Turkish sentences from Tatoeba 13

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
Come and see us sometime.
学び始める
Bir ara bizi görmeye gel.
Come as soon as possible.
学び始める
Mümkün olduğunca kısa sürede gel.
Come in, the door's open.
学び始める
Buyrun, kapı açık.
Come on any day you like.
学び始める
İstediğin herhangi bir günde gel.
Could I park my car here?
学び始める
Arabamı buraya parkedebilir miyim?
Could I sit on the aisle?
学び始める
Koridor tarafında oturabilir miyim?
Could you drive Tom home?
学び始める
Tom'u eve götürür müsün?
Could you please help me?
学び始める
Lütfen bana yardım eder misiniz?
Crime is on the increase.
学び始める
Suç artmakta.
Curiosity killed the cat.
学び始める
Merak kediyi öldürdü.
Custer refused to listen.
学び始める
Custer dinlemeyi reddetti.
Did he tell you anything?
学び始める
O size bir şey söyledi mi?
Did I hurt your feelings?
学び始める
Duygularını incittim mi?
Did she have a hard time?
学び始める
Zor zaman geçirdi mi?
Did you brush your teeth?
学び始める
Dişlerini fırçaladın mı?
Did you enjoy the film?
学び始める
Filmden hoşlandınız mı?
Did you enjoy your visit?
学び始める
Ziyaretinizden zevk aldınız mı?
Did you ever talk to him?
学び始める
Onunla hiç konuştun mu?
Did you forget something?
学び始める
Bir şey unuttun mu?
Did you go to the doctor?
学び始める
Doktora gittin mi?
Did you have fun?
学び始める
Eğlendin mi?
Did you pay for the book?
学び始める
Kitap için ödeme yaptın mı?
Did you sew this by hand?
学び始める
Bunu elle mi diktin?
Did you turn off the gas?
学び始める
Gazı kapattın mı?
Didn't you hear a scream?
学び始める
Bir çığlık duymadın mı?
Didn't you read the book?
学び始める
Kitabı okumadın mı?
Do as you are told to do.
学び始める
Sana yapılması söylenildiği gibi yap.
Do it when you have time.
学び始める
Zamanın olursa, onu yap.
Do not eat too much cake.
学び始める
Çok fazla kek yeme.
Do whatever he tells you.
学び始める
O sana her ne söylerse yap.
Do whatever he tells you.
学び始める
O sana ne söylerse yap.
Do you also want a shave?
学び始める
Sen de tıraş olmak ister misin?
Do you believe his story?
学び始める
Onun hikayesine inanıyor musunuz?
Do you believe in ghosts?
学び始める
Hayaletlere inanıyor musunuz?
Do you feel like resting?
学び始める
Canınız dinlenmek istiyor mu?
Do you have a girlfriend?
学び始める
Bir kız arkadaşın var mı?
Do you have a pen on you?
学び始める
Yanınızda bir kaleminiz var mı?
Do you have a subway map?
学び始める
Bir metro haritan var mı?
Do you have any brothers?
学び始める
Hiç erkek kardeşin var mı?
Do you have any children?
学び始める
Hiç çocuğun var mı?
Do you have any quarters?
学び始める
Hiç çeyrek doların var mı?
Do you have any rock CDs?
学び始める
Hiç rock CD'lerin var mı?
Do you have enough money?
学び始める
Yeterli paran var mı?
Do you have many friends?
学び始める
Çok arkadaşın var mı?
Do you have many hobbies?
学び始める
Çok hobin var mı?
Do you know how to drive?
学び始める
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know what he said?
学び始める
Onun ne dediğini biliyor musun?
Do you know what this is?
学び始める
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know where she is?
学び始める
Onun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Do you know who they are?
学び始める
Onların kim olduklarını biliyor musunuz?
Do you like French wines?
学び始める
Fransız şarapları sever misiniz?
Do you mean what you say?
学び始める
Gerçekten onu mu demek istiyorsun?
Do you need an ambulance?
学び始める
Bir ambulansa ihtiyacın var mı?
Do you object to my idea?
学び始める
Benim fikrime itiraz ediyor musun?
Do you often eat granola?
学び始める
Genellikle granola yer misiniz?
Do you plan to go abroad?
学び始める
Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?
Do you plan to stay long?
学び始める
Uzun kalmayı planlıyor musun?
Do you remember his name?
学び始める
Onun adını hatırlıyor musun?
Do you talk to your cats?
学び始める
Kedilerinle konuşur musun?
Does he come home at six?
学び始める
O, eve altıda mı gelir?
Does he need to help her?
学び始める
Ona yardım etmesi gerekiyor mu?
Does she always go there?
学び始める
O her zaman oraya gider mi?
Does this make any sense?
学び始める
Bu mantıklı mıdır?
Does Toshio like Sachiko?
学び始める
Toshio Sachiko'yu seviyor mu?
Don't be in such a hurry.
学び始める
Böyle acele etmeyin.
Don't be late for school.
学び始める
Okula geç kalma.
Don't break the branches.
学び始める
Dalları kırma.
Don't change the subject.
学び始める
Konuyu değiştirme.
Don't drink so much beer.
学び始める
Çok bira içmeyin.
Don't kick the door open.
学び始める
Kapıyı tekmeleyerek açmayın.
Don't let go of the rope.
学び始める
İpi bırakma.
Don't make fun of others.
学び始める
Diğerleriyle alay etmeyin.
Don't make fun of people.
学び始める
İnsanlarla alay etmeyin.
Don't make so much noise.
学び始める
Bu kadar gürültü yapmayın.
Don't overexert yourself.
学び始める
Kendini aşırı yorma.
Don't play baseball here.
学び始める
Burada beyzbol oynama.
Don't play in the street.
学び始める
Sokakta oynama.
Don't play with that key!
学び始める
Bu tuşla oynama!
Don't scare me like that!
学び始める
Beni öyle korkutma!
Don't smoke in this room.
学び始める
Bu odada sigara içmeyin.
Don't spoil the children.
学び始める
Çocuklara yüz verip şımartma.
Don't take it personally.
学び始める
Onu kişisel olarak almayın.
Don't throw in the towel.
学び始める
Yenilgiyi kabul etmeyin.
Don't try God's patience.
学び始める
Allah'ın sabrını denemeyin.
Don't turn off the light.
学び始める
Işığı kapatmayın.
Don't worry about my dog.
学び始める
Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.
Don't worry about others.
学び始める
Diğerleri hakkında endişe etmeyin.
Don't you have a bicycle?
学び始める
Bir bisikletin yok mu?
Don't you have any money?
学び始める
Hiç paran yok mu?
Don't move from here.
学び始める
Buradan ayrılmayın.
Don't you want to go out?
学び始める
Dışarı çıkmak istemiyor musun?
Draw a line on the paper.
学び始める
Kağıdın üzerine bir çizgi çizin.
Each of them sang a song.
学び始める
Onlardan her biri bir şarkı söyledi.
Each player did his best.
学び始める
Her oyuncu elinden geleni yaptı.
Education begins at home.
学び始める
Eğitim evde başlar.
Either come in or go out.
学び始める
Ya içeri gel ya da dışarı git.
Either you or I am right.
学び始める
Ya sen yada ben haklıyım.
Emily ate tofu at dinner.
学び始める
Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.
English is easy to learn.
学び始める
İngilizce öğrenmek kolaydır.
Enjoy life while you may.
学び始める
Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.
Every house had a garden.
学び始める
Her evin bir bahçesi vardı.
Everybody has weaknesses.
学び始める
Herkesin zayıflıkları vardır.
Everybody knows his name.
学び始める
Herkes onun adını bilir.
Everyone talked about it.
学び始める
Herkes o konu hakkında konuştu.
Everything went smoothly.
学び始める
Her şey yolunda gitti.
Excuse me for being late.
学び始める
Geç kaldığım için beni bağışlayın.
Exercise improves health.
学び始める
Egzersiz sağlığı geliştirir.
Fire is always dangerous.
学び始める
Ateş her zaman tehlikelidir.
First come, first served.
学び始める
İlk gelene ilk servis yapılır.
Flour is made from wheat.
学び始める
Un buğdaydan yapılır.
Flour is made into bread.
学び始める
Un ekmeğe dönüştürülür.
Ford was poorly educated.
学び始める
Ford kötü eğitim gördü.
Four ideas were proposed.
学び始める
Dört fikir önerildi.
George married my sister.
学び始める
George kız kardeşimle evlendi.
Germs can cause sickness.
学び始める
Mikroplar hastalığa neden olabilir.
Get off at the next stop.
学び始める
Bir sonraki durakta inin.
Get out of the classroom.
学び始める
Sınıftan çıkın.
Get your things together.
学び始める
Eşyalarını toparla.
Give me a bottle of wine.
学び始める
Bana bir şişe şarap ver.
Give me a coffee, please.
学び始める
Bana bir kahve ver, lütfen.
Give me a glass of water.
学び始める
Bana bir bardak su ver.
Give me a hand, will you?
学び始める
Bana yardımcı ol, olur mu?
Give me a piece of chalk.
学び始める
Bana bir parça tebeşir verin.
Give me a piece of paper.
学び始める
Bana bir parça kağıt ver.
Give me a sheet of paper.
学び始める
Bana bir kağıt verin.
Give me something to eat.
学び始める
Bana yiyecek bir şeyler ver.
Give me the bill, please.
学び始める
Bana hesabı getir, lütfen.
Give me the same, please.
学び始める
Bana aynısını ver lütfen.
Go and see him in person.
学び始める
Bizzat git ve onunla görüş.
Good students study hard.
学び始める
İyi öğrenciler çok çalışır.
Has the snow stopped yet?
学び始める
Kar henüz durdu mu?
Have some tea, won't you?
学び始める
Biraz çay al, ne dersin?
Have you eaten lunch yet?
学び始める
Öğle yemeğini henüz yedin mi?
Have you ever been on TV?
学び始める
Hiç televizyonda çıktın mı?
Have you ever seen a UFO?
学び始める
Hiç bir ufo gördünüz mü?
Have you fed the dog yet?
学び始める
Henüz köpeği besledin mi?
Have you met him already?
学び始める
Zaten onunla tanışıyormuydun?
Have you seen my new car?
学び始める
Yeni arabamı gördün mü?
Haven't I met you before?
学び始める
Daha önce sizinle tanışmadım mı?
Haven't you gone too far?
学び始める
Çok ileri gitmedin mi?
He admitted his mistakes.
学び始める
O, hatalarını itiraf etti.
He also was very serious.
学び始める
O da çok ciddidir.
He and I walked together.
学び始める
O ve ben birlikte yürüdük.
He asked for a cigarette.
学び始める
O, bir sigara istedi.
He became a famous actor.
学び始める
O, ünlü bir aktör oldu.
He began to be a problem.
学び始める
O bir sorun olmaya başladı.
He began to make excuses.
学び始める
O, muazaret göstermeye başladı.
He believed in the truth.
学び始める
O, gerçeğe inanıyordu.
He bought a plane ticket.
学び始める
O bir uçak bileti satın aldı.
He came back from Canada.
学び始める
O, Kanada'dan döndü.
He came back last August.
学び始める
O, geçen Ağustos ayında geri geldi.
He came down with a cold.
学び始める
O, soğuk algınlığına yakalandı.
He came here before noon.
学び始める
O buraya öğleden önce geldi.
He can also speak French.
学び始める
Ayrıca Fransızca da konuşabilmektedir.
He can speak French well.
学び始める
O, Fransızcayı iyi konuşabilir.
He can't be under thirty.
学び始める
O otuzdan aşağı olamaz.
He can't have told a lie.
学び始める
O, yalan söylemiş olamaz.
He can't make a decision.
学び始める
O bir karar veremez.
He caught her by the arm.
学び始める
O, onu kolundan yakaladı.
He cut the envelope open.
学び始める
O zarfı açmak için kesti.
He denied the accusation.
学び始める
O, suçlamayı reddetti.
He did his best to drink.
学び始める
İçmek için elinden geleni yaptı.
He did not agree with it.
学び始める
O onu kabul etmedi.
He did not die of cancer.
学び始める
O kanserden ölmedi.
He did not like children.
学び始める
O, çocuklardan hoşlanmıyordu.
He didn't come after all.
学び始める
Beklenenin tersine gelmedi.
He died at the age of 70.
学び始める
O, yetmiş yaşında öldü.
He discovered a new star.
学び始める
Yeni bir yıldız keşfetti.
He disregarded my advice.
学び始める
O benim tavsiyemi görmezden geldi.
He does not get up early.
学び始める
O, erken kalkmaz.
He doesn't have a sister.
学び始める
Onun bir kız kardeşi yok.
He doesn't have any pets.
学び始める
Onun hiç evcil hayvanı yok.
He drank a cup of coffee.
学び始める
O bir fincan kahve içti.
He drank a lot yesterday.
学び始める
O, dün çok içti.
He enjoys playing tennis.
学び始める
O tenis oynamaktan hoşlanıyor.
He extinguished the fire.
学び始める
O, yangını söndürdü.
He fell and hurt his leg.
学び始める
O düştü ve bacağını incitti.
He fell in love with her.
学び始める
O, ona aşık oldu.
He fired most of his men.
学び始める
O adamlarının çoğunu kovdu.
He found a broken camera.
学び始める
O, bozuk bir kamera buldu.
He gave a sigh of relief.
学び始める
O rahat bir nefes verdi.
He got them to reject it.
学び始める
O onlara onu geri çevirtti.
He got up in the morning.
学び始める
O, sabah kalktı.
He got wonderful results.
学び始める
O, harika sonuçlar aldı.
He had been there before.
学び始める
O daha önce orada bulunmuştu.
He had dinner by himself.
学び始める
O, tek başına akşam yemeği yedi.
He had few other friends.
学び始める
Onun diğer birkaç arkadaşı vardı.
He had his wallet stolen.
学び始める
O, cüzdanını çaldırdı.
He had to clean his room.
学び始める
O, odasını temizlemek zorunda kaldı.
He had trouble breathing.
学び始める
Nefes alma zorluğu vardı.
He has a good reputation.
学び始める
O iyi bir üne sahiptir.
He has already gone home.
学び始める
O zaten eve gitti.
He has already had lunch.
学び始める
O zaten öğle yemeği yedi.
He has broken the record.
学び始める
O, rekor kırdı.
He has got a good camera.
学び始める
Onun iyi bir kamerası var.
He has just arrived here.
学び始める
O az önce buraya vardı.
He has lots of new ideas.
学び始める
Onun çok sayıda yeni fikirleri var.
He has never been abroad.
学び始める
O, hiç yurt dışında bulunmadı.
He has never been abroad.
学び始める
O hiç yurt dışına gitmedi.
He has never played golf.
学び始める
O asla golf oynamadı.
He has no sense of humor.
学び始める
Onun espri anlayışı yoktur.
He has nobody to consult.
学び始める
Onun danışacak kimsesi yok.
He has written two books.
学び始める
O iki kitap yazdı.
He hasn't been here long.
学び始める
Uzun süredir burada bulunmadı.
He heard the dog barking.
学び始める
Köpeğin havladığını duydum.
He intended to marry her.
学び始める
Onunla evlenmek niyetindeydi.
He invited me to a party.
学び始める
O beni bir partiye davet etti.
He is a cheerful old man.
学び始める
O, neşeli, yaşlı bir adam.
He is a man of character.
学び始める
O kişilikli bir insandır.
He is a pretty great guy.
学び始める
O oldukça büyük bir adam.
He is a typical Japanese.
学び始める
O tipik bir Japon.
He is a very fussy eater.
学び始める
O, zor beğenen bir yiyicidir.
He is a very good batter.
学び始める
O, çok iyi bir top vurucusu.
He is absent from school.
学び始める
O, okulda yok.
He is afraid of swimming.
学び始める
O, yüzmekten korkuyor.
He is after a better job.
学び始める
O daha iyi bir iş peşinde.
He is after a better job.
学び始める
O daha iyi bir iş arıyor.
He is always complaining.
学び始める
O her zaman şikayet ediyor.
He is always on the move.
学び始める
O sürekli aktif.
He is an intelligent boy.
学び始める
O akıllı bir çocuk.
He is anxious to see you.
学び始める
O seni görmek için hevesli.
He is as healthy as ever.
学び始める
O her zamanki gibi sağlıklı.
He is being very careful.
学び始める
O, çok dikkatli davranıyor.
He is by no means bright.
学び始める
O, hiçbir şekilde zeki değil.
He is by no means stupid.
学び始める
O hiçbir şekilde aptal değil.
He is certain to turn up.
学び始める
O, kesin dönecek.
He is crazy about skiing.
学び始める
O, kayak yapmak için deli oluyor.
He is deeply in debt now.
学び始める
O, şimdi don derece borçlu.
He is eager to go abroad.
学び始める
O, yurt dışına gitmek için istekli.
He is employed in a bank.
学び始める
O, bir bankada görevlidir.
He is famous as a doctor.
学び始める
O bir doktor olarak ünlüdür.
He is good at arithmetic.
学び始める
O, aritmetikte iyidir.
He is good at gymnastics.
学び始める
O jimnastikte iyidir.
He is in the tenth grade.
学び始める
O onuncu sınıfta.
He is known to everybody.
学び始める
O, herkes tarafından bilinir.
He is known to everybody.
学び始める
O, herkes tarafından tanınır.
He is liked by everybody.
学び始める
O herkes tarafından sevildi.
He is lying on the bench.
学び始める
O, bankta uzanıyor.
He is not an English boy.
学び始める
O bir İngiliz çocuk değildir.
He is not at all foolish.
学び始める
O hiçte aptal değil.
He is not up to the task.
学び始める
O, iş için uygun değil.
He is nothing but a fool.
学び始める
O, bir aptaldan başka bir şey değil.
He is nothing but a liar.
学び始める
O yalancıdan başka birşey değil.
He is now short of money.
学び始める
Onun şimdi parası yok.
He is opening the window.
学び始める
O pencereyi açıyor.
He is playing over there.
学び始める
O orada oynuyor
He is rotten to the core.
学び始める
O, tamamen bozulmuş.
He is stronger than I am.
学び始める
O benden daha güçlüdür.
He is tired, and so am I.
学び始める
O yorgun, ve ben de.
He is too tired to study.
学び始める
O çalışamayacak kadar çok yorgun.
He is very good at poker.
学び始める
O pokerde çok iyidir.
He is wearing sunglasses.
学び始める
O güneş gözlüğü takıyor.
He is writing a book now.
学び始める
O şimdi bir kitap yazıyor.
He jumped into the water.
学び始める
O suya atladı.
He jumped over the hedge.
学び始める
O, çitin üzerinden atladı.
He keeps this gun loaded.
学び始める
O, bu silahı yüklü bulundurur.
He knew he could not win.
学び始める
O kazanamayacağını biliyordu.
He knows a lot of people.
学び始める
O, birçok insan tanıyor.
He lay down on the grass.
学び始める
O çimin üstüne uzanmıştı.
He leveled his gun at me.
学び始める
O, silahını bana doğru çevirdi.
He lifted her to the bed.
学び始める
O onu yatağa kaldırdı.
He likes music very much.
学び始める
O, müziği çok sever.
He likes to travel alone.
学び始める
O tek başına seyahat etmeyi sever.
He lived here for a time.
学び始める
O, bir süre burada yaşadı.
He lives next door to us.
学び始める
O, bize bitişik yaşıyor.
He looked after the baby.
学び始める
O bebekle ilgilendi.
He looked over my report.
学び始める
O, raporumu gözden geçirdi.
He looks as poor as ever.
学び始める
O, her zamanki gibi fakir görünüyor.
He looks like a good boy.
学び始める
O, iyi bir çocuğa benziyor.
He looks like his father.
学び始める
O, babasına benziyor.
He looks much better now.
学び始める
O, şimdi çok daha iyi görünüyor.
He looks old for his age.
学び始める
O, yaşına göre yaşlı görünüyor.
He looks old for his age.
学び始める
O yaşına göre yaşlı görünüyor.
He lost his movie ticket.
学び始める
O, sinema biletini kaybetti.
He made a fortune in oil.
学び始める
O, petrolde bir servet yaptı.
He made a tour of Europe.
学び始める
O, bir Avrupa turu yaptı.
He made a will last year.
学び始める
O geçen yıl vasiyetini hazırladı.
He married a pretty girl.
学び始める
O güzel bir kız ile evlendi.
He may have lost his way.
学び始める
O, yolunu kaybetmiş olabilir.
He might change his mind.
学び始める
O, fikrini değiştirebilir.
He missed the last train.
学び始める
O son treni kaçırdı.
He must be an honest man.
学び始める
O, dürüst bir adam olmalı.
He must be the principal.
学び始める
O, müdür olmalı.
He must be Tom's brother.
学び始める
O Tom'un erkek kardeşi olmalı.
He never stopped writing.
学び始める
O, yazmaktan asla vazgeçmedi.
He often walks to school.
学び始める
O sık sık okula yürür.
He owns a good few sheep.
学び始める
O birkaç iyi koyuna sahiptir.
He painted the door blue.
学び始める
Kapıyı maviye boyadı.
He picked up a red stone.
学び始める
O kırmızı bir taş aldı.
He plays the guitar well.
学び始める
O iyi gitar çalar.
He promised not to smoke.
学び始める
O sigara içmemeye söz verdi.
He promised to marry her.
学び始める
O, onunla evlenmek için söz verdi.
He put a cap on his head.
学び始める
O, kafasına bir kep giydi.
He put his room in order.
学び始める
O, odasını düzenledi.
He put on clean trousers.
学び始める
O, temiz pantolon giydi.
He put on the black coat.
学び始める
O, siyah ceketi giydi.
He put on the red jacket.
学び始める
O, kırmızı ceketi giydi.
He put the room in order.
学び始める
O, odayı düzenledi.
He quit school last week.
学び始める
Okuldan geçen hafta ayrıldı.
He reached for the apple.
学び始める
O, elmaya uzandı.
He really makes me angry.
学び始める
O beni gerçekten kızdırır.
He resigned as president.
学び始める
O, başkan olarak istifa etti.
He said he did not do it.
学び始める
O, onu yapmadığını söyledi.
He seems as busy as ever.
学び始める
O her zamanki kadar meşgul görünüyor.
He seldom goes to church.
学び始める
O nadiren kiliseye gider.
He showed me her picture.
学び始める
Bana onun resmini gösterdi.
He slept well last night.
学び始める
O, dün gece iyi uyudu.
He slowly raised the gun.
学び始める
O, yavaşça silahı kaldırdı.
He stared at the picture.
学び始める
O, resme baktı.
He studied for ten years.
学び始める
O, on yıl çalıştı.
He studies day and night.
学び始める
O, gece gündüz çalışır.
He swam across the river.
学び始める
O, nehir boyunca yüzdü.
He tasted the cheesecake.
学び始める
O, peynirli kekin tadına baktı.
He taught himself French.
学び始める
Kendisine Fransızca öğretti.
He taught me how to swim.
学び始める
O, bana yüzmeyi öğretti.
He told me where to shop.
学び始める
O bana nerede alışveriş yapacağını söyledi.
He told us to keep quiet.
学び始める
O bize sessiz kalmamızı söyledi.
He took a trip to Europe.
学び始める
O, Avrupa'ya geziye gitti.
He took his sister along.
学び始める
O, kız kardeşini yanında götürdü.
He took off his overcoat.
学び始める
O, paltosunu çıkardı.
He took out his passport.
学び始める
O, pasaportunu çıkardı.
He took part in the race.
学び始める
O, yarışa katıldı.
He tore the paper in two.
学び始める
O, kağıdı ikiye ayırdı.
He tried to get up early.
学び始める
O, erken kalkmaya çalıştı.
He tried to kill himself.
学び始める
Kendini öldürmeye çalıştı.
He tried to learn French.
学び始める
Fransızca öğrenmek için gayret etti.
He tried to persuade her.
学び始める
O, onu ikna etmeye çalıştı.
He used to be a nice boy.
学び始める
O, hoş bir çocuktu.
He used to read at night.
学び始める
O geceleri kitap okurdu.
He usually comes in time.
学び始める
O genellikle zamanında gelir.
He visited China in 1998.
学び始める
O, 1998 yılında Çin'i ziyaret etti.
He waited until she came.
学び始める
O, o gelene kadar bekledi.
He walked back and forth.
学び始める
İleri geri büyüdü.
He walked past the house.
学び始める
O yürüyerek evin yanından geçti.
He wanted to be a farmer.
学び始める
O, bir çiftçi olmak istedi.
He wants to go to Africa.
学び始める
Afrika'ya gitmek istiyor.
He was a forceful leader.
学び始める
O, güçlü bir liderdi.
He was a poet and writer.
学び始める
O bir şair ve yazardı.
He was accused of murder.
学び始める
O cinayetle suçlandı.
He was alone in the room.
学び始める
O, odada yalnızdı.
He was beaten too easily.
学び始める
O, çok kolay tenifi.
He was by no means happy.
学び始める
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
He was completely honest.
学び始める
O, tamamen dürüsttü.
He was easily influenced.
学び始める
O, kolayca etkilendi.
He was elected president.
学び始める
O başkan seçildi.
He was executed as a spy.
学び始める
O bir casus olarak idam edildi.
He was exposed to danger.
学び始める
O, tehlikeye maruz kaldı.
He was framed for murder.
学び始める
O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.
He was held in captivity.
学び始める
O, esaret altında tutuldu.
He was here at that time.
学び始める
O, o zaman buradaydı.
He was humiliated by her.
学び始める
O, onun tarafından aşağılandı.
He was killed in the war.
学び始める
O, savaşta öldürüldü.
He was knee-deep in snow.
学び始める
O diz boyu karın içindeydi.
He was lying on his back.
学び始める
O sırtüstü yatıyordu.
He was paralyzed by fear.
学び始める
O korkuyla felç oldu.
He was playing the piano.
学び始める
O piyano çalıyordu.
He was small, but strong.
学び始める
O küçük, ama güçlüydü.
He was the first to come.
学び始める
O ilk varandı.
He was then a boy of ten.
学び始める
O, o zaman on yaşında bir çocuktu.
He was very busy all day.
学び始める
Bütün gün çok meşguldü.
He was very kind to them.
学び始める
O, onlara karşı çok nazikti.
He went aboard the plane.
学び始める
O, uçağa bindi.
He went there by himself.
学び始める
O, tek başına oraya gitti.
He went there by himself.
学び始める
O, oraya kendisi gitti.
He whistled as he walked.
学び始める
O yürürken ıslık çaldı.
He will be back tomorrow.
学び始める
Yarın geri dönecek.
He will be free tomorrow.
学び始める
O yarın boş olacak.
He will come in a moment.
学び始める
O, birazdan gelecek.
He will end up in prison.
学び始める
O, hapishaneyi boylayacak.
He will go in your place.
学び始める
O, senin yerine gidecek.
He will have to go there.
学び始める
Oraya gitmek zorunda kalacak.
He will love her forever.
学び始める
Onu sonsuza kadar sevecek.
He will not listen to me.
学び始める
O, beni dinlemeyecektir.
He will soon return home.
学び始める
Yakında eve dönecektir.
He won the next election.
学び始める
O, bir sonraki seçimi kazandı.
He wore a light blue tie.
学び始める
O, açık mavi kravat takmıştı.
He worked for a rich man.
学び始める
Zengin bir adam için çalıştı.
He writes me once a week.
学び始める
O bana haftada bir kez yazar.
He wrote to me yesterday.
学び始める
O dün bana yazdı.
He'll be glad to see you.
学び始める
Seni gördüğüne memnun olacaktır.
He'll be here any moment.
学び始める
O, her an burada olacak.
He'll be here until noon.
学び始める
O, öğleye kadar burada olacak.
He's a bit of a drunkard.
学び始める
O, biraz ayyaştır.
He's a strange character.
学び始める
O garip bir kişilik.
He's in bed with the flu.
学び始める
O gripten dolayı yatakta.
He's very angry with you.
学び始める
O size çok kızgın.
He's very good at guitar.
学び始める
O, gitarda çok iyidir.
He’s still sick in bed.
学び始める
O, hala yatakta hasta.
Helen, this is my cousin.
学び始める
Helen, bu benim kuzenim.
Hello, Tom. Good morning.
学び始める
Merhaba, Tom. Günaydın.
Help me with my homework.
学び始める
Ev ödevimde bana yardımcı ol.
Help yourself to a drink.
学び始める
Kendinize bir içki alın.
Her answer was incorrect.
学び始める
Onun cevabı doğru değildi.
Her car is two years old.
学び始める
Onun arabası iki yaşında.
Her family is very large.
学び始める
Onun ailesi çok geniş.
Her friends call him Ned.
学び始める
Arkadaşları onu Ned diyor.
Her hair is turning gray.
学び始める
Onun saçı ağarıyor.
Her house is very modern.
学び始める
Onun evi çok moderndir.
Her husband is in prison.
学び始める
Onun kocası hapiste.
Her speech was excellent.
学び始める
Onun konuşması mükemmeldi.
Here is a letter for you.
学び始める
İşte senin için bir mektup.
Here, please have a seat.
学び始める
Buraya oturun, lütfen.
Here's my account number.
学び始める
İşte benim hesap numaram.
Here's some news for you.
学び始める
İşte sizin için biraz haber.
His argument was logical.
学び始める
Onun argümanı mantıklı idi.
His book was upside down.
学び始める
Onun kitabı tersti.
His car is gaining on us.
学び始める
Onun arabası bize yaklaşıyor.
His clothes are worn out.
学び始める
Onun elbiseleri yıpranmış.
His family is very large.
学び始める
Onun ailesi çok geniştir.
His father calls him Tom.
学び始める
Onun babası onu Tom olarak çağırır.
His house was burnt down.
学び始める
Onun evi yakıldı.
His ideas are up to date.
学び始める
Onun fikirleri çağdaş.
His new car is wonderful.
学び始める
Onun yeni arabası harika.
His overcoat is worn out.
学び始める
Onun paltosu yıpranmış.
His patience is worn out.
学び始める
Onun sabrı kalmamış.
His speech was too short.
学び始める
Onun konuşması çok kısaydı.
His study faces the park.
学び始める
Onun çalışma odası parka bakıyor.
His work is now complete.
学び始める
Onun çalışması tam.
His work is washing cars.
学び始める
Onun işi arabaları yıkamaktır.
Hitomi looked very happy.
学び始める
Hitomi çok mutlu görünüyordu.
Hold on a minute, please.
学び始める
Bir dakika bekle, lütfen.
Hold on a moment, please.
学び始める
Biraz bekleyin, lütfen.
How about a cup of cocoa?
学び始める
Bir bardak kakaoya ne dersin?
How about going swimming?
学び始める
Yüzmeye ne dersin?
How about playing tennis?
学び始める
Tenis oynamaya ne dersin?
How about tomorrow night?
学び始める
Yarın akşama ne dersin?
How did he take the news?
学び始める
O haberi nasıl aldı?
How do you feel about it?
学び始める
Bu konuda ne hissediyorsunuz?
How do you like New York?
学び始める
New York nasıl buluyorsun?
How does he go to school?
学び始める
O, okula nasıl gider?
How high is the mountain?
学び始める
Dağın yüksekliği nedir?
How is the weather there?
学び始める
Orada hava nasıl?
How is the weather today?
学び始める
Bugün hava nasıl?
How large is your family?
学び始める
Aileniz ne kadar büyük?
How long are you staying?
学び始める
Ne kadar kalıyorsun?
How long do we stop here?
学び始める
Biz burada ne kadar dururuz?
How long have you waited?
学び始める
Ne kadar bekledin?
How long is the stopover?
学び始める
Mola ne kadar sürer?
How long may I keep this?
学び始める
Bunu ne kadar süre saklayabilirim?
How many caps do you own?
学び始める
Kaç tane şapka kazandın?
How much is the bus fare?
学び始める
Otobüs ücreti ne kadar?
How much is this T-shirt?
学び始める
Bu tişört ne kadar?
How much should they get?
学び始める
Ne kadar almalılar.
How much TV do you watch?
学び始める
Ne kadar TV izlersin?
How often do you see him?
学び始める
Ne sıklıkta onu görürsün?
How tall is your brother?
学び始める
Kardeşin ne kadar uzun?
How well do you know Tom?
学び始める
Tom'u ne kadar iyi tanıyorsunuz?
I acknowledge my mistake.
学び始める
Ben, hatamı kabul ediyorum.
I adhered to my decision.
学び始める
Kararıma sadık kaldım.
I admit that he is right.
学び始める
Ben onun haklı olduğunu kabul ediyorum.
I agree to your proposal.
学び始める
Önerini kabul ediyorum.
I agree with his opinion.
学び始める
Ben onun fikrine katılıyorum.
I agreed to the proposal.
学び始める
Öneriyi kabul ettim.
I almost caught the fish.
学び始める
Neredeyse hiç balık yakalamadım.
I almost didn't meet her.
学び始める
Neredeyse onunla hiç buluşmadım.
I am able to drive a car.
学び始める
Bir araba sürebilirim.
I am about to leave here.
学び始める
Buradan ayrılmak üzereyim.
I am at a loss for words.
学び始める
Ne söyleyeceğimi şaşırdım.
I am content with my job.
学び始める
İşimden memnunum.
I am glad to be with you.
学び始める
Seninle birlikte olduğuma memnunum.
I am interested in music.
学び始める
Ben müzikle ilgilenirim.
I am just warming up now.
学び始める
Şimdi sadece ısınıyorum.
I am quite all right now.
学び始める
Ben şimdi tamamen iyiyim.
I am ready to follow you.
学び始める
Seni izlemeye hazırım.
I am sure of her success.
学び始める
Onun başarısından eminim.
I am sure of his honesty.
学び始める
Ben onun dürüstlüğünden eminim.
I am sure of his victory.
学び始める
Onun zaferinden eminim.
I am tired of hearing it.
学び始める
Ben onu duymaktan usandım.
I am very poor at sports.
学び始める
Sporda çok kötüyüm.
I am watching wild birds.
学び始める
Yabani kuşları izliyorum.
I am willing to help you.
学び始める
Sana yardım etmeye istekliyim.
I arrived at the station.
学び始める
İstasyona vardım.
I arrived here yesterday.
学び始める
Dün buraya ulaştım.
I asked him to wait here.
学び始める
Onun burada beklemesini rica ettim.
I ate breakfast at eight.
学び始める
Sabah kahvaltısını sekizde yedim.
I barely passed the exam.
学び始める
Ben zar zor sınavı geçtim.
I barely passed the exam.
学び始める
Ben sınavı güçlükle geçtim.
I began living by myself.
学び始める
Tek başıma yaşamaya başladım.
I believe you are honest.
学び始める
Ben senin dürüst olduğuna inanıyorum.
I bet he doesn't make it.
学び始める
Onu yapmayacağına bahse girerim.
I bought a pair of boots.
学び始める
Bir çift bot aldım.
I bought a pair of shoes.
学び始める
Bir çift ayakkabı aldım.
I bought the TV from her.
学び始める
Ondan TV satın aldım.
I can not find my ticket.
学び始める
Biletimi bulamıyorum.
I can solve this problem.
学び始める
Bu sorunu halledebilirim.
I can't afford a new car.
学び始める
Yeni bir arabayı göze alamam.
I can't afford to buy it.
学び始める
Onu satın almayı göze alamam.
I can't apologize enough.
学び始める
Yeterince özür dileyemiyorum.
I can't approve the plan.
学び始める
Ben planı onaylayamam.
I can't do anything else.
学び始める
Ben başka bir şey yapamam.
I can't drink this stuff.
学び始める
Bu şeyi içemem.
I can't find my suitcase.
学び始める
Valizimi bulamıyorum.
I can't give up my dream.
学び始める
Hayalimden vaz geçemiyorum.
I can't hide my feelings.
学び始める
Duygularımı gizleyemiyorum.
I can't keep up with you.
学び始める
Sana ayak uyduramıyorum.
I can't live without you.
学び始める
Sensiz yaşayamam.
I can't stand that noise.
学び始める
O gürültüye katlanamam.
I can't stand this noise.
学び始める
Bu gürültüye katlanamam.
I can't take it any more.
学び始める
Artık onu alamam.
I can't talk with people.
学び始める
İnsanlarla konuşamam.
I can't thank you enough.
学び始める
Sana yeterince teşekkür edemem.
I can't thank you enough.
学び始める
Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
I can't use this machine.
学び始める
Ben bu makineyi kullanamam.
I can't walk any farther.
学び始める
Daha ileri yürüyemem.
I can't walk any further.
学び始める
Ben daha ileri yürüyemem.
I cannot afford the time.
学び始める
Ben zamanı göze alamam.
I cannot lift this stone.
学び始める
Bu taşı kaldıramam.
I cannot stand this heat.
学び始める
Bu ısıya dayanamam.
I caught cold last month.
学び始める
Geçen ay soğuk aldım.
I cook soup in a big pot.
学び始める
Ben çorbayı büyük tencerede pişiririm.
I could not speak to him.
学び始める
Onunla konuşamadım.
I decided to be a lawyer.
学び始める
Bir avukat olmaya karar verdim.
I deny all those charges.
学び始める
Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum.
I did it against my will.
学び始める
Onu kendi irademe karşı yaptım.
I didn't know what to do.
学び始める
Ne yapacağımı bilmiyordum.
I didn't mean to do that.
学び始める
Onu yapmak istemedim.
I do hope you'll succeed.
学び始める
Başaracağınızı umuyorum.
I do not read his novels.
学び始める
Ben onun romanlarını okumam.
I do want to go with you.
学び始める
Seninle gitmek istemiyorum.
I don't care if it snows.
学び始める
Kar yağarsa umursamam.
I don't eat chicken skin.
学び始める
Ben tavuk derisi yemem.
I don't feel like eating.
学び始める
Canım yemek istemiyor.
I don't feel like joking.
学び始める
Canım şaka yapmak istemiyor.
I don't go in for sports.
学び始める
Sporla ilgilenmiyorum.
I don't know all of them.
学び始める
Onların hepsini tanımıyorum.
I don't know either girl.
学び始める
Kızların her ikisini de tanımıyorum.
I don't know either twin.
学び始める
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
I don't know for certain.
学び始める
Kesin bilmiyorum.
I don't know her address.
学び始める
Onun adresini bilmiyorum.
I don't know how to cook.
学び始める
Nasıl pişireceğimi bilmiyorum.
I don't know how to swim.
学び始める
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
I don't know where to go.
学び始める
Nereye gideceğimi bilmiyorum.
I don't like any of them.
学び始める
Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
I don't like long drives.
学び始める
Ben uzun araba gezintilerini sevmiyorum.
I don't like the traffic.
学び始める
Ben trafiği sevmiyorum.
I don't like this camera.
学び始める
Ben bu kamerayı sevmiyorum.
I don't like this jacket.
学び始める
Ben bu ceketi sevmiyorum.
I don't like to be alone.
学び始める
Yalnız kalmak istiyorum.
I don't mind hot weather.
学び始める
Sıcak havadan rahatsız olmam.
I don't mind if it's hot.
学び始める
Hava sıcak olsada umurumda değil.
I don't quite follow you.
学び始める
Seni tamamen izlemiyorum.
I don't think he'll come.
学び始める
Onun geleceğini sanmam.
I don't understand music.
学び始める
Ben müzikten anlamıyorum.
I don't want to eat here.
学び始める
Burada yemek istemiyorum.
I don't want to go alone.
学び始める
Yalnız gitmek istemiyorum.
I doubt if Tom is single.
学び始める
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
I feed my dog once a day.
学び始める
Köpeğimi günde bir kez beslerim.
I feel cold this morning.
学び始める
Bu sabah üşüyorum.
I feel good this morning.
学び始める
Bu sabah iyi hissediyorum.
I feel like another beer.
学び始める
Canım bir bira daha istiyor.
I felt like running away.
学び始める
Canım kaçmak istedi.
I felt much more relaxed.
学び始める
Ben çok daha rahat hissettim.
I felt sorry for the boy.
学び始める
Çocuk için üzüldüm.
I found her very amusing.
学び始める
Ben onu çok eğlenceli buldum.
I found his house easily.
学び始める
Onun evini kolayca buldum.
I gave in to her demands.
学び始める
Onun isteklerine boyun eğdim.
I gave some books to him.
学び始める
Ona bazı kitaplar verdim.
I gave up eating dessert.
学び始める
Tatlı yemeyi bıraktım.
I get depressed at times.
学び始める
Zaman zaman depresyona girerim.
I go to a driving school.
学び始める
Bir sürücü okuluna gidiyorum.
I go to church every day.
学び始める
Her gün kiliseye giderim.
I go to church on Sunday.
学び始める
Pazar günü kiliseye giderim.
I go to Hyogo University.
学び始める
Hyogo Üniversitesi'ne gidiyorum.
I go to Tokyo University.
学び始める
Tokyo Üniversitesine gidiyorum.
I got a hole in my jeans.
学び始める
Kotumda bir delik var.
I got her to wash dishes.
学び始める
Ona bulaşıkları yıkattım.
I got lost in the forest.
学び始める
Ormanda kayboldum.
I got on the wrong train.
学び始める
Ben yanlış trene bindim.
I got there just in time.
学び始める
Tam zamanında oraya vardım.
I got this book from him.
学び始める
Bu kitabı ondan aldım.
I got up early yesterday.
学び始める
Ben dün erken kalktım.
I grew up in the country.
学び始める
Kırsalda büyüdüm.
I guess we should go now.
学び始める
Sanırım şimdi gitmeliyim.
I had a physical checkup.
学び始める
Ben bir sağlık kontrolü yaptırdım.
I had a stroke last year.
学び始める
Geçen yıl bir inme geçirdim.
I had him do my homework.
学び始める
Ona ev ödevimi yaptırdım.
I had him paint my house.
学び始める
Ona evimi boyattım.
I had no idea what to do.
学び始める
Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.
I had the flu last month.
学び始める
Geçen ay grip oldum.
I had to fix the toaster.
学び始める
Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
I had to give up my plan.
学び始める
Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
I had two cups of coffee.
学び始める
İki fincan kahve içtim.
I handed the mike to him.
学び始める
Mikrofonu ona uzattım.
I have a book in my hand.
学び始める
Elimde bir kitap var.
I have a good dictionary.
学び始める
İyi bir sözlüğüm var.
I have a lot of homework.
学び始める
Benim bir sürü ev ödevim var.
I have a lot to do today.
学び始める
Bugün yapacak çok işim var.
I have a pain in my foot.
学び始める
Ayağımda bir ağrı var.
I have a rash on my neck.
学び始める
Boynumda bir kızarıklık var.
I have a sharp pain here.
学び始める
Benim burada keskin bir ağrım var.
I have a slight headache.
学び始める
Hafif bir baş ağrım var.
I have a stupid question.
学び始める
Aptalca bir sorum var.
I have an ache in my arm.
学び始める
Kolumda bir ağrı var.
I have an identical twin.
学び始める
Benim bir tek yumurta ikizim var.
I have broken my glasses.
学び始める
Gözlüğümü kırdım.
I have caught a bad cold.
学び始める
Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
I have confidence in Ken.
学び始める
Ken'e güvenim var.
I have decided to retire.
学び始める
Emekli olmaya karar verdim.
I have drunk all my milk.
学び始める
Bütün sütümü içtim.
I have few English books.
学び始める
Birkaç İngilizce kitabım var.
I have found another job.
学び始める
Ben başka bir iş buldum.
I have good news for you.
学び始める
Senin için iyi haberim var.
I have just arrived here.
学び始める
Ben az önce buraya vardım.
I have lost all my money.
学び始める
Bütün paramı kaybettim.
I have many things to do.
学び始める
Yapacak çok şeyim var.
I have never been abroad.
学び始める
Hiç yurt dışında bulunmadım.
I have no homework today.
学び始める
Bugün ev ödevim yok.
I have no one to help me.
学び始める
Bana yardım edecek kimsem yok.
I have no plans at all.
学び始める
Hiç planım yok.
I have nothing to do now.
学び始める
Şu an yapacak bir şeyim yok.
I have seen a panda once.
学び始める
Bir keresinde bir panda gördüm.
I have seen a UFO before.
学び始める
Daha önce bir UFO gördüm.
I have some chores to do.
学び始める
Yapacak bazı ev işlerim var.
I have to brush my teeth.
学び始める
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
I have to cover his loss.
学び始める
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
I have to do my homework.
学び始める
Ev ödevimi yapmalıyım.
I have to get some sleep.
学び始める
Biraz uyumalıyım.
I have to go to the bank.
学び始める
Bankaya gitmek zorundayım.
I have to help my mother.
学び始める
Anneme yardım etmek zorundayım.
I have to study Japanese.
学び始める
Japonca çalışmak zorundayım.
I have to walk to school.
学び始める
Okula yürümek zorundayım.
I have worn out my shoes.
学び始める
Ayakkabılarımı eskittim.
I haven't met him before.
学び始める
Daha önce onunla karşılaşmadım.
I hear footsteps outside.
学び始める
Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.
I heard an unusual sound.
学び始める
Ben sıradışı bir ses duydum.
I heard someone knocking.
学び始める
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
I heard the boys singing.
学び始める
Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
I helped her wash dishes.
学び始める
Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.
I hope it rains tomorrow.
学び始める
İnşallah yarın yağmur yağar.
I hope she will get well.
学び始める
Umarım iyileşecektir.
I hope that I'll see her.
学び始める
Onu göreceğimi umuyorum.
I hope you get well soon.
学び始める
İnşallah yakında iyileşirsin.
I hope you get well soon.
学び始める
Umarım kısa zamanda sağlığına kavuşursun.
I hung my hat on the peg.
学び始める
Şapkamı kancaya astım.
I invited all my friends.
学び始める
Bütün arkadaşlarımı davet ettim.
I invited Jane to dinner.
学び始める
Jane'i akşam yemeğine davet ettim.
I just finished the work.
学び始める
Az önce işi bitirdim.
I keep a diary every day.
学び始める
Ben her gün bir günlük tutuyorum.
I know both of the girls.
学び始める
Kızların her ikisini tanıyorum.
I know he is watching me.
学び始める
Onun beni izlediğini biliyorum.
I know nothing about her.
学び始める
Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I know that you are busy.
学び始める
Ben sizin meşgul olduğunuzu biliyorum.
I know what your game is.
学び始める
Senin oyununun ne olduğunu biliyorum.
I know who likes Sachiko.
学び始める
Sachiko'yu kimin sevdiğini biliyorum.
I learned a lot from him.
学び始める
Ondan çok şey öğrendim.
I left my key in my room.
学び始める
Anahtarımı odamda bıraktım.
I left out two sentences.
学び始める
İki cümleyi atladım.
I lent the record to Ken.
学び始める
Plağı Ken'e verdim.
I like English and music.
学び始める
İngilizce ve müziği severim.
I like English very much.
学び始める
İngilizceyi çok severim.
I like my meat well done.
学び始める
Etimi iyi pişmiş severim.
I like oranges very much.
学び始める
Portakalları çok severim.
I like playing the piano.
学び始める
Piyano çalmayı seviyorum.
I like that singer a lot.
学び始める
O şarkıcıdan çok hoşlanırım.
I like that tie of yours.
学び始める
Senin o kıravatını seviyorum.
I like the way you smile.
学び始める
Gülümseme tarzını seviyorum.
I like to be spontaneous.
学び始める
Doğal olmak isterim.
I like to ride on trains.
学び始める
Ben trenlere binmekten hoşlanırım.
I looked down at the sea.
学び始める
Ben denize baktım.
I looked him in the eyes.
学び始める
Onun gözlerine baktım.
I looked in the cupboard.
学び始める
Ben dolaba baktım.
I lost my notebook today.
学び始める
Bu gün dizüstü bilgisayarımı kaybettim.
I lost my wife last year.
学び始める
Karımı geçen sene kaybettim.
I lost your mail address.
学び始める
E-posta adresinizi kaybettim.
I love my yellow sweater.
学び始める
Ben sarı kazağımı seviyorum.
I love to collect stamps.
学び始める
Pul toplamayı seviyorum.
I love you more than her.
学び始める
Seni ondan daha çok seviyorum.
I made a serious mistake.
学び始める
Ciddi bir hata yaptım.
I made him open the door.
学び始める
Ona kapıyı açtırdım.
I made my son a new suit.
学び始める
Oğluma yeni bir takım elbise yaptım.
I make too many mistakes.
学び始める
Ben çok hata yaparım.
I met a friend of Mary's.
学び始める
Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.
I met Fred on the street.
学び始める
Ben sokakta Fred'e rastladım.
I met her on my way home.
学び始める
Evime giderken onunla karşılaştım.
I met her three days ago.
学び始める
Üç gün önce ona rastladım.
I met him at the station.
学び始める
Onunla istasyonda tanıştım.
I met him on my way home.
学び始める
Evime giderken ona rastladım.
I met him the day before.
学び始める
Ben bir gün önce onunla tanıştım.
I met Jane the other day.
学び始める
Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
I met Jane the other day.
学び始める
Bir kaç gün önce Jane ile karşılaştım.
I met the prince himself.
学び始める
Prensin kendisiyle buluştum.
I might flunk the course.
学び始める
Kurda başarısız olabilirim.
I must decide what to do.
学び始める
Ne yapacağıma karar vermeliyim.
I must have it shortened.
学び始める
Onu kısalttırmalıyım.
I must help these people.
学び始める
Bu insanlara yardım etmeliyim.
I must renew my passport.
学び始める
Pasaportumu yenilemeliyim.
I never saw him in jeans.
学び始める
Onu asla pantolonlu olarak görmedim.
I never work on weekends.
学び始める
Hafta sonları asla çalışmam.
I often go to the movies.
学び始める
Sık sık sinemaya giderim.
I only did as I was told.
学び始める
Ben sadece bana söylenileni yaptım.
I opened the door slowly.
学び始める
Kapıyı yavaşça açtım.
I ordered two hamburgers.
学び始める
İki hamburger sipariş ettim.
I ordered you to get out.
学び始める
Sana çıkmanı emrettim.
I owe him 10 dollars.
学び始める
Ona on dolar borçluyum.
I paid 10 dollars for it.
学び始める
Ben onun için on dolar ödedim.
I paid $200 for this bag.
学び始める
Bu çanta için 200 dolar ödedim.
I put cream in my coffee.
学び始める
Kahveme krema koyarım.
I ran as fast as I could.
学び始める
Elimden geldiğince hızlı koştum.
I ran into an old friend.
学び始める
Ben eski bir arkadaşa rastladım.
I read an exciting story.
学び始める
Ben heyecan verici bir hikaye okudum.
I read the letter to him.
学び始める
Mektubu ona okudum.
I received an invitation.
学び始める
Bir davetiye aldım.
I recognized him at once.
学び始める
Ben onu derhal tanıdım.
I regard him as an enemy.
学び始める
Onu bir düşman olarak görüyorum.
I regret that I told you.
学び始める
Sana söylediğime pişmanım.
I returned home by train.
学び始める
Eve trenle döndüm.
I rushed out of my house.
学び始める
Ben evimden dışarı koştum.
I sat waiting on a bench.
学び始める
Bir bankta beklerken oturdum.
I saw a man with a child.
学び始める
Adamı bir çocukla birlikte gördüm.
I saw her clean the room.
学び始める
Onun odayı temizlediğini gördüm.
I saw her enter the room.
学び始める
Onun odaya girdiğini gördüm.
I saw her play the piano.
学び始める
Onun piyano çaldığını gördüm.
I saw him cross the road.
学び始める
Onun yolu geçtiğini gördüm.
I saw the movie on video.
学び始める
Filmi videoda izledim.
I saw them play baseball.
学び始める
Onların basketbol oynadığını gördüm.
I see a bird on the roof.
学び始める
Çatıda bir kuş görüyorum.
I see a book on the desk.
学び始める
Masanın üstünde bir kitap görüyorum.
I seldom go to a library.
学び始める
Nadiren bir kütüphaneye giderim.
I shared a room with him.
学び始める
Odamı onunla paylaştım.
I shouldn't have done it.
学び始める
Onu yapmamalıydım.
I smell something rotten.
学び始める
Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
I stared her in the face.
学び始める
Onun yüzüne baktım.
I stayed home for a week.
学び始める
Evde bir hafta kaldım.
I study Japanese history.
学び始める
Japon tarihi çalışıyorum.
I suppose he's gone home.
学び始める
Sanırım o eve gitti.
I taught him how to swim.
学び始める
Ona nasıl yüzeceğini öğrettim.
I telephoned her at once.
学び始める
Onu derhal aradım.
I think he can't do that.
学び始める
Sanırım o onu yapamaz.
I think he is a good man.
学び始める
Sanırım o iyi bir adam.
I think it will be sunny.
学び始める
Sanırım hava güneşli olacak.
I think it won't succeed.
学び始める
Sanırım başarılı olmayacak.
I think it's a good idea.
学び始める
Ben onun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
I think it's around here.
学び始める
Sanırım o bu civarda.
I think it's worth a try.
学び始める
Onun denemeye değer olduğunu düşünüyorum.
I think it's worth a try.
学び始める
Sanırım o denemeye değer.
I think she can't answer.
学び始める
Sanırım o cevap veremez.
I think that he is right.
学び始める
Ben onun haklı olduğunu düşünüyorum.
I think that Tom is kind.
学び始める
Tom'un nazik olduğunu düşünüyorum.
I think this tastes good.
学び始める
Sanırım bunun tadı iyi.
I thought of a good idea.
学び始める
İyi bir fikir düşündüm.
I thought she was pretty.
学び始める
Onun güzel olduğunu düşündüm.
I took part in the party.
学び始める
Ben partiye katıldım.
I usually get up at 6:00.
学び始める
Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.
I usually wake up at six.
学び始める
Genellikle saat altıda kalkarım.
I usually walk to school.
学び始める
Ben genellikle okula yürürüm.
I visited Tony yesterday.
学び始める
Dün Tony'yi ziyaret ettim.
I waited for ten minutes.
学び始める
On dakika bekledim.
I walked across the park.
学び始める
Ben park boyunca yürüdüm.
I walked along the river.
学び始める
Ben nehir boyunca yürüdüm.
I walked toward the park.
学び始める
Ben parka doğru yürüdüm.
I want something to read.
学び始める
Okumak için bir şey istiyorum.
I want this suit cleaned.
学び始める
Bu takımın temizlenmesini istiyorum.
I want to be an engineer.
学び始める
Bir mühendis olmak istiyorum.
I want to climb Mt. Fuji.
学び始める
Mt. Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
I want to eat fresh fish.
学び始める
Taze balık yemek istiyorum.
I want to enter the club.
学び始める
Kulübe girmek istiyorum.
I want to feel important.
学び始める
Önemli hissetmek istiyorum.
I want to make her happy.
学び始める
Onu mutlu etmek istiyorum.
I want to read this book.
学び始める
Bu kitabı okumak istiyorum.
I want to see them again.
学び始める
Onları tekrar görmek istiyorum.
I want to think about it.
学び始める
Ben onun hakkında düşünmek istiyorum.
I wanted him to go there.
学び始める
Onun oraya gitmesini istedim.
I wanted to surprise her.
学び始める
Ona sürpriz yapmak istedim.
I was a little surprised.
学び始める
Biraz şaşırdım.
I was afraid I'd be late.
学び始める
Geç kalmaktan korktum.
I was asked to wait here.
学び始める
Benim burada beklemem istendi.
I was at a movie theater.
学び始める
Ben sinemadaydım.
I was aware of that fact.
学び始める
Ben gerçeğin farkındaydım.
I was born in the winter.
学び始める
Ben kışın doğdum.
I was caught in a shower.
学び始める
Bir duşta mahsur kaldım.
I was caught in the rain.
学び始める
Yağmura yakalandım.
I was eating dinner then.
学び始める
O zaman akşam yemeği yiyordum.
I was frozen to the bone.
学び始める
İliklerime kadar dondum.
I was given a new jacket.
学び始める
Bana yeni bir ceket verildi.
I was in Tokyo yesterday.
学び始める
Dün Tokyo'daydım.
I was late for the train.
学び始める
Tren için geç kaldım.
I was on a trip to India.
学び始める
Hindistan'a bir geziye gittim.
I was on time for dinner.
学び始める
Akşam yemeği için zamanında geldim.
I was raised in Yokohama.
学び始める
Yokohoma'da yetiştirildim.
I was robbed of my purse.
学び始める
Cüzdanım soyuldu.
I was scratched by a cat.
学び始める
Ben bir kedi tarafından tırmalandım.
I was thinking about you.
学び始める
Senin hakkında düşünüyordum.
I was too happy to sleep.
学び始める
Uyuyamayacak kadar çok mutluydum.
I was too tired to stand.
学び始める
Ayakta duramayacak kadar yorgunum.
I was traveling in Japan.
学び始める
Japonya'da seyahat ediyordum.
I was ushered to my seat.
学び始める
Koltuğumu bana gösterdiler,
I was ushered to my seat.
学び始める
Beni yerime götürdüler.
I was waiting for a taxi.
学び始める
Ben bir taksi bekliyordum.
I wash clothes every day.
学び始める
Her gün çamaşır yıkarım.
I went there to meet him.
学び始める
Onunla görüşmek için oraya gittim.
I will be sixteen in May.
学び始める
Mayısta on altı olacağım.
I will be your guarantor.
学び始める
Ben senin garantörün olacağım.
I will come by all means.
学び始める
Ne olursa olsun geleceğim.
I will do the best I can.
学び始める
Ben yapabileceğimin en iyisini yapacağım
I will explain it to her.
学び始める
Onu ona açıklayacağım.
I will go, rain or shine.
学び始める
Ne olursa olsun, gideceğim.
I will have to help them.
学び始める
Ben onlara yardım etmek zorunda kalacağım.
I will help him tomorrow.
学び始める
Yarın ona yardım edeceğim.
I won't do it again.
学び始める
Onu asla tekrar yapmayacağım.
I will sweep out my room.
学び始める
Odayı baştan aşağı temizleyeceğim.
I will try to do my best.
学び始める
Elimden geleni yapmaya çalışacağım.
I will write to you soon.
学び始める
Yakında sana yazacağım.
I will write to you soon.
学び始める
Yakında size yazacağım.
I wish I could use magic.
学び始める
Keşke sihir kullanabilsem.
I wish I had been a bird.
学び始める
Keşke bir kuş olsaydım.
I wish I had married her.
学び始める
Keşke onunla evlenseydim.
I wish this job was over.
学び始める
Keşke bu iş bitse.
I wish this was all over.
学び始める
Keşke bu tamamen bitse.
I won't go skating today.
学び始める
Bugün buz patenine gitmeyeceğim.
I won't leave you behind.
学び始める
Seni arkada bırakmayacağım.
I wonder if he will come.
学び始める
Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
I wonder if this is love.
学び始める
Bunun aşk olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder what time it is.
学び始める
Saatin kaç olduğunu merak ediyorum.
I wonder where he is now.
学び始める
Onun şimdi nerede olduğunu merak ediyorum.
I wonder where she lives.
学び始める
Onun nerede yaşadığını merak ediyorum.
I wonder which way to go.
学び始める
Ben hangi yoldan gideceğimi merak ediyorum.
I wonder who invented it.
学び始める
Onu kimin icat ettiğini merak ediyorum.
I wonder who invented it.
学び始める
Onu kim icat etti acaba?
I wonder why he did that.
学び始める
Onun bunu neden yaptığını merak ediyorum.
I worked hard last month.
学び始める
Geçen ay çok çalıştım.
I worked hard to succeed.
学び始める
Başarmak için sıkı çalıştım.
I would like to meet him.
学び始める
Onunla tanışmak istiyorum.
I wrote the song for her.
学び始める
Şarkıyı onun için yazdım.
I'd better go to bed now.
学び始める
Şimdi yatmaya gitsem iyi olur.
I'd like a bus route map.
学び始める
Ben bir otobüs güzergahı haritası istiyorum.
I'd like a cup of coffee.
学び始める
Ben bir fincan kahve istiyorum.
I'd like a gin and tonic.
学び始める
Bir cin tonik istiyorum.
I'd like a glass of beer.
学び始める
Bir bardak bira istiyorum.
I'd like an orange juice.
学び始める
Ben bir portakal suyu istiyorum.
I'd like some more water.
学び始める
Biraz daha su istiyorum.
I'd like the bill please.
学び始める
Hesabı istiyorum lütfen.
I'd like to be a teacher.
学び始める
Bir öğretmen olmak istiyorum.
I'd like to get a refund.
学び始める
Para iadesi istiyorum.
I'd like to go to Hawaii.
学び始める
Hawaii'ye gitmek istiyorum.
I'd like to go to London.
学び始める
Londra'ya gitmek istiyorum.
I'd like to go to London.
学び始める
Londraya gitmek istiyorum.
I'd like to pay by check.
学び始める
Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
I'd like to return a car.
学び始める
Arabayla dönmek istiyorum.
I'd like to see a doctor.
学び始める
Bir doktorla görüşmek istiyorum.
I'd like to talk to John.
学び始める
John'la konuşmak istiyorum.
I'd like to visit London.
学び始める
Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.
I'd like you to go there.
学び始める
Oraya gitmeni istiyorum.
I'll answer you tomorrow.
学び始める
Yarın sana cevap vereceğim.
I'll be back before dark.
学び始める
Karanlıktan önce döneceğim.
I'll be free next Sunday.
学び始める
Ben önümüzdeki Pazar boş olacağım.
I'll be glad to help him.
学び始める
Ona yardım etmekten memnun oluruz.
I'll be here for a while.
学び始める
Bir müddet burada olacağım.
I'll be there right away.
学び始める
Ben hemen orada olacağım.
I'll be there right away.
学び始める
Ben derhal orada olacağım.
I'll be with you forever.
学び始める
Sonsuza kadar sizinle olacağım.
I'll bet anybody on that.
学び始める
Onunla ilgili herkesle bahse girerim.
I'll call you back later.
学び始める
Ben sizi daha sonra tekrar arayacağım.
I'll do everything I can.
学び始める
Ben elimden gelen herşeyi yapacağım.
I'll give you a check-up.
学び始める
Sizi bir kontrol edeceğiz.
I'll give you this money.
学び始める
Ben bu parayı size vereceğim.
I'll leave Tokyo tonight.
学び始める
Bu gece Tokyo'dan ayrılacağım.
I'll let it go this time.
学び始める
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
I'll make you a new suit.
学び始める
Ben sana yeni bir takım yapacağım.
I'll never do this again.
学び始める
Ben asla bunu tekrar yapmayacağım.
I'll never see her again.
学び始める
Onu asla tekrar görmeyeceğim.
I'll see you next summer.
学び始める
Gelecek yaz görüşürüz.
I'll stay here until ten.
学び始める
Saat ona kadar burada kalacağım.
I'll take the yellow one.
学び始める
Ben sarı olanını alacağım.
I'll treat you to dinner.
学び始める
Ben size akşam yemeği ısmarlayacağım.
I'm afraid it won't work.
学び始める
Maalesef o çalışmıyor.
I'm all for her proposal.
学び始める
Ben tamamen onun teklifinden yanayım.
I'm as hungry as a horse.
学び始める
Bir at kadar açım.
I'm as tall as my father.
学び始める
Babam kadar uzun boyluyum.
I'm completely exhausted.
学び始める
Ben tamamen tükendim.
I'm crazy about football.
学び始める
Futbolu çok fazla seviyorum.
I'm doing the best I can.
学び始める
Yapabildiğimin en iyisini yapıyorum.
I'm feeding the goldfish.
学び始める
Akvaryum balığı besliyorum.
I'm fine, too, thank you.
学び始める
Ben de iyiyim, teşekkür ederim.
I'm going to have a baby.
学び始める
Bir çocuğum olacak.
I'm going to take a bath.
学び始める
Banyo yapacağım.
I'm going to take my car.
学び始める
Benim arabayı alacağım.
I'm looking for a wallet.
学び始める
Ben bir cüzdan arıyorum.
I'm not about to ask him.
学び始める
Ona sormaya niyetim yok.
I'm not as rich as I was.
学び始める
Eskisi kadar zengin değilim.
I'm not fond of her face.
学び始める
Onun yüzüne düşkün değilim.
I'm not going to sell it.
学び始める
Ben onu satmayacağım.
I'm not much of a singer.
学び始める
Ben çok iyi bir şarkıcı değilim.
I'm not much of a writer.
学び始める
Ben çok iyi bir yazar değilim.
I'm not much of an actor.
学び始める
Ben çok iyi bir aktör değilim.
I'm on the football team.
学び始める
Ben futbol takımındayım.
I'm only thinking of you.
学び始める
Ben sadece seni düşünüyorum.
I'm really tired today.
学び始める
Bugün gerçekten yorgunum.
I'm serious about my job.
学び始める
İşim hakkında ciddiyim.
Excuse me for being late.
学び始める
Geç kaldığım için özür dilerim.
I'm sorry for what I did.
学び始める
Yaptığım şey için üzgünüm.
I'm sorry she's not here.
学び始める
Üzgünüm o burada değil.
I'm sorry to trouble you.
学び始める
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm staying at my aunt's.
学び始める
Ben halamlarda kalıyorum.
I'm surprised to see you.
学び始める
Seni gördüğüme şaşırdım.
I'm talking on the phone.
学び始める
Ben telefonda konuşuyorum
I'm thinking of the plan.
学び始める
Ben planı düşünüyorum.
I'm tired of watching TV.
学び始める
TV izlemekten usandım.
I'm too busy to help her.
学び始める
Ben ona yardımcı olamayacak kadar çok meşgulüm.
I'm too busy to help him.
学び始める
Ben ona yardım edemeyecek kadar çok meşgulüm.
I'm trying to save money.
学び始める
Para tasarruf etmeye çalışıyorum.
I'm very glad to see you.
学び始める
Seni gördüğüme çok memnun oldum.
I'm very tired from work.
学び始める
Ben işten çok yoruldum.
I'm working in Tokyo now.
学び始める
Şimdi Tokyo'da çalışıyorum.
I've already tested them.
学び始める
Zaten onları test ettim.
I've been to Canada once.
学び始める
Ben bir kez Kanada'da bulundum.
I've been to Paris twice.
学び始める
İki kez Pariste bulundum.
I've come to say goodbye.
学び始める
Hoşçakal demek için geldim.
I've just finished lunch.
学び始める
Öğle yemeğini az önce bitirdim.
I've never been to Paris.
学び始める
Paris'te hiç bulunmadım.
I've only just come back.
学び始める
Sadece ben geri döndüm.
I've spent all the money.
学び始める
Ben bütün parayı harcadım.
Inflation was controlled.
学び始める
Enflasyon kontrol altına alındı​​.
Iron is harder than gold.
学び始める
Demir altından daha serttir.
Is it this hot every day?
学び始める
Hergün bu kadar sıcak mı?
Is that as heavy as this?
学び始める
O bunun kadar ağır mıdır?
Can the baby walk?
学び始める
Bebek yürüyebiliyor mu?
Is the museum open today?
学び始める
Müze bugün açık mı?
Is the plane on schedule?
学び始める
Uçak zamanında mı?
Is there any mail for me?
学び始める
Benim için mektup var mı?
Is there any room for me?
学び始める
Benim için yer var mı?
Is there any tax on this?
学び始める
Bununla ilgili herhangi bir vergi var mı?
Is there still any sugar?
学び始める
Orada hala hiç şeker var mı?
Is this a duty-free shop?
学び始める
Bu bir gümrüksüz-mallar mağazası mı?
Is this fish still alive?
学び始める
Bu balık hala canlı mı?
Is this price acceptable?
学び始める
Bu fiyat kabullenebilir mi?
Is this typewriter yours?
学び始める
Bu daktilo sizin mi?
Is your father a teacher?
学び始める
Senin baban bir öğretmen mi?
Is your wife a good cook?
学び始める
Karın, iyi bir aşçı mı?
It doesn't mean anything!
学び始める
O bir şey demek değildir!
It happened in Milwaukee.
学び始める
O, Milwaukee'de oldu.
It happened last October.
学び始める
O geçen Ekim ayında oldu.
It is almost ten o'clock.
学び始める
Neredeyse saat on.
It is going to rain soon.
学び始める
Yakında yağmur yağacak.
It is he who is to blame.
学び始める
Suçlanacak kişi odur.
It is next to impossible.
学び始める
O imkansıza yakın.
It is nice and cool here.
学び始める
Burası güzel ve serin.
It is no laughing matter.
学び始める
Gülecek bir şey yok.
It is no use complaining.
学び始める
Şikayet etmenin bir faydası yok.
It is no use going there.
学び始める
Oraya gitmenin faydası yok.
It is not a real mansion.
学び始める
O gerçek bir konak değil.
It is nothing but a joke.
学び始める
O şakadan başka birşey değil.
It is quite a big number.
学び始める
Bayağı büyük bir numara.
Lying is wrong.
学び始める
Yalan söylemek yanlıştır.
It looks like Tom is mad.
学び始める
Tom çılgın gibi görünüyor.
It poured for three days.
学び始める
Üç gün şiddetli yağmur yağdı.
It prevented a civil war.
学び始める
Bu bir iç savaş engelledi.
It rained hard yesterday.
学び始める
Dün şiddetli yağmur yağdı.
It rains in early autumn.
学び始める
Sonbaharın başlarında yağmur yağar.
It seems that he is fine.
学び始める
Onun iyi olduğu görünüyor.
It snowed hard yesterday.
学び始める
Dün şiddetli kar yağdı.
It turned out to be true.
学び始める
Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.
It was a beautiful sight.
学び始める
Güzel bir manzaraydı.
It was a terrible affair.
学び始める
O, korkunç bir olaydı.
It was beginning to snow.
学び始める
Kar yağmaya başlıyordu.
It was cloudy that night.
学び始める
O gece bulutlu idi.
It was just as I thought.
学び始める
O tam düşündüğüm gibiydi.
It was published in 1969.
学び始める
1969 yılında yayımlandı.
It was raining yesterday.
学び始める
Dün yağmur yağıyordu.
It wasn't much of a plan.
学び始める
Büyük bir plan değildi.
It wasn't much of a view.
学び始める
Büyük bir görüş değildi.
It wasn't much of a yard.
学び始める
Büyük bir bahçe değildi.
It will be fine tomorrow.
学び始める
Yarın hava güzel olacak.
It's 7:50 in the morning.
学び始める
Sabah 7:50.
It's a beautiful country.
学び始める
O güzel bir ülkedir.
It's a little cold today.
学び始める
Bugün biraz soğuk.
It's a quarter past nine.
学び始める
Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
It's about time to start.
学び始める
Neredeyse başlama zamanıdır.
It's as lovely as a rose.
学び始める
O, bir gül kadar güzeldir.
It's cool today for July.
学び始める
Temmuz ayı için bugün hava serin.
It's crowded again today.
学び始める
Bugün yine kalabalık.
It's for my personal use.
学び始める
O benim kişisel kullanımım için.
It's hot today, isn't it?
学び始める
Bugün hava sıcak değil mi?
It's in my jacket pocket.
学び始める
O, benim ceket cebimde.
It's junk. Throw it away.
学び始める
O, çöp. Onu atın.
It's like summer outside.
学び始める
Dışarıda hava yaz gibi.
It's my duty to help you.
学び始める
Size yardım etmek benim görevim.
It's not good to overeat.
学び始める
Aşırı yemek iyi değildir.
It's not healthy for you.
学び始める
O sizin için sağlıklı değil.
It's on the eighth floor.
学び始める
O sekizinci kattadır.
It's out of the question.
学び始める
O söz konusu değil.
It's pitch black outside.
学び始める
Dışarısı zifiri karanlık.
It's six o'clock already.
学び始める
Saat zaten altı.
It's time to take a bath.
学び始める
Şimdi banyo yapma zamanı.
It's too early to get up.
学び始める
Kalkmak için çok erken.
It's up to you to decide.
学び始める
Karar vermek sana kalmış.
It's very stuffy in here.
学び始める
Burası çok havasız.
It's warm enough to swim.
学び始める
Yüzmek için yeterince sıcak.
Jane is not able to swim.
学び始める
Jane yüzemez.
Japan has a mild climate.
学び始める
Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
Japan is in eastern Asia.
学び始める
Japonya Doğu Asya'dadır.
Jeans go with everything.
学び始める
Kot pantolonlar her şeyle gider.
Jim hasn't been home yet.
学び始める
Jim henüz evde değil.
Jim is a man of his word.
学び始める
Jim sözünün adamı.
Jim left Paris yesterday.
学び始める
Jim dün Paris'ten ayrıldı.
Jim resembles his father.
学び始める
Jim babasına benzer.
Jiro wants to drink Coke.
学び始める
Jiro kola içmek istiyor.
Joe looked sad yesterday?
学び始める
Joe dün üzgün görünüyordu.
John has no friends here.
学び始める
John'un burada hiç arkadaşı yok.
John was married to Jane.
学び始める
John Jane ile evliydi.
Judy is kind to everyone.
学び始める
Judy herkese karşı naziktir.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。