Kelimeler - örnekli

 0    27 フィッシュ    Emirke
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
Masada bir kitabim var.
学び始める
Tengo un libro sobre la mesa.
Sırt çantamda iki kitap var.
学び始める
Tengo dos libros en mi mochila.
Bardak soğuk suyla dolu.
学び始める
El vaso está lleno de agua fria.
Çorbanın lezzetini artırmak için bir tutam tuz ekledi.
学び始める
Añadió una pizca de sal a la sopa para mejorar el sabor.
Yemek yaparken elini kullanırken parmağını kesti.
学び始める
Se cortó el dedo mientras usaba la mano para cocinar.
Alarm ve kronometresi olan yeni bir saat aldım.
学び始める
Compré un reloj nuevo que tiene alarma y cronómetro.
Kış için yeni kıyafetler aldım.
学び始める
Compré ropa nueva para el invierno.
Uzun bir iş gününün ardından yatağa uzandım.
学び始める
Me acosté en la cama después de un largo día de trabajo.
Salataya daha fazla lezzet katmak için birkaç damla limon suyu ekledi.
学び始める
Agregó unas gotas de jugo de limón a la ensalada para darle más sabor.
Şehrin ana caddesi dükkânlarla dolu.
学び始める
La calle principal de la ciudad está llena de tiendas.
Pazardan kırmızı bir elma aldım.
学び始める
Compré una manzana roja en el mercado.
Resim dersine yeni bir kalem aldım.
学び始める
Compré un lápiz nuevo para la clase de dibujo.
Odadan çıkmadan önce kapıyı kapattı.
学び始める
Cerró la puerta antes de salir de la habitación.
Sabahleyin güneş ışığı odayı aydınlatır.
学び始める
La luz del sol ilumina la habitación por la mañana.
Güneşli öğleden sonraları bahçede oturup kitap okumayı severim.
学び始める
Me gusta sentarme en el jardin para leer un libro en las tardes soleadas.
Her sabah bir bardak portakal suyu içmeyi severim.
学び始める
Me gusta tomar un vaso de zumo de naranja todas las mañanas.
Turta yapmak için taze çilek aldım.
学び始める
Compré unas fresas frescas para preparar una tarta.
Manchego peynirini severim çünkü yoğun bir tadı vardır.
学び始める
Me gusta el queso manchego porque tiene un sabor intenso.
Ben dana etini tercih ediyorum çünkü daha sulu.
学び始める
Prefiero la carne de res porque es más jugosa.
Bu akşam yemeği için bir bütün tavuk aldım.
学び始める
Compré un pollo entero para preparar la cena de esta noche.
Çalışma masama rahat bir sandalye aldım.
学び始める
Compré una silla cémoda para mi escritorio.
Müzenin girişi ana cadde üzerindedir.
学び始める
La entrada al museo está por la calle principal.
Ekran karşısında çok fazla vakit geçirdiğimden sol gözüm ağrıyor.
学び始める
Me duele el ojo izquierdo después de estar mucho tiempo frente a la pantalla.
Doğum gününde kendisine kırmızı güllerden oluşan bir buket hediye edildi.
学び始める
Ella recibió un ramo de rosas rojas en su cumpleaños.
Bilgisayar ekranı kırıldı, hiçbir şey görünmüyor.
学び始める
La pantalla del ordenador está rota y no se puede ver nada.
Şarkıcı konser sırasında mikrofona konuştu.
学び始める
El cantante habló al micrófono durante el concierto.
Ben kahvaltıda yoğurtla birlikte muz yemeyi severim.
学び始める
Me gusta desayunar un platano junto con el yogur.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。