Turkish sentences from Tatoeba 10

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
Lie on your right side.
学び始める
Sağ tarafınıza yatın.
Linda stood up to sing.
学び始める
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
Listen to me carefully.
学び始める
Beni dikkatlice dinle.
Look at the blackboard.
学び始める
Tahtaya bakın.
Look down at the floor.
学び始める
Yere bak.
Look out of the window.
学び始める
Pencereden dışarı bak.
Luckily nobody got wet.
学び始める
İyi ki kimse ıslanmadı.
Mary is Tom's daughter.
学び始める
Mary Tom'un kızıdır.
Mary likes watching TV.
学び始める
Mary TV izlemeyi seviyor.
Mary likes watching TV.
学び始める
Mary TV izlemeyi sever.
Mary oiled her bicycle.
学び始める
Mary bisikletini yağladı.
Mary's hubby is chubby.
学び始める
Mary'nin kocası tombul.
May I borrow this book?
学び始める
Bu kitabı ödünç alabilir miyim?
May I borrow your bike?
学び始める
Bisikletini ödünç alabilir miyim?
May I go to the toilet?
学び始める
Tuvalete gidebilir miyim.
May I go to the toilet?
学び始める
Tuvalete gidebilir miyim?
May I have a Coca-Cola?
学び始める
Bir kola alabilir miyim?
May I have a signature?
学び始める
Ben bir imza alabilir miyim?
May I have a timetable?
学び始める
Tarife alabilir miyim?
May I put it down here?
学び始める
Onu buraya indirebilir miyim?
May I see you tomorrow?
学び始める
Yarın sizi görebilir miyim?
May I see your license?
学び始める
Ehliyetini görebilir miyim?
May I start eating now?
学び始める
Ben şimdi yemeye başlayabilir miyim?
May I swim in the lake?
学び始める
Gölde yüzebilir miyim?
May I take off my coat?
学び始める
Ceketimi çıkarabilir miyim?
May I turn down the TV?
学び始める
TV'nun sesini kısabilir miyim?
May I use the bathroom?
学び始める
Banyonu kullanabilir miyim?
May I watch TV tonight?
学び始める
Bu gece TV izleyebilir miyim?
Meg has a cat as a pet.
学び始める
Meg'in bir evcil hayvan olarak bir kedisi var.
Mike has a nice racket.
学び始める
Mike'ın güzel bir raketi var.
Mind your own business.
学び始める
Kendi işine bak.
Mom, can I go swimming?
学び始める
Anne, yüzmeye gidebilir miyim?
Move! You're in my way.
学び始める
Çekil! Yolumu kapatıyorsun.
My beard grows quickly.
学び始める
Sakalım çabuk büyüyor.
My brother is not busy.
学び始める
Erkek kardeşim meşgul değildir.
My brother likes music.
学び始める
Erkek kardeşim müzik seviyor.
My car battery is dead.
学び始める
Araba bataryam ölmüş.
My cholesterol is high.
学び始める
Kolesterolüm yüksek.
My daughter has braces.
学び始める
Kızımın diş telleri var.
My dog ate my homework.
学び始める
Köpeğim ev ödevimi yedi.
My dog has a long tail.
学び始める
Köpeğimin uzun bir kuyruğu var.
My father is a teacher.
学び始める
Babam bir öğretmendir.
My father is very nice.
学び始める
Babam çok iyidir.
My father likes tennis.
学び始める
Babam tenisi sever.
My father went fishing.
学び始める
Babam balık tutmaya gitti.
My father will help me.
学び始める
Babam bana yardım edecek.
My fever won't go away.
学び始める
Ateşim gitmez.
My friends call me Ken.
学び始める
Arkadaşlarım bana Ken diyorlar.
My friends call me Ken.
学び始める
Arkadaşlarım bana Ken derler.
My house faces the sea.
学び始める
Evim denize bakıyor.
My left foot is asleep.
学び始める
Benim sol ayağım uyuştu.
My mother cooks for me.
学び始める
Annem benim için yemek pişirir.
My mother cut the cake.
学び始める
Annem pastayı kesti.
My mother is beautiful.
学び始める
Annem güzeldir.
My mother is on a diet.
学び始める
Annem diyette.
My mother was in tears.
学び始める
Annem gözyaşları içindeydi.
My prayer was answered.
学び始める
Benim duama cevap verildi.
My scalp is very itchy.
学び始める
Benim kafa derisi çok kaşınıyor.
My shirt isn't dry yet.
学び始める
Gömleğim henüz kuru değil.
My son came to my room.
学び始める
Oğlum odama geldi.
My son can't count yet.
学び始める
Oğlum henüz sayamıyor.
My time is running out.
学び始める
Benim zamanım tükeniyor.
My TV has quit working.
学び始める
Televizyonum bozuldu.
My uncle drives a Ford.
学び始める
Amcam bir Ford sürer.
My watch is waterproof.
学び始める
Bu saat su geçirmez.
My wife died of cancer.
学び始める
Karım kanserden öldü.
Naoko is a fast runner.
学び始める
Naoko hızlı bir koşucudur.
Never play on the road.
学び始める
Asla yolda oynama.
Never tell a lie again.
学び始める
Asla tekrar yalan söyleme.
Never trust a stranger.
学び始める
Bir yabancıya asla güvenme.
New York is a big city.
学び始める
New York büyük bir şehir.
No one can go in there.
学び始める
Hiç kimse oraya giremez.
No one man could do it.
学び始める
Hiç kimse onu yapamadı.
Nobody came to help me.
学び始める
Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
None of them are happy.
学び始める
Onların hiçbiri mutlu değil.
Now, what do you think?
学び始める
Şimdi, siz ne düşünüyorsunuz?
One must do one's best.
学び始める
Bir insan elinden geleni yapmalıdır.
One must do one's duty.
学び始める
İnsan görevini yapmalı.
Our school burned down.
学び始める
Okulumuz yandı.
Our team did very well.
学び始める
Takımımız çok iyi yaptı.
Our TV is out of order.
学び始める
Bizim TV çalışmıyor.
Pass the sugar, please.
学び始める
Şekeri uzatır mısın, lütfen.
Peter looks very young.
学び始める
Peter çok genç görünüyor.
Please add up the bill.
学び始める
Lütfen fatura ekleyiniz.
Please call the police.
学び始める
Lütfen polisi ara.
Please cash this check.
学び始める
Lütfen bu çeki nakite çevirin.
Please come downstairs.
学び始める
Lütfen Aşağıya gel.
Please correct my bill.
学び始める
Lütfen hesabımı düzelt.
Please don't overdo it.
学び始める
Lütfen aşırıya kaçmayın.
Please drive carefully.
学び始める
Lütfen dikkatli sürün.
Please drop by my home.
学び始める
Lütfen geçerken evime uğra.
Please get me a ticket.
学び始める
Lütfen bana bir bilet al.
Please give me a break.
学び始める
Lütfen bana bir mola ver.
Please let me off here.
学び始める
Lütfen beni burada bırakın.
Please open the bottle.
学び始める
Lütfen şişeyi aç.
Please open the window.
学び始める
Lütfen pencereyi aç.
Please pay the cashier.
学び始める
Lütfen kasaya ödeyin.
Please remain standing.
学び始める
Lütfen ayakta kalın.
Please repeat after me.
学び始める
Lütfen, benden sonra tekrar ediniz.
Please turn off the TV.
学び始める
Lütfen televizyonu kapatın.
Please wash the dishes.
学び始める
Lütfen bulaşıkları yıka.
Practice makes perfect.
学び始める
Alıştırma mükemmel yapar.
Put it there, not here.
学び始める
Onu oraya koy, buraya değil.
Put on your good shoes.
学び始める
İyi ayakkabılarını giyin.
Read whatever you like.
学び始める
Ne istersen oku.
Run as fast as you can.
学び始める
Koşabildiğin kadar hızlı koş.
Salt is sold by weight.
学び始める
Tuz ağırlıkla satılmaktadır.
Save me some ice cream.
学び始める
Bana biraz dondurma sakla.
School begins in April.
学び始める
Okul Nisan ayında başlar.
School begins tomorrow.
学び始める
Okulu yarın başlıyor.
See things as they are.
学び始める
Şeyleri olduğu gibi gör.
See you again tomorrow.
学び始める
Yarın tekrar görüşürüz.
See you on the weekend.
学び始める
Hafta sonunda görüşürüz.
Selling cars is my job.
学び始める
Arabaları satmak benim işimdir.
Shall I carry your bag?
学び始める
Çantanı taşıyayım mı?
Shall I fix you supper?
学び始める
Sana akşam yemeği hazırlayayım mı?
She accepted his offer.
学び始める
O, onun teklifini kabul etti.
She always looks happy.
学び始める
O her zaman mutlu görünüyor.
She always stood by me.
学び始める
O her zaman yanımda durdu.
She applied for a visa.
学び始める
O vize için müracaat etti.
She asked him for help.
学び始める
O, ondan yardım istedi.
She asked us to dinner.
学び始める
O bizi akşam yemeğine davet etti.
She ate only lean meat.
学び始める
O, sadece yağsız et yedi.
She begged him to stay.
学び始める
Ona kalması için yalvardı.
She bit into the apple.
学び始める
O, elmayı ısırdı.
She bowed deeply to me.
学び始める
O beni içten selamladı.
She broke the cup, too.
学び始める
O da bardak kırdı.
She called him by name.
学び始める
O ona ismiyle seslendi.
She came into the room.
学び始める
O, odaya gitti.
She can sing very well.
学び始める
O çok iyi şarkı söyleyebilir.
She can speak Japanese.
学び始める
O, Japonca konuşabilir.
She can't have said so.
学び始める
O öyle söylemiş olamaz.
She caught colds often.
学び始める
O, sık sık soğuk algınlığına yakalandı.
She did the work alone.
学び始める
O, işi tek başına yaptı.
She doesn't like sushi.
学び始める
O, suşi sevmez.
She fell from the tree.
学び始める
O, ağaçtan düştü.
She found him handsome.
学び始める
O, onu yakışıklı buldu.
She gave him a massage.
学び始める
O, ona bir mesaj verdi.
She gave him a present.
学び始める
O ona bir hediye verdi.
She gave him a sweater.
学び始める
O, ona bir kazak verdi.
She gave him some food.
学び始める
O, ona biraz yiyecek verdi.
She got engaged to him.
学び始める
O onunla nişanlandı.
She got married to him.
学び始める
O onunla evlendi.
She got out of the car.
学び始める
O, arabadan indi.
He has a little money.
学び始める
Onun biraz parası var.
She had her dress made.
学び始める
O, onun elbisesini yaptırdı.
She had white shoes on.
学び始める
O, beyaz ayakkabılar giydi.
She handed him the key.
学び始める
O, ona anahtarı verdi.
He has a sharp tongue.
学び始める
Onun keskin bir dili var.
She has a tender heart.
学び始める
Onun şefkatli bir yüreği var.
She has pretty eyes.
学び始める
Onun güzel gözleri var.
She has never seen him.
学び始める
O onu asla görmedi.
She has three brothers.
学び始める
Onun üç tane erkek kardeşi var.
She held my arm firmly.
学び始める
O, kolumu sımsıkı tuttu.
She herself helped him.
学び始める
O, kendisi ona yardım etti.
She hung up in silence.
学び始める
O, sessizce telefonu kapadı.
She is a famous singer.
学び始める
O ünlü bir şarkıcıdır.
She is a gifted artist.
学び始める
O, bir doğuştan sanatçı.
She is a wealthy woman.
学び始める
O, zengin bir kadın.
She is already married.
学び始める
O, zaten evlidir.
She is always cheerful.
学び始める
O, her zaman neşeli.
She is as poor as ever.
学び始める
O her zamanki kadar fakirdir.
She is far from honest.
学び始める
O, dürüst olmaktan uzak.
She is fit for the job.
学び始める
O, iş için uygun.
She is fond of animals.
学び始める
O, hayvanlara düşkündür.
She is great at skiing.
学び始める
O kayakta çok iyidir.
She is guilty of fraud.
学び始める
O dolandırıcılıktan suçludur.
She is guilty of theft.
学び始める
O hırsızlıktan suçludur.
She is his real mother.
学び始める
O, onun gerçek annesidir.
She needs assistance.
学び始める
Onun yardıma ihtiyacı var.
She is no match for me.
学び始める
O benim için denk değil.
She is now on vacation.
学び始める
O şimdi tatilde.
She's crazy.
学び始める
O deli.
She is used to cooking.
学び始める
O, yemek pişirmeye alışkındır.
She is very kind to us.
学び始める
O, bize karşı çok kibar.
She kissed me, not him.
学び始める
O beni öptü, onu değil.
She knit him a sweater.
学び始める
O ona bir kazak ördü.
She lacks common sense.
学び始める
O, sağduyudan yoksundur.
She let the secret out.
学び始める
O, sırrı ağzından kaçırdı.
She likes blue dresses.
学び始める
O, mavi elbiseleri sever.
She likes short skirts.
学び始める
O, kısa etekleri sever.
She lived to be ninety.
学び始める
O doksan yaşına kadar yaşadı.
She looks very elegant.
学び始める
O çok şık görünüyor.
She lost her new watch.
学び始める
Yeni saatini kaybetti.
She loves her children.
学び始める
O, çocuklarını sever.
She made a good speech.
学び始める
O, iyi bir konuşma yaptı.
She majored in history.
学び始める
O tarih dalında uzmanlaştı.
She majors in medicine.
学び始める
O, tıp dalında uzmanlaşıyor.
She married a musician.
学び始める
O, bir müzisyenle evlendi.
She married a rich man.
学び始める
O, zengin bir adamla evlendi.
She may be our teacher.
学び始める
O, bizim öğretmenimiz olabilir.
She may know the facts.
学び始める
O, gerçekleri bilebilir.
She must be ill in bed.
学び始める
O, yatakta hasta olmalı.
He must be very happy.
学び始める
O çok mutlu olmalı.
She pressed the switch.
学び始める
O anahtara bastı.
She put her sweater on.
学び始める
O kazağını giydi.
She put in for a raise.
学び始める
O zam istedi.
She put on her sweater.
学び始める
O, kazağını giydi.
She resembles her aunt.
学び始める
O, teyzesine benzer.
She runs a beauty shop.
学び始める
O bir güzellik salonu çalıştırıyor.
She sang as she walked.
学び始める
O yürürken şarkı söyledi.
She says she will come.
学び始める
O, geleceğini söylüyor.
She sent him a message.
学び始める
O ona bir mesaj gönderdi.
She showed me her room.
学び始める
O, bana odasını gösterdi.
She smiled at her baby.
学び始める
O, bebeğine gülümsedi.
She stood close to him.
学び始める
O ona yakın durdu.
She told me her secret.
学び始める
O bana sırrını söyledi.
She tore up the letter.
学び始める
O mektubu parçaladı.
She trembled with fear.
学び始める
O, korkudan titredi.
She tried a third time.
学び始める
O üçüncü bir kez denedi.
She wanted to be alone.
学び始める
O, yalnız olmak istedi.
She was about to start.
学び始める
O, başlamak üzereydi.
She was born last year.
学び始める
O geçen yıl doğdu.
She was breathing hard.
学び始める
O zor nefes alıyordu.
She was late to school.
学び始める
O, okula çok geç kalmıştı.
She was painfully skinny.
学び始める
O, acı verecek şekilde zayıftı.
She wears heavy makeup.
学び始める
O, koyu makyaj yapar.
She went into teaching.
学び始める
O, derse girdi.
She went there to swim.
学び始める
O, yüzmek için oraya gitti.
She went to that store.
学び始める
O, o mağazaya gitti.
She will get well soon.
学び始める
O yakında iyileşir.
She will get well soon.
学び始める
O yakında iyileşecek.
She wore a green dress.
学び始める
Yeşil bir elbise giydi.
She wore a white dress.
学び始める
O beyaz bir elbise giydi.
She works in marketing.
学び始める
O, pazarlamada çalışır.
She writes beautifully.
学び始める
O güzel şekilde yazar.
She'll lend you a book.
学び始める
O sana bir kitap gönderecek.
She's a glamorous girl.
学び始める
O büyüleyici bir kız.
She's always on the go.
学び始める
O, sürekli meşgul.
She's at the hotel now.
学び始める
O şimdi oteldedir.
She's correct for sure.
学び始める
O kesinlikle kusursuzdur.
She's smarter than him.
学び始める
O ondan daha akıllı.
She's younger than him.
学び始める
O ondan daha genç.
Should I watch my diet?
学び始める
Diyetime dikkat etmeli miyim?
Show me another camera.
学び始める
Bana başka bir kamera göster.
Silkworms spin cocoons.
学び始める
İpek böcekleri kozalar örerler.
Sing us a song, please.
学び始める
Bize bir şarkı söyle, lütfen.
Smoking is a bad habit.
学び始める
Sigara içmek kötü bir alışkanlık.
Smoking is bad for you.
学び始める
Sigara içmek sizin için kötü.
So what's your problem?
学び始める
Peki sorunun nedir?
Someone is at the door.
学び始める
Kapıda birisi var.
Someone is calling you.
学び始める
Birisi sizi arıyor.
Squirrels move quickly.
学び始める
Sincaplar çabuk hareket ederler.
Staying home isn't fun.
学び始める
Evde kalmak eğlenceli değildir.
Stop showing off!
学び始める
Hava atmayı bırak.
Study the next chapter.
学び始める
Gelecek bölümü çalışın.
Supplies were very low.
学び始める
Malzemeler çok yetersizdi.
Susan left an hour ago.
学び始める
Susan bir saat önce ayrıldı.
Susie has a nice smile.
学び始める
Susie'nin güzel bir gülümsemesi var.
Swimming is fun for me.
学び始める
Yüzme benim için eğlenceli.
Take aim at the target.
学び始める
Hedefe nişan al.
Take anything you want.
学び始める
İstediğin her hangi birşeyi al.
Get your hands off me.
学び始める
Ellerini üzerimden çek.
Tell me which you want.
学び始める
Bana hangisini istediğiniz söyle.
Ten years have gone by.
学び始める
On yıl geçti.
Thank you ever so much.
学び始める
Çok teşekkür ederim.
Thanks for stopping by.
学び始める
Uğradığın için teşekkürler.
That black one is mine.
学び始める
Şu siyah olan benim.
That book is of no use.
学び始める
O kitap işe yaramaz.
That bridge isn't long.
学び始める
o köprü uzun değil.
That is a leather belt.
学び始める
O deri bir kemer.
That is almost correct.
学び始める
O neredeyse doğru.
That is an actual fact.
学び始める
Bu gerçek bir olaydır.
That is not your knife.
学び始める
O sizin bıçağınız değil.
That is quite possible.
学び始める
Bu oldukça mümkündür.
That is very expensive!
学び始める
O çok pahalı!
That movie is exciting.
学び始める
Bu film heyecan verici.
That movie was amusing.
学び始める
O film eğlenceli.
That plane is enormous!
学び始める
Şu uçak çok büyük.
That rumor soon spread.
学び始める
O söylenti kısa sürede yayıldı.
That sounds good to me.
学び始める
O bana iyi görünüyor.
That was a close shave.
学び始める
O sinekkaydı bit tıraştı.
That was a great party.
学び始める
O harika bir partiydi.
That was cooked in oil.
学び始める
O, yağda pişirildi.
That was not necessary.
学び始める
O gerekli değildi.
That's a good question.
学び始める
O, iyi bir soru.
That's a splendid idea.
学び始める
Bu muhteşem bir fikir.
That's against the law.
学び始める
O, yasalara aykırıdır.
That's cheap, isn't it?
学び始める
O ucuz, değil mi?
That's good news to me.
学び始める
Bu benim için iyi bir haber.
That's my sole concern.
学び始める
O benim yegane kaygım.
That's not interesting.
学び始める
O ilginç değil.
It's no problem.
学び始める
O sorun değil.
That's quite a problem.
学び始める
Bu ciddi bir sorundur.
That's right, isn't it?
学び始める
O, doğru değil mi?
The baby is called Tom.
学び始める
Bebeğin adı Tom.
The baby is called Tom.
学び始める
Bebek Tom olarak çağrılıyor.
The balloon will burst.
学び始める
Balon patlayacak.
The bell rings at noon.
学び始める
Zil öğle saatinde çalar.
The boy had a red face.
学び始める
Çocuğun kırmızı bir yüzü var.
The boy is very honest.
学び始める
Çocuk çok dürüst.
The boy sat on a chair.
学び始める
Çocuk bir sandalyeye oturdu.
The bug is still alive.
学び始める
Böcek hala canlı.
The bus became crowded.
学び始める
Otobüs kalabalık oldu.
The bus will come soon.
学び始める
Otobüs yakında gelecek.
The car wouldn't start.
学び始める
Araba çalışmazdı.
The cat is in the well.
学び始める
Kedi iyi.
The Cold War continued.
学び始める
Soğuk Savaş devam etti.
The day is almost over.
学び始める
Gün hemen hemen bitti.
The deal was agreed to.
学び始める
Anlaşma kabul edildi.
The dog must be hungry.
学び始める
Köpek aç olmalı.
The dogs belong to her.
学び始める
Köpekler ona aittir.
The door wouldn't shut.
学び始める
Kapı kapanmazdı.
The fruit tastes sweet.
学び始める
Meyve lezzetli.
The gate was left open.
学び始める
Kapı açık bırakıldı.
The girl has no mother.
学び始める
Kızın annesi yok.
The girl looked around.
学び始める
Kız etrafına baktı.
The girl sat beside me.
学び始める
Kız yanıma oturdu.
The girl walked slowly.
学び始める
Kız yavaşça yürüdü.
The girl went to sleep.
学び始める
Kız uyumaya gitti.
The hunter shot a bear.
学び始める
Avcı bir ayıya ateş etti.
The key is on the desk.
学び始める
Anahtar masanın üstünde.
The light doesn't work.
学び始める
Lamba çalışmıyor.
The line is busy again.
学び始める
Hat tekrar meşgul.
The line is still busy.
学び始める
Hat hala meşgul.
The man died of cancer.
学び始める
Adam kanserden öldü.
The man lay motionless.
学び始める
Adam hareketsiz yatıyordu.
The man must be insane.
学び始める
Adam deli olmalı.
The man robbed her bag.
学び始める
Adam onun çantasını soydu.
The meeting was closed.
学び始める
Toplantı kapatıldı.
The men cried for help.
学び始める
Adamlar yardım için bağırdılar.
The men have mustaches.
学び始める
Erkeklerin bıyıkları vardır.
The microphone is live.
学び始める
Mikrofon açık.
The nation was growing.
学び始める
Ulus büyüyordu.
The news can't be true.
学び始める
Haber doğru olamaz.
The news made me happy.
学び始める
Bu haber beni mutlu etti.
The pain is killing me.
学び始める
Ağrı beni öldürüyor.
The painter died young.
学び始める
Ressam genç yaşta öldü.
The phone kept ringing.
学び始める
Zil çalmaya devam etti.
The phone kept ringing.
学び始める
Telefon çalmaya devam etti.
The pig is growing fat.
学び始める
Domuz şişmanlıyor.
The price includes tax.
学び始める
Vergi fiyata dahildir.
The price is up to you.
学び始める
Fiyat sana kalmış.
The radio doesn't work.
学び始める
Radyo çalışmıyor.
The rain lasted a week.
学び始める
Yağmur bir hafta sürdü.
The river has dried up.
学び始める
Nehir kurudu.
The river is dangerous.
学び始める
Nehir tehlikelidir.
The river is deep here.
学び始める
Nehir burada derin.
The room is warming up.
学び始める
Oda ısınıyor.
The roses are in bloom.
学び始める
Güller çiçek açmışlar.
The rumor must be true.
学び始める
Söylenti doğru olmalı.
The ship came in sight.
学び始める
Gemi göründü.
The ships reached port.
学び始める
Gemiler limana vardı.
The shoes are worn out.
学び始める
Ayakkabılar yıpranmış.
The snow was knee deep.
学び始める
Kar diz boyuydu.
The sooner, the better.
学び始める
Ne kadar erken olursa, o kadar iyidir.
The statue has no head.
学び始める
Heykelin kafası yok.
The steak is well done.
学び始める
Biftek iyi pişmiş.
The story ends happily.
学び始める
Hikaye mutlu bir şekilde sona erer.
The sun shone brightly.
学び始める
Güneş parlak bir şekilde parladı.
The system worked well.
学び始める
Sistem iyi çalıştı.
The toilet is upstairs.
学び始める
Tuvalet üst katta.
The train left on time.
学び始める
Tren zamanında ayrıldı.
The trip west was hard.
学び始める
Batıya yolculuk zordu.
The TV is on the blink.
学び始める
Televizyon doğru düzgün çalışmıyor.
The weather stayed bad.
学び始める
Hava kötü kaldı.
The weather turned bad.
学び始める
Hava kötüleşti.
The wind grew stronger.
学び始める
Rüzgar güçlendi.
The wind died away.
学び始める
Rüzgar kesildi.
The wind is cold today.
学び始める
Rüzgar bugün soğuk.
The wind is picking up.
学び始める
Rüzgar ilerliyor.
Their dreams came true.
学び始める
Onun hayalleri gerçekleşti.
Their jeans do not fit.
学び始める
Onların pantolonları uymuyor.
There is a yellow rose.
学び始める
Bir sarı gül var.
There is not much hope.
学び始める
Çok ümit yok.
There were many others.
学び始める
Diğerleri vardı.
There were two bridges.
学び始める
İki köprü vardı.
There's a hole in this.
学び始める
Bunda bir delik var.
These bananas went bad.
学び始める
Bu muzlar bozuldu.
These gloves are Tom's.
学び始める
Bu eldivenler Tom'undur.
These lemons are fresh.
学び始める
Bu limonlar çok taze.
These pearls look real.
学び始める
Bu inciler gerçek görünüyor.
They admire each other.
学び始める
Onlar birbirlerine hayrandır.
They agreed on a price.
学び始める
Onlar fiyat üzerinde anlaştılar.
They appointed a judge.
学び始める
Onlar bir hakim atadılar.
They are a good couple.
学び始める
Onlar iyi bir çifttir.
They are having a chat.
学び始める
Onlar sohbet ediyorlar.
They are having dinner.
学び始める
Onlar akşam yemeği yiyorlar.
They are my classmates.
学び始める
Onlar benim sınıf arkadaşlarım.
They are playing chess.
学び始める
Onlar satranç oynuyorlar.
They are short of food.
学び始める
Onların yiyeceği bitti.
They are very cheerful.
学び始める
Onlar çok neşeliler.
They aren't my parents.
学び始める
Onlar benim ebeveynlerim değiller.
They asked for my help.
学び始める
Onlar yardımımı istediler.
They can speak Spanish.
学び始める
Onlar İspanyolca konuşabilir.
They could only listen.
学び始める
Onlar sadece dinleyebildiler.
They cut down the tree.
学び始める
Onlar ağacı kestiler.
They didn't tell me so.
学び始める
Onlar bana öyle söylemedi.
They failed both times.
学び始める
Onlar her iki seferde de başarısız oldu.
They got into the boat.
学び始める
Onlar tekneye bindiler.
They had driven wagons.
学び始める
Vagonları onlar sürmüştü.
They had no money left.
学び始める
Onların hiç parası kalmamıştı.
They have a nice house.
学び始める
Onların güzel bir evi var.
They have an extra bed.
学び始める
Onların fazladan bir yatağı var.
They have just arrived.
学び始める
Onlar az önce vardılar.
They have no more wine.
学び始める
Başka şarap yok.
They helped each other.
学び始める
Onlar birbirlerine yardım ettiler.
They liked his message.
学び始める
Onlar onun mesajını sevdiler.
They live in our block.
学び始める
Onlar bizim blokta yaşıyorlar.
They live in this town.
学び始める
onlar bu kasabada yaşıyorlar.
They looked very happy.
学び始める
Onlar çok mutlu görünüyorlardı.
They must be Americans.
学び始める
Onlar Amerikalı olmalılar.
They say love is blind.
学び始める
Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
They sent up a balloon.
学び始める
Onlar bir balon uçurdular.
They settled in Canada.
学び始める
Onlar Kanada'ya yerleştiler.
They started hours ago.
学び始める
Onlar saatler önce başladılar.
They stopped the music.
学び始める
Onlar müziği durdurdular.
They talked about love.
学び始める
Onlar aşk hakkında konuştular.
They unloaded the ship.
学び始める
Gemi yükünü boşalttı.
They wanted protection.
学び始める
Onlar koruma istediler.
They went to the beach.
学び始める
Onlar plaja gittiler.
They were all sold out.
学び始める
Onların hepsi satıldı.
They were just in time.
学び始める
Onlar tam zamanında vardılar.
They were mostly women.
学び始める
Onlar çoğunlukla kadındı.
They were so different.
学び始める
Onlar çok farklıydılar.
They were very excited.
学び始める
Onlar çok heyecanlıydılar.
They will be very glad.
学び始める
Onlar çok memnun olacaklar.
They will buy a record.
学び始める
Onlar bir kayıt alacaklar.
They're about to leave.
学び始める
Onlar ayrılmak üzereler.
They're late, as usual.
学び始める
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
This apple is very red.
学び始める
Bu elma çok kırmızı.
This apple tastes sour.
学び始める
Bu elmanın tadı ekşi.
This book is sold here.
学び始める
Bu kitap burada satılır.
This car needs washing.
学び始める
Bu araba yıkanmalı.
This carpet feels nice.
学び始める
Halı güzel.
This CD belongs to her.
学び始める
Bu CD ona aittir.
This clock is electric.
学び始める
Bu saat elektrikli.
This data is incorrect.
学び始める
Bu veri yanlıştır.
This decision is final.
学び始める
Bu karar kesindir.
This doll has big eyes.
学び始める
Bu bebeğin büyük gözleri var.
This engine works well.
学び始める
Bu motor iyi çalışıyor.
This food is too salty.
学び始める
Bu yiyecek çok tuzlu.
This food is unhealthy.
学び始める
Bu yiyecek sağlıksız.
This is as good as any.
学び始める
Bu, herhangi biri kadar iyi.
This is excellent wine.
学び始める
Bu mükemmel bir şaraptır.
This is Mike's bicycle.
学び始める
Bu Mike'ın bisikleti.
This is the last order.
学び始める
Bu son sipariş.
This is the last train.
学び始める
Bu son tren.
This is why I hate him.
学び始める
Bu, ondan nefret etmemin nedenidir.
This job is killing me.
学び始める
Bu iş beni öldürüyor.
This lion is very tame.
学び始める
Bu aslan çok uysal.
This meat has gone bad.
学び始める
Bu et kokmuş.
This newspaper is free.
学び始める
Bu gazete ücretsizdir.
This noise is annoying.
学び始める
Bu gürültü sinir bozucu.
This pen belongs to me.
学び始める
Bu kalem bana ait.
This room heats easily.
学び始める
Bu oda kolayca ısınır.
This room is very warm.
学び始める
Bu oda çok sıcak.
This room smells musty.
学び始める
Bu oda küflü kokuyor.
This rose is beautiful.
学び始める
Bu gül güzel.
This silk feels smooth.
学び始める
Bu ipek yumuşak.
This smell disgusts me.
学び始める
Bu koku beni bezdiriyor.
This table is reserved.
学び始める
Bu tablo ayrılmıştır.
This tea is too bitter.
学び始める
Bu çay çok acı.
This thin book is mine.
学び始める
Bu ince kitap benimdir.
This window won't open.
学び始める
Bu pencere açılmaz.
Those books are theirs.
学び始める
Şu kitaplar onların.
Those glasses suit you.
学び始める
Şu gözlükler size uyar.
Today is extremely hot.
学び始める
Bugün oldukça sıcak.
Today's dinner is fish.
学び始める
Bugün'kü akşam yemeği balık.
Tom accepted the offer.
学び始める
Tom teklifi kabul etti.
Tom always looks happy.
学び始める
Tom her zaman mutlu görünür.
Tom answered the phone.
学び始める
Tom telefonu yanıtladı.
Tom appears to be wise.
学び始める
Tom bilgili görünüyor.
Tom applied for a visa.
学び始める
Tom vize için başvurdu.
Tom ate what he wanted.
学び始める
Tom istediğini yedi.
Tom became an engineer.
学び始める
Tom bir mühendis oldu.
Tom became discouraged.
学び始める
Tom'un cesareti kırıldı.
Tom blew up the bridge.
学び始める
Tom köprüyü havaya uçurdu.
Tom bought this for me.
学び始める
Tom bunu benim için aldı.
Tom broke up with Mary.
学び始める
Tom Mary ile ilişkisini bitirdi.
Tom burst out laughing.
学び始める
Tom birden gülmeye başladı.
Tom buttered his toast.
学び始める
Tom tostuna tereyağı sürdü.
Tom buttoned his shirt.
学び始める
Tom gömleğini düğmeledi.
Tom called Mary a liar.
学び始める
Tom Mary'ye yalancı diye bağırdı.
Tom called Mary a taxi.
学び始める
Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.
Tom can cook very well.
学び始める
Tom çok iyi yemek pişirebilir.
Tom can fix the heater.
学び始める
Tom ısıtıcıyı onarabilir.
Tom can sleep anywhere.
学び始める
Tom her yerde uyuyabilir.
Tom can swim very well.
学び始める
Tom çok iyi yüzebilir.
Tom can swim, can't he?
学び始める
Tom yüzebilir, değil mi?
Tom can't back out now.
学び始める
Tom şimdi sözünden dönemez.
Tom can't find his bag.
学び始める
Tom çantasını bulamıyor.
Tom certainly is smart.
学び始める
Tom kesinlikle akıllı.
Tom cleaned the toilet.
学び始める
Tom tuvaleti temizledi.
Tom cleared his throat.
学び始める
Tom boğazını temizledi.
Tom concealed evidence.
学び始める
Tom delili gizledi.
Tom deserves the prize.
学び始める
Tom ödülü hak ediyor.
Tom did as he was told.
学び始める
Tom söylenildiği gibi yaptı.
Tom did it voluntarily.
学び始める
Tom onu gönüllü olarak yaptı.
Tom did twenty pushups.
学び始める
Tom yirmi şınav yaptı.
Tom didn't do anything.
学び始める
Tom birşey yapmadı.
Tom does what he wants.
学び始める
Tom istediğini yapar.
Tom doesn't drink beer.
学び始める
Tom bira içmez.
Tom doesn't drink much.
学び始める
Tom çok içmez.
Tom doesn't have a car.
学び始める
Tom'un bir arabası yok.
Tom doesn't have a cat.
学び始める
Tom'un bir kedisi yok.
Tom doesn't have a job.
学び始める
Tom'un bir işi yok.
Tom doesn't need to go.
学び始める
Tom'un gitmesine gerek yok.
Tom dove into the pool.
学び始める
Tom havuza daldı.
Tom dreamed about Mary.
学び始める
Tom Mary hakkında rüya gördü.
Tom drinks quite a bit.
学び始める
Tom epeyce içer.
Tom eats a lot of fish.
学び始める
Tom çok balık yer.
Tom fell into the pool.
学び始める
Tom havuza düştü.
Tom felt uncomfortable.
学び始める
Tom rahatsız hissetti.
Tom flushed the toilet.
学び始める
Tom sifonu çekti.
Tom forgot who said it.
学び始める
Tom onu kimin söylediğini unuttu.
Tom got an A in French.
学び始める
Tom Fransızcadan bir A aldı.
Tom got good at tennis.
学び始める
Tom teniste iyileşti.
Tom got hit by a truck.
学び始める
Tom'a bir kamyon tarafından çarpıldı.
Tom got in the bathtub.
学び始める
Tom küvete girdi.
Tom got lost in Boston.
学び始める
Tom Boston'da kayboldu.
Tom got out of the way.
学び始める
Tom yoldan çıktı.
Tom grabbed Mary's arm.
学び始める
Tom Mary'nin kolunu tuttu.
Tom grew up in poverty.
学び始める
Tom yoksulluk içinde büyüdü.
Tom had a heart attack.
学び始める
Tom bir kalp krizi geçirdi.
Tom had no place to go.
学び始める
Tom'un gidecek yeri yoktu.
Tom had nothing to add.
学び始める
Tom'un ilave edeceği birşey yoktu.
Tom had nothing to eat.
学び始める
Tom'un yiyecek birşeyi yoktu.
Tom had nothing to say.
学び始める
Tom söyleyecek bir şeyi yoktu.
Tom handed Mary a beer.
学び始める
Tom Mary'ye bir bira uzattı.
Tom handed Mary a book.
学び始める
Tom Mary'ye bir kitap uzattı.
Tom has a bad headache.
学び始める
Tom'un kötü bir başağrısı var.
Tom has a lot of money.
学び始める
Tom'un çok parası var.
Tom has a lot to learn.
学び始める
Tom'un öğrenecek çok şeyi var.
Tom has a slight fever.
学び始める
Tom'un hafif bir ateşi var.
Tom has athlete's foot.
学び始める
Tom'un atlet ayağı var.
Tom has had a bad week.
学び始める
Tom, kötü bir hafta geçirdi.
Tom has money to spare.
学び始める
Tom'un ayıracak zamanı yok.
Tom has never met Mary.
学び始める
Tom asla Mary ile karşılaşmadı.
Tom has no plans to go.
学び始める
Tom'un gitmek için hiç bir planı yok.
Tom has quite a temper.
学び始める
Tom çabuk öfkelenir.
Tom has three brothers.
学び始める
Tom'un üç erkek kardeşi var.
Tom has three children.
学び始める
Tom'un üç çocuğu var.
Tom has three ex-wives.
学び始める
Tom'un üç eski karısı var.
Tom has to go home now.
学び始める
Tom şimdi eve gitmek zorunda.
Tom has to go see Mary.
学び始める
Tom Mary'yi görmeye gitmelidir.
Tom has to lose weight.
学び始める
Tom zayıflamak zorunda.
Tom held a seat for me.
学び始める
Tom benim için yer tuttu.
Tom hopes you're happy.
学び始める
Tom mutlu olduğunu umuyor.
Tom introduced himself.
学び始める
Tom kendini tanıttı.
Tom ironed his clothes.
学び始める
Tom elbiselerini ütüledi.
Tom is a bit conceited.
学び始める
Tom biraz kibirli.
Tom is a good customer.
学び始める
Tom iyi bir müşteridir.
Tom is a good listener.
学び始める
Tom iyi bir dinleyicidir.
Tom is a good neighbor.
学び始める
Tom, iyi bir komşu.
Tom is a man of action.
学び始める
Tom bir eylem adamı.
Tom is a nervous wreck.
学び始める
Tom oldukça sinirli.
Tom is a smooth talker.
学び始める
Tom yumuşak bir konuşmacıdır.
Tom is a stranger here.
学び始める
Tom burada bir yabancıdır.
Tom is a very lazy boy.
学び始める
Tom çok tembel bir çocuk.
Tom is afraid of dying.
学び始める
Tom ölmekten korkuyor.
Tom is against smoking.
学び始める
Tom sigara içmeye karşı.
Tom is already married.
学び始める
Tom zaten evli.
Tom is as tall as Jack.
学び始める
Tom Jack kadar uzundur.
Tom is at the computer.
学び始める
Tom bilgisayarın başında.
Tom is close to thirty.
学び始める
Tom otuza yaklaştı.
Tom is deaf in one ear.
学び始める
Tom'un bir kulağı sağır.
Tom is easy to talk to.
学び始める
Tom'la konuşmak kolaydır.
Tom is engaged to Mary.
学び始める
Tom Mary ile nişanlıdır.
Tom is engaged to Ruth.
学び始める
Tom Ruth'la nişanlıdır.
Tom is going on thirty.
学び始める
Tom otuz olacak.
Tom is good at cooking.
学び始める
Tom aşçılıkta iyidir.
Tom is good at driving.
学び始める
Tom araba sürmede iyidir.
Tom is good at singing.
学び始める
Tom şarkı söylemede iyidir.
Tom is growing a beard.
学び始める
Tom sakal uzatıyor.
Tom is half Mary's age.
学び始める
Tom Mary'nin yarı yaşındadır.
Tom is hard of hearing.
学び始める
Tom zor işitir.
Tom is in his room now.
学び始める
Tom şu an odasında.
Tom needs help.
学び始める
Tom'un yardıma ihtiyacı var.
Tom is learning French.
学び始める
Tom Fransızca öğreniyor.
Tom is making progress.
学び始める
Tom ilerleme kaydetmektedir.
Tom is married to Mary.
学び始める
Tom Mary ile evlidir.
Tom is Mary's grandson.
学び始める
Tom Mary'nin erkek torunudur.
Tom is Mary's neighbor.
学び始める
Tom Mary'nin komşusudur.
Tom is never satisfied.
学び始める
Tom asla memnun değildir.
Tom is older than I am.
学び始める
Tom benden daha yaşlıdır.
Tom is older than Mary.
学び始める
Tom Mary'den daha yaşlıdır.
Tom is on his way home.
学び始める
Tom evine gidiyor.
Tom is only a beginner.
学び始める
Tom sadece bir başlangıç düzeyinde.
Tom is out of his mind.
学び始める
Tom aklını kaçırmış.
Tom is out of work now.
学び始める
Tom şimdi işsiz.
Tom is quite obstinate.
学び始める
Tom oldukça inatçı.
Tom is ready for fight.
学び始める
Tom mücadele için hazırdır.
Tom is related to Mary.
学び始める
Tom Mary ile akrabadır.
Tom is still at school.
学び始める
Tom hala okulda.
Tom is still in Boston.
学び始める
Tom hala Boston'dadır.
Tom is still in Boston.
学び始める
Tom hala Boston'da.
Tom is still in prison.
学び始める
Tom hala cezaevinde.
Tom is studying French.
学び始める
Tom Fransız eğitimi görüyor.
Tom is the best runner.
学び始める
Tom en iyi koşucudur.
Tom is the perfect son.
学び始める
Tom mükemmel erkek evlattır.
Tom is very nice to me.
学び始める
Tom bana karşı çok hoş.
Tom is very perceptive.
学び始める
Tom çok algısal.
Tom isn't a bad person.
学び始める
Tom kötü bir şahıs değil.
Tom isn't good at math.
学び始める
Tom matematikte iyi değildir.
Tom jogs every morning.
学び始める
Tom her sabah koşar.
Tom jumped to his feet.
学び始める
Tom ayağa fırladı.
Tom just got a haircut.
学び始める
Tom az önce bir saç tıraşı oldu.
Tom kicked the door in.
学び始める
Tom kapıya tekme attı.
Tom left the door open.
学び始める
Tom kapıyı açık bıraktı.
Tom lost his house key.
学び始める
Tom ev anahtarını kaybetti.
Tom made a big mistake.
学び始める
Tom büyük bir hata yaptı.
Tom made a good speech.
学び始める
Tom iyi bir konuşma yaptı.
Tom made many mistakes.
学び始める
Tom çok hata yaptı.
Tom made Mary go first.
学び始める
Tom ilk olarak Mary'yi gönderdi.
Tom made me a birdcage.
学び始める
Tom bana bir kuş kafesi yaptı.
Tom may do as he likes.
学び始める
Tom istediği gibi yapabilir.
Tom may have been sick.
学び始める
Tom hasta olmuş olabilir.
Tom meant what he said.
学び始める
Tom onun söylediğini demek istedi.
Tom must be very lucky.
学び始める
Tom çok şanslı olmalı.
Tom must be very tired.
学び始める
Tom çok yorgun olmalı.
Tom neglected his work.
学び始める
Tom işini ihmal etti.
Tom only saw Mary once.
学び始める
Tom Mary'yi sadece bir kez gördü.
Tom pleaded not guilty.
学び始める
Tom suçlu olmadığını savundu.
Tom pulled the trigger.
学び始める
Tom tetiği çekti.
Tom pumped up the tire.
学び始める
Tom lastiğe hava bastı.
Tom pushes Mary around.
学び始める
Tom Mary'ye haksız davranıyor.
Tom put gas in the car.
学び始める
Tom arabaya benzin koydu.
Tom put on his glasses.
学び始める
Tom gözlüklerini taktı.
Tom ran into the house.
学び始める
Tom eve koştu.
Tom refused to give up.
学び始める
Tom vazgeçmeyi reddetti.
Tom remained skeptical.
学び始める
Tom kuşkulu kaldı.
Tom reminds me of John.
学び始める
Tom bana John'u hatırlatıyor.
Tom rented a snowboard.
学び始める
Tom bir snowboard kiraladı.
Tom retraced his steps.
学び始める
Tom adımlarını yeniden izledi.
Tom rewrote his report.
学び始める
Tom raporunu yeniden yazdı.
Tom rolled over in bed.
学び始める
Tom yatakta yuvarlandı.
Tom saw it on the news.
学び始める
Tom onu haberde gördü.
Tom scratched his nose.
学び始める
Tom burnunu kaşıdı.
Tom seems to be asleep.
学び始める
Tom uykuda gibi görünüyor.
Tom shared Mary's pain.
学び始める
Tom Mary'nin acısını paylaştı.
Tom sharpened a pencil.
学び始める
Tom kurşun kalemi açtı.
Tom shelled the shrimp.
学び始める
Tom karidesin kabuğunu soydu.
Tom should do the same.
学び始める
Tom aynısını yapmalı.
Tom should know better.
学び始める
Tom daha iyi bilmeli.
Tom slept on the train.
学び始める
Tom trende uyudu.
Tom slit Mary's throat.
学び始める
Tom Mary'nin boğazını kesti.
Tom sort of liked Mary.
学び始める
Tom Mary'yi oldukça sevdi.
Tom sorted his laundry.
学び始める
Tom kirli çamaşırlarını ayırdı.
Tom split up with Mary.
学び始める
Tom Mary ile ayrıldı.
Tom sprained his ankle.
学び始める
Tom ayak bileği burktu.
Tom started the engine.
学び始める
Tom motoru çalıştırdı.
Tom stopped the engine.
学び始める
Tom motoru durdurdu.
Tom thinks that's true.
学び始める
Tom onun doğru olduğunu düşünüyor.
Tom tipped the bellboy.
学び始める
Tom Komiye bahşiş verdi.
Tom took a cold shower.
学び始める
Tom soğuk bir duş aldı.
Tom took a deep breath.
学び始める
Tom derin bir nefes aldı.
Tom took off his shoes.
学び始める
Tom ayakkabılarını çıkardı.
Tom took some medicine.
学び始める
Tom biraz ilaç aldı.
Tom took the wrong bus.
学び始める
Tom yanlış otobüse bindi.
Tom tried to keep calm.
学び始める
Tom sakin kalmaya çalıştı.
Tom tried to kill Mary.
学び始める
Tom Mary'yi öldürmeye çalıştı.
Tom tried to kiss Mary.
学び始める
Tom Mary'yi öpmeye çalıştı.
Tom walked out on Mary.
学び始める
Tom Mary'yi terketti.
Tom wanted Mary to win.
学び始める
Tom Mary'nin kazanmasını istedi.
Tom wants a microscope.
学び始める
Tom bir mikroskop istiyor.
Tom wants to be famous.
学び始める
Tom ünlü olmak istiyor.
Tom wants to be hugged.
学び始める
Tom kucaklanmak istiyor.
Tom wants to pay later.
学び始める
Tom daha sonra ödeme yapmak istedi.
Tom was afraid to swim.
学び始める
Tom yüzmeye korkuyordu.
Tom was born in Boston.
学び始める
Tom Boston'da doğdu.
Tom was here yesterday.
学び始める
Tom dün buradaydı.
Tom was in an accident.
学び始める
Tom bir kazaya karıştı.
Tom was kissed by Mary.
学び始める
Tom Mary tarafından öpüldü.
Tom was obviously sick.
学び始める
Tom apaçık hastaydı.
Tom was probably right.
学び始める
Tom büyük olasılıkla haklıydı.
Tom was really shocked.
学び始める
Tom gerçekten şok oldu.
Tom was stung by a bee.
学び始める
Tom bir arı tarafından sokuldu.
Tom was taken prisoner.
学び始める
Tom hapishaneye götürüldü.
Tom was totally wasted.
学び始める
Tom tamamen heder olmuş.
Tom was up before dawn.
学び始める
Tom şafaktan önce kalktı.
Tom watched Mary dance.
学び始める
Tom Mary'nin dans etmesini izledi.
Tom went back to sleep.
学び始める
Tom uyumak için geri döndü.
Tom went food shopping.
学び始める
Tom gıda alışverişine gitti.
Tom went out for lunch.
学び始める
Tom öğle yemeği için dışarı çıktı.
Tom went the wrong way.
学び始める
Tom yanlış yoldan gitti.
Tom will win this game.
学び始める
Tom bu oyunu kazanacak.
Tom won't let you down.
学び始める
Tom seni hayal kırıklığına uğratmayacaktır.
Tom wore a white shirt.
学び始める
Tom beyaz bir gömlek giydi.
Tom wouldn't blame you.
学び始める
Tom seni suçlamazdı.
Tom wouldn't let it go.
学び始める
Tom onun gitmesine izin vermezdi.
Tom zipped up his coat.
学び始める
Tom ceketinin fermuarını kapadı.
Tony did not feel poor.
学び始める
Tony yoksul hissetmedi.
Tony stood at the door.
学び始める
Tony, kapıda durdu.
Tony was not busy then.
学び始める
Tony o zaman meşgul değildi.
Tracy lost her glasses.
学び始める
Tracy gözlüğünü kaybetti.
Try as hard as you can.
学び始める
Elinden geldiğince sıkı çabala.
Try doing it once more.
学び始める
Onu bir kez daha yapmayı dene.
Tulips will bloom soon.
学び始める
Laleler yakında çiçek açacaklar.
Turn toward me, please.
学び始める
Bana doğru dön, lütfen.
Two ice creams, please.
学び始める
İki dondurma, lütfen.
Was it rainy in London?
学び始める
Londra'da hava yağışlı mıydı?
Washington was worried.
学び始める
Washington endişeli idi.
Watch my camera for me.
学び始める
Benim için kamerama sahip çık.
Watch out for that man.
学び始める
Şu adama dikkat et.
We agree on this point.
学び始める
Biz bu konuda hemfikiriz.
We all have missed you.
学び始める
Hepimiz seni özledik.
We can buy hot lunches.
学び始める
Sıcak öğle yemekleri alabiliriz.
We consider Tom honest.
学び始める
Biz Tom'un dürüst olduğunu düşünüyoruz.
We danced to the music.
学び始める
Biz müzik eşliğinde dans ettik.
We debated the problem.
学び始める
Biz sorunu tartıştık.
We do need your advice.
学び始める
Bizim tavsiyene ihtiyacımız var.
We don't like violence.
学び始める
Şiddetten hoşlanmayız.
We enjoy reading books.
学び始める
Biz kitap okumaktan hoşlanırız.
We enjoyed watching TV.
学び始める
TV izlemekten keyif aldık.
We exchanged greetings.
学び始める
Birbirimizi selamladık.
We expect good results.
学び始める
İyi sonuçlar bekliyoruz.
We gave the car a push.
学び始める
Biz arabayı ittik.
We go to school by bus.
学び始める
Biz okula otobüsle gideriz.
We got lost in the fog.
学び始める
Biz siste kaybolduk.
We had a narrow escape.
学び始める
Kıl payı kurtulduk.
We have finished lunch.
学び始める
Öğle yemeğini bitirdik.
We have no extra money.
学び始める
Bizim ekstra paramız yok.
We have plenty of time.
学び始める
Çok fazla zamanımız var.
We have run out of gas.
学び始める
Benzinimiz bitti.
We learn by experience.
学び始める
Biz deneyim ile öğreniriz.
We live in the suburbs.
学び始める
Biz banliyölerde yaşıyoruz.
We met her by accident.
学び始める
Onunla tesadüfen karşılaştık.
We must get up at dawn.
学び始める
Biz şafakta kalkmalıyız.
We must not be enemies.
学び始める
Biz düşmanlar olmamalıyız.
We need a little sugar.
学び始める
Biraz şekere ihtiyacımız var.
We need another member.
学び始める
Bir üyeye daha ihtiyacımız var.
We own a dog and a cat.
学び始める
Bir köpeğe ve bir kediye sahibiz.
We plan to stay a week.
学び始める
Biz bir hafta kalmayı planlıyoruz.
We played on the beach.
学び始める
Biz sahilde oynadık.
We postponed the event.
学び始める
Biz etkinliği erteledik.
We ran after the thief.
学び始める
Biz hırsızı kovaladık.
We ran around the park.
学び始める
Biz parkın etrafında koştuk.
We rented an apartment.
学び始める
Bir apartman kiraladık.
We rode in an elevator.
学び始める
Asansöre bindik.
We sang in loud voices.
学び始める
Biz yüksek sesle şarkı söyledik.
We saw nothing strange.
学び始める
Tuhaf birşey görmedik.
We should obey the law.
学び始める
Hukuka riayet etmeliyiz.
We sometimes meet them.
学び始める
Bazen onlarla buluşuyoruz.
We thank you very much!
学び始める
Çok teşekkür ederiz!
We turned on the radio.
学び始める
Biz radyoyu açtık.
We used up the shampoo.
学び始める
Şampuanı bitirdik.
We walked to the river.
学び始める
Nehre doğru yürüdük.
We waste a lot of time.
学び始める
Bir sürü zamanı boşa harcıyoruz.
We work for our living.
学び始める
Biz yaşamımız için çalışıyoruz.
We'll decide by voting.
学び始める
Oylayarak karar vereceğiz.
We'll meet at 3:00 p.m.
学び始める
15:00'te buluşacağız
We're a married couple.
学び始める
Biz evli bir çiftiz.
We're in no danger now.
学び始める
Şu anda herhangi bir tehlike değiliz.
We're in the same boat.
学び始める
Hepimiz aynı teknedeyiz.
We're out of stock now.
学び始める
Şu an stoklarımız tükendi.
We've run out of water.
学び始める
Suyumuz kalmadı.
We've run short of oil.
学び始める
Petrolümüz bitti.
Were you told to do so?
学び始める
Öyle yapman sana söylendi mi?
What about next Sunday?
学び始める
Önümüzdeki Pazara ne dersin?
What actually happened?
学び始める
Gerçekten ne oldu?
What are you about now?
学び始める
Sen şimdi ne yapıyorsun?
What are you doing now?
学び始める
Şimdi ne yapıyorsun?
What are you two doing?
学び始める
Siz ikiniz ne yapıyorsunuz?
What disease do I have?
学び始める
Hangi hastalığım var?
What do you do for fun?
学び始める
Nasıl eğlenirsin?
What do you plan to do?
学び始める
Ne yapmayı planlıyorsun?
What do you want to be?
学び始める
Ne olmak istiyorsun?
What do you want to do?
学び始める
Ne yapmak istiyorsun?
What does EC stand for?
学び始める
AB ne anlama geliyor?
What does UN stand for?
学び始める
BM ne anlama geliyor?
What does your aunt do?
学び始める
Teyzen ne iş yapar?
What he likes is jelly.
学び始める
Onun hoşlandığı jöledir.
What illness do I have?
学び始める
Ne tür bir rahatsızlığım var?
What is butter made of?
学び始める
Tereyağı neyden yapılır?
What is butter made of?
学び始める
Tereyağ neyden yapılır?
What is John doing now?
学び始める
John şimdi ne yapıyor?
What is the book about?
学び始める
Kitap ne hakkında?
What is the next class?
学び始める
Gelecek ders nedir?
What made her so angry?
学び始める
Onu ne çok öfkelendirdi?
What made you so angry?
学び始める
Seni ne o kadar kızdırdı?
What made you so angry?
学び始める
Seni böyle kızdıran nedir?
What made you think so?
学び始める
Sizi böyle düşündüren nedir?
What more could I want?
学び始める
Daha ne isteyebilirdim?
What seats do you want?
学び始める
Hangi koltuğu istiyorsun?
What he says is false.
学び始める
Onun söylediği yanlıştır.
What should I call you?
学び始める
Size ne demeliyim?
What time can you come?
学び始める
Saat kaçta gelebilirsin?
What time do you close?
学び始める
Ne zaman kapanıyorsunuz?
What time does it open?
学び始める
O saat kaçta açılır?
What time was she born?
学び始める
O, saat kaçta doğdu?
What was he up to then?
学び始める
O zamana kadar ne işle meşguldü?
How come you are here?
学び始める
Burada ne yapıyorsun?
What's in front of you?
学び始める
Önünde ne var?
What's the temperature?
学び始める
Sıcaklık nedir?
What's your best guess?
学び始める
En iyi tahminin nedir?
What's your occupation?
学び始める
Mesleğin nedir?
What's your speciality?
学び始める
Spasyaliteniz nedir?
When did you finish it?
学び始める
Onu ne zaman bitirdin?
When do you leave here?
学び始める
Buradan ne zaman ayrılıyorsun?
When do you want to go?
学び始める
Ne zaman gitmek istersin?
When will we get there?
学び始める
Oraya ne zaman varacağız?
Where are your manners?
学び始める
Törelerinize ne oldu?
Where can I buy snacks?
学び始める
Aperatifleri nereden satın alabilirim?
Where can I buy stamps?
学び始める
Pulları nereden satın alabilirim?
Where can I get a taxi?
学び始める
Nerede bir taksiye binebilirim?
Where can I get stamps?
学び始める
Nerede pul alabilirim?
Where can I put my bag?
学び始める
Çantamı nereye koyabilirim?
Where did he come from?
学び始める
O, nereden geldi?
Where did you get this?
学び始める
Bunu nerede aldın?
Where do I get the bus?
学び始める
Nerede otobüse binerim?
Where do you come from?
学び始める
Nerelisin?
Where do you have pain?
学び始める
Nerede ağrın var?
Where is the cafeteria?
学び始める
Kafeterya nerede?
Where is today's paper?
学び始める
Bugünkü gazete nerede?
Where's the dining car?
学び始める
Yemek arabası nerede?
Where's the toothpaste?
学び始める
Diş macunu nerede?
Which do you recommend?
学び始める
Hangisini tavsiye edersiniz?
Which way is the beach?
学び始める
Plaj hangi yol?
Which way is the beach?
学び始める
Hangi yol plaja gider?
Who did you give it to?
学び始める
Onu kime verdin?
Who did you meet there?
学び始める
Orada kimle karşılaştın.
Who discovered America?
学び始める
Amerika'yı kim keşfetti?
Who do you think he is?
学び始める
Onun kim olduğunu sanıyorsun?
Who else is gone today?
学び始める
Bugün başka kim gitti?
Who left the door open?
学び始める
Kapıyı kim açık bıraktı?
Who made you come here?
学び始める
Seni buraya kim getirdi?
Who teaches you French?
学び始める
Sana kim Fransızca öğretiyor?
Who's your favorite DJ?
学び始める
Favori DJ'in kim?
Whose textbook is this?
学び始める
Bu kimin ders kitabı?
Whose umbrella is this?
学び始める
Bu kimin şemsiyesi?
Why are you busy today?
学び始める
Bugün niçin meşgulsün?
Why did you come early?
学び始める
Niçin erken geldin?
Why didn't she tell me?
学び始める
O niçin bana söylemedi.
Why do I feel this way?
学び始める
Niçin bu şekilde hissediyorum?
Why do you want stamps?
学び始める
Pulları niçin istiyorsun?
Why don't you be quiet?
学び始める
Niçin sakin olmuyorsun?
Why is the baby crying?
学び始める
Bebek niçin ağlıyor?
Why not see the doctor?
学び始める
Niçin bir doktorla görüşmüyorsun?
Will he ever come back?
学び始める
O geri dönecek mi?
Will it be much longer?
学び始める
O çok daha uzun olacak mı?
Will she get well soon?
学び始める
O, yakında iyileşecek mi?
Will we arrive on time?
学び始める
Zamanında varacak mıyız?
Can you do me a favor?
学び始める
Bana bir iyilik yapar mısın?
Will you drive me home?
学び始める
Beni eve götürecek misin?
Will you get me a room?
学び始める
Bana bir oda bulur musun?
Will you join our club?
学び始める
Kulübümüze katılır mısın?
Will you open the door?
学び始める
Kapıyı açar mısın?
Will you play the tape?
学び始める
Teyp çalacak mısın?
Will you swim with Tom?
学び始める
Tom'la yüzecek misin?
Will you take me there?
学び始める
Beni oraya götürecek misin?
Wilson felt very happy.
学び始める
Wilson çok mutlu hissetti.
Wine helps digest food.
学び始める
Şarap yiyeceği sindirmeye yardımcı olur.
Won't you come with me?
学び始める
Benimle gelmeyecek misin?
Won't you stay for tea?
学び始める
Çaya kalmayacak mısın?
Won't you take a chair?
学び始める
Bir sandalye almaz mısın?
Wood and coal for fuel.
学び始める
Yakıt için odun ve kömür.
Would you come with me?
学び始める
Benimle gelir misin?
Would you like to come?
学び始める
Gelmek ister misin?
Would you like to come?
学び始める
Gelmek ister misiniz?
Would you like to wait?
学び始める
Beklemek ister misiniz?
Would you play with me?
学び始める
Benle oynamak ister misin?
You are a troublemaker.
学び始める
Sen bir baş belasısın.
You are free to go out.
学び始める
Dışarı çıkmak için özgürsün.
You're my best friend.
学び始める
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
You're taller than me.
学び始める
Sen benden daha uzunsun.
You're so beautiful.
学び始める
Çok güzelsin.
You can only go so far.
学び始める
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
You can read this book.
学び始める
Bu kitabı okuyabilirsin.
You can swim very well.
学び始める
Çok iyi yüzebiliyorsun.
You can take today off.
学び始める
Bugün izin alabilirsin.
You can take your time.
学び始める
Uygun bir zamanında yapabilirsin.
You can use it anytime.
学び始める
Onu istediğin zaman kullanabilirsin.
You can't do that here.
学び始める
Onu burada yapamazsın.
You can't hate the guy.
学び始める
Adamdan nefret edemezsin.
You can't ride a horse.
学び始める
Sen ata binemezsin.
You can't trust rumors.
学び始める
Söylentilere güvenemezsin.
You can't win them all.
学び始める
Onların hepsini kazanamazsın.
You could have done it.
学び始める
Onu yapabilirdin.
You deserve to succeed.
学び始める
Başarılı olmayı hak ediyorsun.
You have no fever.
学び始める
Senin ateşin yok.
You had plenty of time.
学び始める
Çok zamanın vardı.
You have a good camera.
学び始める
İyi bir kameran var.
Your memory is good.
学び始める
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
You have to be patient.
学び始める
Sabırlı olmak zorundasın.
You like it, huh?
学び始める
Onu seviyorsun, değil mi?
You made a wise choice.
学び始める
Mantıklı bir seçim yaptın.
You may or may not win.
学び始める
Kazanabilirsin yada kazanamayabilirsin.
You may use my new car.
学び始める
Sen benim yeni arabamı kullanabilirsin.
You might have told me.
学び始める
Bana söyleyebilirdin.
You must get up at six.
学び始める
Altıda kalkmalısın.
You must go to bed now.
学び始める
Şimdi yatmaya gitmelisin.
You should do that right now.
学び始める
Onu şimdi yapmalısın.
You ought to thank him.
学び始める
Ona teşekkür etmelisin.
You seem to like fruit.
学び始める
Meyveden hoşlanıyor gibi görünüyorsun.
You should know better.
学び始める
Daha iyi bilmelisin.
You should stay in bed.
学び始める
Yatakta kalmalısın.
You should talk to Tom.
学び始める
Tom'la konuşmalısın.
You should visit Kyoto.
学び始める
Kyoto'yu ziyaret etmelisiniz.
You should wear a coat.
学び始める
Bir palto giymelisin.
You stay away from her.
学び始める
Ondan uzak kal.
You will be laughed at.
学び始める
Sana gülünecek.
You will soon get well.
学び始める
Yakında iyileşeceksin.
You will yet regret it.
学び始める
Yine de ona pişman olacaksın.
You'd better go by bus.
学び始める
Otobüsle gitsen iyi olur.
You'd better not do it.
学び始める
Onu yapmasan iyi olur.
You'd better start now.
学び始める
Şimdi başlasan iyi olur.
You'll be dead someday.
学び始める
Birgün öleceksin.
You're a wonderful guy.
学び始める
Sen harika bir adamsın.
You're such a cute boy.
学び始める
Sen sevimli bir çocuksun.
You're such a pack rat.
学び始める
Sen bir çöpçüsün.
Your bag is on my desk.
学び始める
Çantan benim masanın üstünde.
Your cake is delicious.
学び始める
Kek'in lezzetli.
Your ideas sound crazy.
学び始める
Sizin fikirleriniz çılgınca görünüyor.
Your plan sounds great.
学び始める
Planın muhteşem görünüyor.
Your student called me.
学び始める
Öğrenciniz beni aradı.
3 multiplied by 5 is 15.
学び始める
3, 5 ile çarpılırsa 15'tir.
A ball hit her right leg
学び始める
Onun sağ bacağına bir top çarptı.
A bear can climb a tree.
学び始める
Bir ayı ağaca tırmanabilir.
A butcher deals in meat.
学び始める
Bir kasap et ticareti yapar.
A crowd gathered around.
学び始める
Etrafta bir kalabalık toplandı.
A fire broke out nearby.
学び始める
Yakında bir yangın patlak verdi.
A little louder, please.
学び始める
Biraz daha yüksek sesle, lütfen.
A square has four sides.
学び始める
Bir karenin dört kenarı vardır.
Alice may possibly come.
学び始める
Alice muhtemelen gelebilir.
All my homework is done.
学び始める
Bütün ödevlerim tamam.
All of the cake is gone.
学び始める
Kekin hepsi bitti.
All of us know him well.
学び始める
Hepimiz onu iyi tanırız.
All of us stared at her.
学び始める
Hepimiz ona baktık.
All of us were homesick.
学び始める
Hepimiz vatan özlemi çekiyorduk.
All our attempts failed.
学び始める
Tüm girişimlerimiz başarısız oldu.
All our food was rotten.
学び始める
Yiyeceğimizin hepsi bozulmuştu.
All right. I'll take it.
学び始める
Anlaşıldı. Onu ben götüreceğim.
All the boys are honest.
学び始める
Bütün çocuklar dürüst.
All the lights went out.
学び始める
Bütün ışıklar söndü.
Always do what is right.
学び始める
Her zaman doğru olanı yap.
Always obey your father.
学び始める
Her zaman babana uy.
Any child could do that.
学び始める
Herhangi bir çocuk onu yapabilirdi.
Anybody can participate.
学び始める
Herhangi biri katılabilir.
Anyone can do it easily.
学び始める
Herkes bunu kolayca yapabilir.
Anyway, I don't like it.
学び始める
Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.
Are these books Kenji's?
学び始める
Bu kitaplar Kenji'nin mi?
Are they coming as well?
学び始める
Onlar da geliyorlar mı?
Are they open on Sunday?
学び始める
Onlar Pazar günü açık mı?
Are those your pictures?
学び始める
Onlar senin resimlerin mi?
Are we arriving on time?
学び始める
Biz zamanında varacak mıyız?
Are you against my plan?
学び始める
Planıma karşı mısınız?
Are you being waited on?
学び始める
Size hizmet ediliyor mu?
Are you free on Tuesday?
学び始める
Salı günü boş musun?
Are you good at cooking?
学び始める
Yemek pişirmede iyi misin?
Are you happy right now?
学び始める
Şimdi mutlu musunuz?
Are you ready to go out?
学び始める
Dışarı çıkmak için hazır mısınız?
Are you referring to me?
学び始める
Bana mı gönderme yapıyorsun?
Are your parents in now?
学び始める
Ebeveynleriniz şimdi içerde mi?
Armstrong walked around.
学び始める
Armstrong, etrafta gezindi.
Ask her what she bought.
学び始める
Ne aldığını ona sor.
Ask him to stay a while.
学び始める
Ona biraz kalmasını rica et.
Ask him what to do next.
学び始める
Ona daha sonra ne yapacağını sor.
Ask me something easier.
学び始める
Bana daha kolay bir şey sor.
Atoms are in everything.
学び始める
Atomlar her şeyin içinde vardır.
Austria had allies, too.
学び始める
Avusturya'nın da müttefikleri vardı.
Be kind to the children.
学び始める
Çocuklara nazik olun.
Beautiful day, isn't it?
学び始める
Güzel gün, değil mi?
Beauty is but skin deep.
学び始める
Güzellik sadece yüzeyseldir.
Betty didn't say a word.
学び始める
Betty bir kelime söylemedi.
Betty killed her mother.
学び始める
Betty annesini öldürdü.
Betty never said a word.
学び始める
Betty asla bir kelime söylemedi.
Bill can ride a bicycle.
学び始める
Bill bisiklete binebilir.
Bill can ride a bicycle.
学び始める
Bill bisiklet sürebilir.
Bill is a great fighter.
学び始める
Bill büyük bir döğüşçü.
Bill is as tall as Jack.
学び始める
Bill, Jack kadar uzun boylu.
Bill lives near the sea.
学び始める
Bill denizin yanında yaşıyor.
Bill will win, won't he?
学び始める
Bill kazanacak, değil mi?
Billy is good at sports.
学び始める
Billy sporlarda iyidir.
Bob came home very late.
学び始める
Bob eve çok geç geldi.
Bob will be home at six.
学び始める
Bob altıda evde olacak.
Both sisters are pretty.
学び始める
Her iki kız kardeş güzel.
Brian kept Kate waiting.
学び始める
Brain Kate'i bekletti.
Brian left for New York.
学び始める
Brian New York'a gitti.
Bring along your friend.
学び始める
Arkadaşını yanında getir.
Bring me the dictionary.
学び始める
Bana sözlüğü getir.
Can anybody else answer?
学び始める
Başka birisi cevap verebilir mi?
Can I borrow your radio?
学び始める
Radyonu ödünç alabilir miyim?
Can I catch a taxi here?
学び始める
Burada bir taksiye binebilir miyim?
Can I eat my lunch here?
学び始める
Burada öğle yemeğimi yiyebilir miyim?
Can I use a credit card?
学び始める
Kredi kartı kullanabilir miyim?
Can she play the guitar?
学び始める
O gitar çalabilir mi?
Can we afford a new car?
学び始める
Yeni bir araba alabilir miyiz?
Can you do this problem?
学び始める
Bu sorunu halledebilir misin?
Can you eat raw oysters?
学び始める
Çiğ istiridye yiyebilir misin?
Can you get it repaired?
学び始める
Onu tamir ettirebilir misin?
Can you give me a house?
学び始める
Beni evine alabilir misin?
Can you guess the price?
学び始める
Fiyatı tahmin edebilir misiniz?
Can you lend me 500 yen?
学び始める
500 Yen ödünç verebilirmisiniz?
Can you lift this stone?
学び始める
Bu taşı kaldırabilir misin?
Can you make it on time?
学び始める
Onu zamanında yapabilir misin?
Can you open the window?
学び始める
Pencere açabilir misiniz?
Can you order it for me?
学び始める
Onu benim için ısmarlar mısınız?
Can you play guitar?
学び始める
Gitar çalabilir misin?
Can you play the violin?
学び始める
Kemanı çalabilir misin?
Can you play the violin?
学び始める
Keman çalabilir misin?
Can you read this kanji?
学び始める
Bu kanjiyi okuyabilir misin?
Can you see the picture?
学び始める
Resmi görebiliyor musun?
Can you swim underwater?
学び始める
Sualtında yüzebilir misin?
Can you take on the job?
学び始める
İşi üstlenir misin?
Can't he ride a bicycle?
学び始める
O bisiklet süremez mi?
Can't you speak English?
学び始める
İngilizce konuşamıyor musun?
Carry the bags upstairs.
学び始める
Çantaları üst kata taşı.
Carter was re-nominated.
学び始める
Carter yeniden aday gösterildi.
Charge it to my account.
学び始める
Onu benim hesabıma yaz.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。