Turkish sentences from Tatoeba 14

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
Kanazawa is a quiet city.
学び始める
Kanazawa sakin bir şehirdir.
Karen went there herself.
学び始める
Karen oraya kendisi gitti.
Keep to the left, please.
学び始める
Soldan git, lütfen.
Keiko is kind, isn't she?
学び始める
Keiko nazik, değil mi?
Ken has arrived in Kyoto.
学び始める
Ken Kyoto'ya vardı.
Ken is a football player.
学び始める
Ken bir futbol oyuncusu.
Ken is kind to the girls.
学び始める
Ken kızlara karşı naziktir.
Ken is tall, but I'm not.
学び始める
Ken uzun boylu, ama ben değilim.
Ken jumped over the wall.
学び始める
Ken duvarın üzerinden atladı.
Ken runs faster than you.
学び始める
Ken senden daha hızlı koşar.
Kumiko is as tall as Tom.
学び始める
Kumiko Tom kadar uzundur.
Laura may have been sick.
学び始める
Laura hastalanmış olabilir.
Let him play your guitar.
学び始める
Senin gitarını çalsın.
Let me buy you a new one.
学び始める
Sana yeni bir tane alayım.
Let me check your ticket.
学び始める
Biletini kontrol edeyim.
Let me have a look at it.
学び始める
Ona bir göz atalım.
Let me know by telephone.
学び始める
Telefonla bana bildirin.
Let me know your address.
学び始める
Adresinizi bana bildirin.
Let me tell you a secret.
学び始める
Sana bir sır anlatayım.
Let me think for a while.
学び始める
Biraz düşüneyim.
Let's ask a travel agent.
学び始める
Bir seyahat acentasına soralım.
Let's be friends forever.
学び始める
Sonsuza kadar arkadaş olalım.
Let's change the subject.
学び始める
Konuyu değiştirelim.
Let's do it another time.
学び始める
Onu başka zaman yapalım.
Let's get together again.
学び始める
Tekrar buluşalım.
Let's keep this a secret.
学び始める
Bunu bir sır olarak saklayalım.
Let's leave it up to him.
学び始める
Onu ona bırakalım.
Let's listen to the tape.
学び始める
Teybi dinleyelim.
Let's make a night of it.
学び始める
Onunla ilgili bir gece yapalım.
Let's not argue any more.
学び始める
Artık tartışmayalım.
Let's not stay here long.
学び始める
Burada uzun süre kalmayalım.
Let's pass by the church.
学び始める
Kilisenin yanından geçelim.
Let's play cards instead.
学び始める
Onun yerine kart oynayalım.
Let's wait till he comes.
学び始める
O gelene kadar bekleyelim.
Lightning hit that tower.
学び始める
Yıldırım kuleye isabet etti.
Lincoln was a Republican.
学び始める
Lincoln bir Cumhuriyetçi idi.
Lincoln won the election.
学び始める
Lincoln seçimi kazandı.
Look at that boy running.
学び始める
Koşan şu çocuğa bak.
Look out for pickpockets.
学び始める
Yankesicilere dikkat et.
Lunch will be ready soon.
学び始める
Öğle yemeği yakında hazır olacak.
Mac is loved by everyone.
学び始める
Mac herkes tarafından sevilir.
Many foods can be boiled.
学び始める
Birçok gıdalar kaynatılabilir.
Many friends saw him off.
学び始める
Birçok arkadaşlar onu yolcu ettiler.
Many of them were bitter.
学び始める
Onların birçoğu acıydı.
Many scientists knew him.
学び始める
Birçok bilim adamı onu tanıyordu.
Many senators opposed it.
学び始める
Birçok senatör ona karşı çıktı.
Mari has been in Hungary.
学び始める
Mari, Macaristan'daydı.
Mary had to go to school.
学び始める
Mary okula gitmek zorunda kaldı.
Mary has not started yet.
学び始める
Mary henüz başlamadı.
Mary is blackmailing Tom.
学び始める
Mary Tom'a şantaj yapıyor.
Mary is Tom's stepmother.
学び始める
Mary Tom'un üvey annesidir.
Mary understands Chinese.
学び始める
Mary Çince'yi anlar.
Math is what I'm best at.
学び始める
Matematik en iyi olduğum derstir.
May I ask a favor of you?
学び始める
Sizden bir iyilik rica edebilir miyim?
May I ask some questions?
学び始める
Bazı sorular sorabilir miyim?
May I ask you a question?
学び始める
Sana bir soru sorabilir miyim?
May I borrow your eraser?
学び始める
Silgini ödünç alabilir miyim?
May I have this magazine?
学び始める
Bu dergiyi alabilir miyim?
May I see a menu, please?
学び始める
Lütfen bir menü görebilir miyim?
May I use this telephone?
学び始める
Ben bu telefonu kullanabilir miyim?
May I use your car today?
学び始める
Bugün arabanı kullanabilir miyim?
Maybe we can make a deal.
学び始める
Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Mayuko reads a good deal.
学び始める
Mayuko çok okur.
Mayuko's dream came true.
学び始める
Mayuko'nun rüyası gerçek oldu.
McClellan wasted no time.
学び始める
McClellan zamanı boşa harcamadı.
Meg agreed to Ken's plan.
学び始める
Meg Ken'in planını kabul etti.
Meg sometimes annoys Ken.
学び始める
Meg bazen Ken'i sıkıyor.
Mike and Ken are friends.
学び始める
Mike ve Ken arkadaşlardır.
Mike and Ken are friends.
学び始める
Mike ve Ken arkadaşlar.
Mike has two girlfriends.
学び始める
Mike'ın iki kız arkadaşı var.
Mike named his dog Spike.
学び始める
Mike köpeğine Spike adını verdi.
Miss Kanda can swim well.
学び始める
Bayan Kanda iyi yüzebilir.
Monday is my busiest day.
学び始める
Pazartesi en yoğun gündür.
Money cannot buy freedom.
学び始める
Para özgürlüğü satın alamaz.
Monroe received 65 votes.
学び始める
Monroe 65 oy aldı.
Most students study hard.
学び始める
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Mt. Asama is now dormant.
学び始める
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
Murder is a wicked crime.
学び始める
Cinayet kötü bir suçtur.
My aim is to be a doctor.
学び始める
Amacım bir doktor olmak.
My aunt gave me a camera.
学び始める
Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.
My aunt gave me an album.
学び始める
Halam bana bir albüm verdi.
My brother became a cook.
学び始める
Erkek kardeşim bir aşçı oldu.
My car is being repaired.
学び始める
Arabam tamir ediliyor.
My cat and dog get along.
学び始める
Kedim ve köpeğim iyi geçinirler.
My cat killed a squirrel.
学び始める
Kedim bir sincap öldürdü.
My family is a large one.
学び始める
Benim ailem büyük bir ailedir.
My father died of cancer.
学び始める
Babam kanserden öldü.
My father drives to work.
学び始める
Babam işe arabayla gider.
My father gave me a game.
学び始める
Babam bana bir oyun verdi.
My father got well again.
学び始める
Babam tekrar iyileşti.
My father has many books.
学び始める
Babamın birsürü kitabı var.
My father is in his room.
学び始める
Babam odasında.
My father used to travel.
学び始める
Babam seyahat ederdi.
My heart is beating fast.
学び始める
Benim kalbim hızlı atıyor.
My hobby is playing golf.
学び始める
Benim hobim golf oynamaktır.
My house is by the ocean.
学び始める
Evim okyanusun yanında.
My house is old and ugly.
学び始める
Benim evim eski ve biçimsiz.
My job is to wash dishes.
学び始める
Benim işim bulaşık yıkamaktır.
My kid brother is twelve.
学び始める
Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.
My mother is always busy.
学び始める
Annem her zaman meşgul.
My mother is sick in bed.
学び始める
Annem yatakta hasta.
My muscles have got soft.
学び始める
Kaslarım yumuşadı.
My name is Ichiro Tanaka.
学び始める
Benim adım Ichiro Tanaka.
My prayers were answered.
学び始める
Dualarım gerçekleşti.
My robot's name is Multi.
学び始める
Robotumun adı Multi.
My room faces the garden.
学び始める
Odam bahçeye bakar.
My seat is near the door.
学び始める
Benim koltuğum kapıya yakın.
My shoelaces came undone.
学び始める
Benim ayakkabı bağlarım çözüldü.
My son is taller than me.
学び始める
Oğlum benden daha uzun.
My teacher drove me home.
学び始める
Öğretmenim beni arabayla eve götürdü
My temperature is normal.
学び始める
Benim vücut ısım normal.
My uncle died a year ago.
学び始める
Amcam bir yıl önce öldü.
My uncle gave me his car.
学び始める
Amcam bana arabasını verdi.
My university has a dorm.
学び始める
Üniversitemin bir yatakhanesi var.
My watch has been stolen.
学び始める
Saatim çalındı.
My wife burst into tears.
学び始める
Karım gözyaşlarına boğuldu.
My wife is a poor driver.
学び始める
Benim karım kötü bir sürücüdür.
My wife looked surprised.
学び始める
Karım şaşırmış görünüyordu.
Nagano beat Tokyo 2 to 3.
学び始める
Nagano, Tokyo'yu 3-2 yendi.
Name and address, please.
学び始める
İsim ve adres, lütfen.
Nancy is a capable nurse.
学び始める
Nancy yetenekli bir hemşiredir.
Naoki is as old as Kaori.
学び始める
Naoki Kaori kadar yaşlıdır.
Naoko came back to Japan.
学び始める
Naoko Japonya'ya geri döndü.
Never be this late again.
学び始める
Asla tekrar bu kadar geç kalma.
Nick owes me ten dollars.
学び始める
Nick bana on dolar borçludur.
No one can cope with him.
学び始める
Kimse onunla baş edemez.
No one can deny the fact.
学び始める
Hiç kimse gerçeği inkar edemez.
No one has ever seen God.
学び始める
Şu ana kadar kimse Tanrıyı görmedi.
Nobody answered the door.
学び始める
Kimse kapıya bakmadı.
Nobody came to my rescue.
学び始める
Kimse beni kurtarmaya gelmedi.
Nobody came to the party.
学び始める
Kimse partiye gelmedi.
Nobody can understand it.
学び始める
Kimse ondan anlayamaz.
None of them are present.
学び始める
Onlardan hiç biri mevcut değil.
Now let's begin the game.
学び始める
Şimdi oyuna başlayalım.
Now this is more like it.
学び始める
Bu ona şimdi daha çok benziyor.
Oh, don't worry about it.
学び始める
Oh, bu konuda endişelenmenize gerek yok.
One of my teeth came out.
学び始める
Dişlerimden biri çıktı.
One of the dogs is alive.
学び始める
Köpeklerden biri canlıdır.
One should do one's best.
学び始める
Bir insan elinden geleni yapmalı.
One should do one's duty.
学び始める
Bir insan vazifesini yapmalı.
Our dog is in the kennel.
学び始める
Köpeğimiz kulübededir.
Our living room is sunny.
学び始める
Bizim oturma odası güneşli.
Our sales are decreasing.
学び始める
Satışlarımız azalıyor.
Our teacher seemed angry.
学び始める
Öğretmenimiz kızgın görünüyordu.
Our work is all over now.
学び始める
İşimiz şimdi bitti.
Pass me the salt, please.
学び始める
Bana tuzu uzat, lütfen.
Pass me the wine, please.
学び始める
Bana şarabı uzat, lütfen.
Patty is a smart student.
学び始める
Patty akıllı bir öğrenci.
Paul telephoned just now.
学び始める
Paul az önce telefon etti.
Pay your rent in advance.
学び始める
Kiranı peşin ödemelisin.
Plants die without water.
学び始める
Bitkiler susuz ölürler.
Please be kind to others.
学び始める
Lütfen diğerlerine karşı nazik olun.
Please choose one person.
学び始める
Lütfen bir kişi seçin.
Please come back at once.
学び始める
Lütfen derhal geri dön.
Please develop this film.
学び始める
Lütfen bu filmi banyo edin.
Please do it in this way.
学び始める
Lütfen onu bu şekilde yapın.
Please don't laugh at me.
学び始める
Lütfen bana gülme.
Please find me my wallet.
学び始める
Lütfen bana cüzdanımı bul.
Please give me this book.
学び始める
Lütfen bu kitabı bana ver.
Please have some cookies.
学び始める
Lütfen biraz biküvi alın.
Please help me with this.
学び始める
Bu konuda bana yardımcı olun.
Please lend me your book.
学び始める
Lütfen kitabını bana ödünç ver.
Please peel the potatoes.
学び始める
Lütfen patatesleri soy.
Please put on your shoes.
学び始める
Lütfen ayakkabılarını giy.
Please put your shoes on.
学び始める
Lütfen ayakkabılarınızı giyin.
Please refer to page ten.
学び始める
Lütfen onuncu sayfaya bakın.
Please say it in English.
学び始める
Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
Please show me this book.
学び始める
Lütfen bana bu kitabı göster.
Please sit here and wait.
学び始める
Lütfen buraya otur ve bekle.
Please speak more loudly.
学び始める
Lütfen daha yüksek sesle konuşun.
Speak slower, please.
学び始める
Lütfen daha yavaş konuşun.
Please take off your hat.
学び始める
Lütfen şapkanı çıkar.
Please take some of them.
学び始める
Lütfen onlardan bazılarını götür.
Please tell me the truth.
学び始める
Bana doğruyu söyle.
Please tell me your name.
学び始める
Lütfen adını bana söyle.
Please turn on the light.
学び始める
Lütfen ışığı açın.
Please turn on the radio.
学び始める
Lütfen radyoyu açar mısın?
Please turn up the sound.
学び始める
Lütfen sesi aç.
Please wait half an hour.
学び始める
Lütfen yarım saat bekle.
Please wait on him first.
学び始める
Lütfen önce ona servis yapalım.
Prices continue to climb.
学び始める
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Prices continued to rise.
学び始める
Fiyatlar yükselmeye devam etti.
Put it back where it was.
学び始める
Olduğu yere geri koy.
Put the book on the desk.
学び始める
Kitabı masanın üzerine koyun.
Put the gun on the table.
学び始める
Silahı masanın üzerine koy.
Put yourself in my place.
学び始める
Kendini benim yerime koy.
Quiet him down, will you?
学び始める
Onu sakinleştirin, olur mu?
Quit acting like a child.
学び始める
Çocuk gibi davranmaktan vazgeç.
Raisins are dried grapes.
学び始める
Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
Read the article.
学び始める
Makaleyi okuyun.
Republicans were furious.
学び始める
Cumhuriyetçiler çok kızgındı.
Roosevelt was a war hero.
学び始める
Roosevelt bir savaş kahramanı idi.
Running is good exercise.
学び始める
Koşmak iyi egzersizdir.
Shall I get some for you?
学び始める
Senin için biraz alayım mı?
She allegedly killed him.
学び始める
O, iddialara göre onu öldürdü.
He and I are classmates.
学び始める
O ve ben sınıf arkadaşlarıyız.
She attended the meeting.
学び始める
O, toplantıya katıldı.
She began to gain weight.
学び始める
O kilo almaya başladı.
She bought him a sweater.
学び始める
O, ona bir kazak aldı.
She bowed to me politely.
学び始める
O kibarca bana selam verdi.
She burned her left hand.
学び始める
O, sol elini yaktı.
She called him bad names.
学び始める
O ona ağzına geleni söyledi.
She called me many times.
学び始める
O, beni defalarca aradı.
She called off the party.
学び始める
O partiyi feshetti.
She came home after dark.
学び始める
O, hava karardıktan sonra eve geldi.
She came out of the room.
学び始める
O odadan dışarı çıktı.
She can't be over thirty.
学び始める
O otuz yaşın üzerinde olamaz.
She can't ride a bicycle.
学び始める
O bir bisiklete binemez.
She carried out the plan.
学び始める
O, planı gerçekleştirdi.
She catches colds easily.
学び始める
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
She caught me by the arm.
学び始める
O, beni kolumdan yakaladı.
She decided to marry him.
学び始める
O, onunla evlenmeye karar verdi.
She decided to marry Tom.
学び始める
O Tom'la evlenmeye karar verdi.
She did not say anything.
学び始める
O bir şey söylemedi.
She didn't marry the man.
学び始める
O, adamla evlenmedi.
She didn't visit anybody.
学び始める
O kimseyi ziyaret etmedi.
She disliked her husband.
学び始める
O, kocasını sevmiyordu.
She divorced her husband.
学び始める
O, kocasından boşandı.
She does nothing but cry.
学び始める
O, ağlamaktan başka bir şey yapmaz.
She doesn't need to work.
学び始める
Onun çalışmasına gerek yok.
She flared up with anger.
学び始める
O öfke ile parladı.
She found me a good seat.
学び始める
O, bana iyi bir koltuk buldu.
She found the money gone.
学び始める
O paranın kaybolduğunu gördü.
She gave him a big smile.
学び始める
O, ona büyük bir gülücük verdi.
She gives him the creeps.
学び始める
O, onu ürpertiyor.
She glanced shyly at him.
学び始める
O, ona utanarak baktı.
She goes to night school.
学び始める
O gece okuluna gidiyor.
She got him into trouble.
学び始める
O, onun başını belaya soktu.
She had a new dress made.
学び始める
O, yeni bir elbise yaptırdı.
She had a pleasant dream.
学び始める
O, hoş bir rüya gördü.
She had a strange hat on.
学び始める
O, tuhaf bir şapka giydi.
She had her shoes shined.
学び始める
O, ayakkabılarını parlattı.
She had her tooth pulled.
学び始める
O, dişini çektirdi.
She handed him the money.
学び始める
O ona para verdi.
She handed me a postcard.
学び始める
O bana bir kartpostal verdi.
She has a sense of humor.
学び始める
O, bir mizah duygusuna sahiptir.
She has a sense of humor.
学び始める
O, esprili biridir.
She has good handwriting.
学び始める
Onun iyi bir el yazısı var.
She has no sense of duty.
学び始める
Onun görev duygusu yok.
She has seen better days.
学び始める
O, daha iyi günler gördü.
She has to study science.
学び始める
O fen eğitimi yapmak zorundadır.
She insisted on us going.
学び始める
O bize gitmemiz için ısrar etti.
She invited me to dinner.
学び始める
O, beni akşam yemeğine davet etti.
She is a child after all.
学び始める
Nihayetinde o bir çocuk.
He's an undergrad.
学び始める
O bir üniversite öğrencisi.
She is a reliable person.
学び始める
O güvenilir bir kişidir.
She is a wonderful woman.
学び始める
O, harika bir kadın.
She is all skin and bone.
学び始める
Onun kemikleri sayılıyor.
She is all skin and bone.
学び始める
O bir deri bir kemik.
She is at work right now.
学び始める
O, şu anda görevdedir.
She is brushing her hair.
学び始める
O saçını fırçalıyor.
She is deaf to my advice.
学び始める
O, nasihatımı duymazdan gelir.
She is drawing a picture.
学び始める
O, bir resim çiziyor.
She is everything to him.
学び始める
O onun için her şeydir.
She is hard up for money.
学び始める
O meteliğe kurşun atıyor.
He is having coffee now.
学び始める
O şimdi kahve içiyor.
She is having dinner now.
学び始める
O şimdi akşam yemeği yiyor.
She is just a wallflower.
学び始める
O, tam bir sarışebboydur.
She is liked by everyone.
学び始める
O herkes tarafından hoşlanılır.
She is loved by everyone.
学び始める
O herkes tarafından sevilir.
She is missing the point.
学び始める
O konuyu anlamıyor.
She is not herself today.
学び始める
O, bugün kendinde değil.
She is not quite content.
学び始める
O, tamamen hoşnut değil.
She is not very well off.
学び始める
O çok varlıklı değil.
She is proud of her sons.
学び始める
O, oğullarıyla gurur duyuyor.
She is seeking my advice.
学び始める
O benim tavsiyemi öğrenmeye çalışıyor.
She is used to traveling.
学び始める
O, seyahat etmeye alışkındır.
She is very fond of dogs.
学び始める
Köpeklere çok düşkündür.
She kept her eyes closed.
学び始める
O, gözlerini kapalı tuttu.
She knows what to do now.
学び始める
O şimdi ne yapacağını bilir.
She laid the work on him.
学び始める
O işi ona yükledi.
She left here in a hurry.
学び始める
Buradan aceleyle ayrıldı.
She left here right away.
学び始める
O buradan hemen ayrıldı.
She left the window open.
学び始める
O, pencereyi açık bıraktı.
She lives in the country.
学び始める
O kırsalda yaşıyor.
She lives in the village.
学び始める
O, köyde yaşıyor.
She lives quite close by.
学び始める
O oldukça yakında yaşıyor.
She looked me in the eye.
学び始める
O, gözüme baktı.
She looked up at the sky.
学び始める
O gökyüzüne baktı.
She looks at least sixty.
学び始める
O en az altmış görünüyor.
She looks like a teacher.
学び始める
O bir öğretmene benziyor.
She loves chocolate, too.
学び始める
O da çikolata seviyor.
She loves her son dearly.
学び始める
O, oğlunu içtenlikle seviyor.
She made me a nice dress.
学び始める
O, bana güzel bir elbise yaptı.
She made the doll for me.
学び始める
O, benim için oyuncak bebek yaptı.
She majored in economics.
学び始める
O ekonomi alanında uzmanlaşmıştır.
She manages a shoe store.
学び始める
O bir ayakkabı mağazası yönetir.
She married a bank clerk.
学び始める
O bir banka memuru ile evlendi.
She met him on the beach.
学び始める
O onunla plajda tanıştı.
She met him this morning.
学び始める
O onunla bu sabah tanıştı.
She must have told a lie.
学び始める
O bir yalan söylemiş olmalı.
She ordered him to do it.
学び始める
O ona onu yapmasını emretti.
She prefers beer to wine.
学び始める
O, birayı şaraba tercih eder.
She read one poem to him.
学び始める
O, ona bir şiir okudu.
She refused his proposal.
学び始める
Onun önerisini reddetti.
She returned from a trip.
学び始める
O bir geziden döndü.
She sang better than him.
学び始める
O, ondan daha iyi şarkı söyledi.
She sang the song softly.
学び始める
O, şarkıyı düşük sesle söyledi.
She screamed with terror.
学び始める
O, dehşetten dolayı çığlık attı.
She sent this book to me.
学び始める
O bu kitabı bana gönderdi.
She set out for Thailand.
学び始める
Tayland için yola çıktı.
She shook hands with him.
学び始める
O, onunla tokalaştı.
She sued him for damages.
学び始める
O, ona zararlar için dava açtı.
She talked as she walked.
学び始める
O, yürürken konuşuyordu.
She thinks highly of him.
学び始める
O onu epeyce düşünüyor.
She told me she loved me.
学び始める
O bana beni sevdiğini söyledi.
She took a trip to Paris.
学び始める
O, Paris'e bir gezi yaptı.
She took him to the lake.
学び始める
O onu göle götürdü.
She tried on a new dress.
学び始める
O, yeni bir elbise denedi.
She tripped on the stone.
学び始める
O taşa takıldı.
She turned down my offer.
学び始める
O benim teklifimi geri çevirdi.
She turned down my offer.
学び始める
O, benim teklifimi geri çevirdi.
She turned off the radio.
学び始める
O radyoyu kapadı.
She was anxious for help.
学び始める
O, yardım için endişeliydi.
She was crying with pain.
学び始める
O acıdan dolayı ağlıyordu.
She was eager to go home.
学び始める
O, eve gitmeye istekli.
She was fluent in French.
学び始める
O, Fransızca'da akıcıydı.
She was late for the bus.
学び始める
O otobüse geç kalmıştı.
She was very rude to him.
学び始める
O, ona karşı çok kabaydı.
She wasn't polite to him.
学び始める
O ona karşı nazik değildi.
She waved her hand to me.
学び始める
O, bana elini salladı.
She waved her hand to us.
学び始める
O, bize elini salladı.
She went down the stairs.
学び始める
O, merdivenlerden aşağı indi.
She went there yesterday.
学び始める
O dün oraya gitti.
She will be back at five.
学び始める
O, saat beşte geri dönecek.
She will be there by now.
学び始める
Şimdiye kadar orada olacaktır.
She will become a doctor.
学び始める
Doktor olacak.
She wiped away her tears.
学び始める
O, gözyaşlarını sildi.
She wished me good night.
学び始める
O, bana iyi geceler diledi.
She won't give up easily.
学び始める
O kolayca vazgeçmeyecek.
She won't give up easily.
学び始める
O kolayca pes etmeyecek.
She works for a hospital.
学び始める
O, bir hastane için çalışır.
She writes me every week.
学び始める
O her hafta bana yazar.
She wrote a lot of poems.
学び始める
O, birçok şiir yazdı.
She'll do it in 24 hours.
学び始める
O, 24 saat içinde onu yapacak.
She's at work, isn't she?
学び始める
O, iş yerinde, değil mi?
She's not as old as Mary.
学び始める
O, Mary kadar yaşlı değil.
She's not as old as Mary.
学び始める
O, Mary kadar yaşlı değildir.
She's wearing a nice hat.
学び始める
O güzel bir şapka takıyor.
She's wearing eye shadow.
学び始める
O göz farı sürüyor.
Should I cancel the call?
学び始める
Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?
Should we get up earlier?
学び始める
Daha erken kalkmamıza gerek var mı?
Shut up and let me think.
学び始める
Kapa çeneni ve düşünmeme izin ver.
Sixty new museums opened.
学び始める
Altmış yeni müze açıldı.
Someone broke the window.
学び始める
Biri pencereyi kırdı.
Someone entered the room.
学び始める
Birisi odaya girdi.
Someone scratched my car.
学び始める
Birisi arabamı çizdi.
Someone will do that job.
学び始める
Biri şu işi yapacak.
Sorry, but he is out now.
学び始める
Üzgünüm, fakat o şimdi dışarıda.
Spain controlled Florida.
学び始める
İspanya Florida'yı kontrol altında tuttu.
Speak slowly and clearly.
学び始める
Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
Stand back from the rope.
学び始める
İpten geride dur.
Stop arguing about money.
学び始める
Para hakkında tartışmayı bırak.
Study harder from now on.
学び始める
Bundan sonra daha sıkı çalış.
Suddenly, it became noisy.
学び始める
Aniden gürültülü oldu.
Sugar dissolves in water.
学び始める
Şeker suda çözünür.
Supplies were no problem.
学び始める
Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.
Tadashi has a soft voice.
学び始める
Tadashi yumuşak bir sese sahip.
Take as many as you want.
学び始める
İstediğin kadar çok al.
Take care of your health.
学び始める
Sağlığına dikkat et.
Take this to your mother.
学び始める
Bunu annene götür.
Telephone me if it rains.
学び始める
Yağmur yağarsa beni ara.
Tell her to come at noon.
学び始める
Ona öğleyin gelmesini söyle.
Ten years is a long time.
学び始める
On yıl uzun bir zamandır.
Tensions were increasing.
学び始める
Gerginlikler artıyordu.
Terrorists blew up a bus.
学び始める
Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.
That boy's hair is black.
学び始める
Şu çocuğun saçı siyahtır.
That car has a roof rack.
学び始める
O arabanın port bağajı var.
That child is impossible.
学び始める
O çocuk çekilmez.
That club is way too big.
学び始める
O kulüp çok çok büyük.
That flower smells sweet.
学び始める
O çiçek güzel kokuyor.
That house belongs to me.
学び始める
O ev bana aittir.
That house is very small.
学び始める
O ev çok küçüktür.
That is all that he said.
学び始める
Onun bütün söylediği odur.
That lady is over eighty.
学び始める
O bayan seksenin üzerindedir.
That toy is made of wood.
学び始める
O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
That was hard to believe.
学び始める
İnanmak zordu.
That was only a year ago.
学び始める
O sadece bir yıl önceydi.
That wasn't my intention.
学び始める
Benim niyetim o değildi.
That's a beautiful dress.
学び始める
O güzel bir elbise.
That's a ridiculous idea.
学び始める
Bu saçma bir fikir.
That's absolute nonsense.
学び始める
Bu saçmalığın dik alası.
That's an excellent wine.
学び始める
Bu mükemmel bir şarap.
That's an interesting ad.
学び始める
O, ilginç bir reklam.
That's fairly reasonable.
学び始める
O oldukça makuldür.
That's my favorite chair.
学び始める
O, benim favori sandalyem.
That's quite meaningless.
学び始める
O oldukça anlamsız.
You're very sweet.
学び始める
Çok tatlısın.
The alarm woke up Mayuko.
学び始める
Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
The area is built up now.
学び始める
Bu alan şu anda inşa edilmiştir.
The arrow hit the target.
学び始める
Ok hedefi vurdu.
The baby cried all night.
学び始める
Bebek tüm gece ağladı.
The baby has a cute face.
学び始める
Bebeğin sevimli bir yüzü var.
The baby is able to walk.
学び始める
Bebek yürüyebiliyor.
The baby was fast asleep.
学び始める
Bebek derin uykudaydı.
The ball bounced up high.
学び始める
Top yükseğe fırladı.
The blood test is normal.
学び始める
Kan testi normaldir.
The blood was bright red.
学び始める
Kan parlak kırmızıydı.
The boy adjusted his cap.
学び始める
Çocuk şapkasını düzeltti.
The boy can count to ten.
学び始める
Çocuk ona kadar sayabilir.
The boy fell off the bed.
学び始める
Çocuk yatağa düştü.
The boy has a high fever.
学び始める
Çocuğun yüksek ateşi var.
The boy I helped is Tony.
学び始める
Yardım ettiğim çocuk Tony'dir.
The boy took off his cap.
学び始める
Çocuk kepini çıkardı.
The bus has already gone.
学び始める
Otobüs çoktan gitti.
The bus was very crowded.
学び始める
Otobüs çok kalabalıktı.
The car doesn't run fast.
学び始める
Araba hızlı çalışmaz.
The car has a new engine.
学び始める
Arabanın yeni bir motoru var.
The class begins at 8:30.
学び始める
Ders 8:30 da başlar.
The climate here is mild.
学び始める
Buradaki iklim ılımandır.
The coffeepot is boiling.
学び始める
Kahve demliği kaynıyor.
The cold air revived Tom.
学び始める
Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.
The danger of war passed.
学び始める
Savaş tehlikesi geçti.
The decision is not easy.
学び始める
Karar kolay değildir.
The decision was put off.
学び始める
Karar ertelendi.
The desk is made of wood.
学び始める
Masa ahşaptan yapılmıştır.
The doctor felt my pulse.
学び始める
Doktor nabzıma baktı.
The doctor took my pulse.
学び始める
Doktor nabzımı ölçtü.
The dog was hit by a car.
学び始める
Köpek bir araba tarafından çarpıldı.
The door remained closed.
学び始める
Kapı kapalı kaldı.
The fish wants to escape.
学び始める
Balık kaçmak istiyor.
The food is getting cold.
学び始める
Yiyecek soğuyor.
The forest is very thick.
学び始める
Orman çok sık.
The game became exciting.
学び始める
Oyun heyecan verici oldu.
The girl has golden hair.
学び始める
Kızın altın saçları var.
The girl hugged her doll.
学び始める
Kız bebeğini kucakladı.
The girl let the bird go.
学び始める
Kız kuşu azat etti.
The girls began to laugh.
学び始める
Kızlar gülmeye başladılar.
The governor was furious.
学び始める
Vali öfkelendi
The gown is made of silk.
学び始める
Gecelik ipekten yapılır.
The gunman was Jack Ruby.
学び始める
Silahlı adam Jack Ruby idi.
The horse would not move.
学び始める
At kımıldamadı.
The hot bath relaxed her.
学び始める
Sıcak bir banyo, onu rahatlattı.
The lady remained silent.
学び始める
Bayan sessiz kaldı.
The lake is deepest here.
学び始める
Nehrin en derin yeri burası.
The man committed murder.
学び始める
Adam cinayet işledi.
The man shoved her aside.
学び始める
Adam onu bir kenara itti.
The meeting was canceled.
学び始める
Toplantı iptal edildi.
The Mexicans surrendered.
学び始める
Meksikalılar teslim oldu.
The milk went sour.
学び始める
Süt ekşidi.
The museum is closed now.
学び始める
Şimdi müze kapalı.
The nail tore his jacket.
学び始める
Çivi onun ceketini yırttı.
The new plan worked well.
学び始める
Yeni plan iyi çalıştı.
The news broke her heart.
学び始める
Haber onun kalbini kırdı.
The news made them happy.
学び始める
Haber onları mutlu etti.
The nurse gave me a shot.
学び始める
Hemşire bana bir iğne yaptı.
The old man is very kind.
学び始める
Yaşlı adam çok nazik.
The patient is in danger.
学び始める
Hasta tehlikede.
The plan did not succeed.
学び始める
Plan başarılı olmadı.
The play begins at 2 p.m.
学び始める
Oyun 2:00 p.m.'de başlar.
The police are after you.
学び始める
Polisler senin peşinde.
The policeman is on duty.
学び始める
Polis memuru görevde.
The pond has frozen over.
学び始める
Göletin üstü buz tutmuş.
The president is out now.
学び始める
Başkan şimdi dışarda.
The rain changed to snow.
学び始める
Yağmur, kara dönüştü.
The rain stopped at last.
学び始める
Sonunda yağmur durdu.
The red dress suited her.
学び始める
Kırmızı elbise ona uydu.
The rent is due tomorrow.
学び始める
Yarın kiranın vadesi geldi.
The riot got out of hand.
学び始める
İsyan kontrolden çıktı.
The river is running dry.
学び始める
Nehir kuruyor.
The road is under repair.
学び始める
Yol onarımdadır.
The ship had three decks.
学び始める
Geminin üç güvertesi vardı.
The ship was not damaged.
学び始める
Gemi hasarlı değildi.
The shop closes at seven.
学び始める
Dükkan yedide kapanır.
The shop is closed today.
学び始める
Dükkan bugün kapalı.
The situation worsened.
学び始める
Durum daha da kötüleşti.
The skies won't be clear.
学び始める
Gökyüzü açık olmayacak.
The sky is full of stars.
学び始める
Gökyüzü yıldızlarla dolu.
The sky is getting light.
学び始める
Gökyüzü aydınlanıyor.
The Smiths moved to Ohio.
学び始める
Smith ailesi Ohio'ya taşındı.
The snow has disappeared.
学び始める
Kar kayboldu.
The snow has melted away.
学び始める
Kar eriyip yok oldu.
The snow is falling fast.
学び始める
Kar hızlı düşüyor.
The soup is terribly hot.
学び始める
Çorba aşırı sıcak.
The soup is terribly hot.
学び始める
Çorba son derece sıcak.
The soup needs more salt.
学び始める
Çorbanın daha çok tuza ihtiyacı var.
The structure isn't safe.
学び始める
Yapı güvenli değil.
The sun is about to rise.
学び始める
Güneş doğmak üzere.
The sun is about to sink.
学び始める
Güneş batmak üzere.
The toilet doesn't flush.
学び始める
Tuvaletin sifonu çalışmıyor.
The toilet is over there.
学び始める
Tuvalet orada.
The total is one hundred.
学び始める
Toplam bir yüzdür.
The train came on time.
学び始める
Tren zamanında geldi.
The train is due at noon.
学び始める
Tren öğleyin gelir.
The war lasted two years.
学び始める
Savaş iki yıl sürdü.
The waves are high today.
学び始める
Dalgalar bugün yüksek.
The weather had been hot.
学び始める
Hava sıcak olmuştu.
The weather has improved.
学び始める
Hava düzeldi.
The whole crew was saved.
学び始める
Tüm mürettebat kurtarıldı.
The wind has calmed down.
学び始める
Rüzgar sakinleşti
Their cattle are all fat.
学び始める
Onların sığırlarının hepsi şişman.
Their son's name is John.
学び始める
Onların erkek çocuğunun adı John.
There is a knife missing.
学び始める
Kayıp bir bıçak var.
There is a show tomorrow.
学び始める
Yarın bir gösteri var.
There is a spoon missing.
学び始める
Kayıp bir kaşık var.
There is no school today.
学び始める
Bugün okul yok.
There isn't any solution.
学び始める
Hiç çözüm yok.
There isn't anybody else.
学び始める
Başka biri yok.
There's no need to hurry.
学び始める
Acele etmeye gerek yok.
There's nothing I can do.
学び始める
Yapabileceğim bir şey yok.
These are very old books.
学び始める
Bunlar çok eski kitaplar.
These books are my books.
学び始める
Bu kitaplar benim kitaplarım.
These oranges taste good.
学び始める
Bu portakallrın tadı iyi.
These socks do not match.
学び始める
Bu çoraplar eşleşmiyor.
These trousers are dirty.
学び始める
Bu pantolon kirli.
They achieved their goal.
学び始める
Onlar amaçlarına ulaştılar.
They already got married.
学び始める
Onlar zaten evlendiler.
They are all alike to me.
学び始める
Onların hepsi bana benziyor.
They are as strong as us.
学び始める
Onlar bizim kadar güçlüler.
They are eager for peace.
学び始める
Onlar barış için istekliler.
They are out of work now.
学び始める
Onlar şimdi işsizler.
They are paid by the day.
学び始める
Onlara günlük ödenir.
They are very big apples.
学び始める
Onlar çok büyük elmalar.
They are very compatible.
学び始める
Onlar çok uyumlular.
They are very kind to me.
学び始める
Onlar bana karşı çok nazik.
They ate healthier foods.
学び始める
Onlar daha sağlıklı gıdalar yediler.
They attained their goal.
学び始める
Onlar hedeflerine ulaştılar.
They attempted to escape.
学び始める
Onlar kaçma girişiminde bulundular.
They became man and wife.
学び始める
Onlar karı koca oldu.
They called him a coward.
学び始める
Onlar ona korkak dediler.
They came into the house.
学び始める
Onlar eve geldiler.
They caught him stealing.
学び始める
Onlar onu çalarken yakaladılar.
They did not clap for us.
学び始める
Onlar bizi alkışlamadılar.
They eat fish on Fridays.
学び始める
Onlar Cuma günleri balık yerler.
They escaped from prison.
学び始める
Onlar hapishaneden kaçtı.
They found no such proof.
学び始める
Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
They had different ideas.
学び始める
Onların farklı fikirleri vardı.
They have gone to Europe.
学び始める
Onlar Avrupa'ya gittiler.
They have taken her away.
学び始める
Onlar onu götürdüler.
They have twin daughters.
学び始める
Onların ikiz kızları var.
They like Tsuneoki Ikeda.
学び始める
Onlar Tsuneoki Ikeda'yı severler.
They live near the beach.
学び始める
Onlar sahile yakın yaşarlar.
They looked really happy.
学び始める
Onlar gerçekten mutlu görünüyordu.
They lost their property.
学び始める
Onlar mülklerini kaybettiler.
They need some direction.
学び始める
Onların bir yöne ihtiyacı var.
They rented an apartment.
学び始める
Onlar bir daire kiraladı.
They say he's very rich.
学び始める
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
They sent for the doctor.
学び始める
Onlar doktor getirttiler.
They set out on a picnic.
学び始める
Onlar piknik için yola çıktılar.
They walked side by side.
学び始める
Onlar yan yana yürüdüler.
They want to become rich.
学び始める
Onlar zengin olmak istiyorlar.
They were from Liverpool.
学び始める
Onlar Liverpool'lu idi.
They were glad to see me.
学び始める
Onlar beni gördüklerine memnun oldular.
They were playing tennis.
学び始める
Onlar tenis oynuyorlardı.
They were seen to go out.
学び始める
Onlar dışarı çıkarken görüldü.
They were spending money.
学び始める
Onlar para harcıyorlardı.
They were taken prisoner.
学び始める
Onlar esir alındılar.
They would call for help.
学び始める
Onlar yardım istediler.
They would not surrender.
学び始める
Onlar teslim olmadılar.
They'll be here at three.
学び始める
Onlar Üçte burada olacaklar.
They're able students.
学び始める
Onlar yetenekli öğrenciler.
They're average students.
学び始める
Onlar orta düzeyde öğrenciler.
This amount includes tax.
学び始める
Bu tutar vergi içermektedir.
This baby is 3 weeks old.
学び始める
Bu bebek üç haftalıktır.
This book belongs to you.
学び始める
Bu kitap size aittir.
This box contains apples.
学び始める
Bu kutuda elmalar var.
This castle is beautiful.
学び始める
Bu kale güzeldir.
This clock isn't working.
学び始める
Bu saat çalışmıyor.
This coat doesn't fit me.
学び始める
Bu ceket bana uymuyor.
This coffee shop is cozy.
学び始める
Bu kahvehane rahat.
This desk is used by Tom.
学び始める
Bu masa Tom tarafından kullanılıyor.
This desk is used by Tom.
学び始める
Bu masa Tom tarafından kullanılır.
This diamond is not real.
学び始める
Bu elmas gerçek değildir.
This dog is almost human.
学び始める
Bu köpek neredeyse bir insan.
This door would not open.
学び始める
Bu kapı açılmazdı.
This flag is very pretty.
学び始める
Bu bayrak çok güzel.
This gate needs painting.
学び始める
Bu kapının boyanmaya ihtiyacı var.
This house has six rooms.
学び始める
Bu evin altı odası var.
This is a dead-end alley.
学び始める
Bu çıkmaz bir sokak.
This is a very rare case.
学び始める
Bu çok nadir bir durumdur.
This is a very tall tree.
学び始める
Bu çok uzun bir ağaç.
This is all he has to do.
学び始める
Bütün yapması gereken bu.
This is an historic city.
学び始める
Bu tarihi bir şehir.
This is as heavy as lead.
学び始める
Bu kurşun kadar ağır.
This drives me nuts.
学び始める
Bu beni deli ediyor.
This is how we cook rice.
学び始める
Pilavı pişirme şeklimiz budur.
This is my email address.
学び始める
İşte benim e-postam.
This is my email address.
学び始める
Bu benim e-mail adresim.
This is my email address.
学び始める
Bu benim e-posta adresim.
This is my email address.
学び始める
Bu benim e-posta adresi.
This is the worst of all.
学び始める
Bu hepsinin en kötüsüdür.
This is too easy for him.
学び始める
Bu onun için çok kolaydır.
This is Uncle Tom's farm.
学び始める
Bu Uncle Tom'un çiftliğidir.
This is what you must do.
学び始める
Yapmanız gereken budur.
This is your only chance.
学び始める
Bu sizin tek şansınız.
This knife is very sharp.
学び始める
Bu bıçak çok keskin.
This land belongs to Tom.
学び始める
Bu arazi Tom'a aittir.
This magazine sells well.
学び始める
Bu dergi iyi satıyor.
This makes me very angry.
学び始める
Bu beni çok kızdırır.
This question isn't easy.
学び始める
Bu soru kolay değildir.
This room is comfortable.
学び始める
Bu oda rahat.
This room is very stuffy.
学び始める
Bu oda çok havasız.
This rule does not apply.
学び始める
Bu kural geçerli değildir.
This size doesn't fit me.
学び始める
Bu beden bana uymuyor.
This song is a love song.
学び始める
Bu şarkı bir aşk şarkısı.
This song makes me happy.
学び始める
Bu şarkı beni mutlu ediyor.
This soup is really good.
学び始める
Bu çorba gerçekten iyi.
This stove uses kerosene.
学び始める
Bu soba kerosen kullanır.
This tire needs some air.
学び始める
Bu lastiğin biraz havaya ihtiyacı var.
This was meant as a joke.
学び始める
Bu bir şaka olarak yapılmıştı.
To relax, breathe slowly.
学び始める
Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.
Tom accepted Mary's gift.
学び始める
Tom Mary'nin hediyesini kabul etti.
Tom added up the numbers.
学び始める
Tom sayıları topladı.
Tom admitted his mistake.
学び始める
Tom hatasını kabul etti.
Tom adopted a new policy.
学び始める
Tom yeni bir politika benimsedi.
Tom almost lost his mind.
学び始める
Tom neredeyse aklını kaybetti.
Tom always does his best.
学び始める
Tom her zaman elinden geleni yapar.
Tom and Mary are cousins.
学び始める
Tom ve Mary kuzendir.
Tom arrived at the hotel.
学び始める
Tom otele vardı.
Tom asked for a discount.
学び始める
Tom bir indirim istedi.
Tom asked for directions.
学び始める
Tom tarifleri istedi.
Tom bet $300 on the game.
学び始める
Tom oyunda 300 dolarlık bahse girdi.
Tom bet $300 on the race.
学び始める
Tom yarışta 300 dolarlık bahse girdi.
Tom bought Mary a camera.
学び始める
Tom MaryYe bir kamera satın aldı.
Tom broke down the house.
学び始める
Tom evi yıktı.
Tom brought refreshments.
学び始める
Tom serinletici içecekler getirdi.
Tom buttoned up his coat.
学び始める
Tom paltosunu ilikledi.
Tom called a taxi for me.
学び始める
Tom benim için bir taksi çağırdı.
Tom called Mary a coward.
学び始める
Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.
Tom came after Mary left.
学び始める
Mary gittikten sonra Tom geldi.
Tom came over last night.
学び始める
Tom dün gece uğradı.
Tom came to dislike Mary.
学び始める
Tom Mary'yi sevmediği için geldi.
Tom can be reasoned with.
学び始める
Tom ikna edilebilir.
Tom can dance quite well.
学び始める
Tom oldukça iyi dans edebilir.
Tom can swim like a fish.
学び始める
Tom balık gibi yüzebilir.
Tom can't turn Mary down.
学び始める
Tom Mary'den vazgeçemiyor.
Tom catches colds easily.
学び始める
Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Tom certainly has talent.
学び始める
Tom'un kesinlikle yeteneği var.
Tom certainly tries hard.
学び始める
Tom kesinlikle çok çabalıyor.
Tom certainly was polite.
学び始める
Tom kesinlikle kibardı.
Tom claimed he saw a UFO.
学び始める
Tom o bir UFO gördüğünü iddia etti.
Tom cried all night long.
学び始める
Tom bütün gece boyunca bağırdı.
Tom cut the pear in half.
学び始める
Tom, armutu yarıya böldü.
Tom deserves a promotion.
学び始める
Tom bir terfiyi hak ediyor.
Tom did an excellent job.
学び始める
Tom mükemmel bir iş yaptı.
Tom did as you suggested.
学び始める
Tom önerdiğin gibi yaptı.
Tom did his own research.
学び始める
Tom kendi araştırmasını yaptı.
Tom did okay on the test.
学び始める
Tom sınavda iyi yaptı.
Tom didn't feel anything.
学び始める
Tom bir şey hissetmedi.
Tom didn't know anything.
学び始める
Tom bir şey bilmiyordu.
Tom didn't mean any harm.
学び始める
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
Tom didn't need any help.
学び始める
Tom herhangi bir yardıma ihtiyacı yoktu.
Tom didn't shoot anybody.
学び始める
Tom herhangi birine ateş etmedi.
Tom didn't think of that.
学び始める
Tom onu düşünmüyordu.
Tom died a natural death.
学び始める
Tom doğal bir ölümle öldü.
Tom died at an early age.
学び始める
Tom erken yaşta öldü.
Tom died in his thirties.
学び始める
Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.
Tom discovered the truth.
学び始める
Tom gerçeği keşfetti.
Tom does weight training.
学び始める
Tom ağırlık çalışması yapar.
Tom doesn't drink coffee.
学び始める
Tom kahve içmez.
Tom doesn't get up early.
学び始める
Tom erken kalkmaz.
Tom doesn't have a fever.
学び始める
Tom'un ateşi yok.
Tom doesn't know my name.
学び始める
Tom ismimi bilmiyor.
Tom doesn't look his age.
学び始める
Tom yaşında görünmüyor.
Tom doesn't mind waiting.
学び始める
Tom beklemeyi dert etmez.
Tom doesn't mind walking.
学び始める
Tom yürümeyi dert etmez.
Tom doesn't speak French.
学び始める
Tom Fransızca konuşmaz.
Tom doesn't trust anyone.
学び始める
Tom kimseye güvenmiyor.
Tom drives like a maniac.
学び始める
Tom bir manyak gibi araba sürer.
Tom drove off in a hurry.
学び始める
Tom arabayla hızlıca uzaklaştı.
Tom drowned in the ocean.
学び始める
Tom okyanusta boğuldu.
Tom enjoys reading books.
学び始める
Tom kitapları okumayı seviyor.
Tom enjoys the fresh air.
学び始める
Tom taze havayı sever.
Tom enlisted in the Army.
学び始める
Tom orduya yazıldı.
Tom feels sorry for Mary.
学び始める
Tom Mary için üzgün hissediyor.
Tom fell asleep in class.
学び始める
Tom sınıf içinde uykuya daldı.
Tom fell down the stairs.
学び始める
Tom merdivenlerden düştü
Tom fell off his bicycle.
学び始める
Tom bisikletinden düştü.
Tom filled in the blanks.
学び始める
Tom boşlukları doldurdu.
Tom finally got his wish.
学び始める
Tom sonunda istediğini aldı.
Tom forced Mary to do it.
学び始める
Tom Mary'yi onu yapması için zorladı.
Tom found Mary repulsive.
学び始める
Tom Mary'yi itici buldu.
Tom gave the baby a bath.
学び始める
Tom bebeğe banyo yaptırdı.
Tom glanced at his watch.
学び始める
Tom saatine baktı.
Tom goes to bed at 10:30.
学び始める
Tom saat 10.30 'da yatmaya gider.
Tom goes to night school.
学び始める
Tom gece okuluna gidiyor.
Tom got here before noon.
学び始める
Tom öğleden önce buraya vardı.
Tom got his suit altered.
学び始める
Tom takım elbisesini değiştirdi.
Tom got off the elevator.
学び始める
Tom asansörden indi.
Tom got shot in the back.
学び始める
Tom sırtından vuruldu.
Tom got soap in his eyes.
学び始める
Tom'un gözlerinde sabun var.
Tom got stuck in traffic.
学び始める
Tom, trafikte sıkıştırıldı.
Tom had a very good time.
学び始める
Tom, çok iyi bir zaman geçirdi.
Tom had an upset stomach.
学び始める
Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı.
Tom had his fortune told.
学び始める
Tom falını anlattırdı.
Tom had no time to waste.
学び始める
Tom'un boşa harcayacak zamanı yoktu.
Tom had nothing to drink.
学び始める
Tom'un içecek bir şeyi yok.
Tom had to run an errand.
学び始める
Tom bir iş için koşmak zorunda kaldı.
Tom had to take a detour.
学び始める
Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı.
Tom handed in his report.
学び始める
Tom raporunu verdi.
Tom has a bad reputation.
学び始める
Tom kötü bir üne sahiptir.
Tom has a beautiful wife.
学び始める
Tom'un güzel bir karısı var.
Tom has a heavy workload.
学び始める
Tom'un ağır bir işyükü var.
Tom has a lot of stamina.
学び始める
Tom çok dirençli.
Tom has a thing for Mary.
学び始める
Tom'un Mary için bir şeyi var.
Tom has a two-room house.
学び始める
Tom'un iki odalı bir evi var.
Tom has a way with words.
学び始める
Tom'un doğal bir konuşma yeteneği var.
Tom has all but given up.
学び始める
Tom neredeyse vazgeçti.
Tom has never seen a UFO.
学び始める
Tom asla bir UFO görmedi.
Tom has no need to worry.
学び始める
Tom'un üzülmesine gerek yok.
Tom has no wish to study.
学び始める
Tom'un ders çalışma isteği yok.
Tom has to buy some food.
学び始める
Tom biraz yiyecek almak zorunda.
Tom has to wait for Mary.
学び始める
Tom Mary'yi beklemek zorunda.
Tom hasn't changed a bit.
学び始める
Tom biraz değişmedi.
Tom hasn't done any work.
学び始める
Tom hiç iş yapmadı.
Tom hasn't eaten all day.
学び始める
Tom bütün gün yemek yemedi.
Tom hasn't given up hope.
学び始める
Tom ümidini kaybetmedi.
Tom hasn't sung in years.
学び始める
Tom yıllarca şarkı söylemedi.
Tom heard this from Mary.
学び始める
Tom bunu Mary'den duydu.
Tom hopes Mary won't die.
学び始める
Tom Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.
Tom hopes you'll like it.
学び始める
Tom ondan hoşlanacağını umuyor.
Tom hurt Mary's feelings.
学び始める
Tom Mary'nin duygularını incitti.
Tom is a 33-year-old man.
学び始める
Tom 33 yaşında bir adam.
Tom is a college student.
学び始める
Tom bir üniversite öğrencisi.
Tom is a compulsive liar.
学び始める
Tom zorunlu bir yalancıdır.
Tom is a fitness fanatic.
学び始める
Tom bir kondüsyon fanatiği.
Tom is a man of his word.
学び始める
Tom sözünün adamıdır.
Tom is a really nice guy.
学び始める
Tom gerçekten hoş bir adam.
Tom is a reckless driver.
学び始める
Tom dikkatsiz bir sürücü.
Tom is a sensitive child.
学び始める
Tom hassas bir çocuk.
Tom is a talented singer.
学び始める
Tom yetenekli bir şarkıcıdır.
Tom is a very strong man.
学び始める
Tom, çok güçlü bir adam.
Tom is almost never late.
学び始める
Tom neredeyse asla geç kalmaz.
Tom is always in a hurry.
学び始める
Tom'un her zaman acelesi var.
Tom is always on my mind.
学び始める
Tom her zaman aklımda.
Tom is an intriguing guy.
学び始める
Tom ilgi uyandıran bir adam.
Tom is friends with Mary.
学び始める
Tom Mary ile arkadaş.
Tom is going to be sorry.
学び始める
Tom üzülecek.
Tom is hard to deal with.
学び始める
Tom'la uğraşmak zordur.
Tom is hard up for money.
学び始める
Tom'un para için eli darda.
Tom is in love with Mary.
学び始める
Tom Mary'ye aşıktır.
Tom is loyal to his wife.
学び始める
Tom karısına sadık.
Tom is Mary's ex-husband.
学び始める
Tom Mary'nin eski kocasıdır.
Tom is Mary's son-in-law.
学び始める
Tom Mary'nin damadıdır.
Tom is Mary's stepfather.
学び始める
Tom Mary'nin üvey babası.
Tom is no match for Mary.
学び始める
Tom Mary'nin dengi değil.
Tom is not as old as you.
学び始める
Tom senin kadar yaşlı değildir.
Tom is out at the moment.
学び始める
Tom şu anda dışarda.
Tom is shorter than Mary.
学び始める
Tom Mary'den daha kısadır.
Tom is swamped with work.
学び始める
Tom'un çok fazla işi var.
Tom is taking a bath now.
学び始める
Tom şimdi banyo yapıyor.
Tom is too good for Mary.
学び始める
Tom Mary için çok fazla iyi.
Tom is used to hard work.
学び始める
Tom zor işe alışkındır.
Tom is very conservative.
学び始める
Tom çok muhafazakar.
Tom isn't afraid to fail.
学び始める
Tom başarısız olmaktan korkmuyor.
Tom isn't as old as I am.
学び始める
Tom benim kadar yaşlı değildir.
Tom isn't as old as Mary.
学び始める
Tom Mary kadar yaşlı değildir.
Tom isn't at all selfish.
学び始める
Tom hiç bencil değildir.
Tom isn't good at sports.
学び始める
Tom sporda iyi değildir.
Tom jumped into the lake.
学び始める
Tom göle atladı.
Tom just got up and left.
学び始める
Tom sadece kalktı ve gitti.
Tom knows Mary very well.
学び始める
Tom Mary'yi çok iyi tanıyor.
Tom knows what Mary said.
学び始める
Tom Mary'nin dediğini biliyor.
Tom left a note for Mary.
学び始める
Tom Mary için bir not bıraktı.
Tom left the window open.
学び始める
Tom pencereyi açık bıraktı.
Tom lent Mary his camera.
学び始める
Tom Mary'ye kamerasını ödünç verdi.
Tom likes Mary very much.
学び始める
Tom Mary'den çok hoşlanıyordu.
Tom looks very dignified.
学び始める
Tom çok onurlu görünüyor.
Tom lost a lot of weight.
学び始める
Tom çok zayıfladı.
Tom loved Mary very much.
学び始める
Tom Mary'yi çok seviyordu.
Tom loves being outdoors.
学び始める
Tom açık havayı çok seviyor.
Tom loves studying music.
学び始める
Tom müzik çalışmayı sever.
Tom made a wise decision.
学び始める
Tom akıllıca bir karar verdi.
Tom made stew for dinner.
学び始める
Tom akşam yemeği için güveç yaptı.
Tom makes me feel needed.
学び始める
Tom bana gerekli hissettiriyor.
Tom must be about thirty.
学び始める
Tom yaklaşık otuz olmalı.
Tom must be home by 2:30.
学び始める
Tom 2:30 a kadar evde olmalı.
Tom must be thirty or so.
学び始める
Tom otuz yada civarı olmalı.
Tom needs some more rest.
学び始める
Tom'un biraz daha dinlenmeye ihtiyacı var.
Tom needs to talk to you.
学び始める
Tom sizinle konuşmalı.
Tom neglected his family.
学び始める
Tom ailesini ihmal etti.
Tom never eats junk food.
学び始める
Tom asla abur cubur yemez.
Tom never loses his cool.
学び始める
Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
Tom never saw Mary again.
学び始める
Tom tekrar asla Mary'yi görmedi.
Tom no longer loves Mary.
学び始める
Tom artık Mary'yi sevmiyor.
Tom offered to help Mary.
学び始める
Tom Mary'ye yardım etmeyi önerdi.
Tom often eats Thai food.
学び始める
Tom genellikle Tay yemekleri yer.
Tom often goes to Boston.
学び始める
Tom sık sık Boston'a gider.
Tom often has nightmares.
学び始める
Tom sık sık kabus görür.
Tom often makes mistakes.
学び始める
Tom sık sık hata yapar.
Tom owes Mary an apology.
学び始める
Tom Mary'ye bir özür borçludur.
Tom played with his kids.
学び始める
Tom çocukları ile oynadı.
Tom played with the baby.
学び始める
Tom bebek ile oynadı.
Tom pushed the door open.
学び始める
Tom açık kapıyı itti.
Tom pushed the door shut.
学び始める
Tom kapıyı kapatmak için itti.
Tom put away his clothes.
学び始める
Tom elbiselerini yerine koydu.
Tom quite often eats out.
学び始める
Tom oldukça sık dışarıda yiyor.
Tom really is a nice guy!
学び始める
Tom gerçekten hoş bir adam!
Tom regained his balance.
学び始める
Tom dengesini yeniden kazandı.
Tom ripped up the letter.
学び始める
Tom mektubu yırtarak açtı.
Tom rubbed his sore feet.
学び始める
Tom ağrıyan ayağını ovaladı.
Tom said goodbye to Mary.
学び始める
Tom Mary'ye hoşçakal dedi.
Tom said he had to split.
学び始める
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
Tom said Mary would come.
学び始める
Tom Mary'nin geleceğini söyledi.
Tom said this was urgent.
学び始める
Tom bunun acil olduğunu söyledi.
Tom sat across from Mary.
学び始める
Tom Mary'nin karşısına oturdu.
Tom sat in the front row.
学び始める
Tom ön sıraya oturdu.
Tom says it's up to Mary.
学び始める
Tom Mary'ye kalmış diyor.
Tom says he's tired.
学び始める
Tom yorgun olduğunu söylüyor.
Tom scrubbed the bathtub.
学び始める
Tom küveti temizledi.
Tom seems to lack energy.
学び始める
Tom'un enerjisi eksik gibi görünüyor.
Tom seldom drinks coffee.
学び始める
Tom nadiren kahve içer.
Tom seldom eats red meat.
学び始める
Tom nadiren kırmızı et yer.
Tom should get some rest.
学び始める
Tom biraz dinlenmeli.
Tom should go to the gym.
学び始める
Tom, spor salonuna gitmeli.
Tom should've been there.
学び始める
Tom orada olmalıydı.
Tom should've paged Mary.
学び始める
Tom Mary'ye çağrı bırakmalıydı.
Tom shouldn't trust Mary.
学び始める
Tom Mary'ye güvenmemeli.
Tom showed up a tad late.
学び始める
Tom biraz geç geldi.
Tom shredded the lettuce.
学び始める
Tom marulu parçaladı.
Tom spent time with Mary.
学び始める
Tom Mary ile zaman geçirdi.
Tom squeezed Mary's hand.
学び始める
Tom Mary'nin elini sıktı.
Tom stepped on the brake.
学び始める
Tom frene bastı.
Tom still hasn't paid me.
学び始める
Tom hala bana ödeme yapmadı.
Tom sure can play tennis.
学び始める
Tom elbette tenis oynayabilir.
Tom sure does burp a lot.
学び始める
Tom kesinlikle çok geğirir.
Tom thinks Mary is lying.
学び始める
Tom Mary'nin yalan söylediğini düşünüyor.
Tom thinks that's normal.
学び始める
Tom onun normal olduğunu düşünüyor.
Tom thought only of Mary.
学び始める
Tom sadece Mary'yi düşünüyordu.
Tom told Mary about John.
学び始める
Tom Mary'ye John'dan bahsetti.
Tom told Mary the secret.
学び始める
Tom sırrı Mary'ye söyledi.
Tom told Mary what to do.
学び始める
Tom Mary'ye ne yapacağını söyledi.
Tom told the dog to stay.
学び始める
Tom köpeğe kalmasını söyledi.
Tom took a sip of coffee.
学び始める
Tom bir yudum kahve aldı.
Tom took a step backward.
学び始める
Tom geriye doğru bir adım attı.
Tom took out the garbage.
学び始める
Tom çöpü dışarı çıkardı.
Tom took the wrong train.
学び始める
Tom yanlış trene bindi.
Tom took up hang gliding.
学び始める
Tom planör uçuşu çalışmaya başladı.
Tom towel-dried his hair.
学び始める
Tom saçını havlu ile kuruladı.
Tom tried to rescue Mary.
学び始める
Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.
Tom turned on the tap.
学び始める
Tom musluğu açtı.
Tom turned on the heater.
学び始める
Tom ısıtıcıyı açtı.
Tom unbuttoned his shirt.
学び始める
Tom gömleğin düğmelerini açtı.
Tom wants a large family.
学び始める
Tom büyük bir aile istiyor.
Tom wants to be near you.
学び始める
Tom senin yanında olmak istiyor.
Tom wants to go to Japan.
学び始める
Tom Japonya'ya gitmek istiyor.
Tom wants to go with you.
学び始める
Tom seninle gitmek istiyor.
Tom wants to try this on.
学び始める
Tom bunu denemek istiyor.
Tom was forced to resign.
学び始める
Tom istifa etmek için zorlandı.
Tom was happy about that.
学び始める
Tom onun hakkında mutluydu.
Tom was here a while ago.
学び始める
Tom kısa bir süre önce buradaydı.
Tom was Mary's stepchild.
学び始める
Tom Mary'nin üvey evladıydı.
Tom was on TV last night.
学び始める
Tom dün gece televizyondaydı.
Tom was really impressed.
学び始める
Tom gerçekten etkilenmişti.
Tom was really surprised.
学び始める
Tom gerçekten şaşırmıştı.
Tom was stabbed to death.
学び始める
O, bıçaklanarak öldürüldü.
Tom was stuck in traffic.
学び始める
Tom trafikte sıkışıp kalmıştı.
Tom was thinking of Mary.
学び始める
Tom Mary'yi düşünüyordu.
Tom was waiting for Mary.
学び始める
Tom Mary'yi bekliyordu.
Tom watched TV yesterday.
学び始める
Tom, dün televizyon izledi.
Tom watched TV yesterday.
学び始める
Tom, dün TV izledi.
Tom went for a bike ride.
学び始める
Tom bir bisiklete binmek için gitti.
Tom went straight to bed.
学び始める
Tom doğruca yatağa gitti.
Tom went window-shopping.
学び始める
Tom birşey almadan vitrinleri gezdi.
Tom will be back by 2:30.
学び始める
Tom 2:30'a kadar geri dönecek.
Tom will keep you posted.
学び始める
Tom size düzenli olarak haber verecektir.
Tom will let Mary decide.
学び始める
Tom Mary'nin karar vermesine izin verecek.
Tom wishes he had a maid.
学び始める
Tom bir hizmetçisinin olmasını diliyor.
Tom worked like a madman.
学び始める
Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom wouldn't let Mary in.
学び始める
Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermezdi.
Tom's eyes are bloodshot.
学び始める
Tom'un gözleri kan çanağı.
Tom's flight was delayed.
学び始める
Tom'un uçuşu ertelendi.
Tom's mom caught the flu.
学び始める
Tom'un annesi gribe yakalandı.
Tomiko guessed my weight.
学び始める
Tomiko benim kilomu tahmin etti.
Tomorrow is her birthday.
学び始める
Yarın onun doğum günü.
Tomorrow is Mother's Day.
学び始める
Yarın anneler günü.
Tony speaks English well.
学び始める
Tony İngilizceyi iyi konuşur.
Try to fulfill your duty.
学び始める
Görevini yerine getirmeye çalış.
Try us again next Monday.
学び始める
Önümüzdeki Pazartesi bizi tekrar deneyin.
Turn down the television.
学び始める
Televizyonu kapatın.
Twelve is an even number.
学び始める
On iki, çift bir sayıdır.
Two men met face to face.
学び始める
İki adam yüz yüze görüştüler.
Two of them were drowned.
学び始める
Onlardan ikisi boğuldu.
Ulysses Grant was a hero.
学び始める
Ulysses Grant bir kahramandı.
Wait till the rain stops.
学び始める
Yağmur duruncaya kadar bekle.
Wake up at seven, please.
学び始める
Yedide uyandır lütfen.
Walk as fast as possible.
学び始める
Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.
Was he lying on his back?
学び始める
O sırtüstü yatıyor muydu?
Was it difficult to make?
学び始める
Yapmak zor oldu mu?
Was that you at the door?
学び始める
Kapıdaki sen miydin?
Was the baby crying then?
学び始める
O zaman, bebek ağlıyor muydu?
Was the book interesting?
学び始める
Kitap enteresan mıydı?
Wash your face and hands.
学び始める
Yüzünü ve ellerini yıka.
We agreed to start early.
学び始める
Biz erken başlamak için anlaştık.
We almost froze to death.
学び始める
Neredeyse donarak ölüyorduk.
We applauded his honesty.
学び始める
Biz onun dürüstlüğünü alkışladık.
We appreciate his talent.
学び始める
Biz onun yeteneğini taktir ediyoruz.
We are apt to waste time.
学び始める
Biz boşa zaman geçirmeye eğilimliyiz.
We are in the same class.
学び始める
Biz aynı sınıftayız.
We are invited to dinner.
学び始める
Biz akşam yemeğine davet edildik.
We are leaving here soon.
学び始める
Yakında buradan ayrılıyoruz.
We are moving next month.
学び始める
Biz gelecek ay taşınıyoruz.
We are not all that safe.
学び始める
Biz o kadar güvende değiliz.
We are sold out of jeans.
学び始める
Kotların hepsi satıldı.
We are under his command.
学び始める
Biz onun emrindeyiz.
We are worried about you.
学び始める
Senin hakkında endişeliyiz.
We bought a pound of tea.
学び始める
Bir paund çay satın aldık.
We buy eggs by the dozen.
学び始める
Biz yumurtaları düzine ile alırız.
We chose John as captain.
学び始める
John kaptan olarak seçtik.
We chose John as captain.
学び始める
Biz kaptan olarak John'u seçtik.
We cleaned up our garden.
学び始める
Bahçemizi toparladık.
We discussed the problem.
学び始める
Sorunu tartıştık.
We do not have snow here.
学び始める
Bizim burada kar yok.
We don't know each other.
学び始める
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
We drove across the city.
学び始める
Şehri baştan başa gezdik.
We drove along the coast.
学び始める
Sahil boyunca arabayla gezdik.
We eat soup with a spoon.
学び始める
Biz bir kaşıkla çorba yeriz.
We elected Jack chairman.
学び始める
Biz Jack'i başkan seçtik.
We expect a lot from him.
学び始める
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
We expect him to succeed.
学び始める
Biz onun başarılı olmasını bekliyoruz.
We felt sympathy for her.
学び始める
Biz onun için sempati hissettik.
We found the key at last.
学び始める
Biz sonunda anahtarı bulduk.
We go to school to learn.
学び始める
Biz öğrenmek için okula gideriz.
We go to school to study.
学び始める
Biz eğitim için okula gideriz.
We go to the same school.
学び始める
Biz aynı okula gideriz.
We had a storm yesterday.
学び始める
Dün bir fırtına yaşadık.
We had fun at Disneyland.
学び始める
Biz Disneyland'da eğlendik.
We had no water to drink.
学び始める
İçecek suyumuz yok.
We had snow this morning.
学び始める
Bu sabah karımız vardı.
We have a house for rent.
学び始める
Kiralık bir evimiz var.
We have a long way to go.
学び始める
Bizim gidecek uzun bir yolumuz var.
We have run out of cream.
学び始める
Kremimiz bitti.
We have run out of sugar.
学び始める
Bizim şekerimiz tükendi.
We have the edge on them.
学び始める
Biz onlara göre avantajlıyız.
We have to start at once.
学び始める
Derhal başlamalıyız.
We have used up the coal.
学び始める
Biz kömürü bitirik.
We heard the bomb go off.
学び始める
Bombanın patladığını duyduk.
We hope to see you again.
学び始める
Sizi tekrar görmeyi umuyoruz.
We import tea from India.
学び始める
Biz Hindistan'dan çay ithal ederiz.
We kept our books closed.
学び始める
Kitaplarımızı kapalı tuttuk.
We kept the fire burning.
学び始める
Biz ateşin yanmasını sürdürdük.
We make butter from milk.
学び始める
Biz tereyağını sütten yaparız.
We need a signed receipt.
学び始める
İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.
We need something to eat.
学び始める
Yiyecek bir şeye ihtiyacımız var.
We need to clean the car.
学び始める
Biz arabayı temizlemeliyiz.
We need to dust the desk.
学び始める
Masanın tozunu almamız gerekir.
We ought to obey the law.
学び始める
Biz yasaya itaat etmeliyiz.
We play tennis every day.
学び始める
Biz her gün tenis oynarız.
We ran for 10 kilometers.
学び始める
On kilometre koştuk.
We rested on some stones.
学び始める
Bazı taşların üstünde dinlendik.
We sat down face to face.
学び始める
Yüz yüze oturduk.
We seldom have snow here.
学び始める
Biz burada nadiren kar görürüz.
We should help the needy.
学び始める
Biz yoksullara yardım etmeliyiz.
We should obey the rules.
学び始める
Biz kurallara riayet etmeliyiz.
We talked over the phone.
学び始める
Biz telefonda konuştuk.
We tried to persuade him.
学び始める
Biz onu ikna etmeye çalıştık.
We tried to trap the fox.
学び始める
Tilkiyi tuzağa düşürmeye çalıştık.
We walked across the ice.
学び始める
Biz buz boyunca yürüdük.
We watched TV last night.
学び始める
Dün gece TV izledik.
We went aboard the plane.
学び始める
Uçağa bindik.
We went skiing in Canada.
学び始める
Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.
We went to school by bus.
学び始める
Biz otobüsle okula gittik.
We will leave in an hour.
学び始める
Bir saat içerisinde gideceğiz.
We will take a rest soon.
学び始める
Yakında dinleneceğiz.
We would die without air.
学び始める
Havasız ölecektik.
We're just like brothers.
学び始める
Biz tam erkek kardeşler gibiyiz.
We're running out of gas.
学び始める
Gazımız bitiyor.
We're very busy just now.
学び始める
Biz şimdi çok meşgulüz.
Welcome to San Francisco.
学び始める
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
Were they busy last week?
学び始める
Onlar geçen hafta meşgul müydü?
Were you home last night?
学び始める
Dün gece evde miydin?
What a beautiful rainbow!
学び始める
Ne güzel bir gökkuşağı!
What am I to do?
学び始める
Ne yapmam gerekiyor?
What an interesting book!
学び始める
Ne ilginç bir kitap!
What are you laughing at?
学び始める
Neye gülüyorsun?
What are you looking for?
学び始める
Ne arıyorsunuz?
What did you have to eat?
学び始める
Ne yemek zorunda kaldın?
What do you do on Sunday?
学び始める
Pazar günleri ne yaparsın?
What do you intend to do?
学び始める
Ne yapmaya niyet ediyorsun.
What do you mean by it?
学び始める
Onunla ne demek istiyorsun?
What do you think he did?
学び始める
Onun ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think of him?
学び始める
Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
What do you think of Tom?
学び始める
Tom hakkında ne düşünüyorsun?
What does that word mean?
学び始める
O kelime ne anlama geliyor.
What does this mark mean?
学び始める
Bu işaret ne anlama geliyor?
What does this word mean?
学び始める
Bu kelime ne anlama geliyor.
What does your father do?
学び始める
Baban ne iş yapar?
What food don't you like?
学び始める
Hangi yiyecekten hoşlanmazsın?
What happened last night?
学び始める
Dün gece ne oldu?
What were you doing?
学び始める
Ne yapıyordun?
What have you been up to?
学び始める
Ne iş çevirmektesin?
What he did is not wrong.
学び始める
Onun yaptığı şey yanlış değil.
What he did wasn't wrong.
学び始める
Onun yaptığı şey yanlış değildi.
What he said is not true.
学び始める
Onun söylediği doğru değil.
What is he running after?
学び始める
O neyin peşinden koşuyor.
What is it that you want?
学び始める
İstediğiniz nedir?
What is the letter about?
学び始める
Mektup ne hakkındadır?
What is the total amount?
学び始める
Toplam miktar nedir?
What kind of dog is that?
学び始める
O hangi cins bir köpek?
What school do you go to?
学び始める
Hangi okula gidiyorsun?
What time do you go home?
学び始める
Saat kaçta eve gidersin?
What time is it in Tokyo?
学び始める
Tokyo'da saat kaç?
What time is the concert?
学び始める
Konser saat kaçta?
What time will you leave?
学び始める
Saat kaçta ayrılacaksın?
What was the explanation?
学び始める
Açıklama neydi?
What were you doing then?
学び始める
O zaman ne yapıyordunuz?
What will the postage be?
学び始める
Posta ücreti ne kadar?
What will you use it for?
学び始める
Onu ne için kullanacaksın?
What's the admission fee?
学び始める
Giriş ücreti nedir?
What's your favorite car?
学び始める
Senin en sevdiğin araba nedir?

コメントを投稿するにはログインする必要があります。