombi var.
Pepperberg "Kaç tane anahtar?" diye sordu.
İddaa oynamak için iki tane kupon aldım ve ikisinde de kazandım.
Kaç tane anahtar? Pepperberg sordu.
Odada 2 tane pencere var.
O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.
Bir tane daha bira istiyorum.
Birasını içti ve bir tane daha sipariş etti.