Turkish sentences from Tatoeba 16

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
I think this is delicious.
学び始める
Bunun lezzetli olduğunu düşünüyorum.
I think we can be friends.
学び始める
Sanırım arkadaş olabiliriz.
I told her not to be late.
学び始める
Ona geç kalmamasını söyledim.
I took him out for a walk.
学び始める
Onu bir yürüyüş için dışarı çıkardım.
I tried to avoid conflict.
学び始める
Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.
I tried to get good marks.
学び始める
İyi notlar almaya çalıştım.
I tripped and nearly fell.
学び始める
Tökezledim ve neredeyse düşüyordum.
I understand how you feel.
学び始める
Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.
I usually get up at eight.
学び始める
Genellikle sekizde kalkarım.
I usually get up at seven.
学び始める
Genellikle yedide kalkarım.
I usually go home at five.
学び始める
Genellikle saat beşte eve giderim.
I usually go home at four.
学び始める
Ben genellikle dörtte eve giderim.
I usually shower at night.
学び始める
Genellikle gece duş yaparım.
I waited for her to speak.
学び始める
Onun konuşmasını bekledim.
I waited for him till ten.
学び始める
Ben, saat ona kadar onu bekledim.
I walk twenty miles a day.
学び始める
Günde yirmi mil yürürüm.
I walked from the station.
学び始める
İstasyondan yürüdüm.
I want him to sing a song.
学び始める
Onun bir şarkı söylemesini istiyorum.
I want many books to read.
学び始める
Okumak için çok sayıda kitap istiyorum.
I want someone to talk to.
学び始める
Ben konuşacak birini istiyorum.
I want something to drink.
学び始める
İçecek bir şey istiyorum.
I want to catch the 11:45.
学び始める
11:45 trenine yetişmek istiyorum.
I want to drink something.
学び始める
Birşey içmek istiyorum.
I want to eat out tonight.
学び始める
Bu gece dışarıda yemek istiyorum.
I want to know the reason.
学び始める
Sebebi bilmek istiyorum.
I want to play the guitar.
学び始める
Gitar çalmak istiyorum.
I want to see the manager.
学び始める
Ben yöneticiyi görmek istiyorum.
I want to see your mother.
学び始める
Annenle görüşmek istiyorum.
I want to travel with you.
学び始める
Senle seyahat etmek istiyorum.
I want you to sing a song.
学び始める
Bir şarkı söylemeni istiyorum.
I want you to work harder.
学び始める
Daha çok çalışmanı istiyorum.
I wanted something to eat.
学び始める
Yiyecek birşey istedim.
I warned him not to smoke.
学び始める
Sigara içmemesi için onu uyardım.
I was afraid he might die.
学び始める
Onun ölebileceğinden korktum.
I was almost hit by a car.
学び始める
Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum
I was always good at math.
学び始める
Ben her zaman matematikte iyiyim.
I was aware of the danger.
学び始める
Ben tehlikenin farkındaydım.
I was barely able to work.
学び始める
Neredeyse çalışamıyordum.
I was disappointed in her.
学び始める
Onda hayal kırıklığına uğradım.
I was disappointed in him.
学び始める
O beni hayal kırıklığına uğrattı.
I was in bed with the flu.
学び始める
Grip yüzünden yataktaydım.
I was more angry than sad.
学び始める
Kızgın olduğum kadar çok üzgün değildim.
I was more angry than sad.
学び始める
Üzgün olmaktan daha kızgındım.
I was nearly hit by a car.
学び始める
Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum.
I was not able to see him.
学び始める
Onu göremedim.
I was reading a book then.
学び始める
O zaman bir kitap okuyordum.
I was so drunk last night.
学び始める
Ben dün gece çok sarhoştum.
I was tired from studying.
学び始める
Çalışmaktan yoruldum.
I was tired with the work.
学び始める
Ben işten bıktım.
I was too hungry to speak.
学び始める
Konuşamayacak kadar çok açtım.
I was trying to kill time.
学び始める
Zaman öldürmeye çalışıyordum.
I was very busy last week.
学び始める
Geçen hafta çok meşguldüm.
I was very busy yesterday.
学び始める
Dün çok meşguldüm.
I watched TV this morning.
学び始める
Bu sabah TV izledim.
I went on with my reading.
学び始める
Benim okuma ile devam ettim.
I went to a haunted house.
学び始める
Perili bir eve gittim.
I went to Boston by train.
学び始める
Boston'a trenle gittim.
I went to church with him.
学び始める
Onunla birlikte kiliseye gittim.
I went to Kawagoe by taxi.
学び始める
Ben taksi ile Kawagoe'ye gittim.
I went to the supermarket.
学び始める
Süper markete gittim.
I will act on your advice.
学び始める
Tavsiyene göre davranacağım.
I will do it at all costs.
学び始める
Ben her ne pahasına olursa olsun onu yapacağım.
I will do it by all means.
学び始める
Her halükarda onu yapacağım.
I will do it by all means.
学び始める
Ne olursa olsun onu yapacağım.
I will give you a present.
学び始める
Sana bir hediye vereceğim.
I will give you the money.
学び始める
Ben parayı sana vereceğim.
I will give you this book.
学び始める
Bu kitabı sana vereceğim.
I will help you all I can.
学び始める
Elimden gelen her konuda size yardım edeceğim.
I will look the other way.
学び始める
Başka şekilde bakacağım.
I will take over your job.
学び始める
Ben senin işini devralacağım.
I will tell you about him.
学び始める
Sana ondan bahsedeceğim.
I wish I had wings to fly.
学び始める
Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
I wish it were fine today.
学び始める
Keşke bugün hava iyi olsa.
I wish she were alive now.
学び始める
Keşke o şimdi hayatta olsa.
I wish you had been there.
学び始める
Keşke orada olsaydın.
I wish you would be quiet.
学び始める
Keşke sakin olsan.
I won't be able to attend.
学び始める
Ben katılamayacağım.
I wonder if he is at home.
学び始める
Onun evde olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder what he will say.
学び始める
Ben onun ne söyleyeceğini merak ediyorum.
I wonder who that girl is.
学び始める
Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I wonder who that girl is.
学び始める
O kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I work for an oil company.
学び始める
Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
I work hard in the garden.
学び始める
Bahçede çok çalıştım.
I want a cup of tea.
学び始める
Bir fincan çay istiyorum.
I would like to eat sushi.
学び始める
Suşi yemek istiyorum.
I would like to visit you.
学び始める
Sizi ziyaret etmek istiyorum.
I would like your picture.
学び始める
Resmini istiyorum.
I wrote to her last month.
学び始める
O, ona geçen ay yazdı.
I'd like a bottle of soda.
学び始める
Ben bir şişe soda istiyorum.
I'd like a glass of water.
学び始める
Bir bardak su istiyorum.
I'd like one more blanket.
学び始める
Bir battaniye daha istiyorum.
I'd like some more butter.
学び始める
Biraz daha tereyağ istiyorum.
I'd like some more coffee.
学び始める
Ben biraz daha kahve istiyorum.
I'd like some tea, please.
学び始める
Biraz çay istiyorum, lütfen.
I'd like something to eat.
学び始める
Yiyecek bir şey istiyorum.
I'd like to buy eye drops.
学び始める
Göz damlası satın almak istiyorum.
I'd like to buy this doll.
学び始める
Bu bebeği satın almak istiyorum.
I'd like to have a coffee.
学び始める
Ben bir kahve istiyorum.
I'd like to see Mr Kosugi.
学び始める
Ben Bay Kosugi'yi görmek istiyorum.
I'd like to try skydiving.
学び始める
Gökyüzü dalışını denemek istiyorum.
I'd love to come with you.
学び始める
Seninle gelmek istiyorum.
I'll ask how to get there.
学び始める
Oraya nasıl gideceğimi soracağım.
I'll be back in two hours.
学び始める
İki saat içinde geri döneceğim.
I'll be back late tonight.
学び始める
Bu akşam geç saatlerde döneceğim.
I'll be free this evening.
学び始める
Bu akşam boş olacağım.
I'll be there at five p.m.
学び始める
Saat beşte ö.s. orada olacağım.
I'll be there in a minute.
学び始める
Bir dakika içerisinde orada olacağım.
I'll bring one more towel.
学び始める
Ben bir tane daha havlu getireceğim.
I'll call on him tomorrow.
学び始める
Onu yarın ziyaret edeceğim.
I'll call you later today.
学び始める
Ben bugün daha sonra seni arayacağım.
I'll call you up tomorrow.
学び始める
Ben seni yarın arayacağım.
I'll cook for you tonight.
学び始める
Bu akşam sana yemek pişireceğim.
I'll do it, if you insist.
学び始める
Eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.
I'll expect you next week.
学び始める
Gelecek hafta seni bekleyeceğim.
I'll explain the incident.
学び始める
Ben olayı açıklayacağım.
I'll get this bag for you.
学び始める
Sizin için bu çantayı alırım.
I'll give it some thought.
学び始める
Ona biraz fikir vereceğim.
I'll give you anaesthesia.
学び始める
Sana anestezi vereceğim.
I'll give you this camera.
学び始める
Bu kamerayı size vereceğim.
I'll go to Hawaii by ship.
学び始める
Gemiyle Hawaii'ye gideceğim.
I'll have to let you know.
学び始める
Sana bildirmek zorunda kalacağım.
I'll help you if possible.
学び始める
Mümkün olursa sana yardım edeceğim.
I'll lend you my notebook.
学び始める
Defterimi sana ödünç vereceğim.
I'll love you until I die.
学び始める
Ben ölünceye kadar seni seveceğim.
I'll meet to you at eight.
学び始める
Seninle sekizde buluşacağım.
I'll personally visit you.
学び始める
Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
I'll remember you forever.
学び始める
Seni ebediyen hatırlayacağım.
I'll show my album to you.
学び始める
Sana albümümü göstereceğim.
I'll take my coffee black.
学び始める
Kahvemi koyu alacağım.
I'll take my cue from you.
学び始める
İp ucumu senden alacağım.
I'll tell you how to swim.
学び始める
Nasıl yüzüleceğini sana anlatacağım.
I'll try as hard as I can.
学び始める
Elimden geldiğince çok çalışacağım.
I'll try harder next time.
学び始める
Gelecek sefer daha çok gayret edeceğim.
I'm afraid he cannot come.
学び始める
Maalesef o gelemez.
I'm afraid of earthquakes.
学び始める
Depremlerden korkarım.
I'm always busy with work.
学び始める
Ben her zaman iş ile meşgulüm.
I'm attaching three files.
学び始める
Üç dosya ekliyorum.
I'm aware that you failed.
学び始める
Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.
I'm beginning to hate her.
学び始める
Ondan nefret etmeye başlıyorum.
I'm busy with my homework.
学び始める
Ev ödevimle meşgulüm.
I'm dead against the plan.
学び始める
Ben plana tamamen karşıyım.
I'm disappointed with you.
学び始める
Seninle hayal kırıklığına uğradım.
I'm done with my homework.
学び始める
Ev ödevim bitti.
I'm done with that lesson.
学び始める
O dersi yaptım.
I'm feeling kind of tired.
学び始める
Yorgun gibi hissediyorum.
I feel kind of tired.
学び始める
Biraz yorgun hissediyorum.
I'm finishing my homework.
学び始める
Ev ödevimi bitiriyorum.
I'm fond of playing shogi.
学び始める
Japon satrancı oynamaya düşkünüm.
I'm glad that you'll come.
学び始める
Geleceğine memnun oldum.
I'm glad to meet you, too.
学び始める
Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.
I'm glad to see you again.
学び始める
Seni tekrar gördüğüme memnun oldum.
I'm going out for a while.
学び始める
Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
I'm looking for a sweater.
学び始める
Bir kazak arıyorum.
I'm looking for batteries.
学び始める
Ben pil arıyorum.
I'm looking for my camera.
学び始める
Kameramı arıyorum.
I'm looking forward to it.
学び始める
Ben onun için sabırsızlanıyorum.
I'm looking forward to it.
学び始める
Ben ona can atıyorum.
I'm looking forward to it.
学び始める
Ben onu dört gözle bekliyorum.
I'm majoring in economics.
学び始める
Ben ekonomi dalında uzmanlaşıyorum.
I'm majoring in sociology.
学び始める
Sosyolojide uzmanlaşıyorum.
I'm much younger than you.
学び始める
Senden çok daha gencim.
I'm never late for school.
学び始める
Ben asla okula geç kalmam.
I'm not good at carpentry.
学び始める
Marangozlukta iyi değilim.
I'm not in good shape now.
学び始める
Şu an formda değilim.
I'm not so good at tennis.
学び始める
Teniste çok iyi değilim.
I'm not worried about Tom.
学び始める
Tom hakkında endişeli değilim.
I'm reading the newspaper.
学び始める
Ben gazete okuyorum.
I'm so sorry to hear that.
学び始める
Onu duyduğuma çok üzgünüm.
I'm sorry, I have no idea.
学び始める
Üzgünüm, bir fikrim yok.
I'm standing in the shade.
学び始める
Gölgede duruyorum.
I'm staying at that hotel.
学び始める
Ben o otelde kalıyorum.
I'm telling you the truth.
学び始める
Ben sana gerçeği söylüyorum.
I'm tied up at the office.
学び始める
Ben ofiste meşgulüm.
I'm too tired to do study.
学び始める
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
I'm trying to lose weight.
学び始める
Zayıflamaya çalışıyorum.
I'm very glad to meet you.
学び始める
Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
I'm very sad to hear that.
学び始める
Onu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm waiting for my mother.
学び始める
Annemi bekliyorum.
I've been looking for you.
学び始める
Seni arıyordum.
I've been working all day.
学び始める
Bütün gün çalışmaktayım.
I've eaten almost nothing.
学び始める
Neredeyse birşey yemedim.
I've finished my homework.
学び始める
Ev ödevimi bitirdim.
I've given up eating meat.
学び始める
Et yemekten vazgeçtim.
I've got really good news.
学び始める
Gerçekten iyi bir haberim var.
I've got to see a dentist.
学び始める
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
I've just eaten breakfast.
学び始める
Ben kahvaltıyı az önce yaptım.
I've lived in Kobe before.
学び始める
Daha önce Kobe'de yaşadım.
I've lost a little weight.
学び始める
Biraz kilo verdim.
I've lost weight recently.
学び始める
Son zamanlarda kilo kaybettim.
I've made lots of friends.
学び始める
Ben çok arkadaş yaptım.
I've made lots of friends.
学び始める
Çok sayıda arkadaş yaptım.
I've met that girl before.
学び始める
Daha önce o kızla karşılaştım.
I've met that girl before.
学び始める
O kızı daha önce gördüm.
I've never been to Europe.
学び始める
Avrupa'da hiç bulunmadım.
If only I could go skiing.
学び始める
Keşke kayak yapmaya gidebilsem.
If you don't eat, you die.
学び始める
Yemek yemezsen, ölürsün.
In a sense, you are right.
学び始める
Bir bakıma, haklısın.
In a sense, you are wrong.
学び始める
Bir bakıma, yanılıyorsun.
In case of fire, call 119.
学び始める
Yangın durumunda, 119'u arayın.
In case of fire, call 119.
学び始める
Yangın haline, 119'u ara.
Is anybody waiting on you?
学び始める
Size hizmet eden biri var mı?
Is her hair naturally red?
学び始める
Onun saçı doğal kırmızı mı?
Is Jimmy writing a letter?
学び始める
Jimmy bir mektup yazıyor mu?
Is she staying at a hotel?
学び始める
O bir otelde kalıyor mu?
Is the bank far from here?
学び始める
Banka buradan uzak mı?
Is the flight on schedule?
学び始める
Uçuş takvime uygun mu?
Is there a bank near here?
学び始める
Buraya yakın bir banka var mı?
Is there a mall near here?
学び始める
Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Is this a pen or a pencil?
学び始める
Bu bir dolma kalem mi yoksa bir kurşun kalem mi?
Is this all you have, sir?
学び始める
Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
Is this information right?
学び始める
Bu bilgi doğru mu?
Is this the bus to Oxford?
学び始める
Bu, Oxford'a giden otobüs mü?
It began raining just now.
学び始める
Az önce yağmur yağmaya başladı.
It began snowing just now.
学び始める
Az önce kar yağmaya başladı.
It can be used as a knife.
学び始める
O bir bıçak olarak kullanılabilir.
It depends on the context.
学び始める
Bu bağlama bağlıdır.
It depends on the context.
学び始める
O, içeriğe bağlıdır.
It doesn't take very long.
学び始める
Çok uzun sürmez.
It hardly ever rains here.
学び始める
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
It has become much warmer.
学び始める
Hava çok daha sıcak oldu.
It is a difficult problem.
学び始める
O zor bir sorun.
It is a little cool today.
学び始める
Bugün biraz serin.
It is both good and cheap.
学び始める
O hem iyi hem de ucuz.
It is by no means certain.
学び始める
O hiçbir şekilde kesin değil.
It is easy to add 5 to 10.
学び始める
10'a 5 eklemek kolaydır.
It is easy to play tennis.
学び始める
Tenis oynamak kolaydır.
It is good to be a winner.
学び始める
Bir kazanan olmak iyidir.
It is impossible to do it.
学び始める
Onu yapmak imkânsız.
It is likely to rain soon.
学び始める
Muhtemelen yakında yağmur yağacak.
It is made partly of wood.
学び始める
O kısmen ahşaptan yapılmıştır.
It is nice and warm today.
学び始める
Bugün hava güzel ve sıcak.
It is no use trying again.
学び始める
Tekrar denemenin faydası yok.
It is quiet here at night.
学び始める
Geceleri burası sessizdir.
It is seven in London now.
学び始める
Şimdi Londra'da saat yedi.
It is still light outside.
学び始める
Dışarısı hala aydınlık.
It is threatening to rain.
学び始める
Bu yağmur tehdit ediyor.
It is too early to get up.
学び始める
Kalkmak için vakit çok erken.
It is too good to be true.
学び始める
O, gerçek olamayacak kadar çok iyi.
It is you who is to blame.
学び始める
Suçlanacak olan sensin.
It looks like it'll rain.
学び始める
Yağmur yağacak gibi görünüyor.
It looks very good on you.
学び始める
O üzerinde çok iyi duruyor.
It may or may not be true.
学び始める
Doğru olabilir yada olmayabilir.
It rained hard last night.
学び始める
Dün gece çok yağmur yağdı.
It seems that he is wrong.
学び始める
O, hatalı gibi görünüyor.
It seems that she was ill.
学び始める
O, hastaymış gibi görünüyor.
It seems very interesting.
学び始める
O çok ilginç görünüyor.
It was a complete failure.
学び始める
O tam bir fiyaskoydu.
It was a revelation to me.
学び始める
O benim için bir ilhamdı.
It was a very cold winter.
学び始める
Çok soğuk bir kıştı.
It was a wild goose chase.
学び始める
O, vahşi bir kaz avıydı.
It was eighty meters long.
学び始める
O, seksen metre uzunluğunda idi.
It was no laughing matter.
学び始める
O gülecek bir şey değildi.
It was just a joke.
学び始める
O sadece bir şakaydı.
It was nothing but a joke.
学び始める
O, şakadan başka birşey değildi.
It was raining last night.
学び始める
Dün gece yağmur yağıyordu.
It was really interesting.
学び始める
O, gerçekten ilginçti.
It wasn't much of a party.
学び始める
Büyük bir parti değildi.
It wasn't much of a storm.
学び始める
Büyük bir fırtına değildi.
It will cool down tonight.
学び始める
Hava bu gece soğuyacak.
It will cost you 45 cents.
学び始める
Sana 45 sente mal olur.
It will stop raining soon.
学び始める
Yakında yağmur duracaktır.
It would be better to try.
学び始める
Denemek daha iyi olurdu.
It'll soon be six o'clock.
学び始める
Yakında saat altı olacak.
It's a long way to Boston.
学び始める
Boston'a giden uzun bir yoldur.
It's a nice day, isn't it?
学び始める
Hoş bir gün, değil mi?
It's already nine o'clock.
学び始める
Zaten saat 9:00.
It's an artificial flower.
学び始める
O, yapay bir çiçektir.
It's bad luck to say that.
学び始める
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
It's for a friend of mine.
学び始める
O, benim bir arkadaşım için.
It's my younger brother's.
学び始める
O benim genç erkek kardeşimin.
It's nearly three o'clock.
学び始める
Saat yaklaşık üç.
It's nice to be back home.
学び始める
Tekrar evde olmak güzel.
It's nonsense to try that.
学び始める
Ona uğraşmak anlamsız.
It's obvious that he lied.
学び始める
Onun yalan söylediği açık.
It's quarter to eight now.
学び始める
Sekize çeyrek var.
It's quarter to eight now.
学び始める
Saat şimdi yedi kırk beş.
It's starting to cool off.
学び始める
Hava serinlemeye başlıyor.
It's time to go to school.
学び始める
Okula gitme zamanıdır.
It's too difficult for me.
学び始める
Benim için çok zordur.
It's true that she's dead.
学び始める
Onun öldüğü gerçektir.
It's warm today, isn't it?
学び始める
Bugün sıcak, değil mi?
It's wonderful to be here.
学び始める
Burada olmak harika.
Jack is one of my friends.
学び始める
Jack arkadaşlarımdan biridir.
Jack resembles his father.
学び始める
Jack, babasına benzer.
Jane comes from Australia.
学び始める
Jane, Avustralya'dan geliyor.
Jane comes from Australia.
学び始める
Jane Avustralyalı.
Jane prefers dogs to cats.
学び始める
Jane, köpekleri kedilere tercih eder.
Jane was dressed as a man.
学び始める
Jane, bir erkek gibi giymişti.
Jim goes to school by bus.
学び始める
Jim okula otobüsle gider.
Jim got a job as a waiter.
学び始める
Jim'in bir garson olarak bir işi var.
Jim had his camera stolen.
学び始める
Jim kamerasını çaldırdı.
Jim is at work on his car.
学び始める
Jim arabasının üzerinde çalışıyor.
John gave Mary some money.
学び始める
John Mary'ye biraz para verdi.
John makes fun of his dog.
学び始める
John köpeğiyle eğlenir.
Just imitate what he does.
学び始める
Sadece onun yaptığını taklit et.
Kate is dressing her doll.
学び始める
Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
Kate sympathized with him.
学び始める
Kate onun acısını paylaştı.
Ken goes to school by bus.
学び始める
Ken otobüsle okula gider.
Ken is busy now, isn't he?
学び始める
Ken şu anda meşgul, değil mi?
Ken likes music very much.
学び始める
Ken müziği çok sever.
Ken was running beside me.
学び始める
Ken yanımda çalışıyordu.
Lay the book on the table.
学び始める
Kitabı masaya bırak.
Leaves fall in the autumn.
学び始める
Yapraklar son baharda düşer.
Lend me your book, please.
学び始める
Bana lütfen kitabını ödünç ver.
Lend me your car tomorrow.
学び始める
Arabanı yarın bana ödünç ver.
Let him use the telephone.
学び始める
Telefonu kullansın.
Let me fix dinner for you.
学び始める
Senin için akşam yemeği hazırlayayım.
Let me go in place of him.
学び始める
Onun yerine gideyim.
Let me say this just once.
学び始める
Bunu sadece bir kez daha söyleyeyim.
Let me tell you something.
学び始める
Sana bir şey söyleyeyim.
Let me think for a minute.
学び始める
Bir dakika düşüneyim.
Let's begin with Lesson 3.
学び始める
3. ders ile başlayalım.
Let's clear out the attic.
学び始める
Tavan arasını temizleyelim.
Let's discuss the problem.
学び始める
Sorunu tartışalım.
Let's drop in for a drink.
学び始める
Bir içki için uğrayalım.
Let's eat in this evening.
学び始める
Bu akşam evde yiyelim.
Let's get out of the taxi.
学び始める
Taksiden inelim.
Let's get the party going.
学び始める
Partiye devam edelim.
Let's keep an eye on this.
学び始める
Buna göz kulak olalım.
Let's meet at one o'clock.
学び始める
Saat birde buluşalım.
Let's not go into details.
学び始める
Ayrıntıya girmeyelim.
Let's run to the bus stop.
学び始める
Otobüs durağına kadar koşalım.
Let's send for the doctor.
学び始める
Doktor getirtelim.
Let's stop here for today.
学び始める
Bugün burada duralım.
Let's take a picture here.
学び始める
Burada bir resim çekelim.
Let's take the 4:10 train.
学び始める
4:10 trenine binelim.
Little remains to be done.
学び始める
Yapılacak az şey var.
Look at that handsome boy.
学び始める
Şu yakışıklı çocuğa bak.
Look at this Japanese car.
学び始める
Bu Japon arabasına bak.
Lucy likes playing tennis.
学び始める
Lucy tenis oynamayı seviyor.
Lucy likes playing tennis.
学び始める
Lucy tenis oynamayı sever.
Lucy sometimes visits May.
学び始める
Lucy bazen Mary'yi ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
学び始める
Lucy bazen May'i ziyaret eder.
Make room for the baggage.
学び始める
Bağaj için yer açın.
Make yourself comfortable.
学び始める
Rahatına bak.
Make yourself presentable.
学び始める
Kendinizi prezentabl yapın.
Many of them carried guns.
学び始める
Onların birçoğu silah taşıyordu.
Many problems awaited him.
学び始める
Birçok problemler onu bekliyordu.
Mari and Maki are sisters.
学び始める
Mari ve Maki kızkardeştirler.
Mary and Jane are cousins.
学び始める
Mary ve Jane kuzendir.
Mary and Jane are cousins.
学び始める
Mary ve Jane kuzenlerdir.
Mary is as tall as Tom is.
学び始める
Mary Tom kadar uzundur.
Mary is Tom's grandmother.
学び始める
Mary Tom'un büyükannesidir.
Mary likes milk very much.
学び始める
Mary sütü çok seviyor.
Mary likes milk very much.
学び始める
Mary sütü çok sever.
Mary told John the secret.
学び始める
Mary John'a sırrı söyledi.
Mary took maternity leave.
学び始める
Mary hamilelik izni aldı.
Mary wants to buy a dress.
学び始める
Mary bir elbise satın almak istiyor.
Mary's husband abused her.
学び始める
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
Masaru gets married today.
学び始める
Masaru bugün evlenir.
May I have a bus schedule?
学び始める
Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?
May I leave this with you?
学び始める
Bunu sizinle bırakabilir miyim?
May I share your umbrella?
学び始める
Şemsiyeni paylaşabilir miyim?
May I try this sweater on?
学び始める
Bu kazağı deneyebilir miyim?
May I use the shoe polish?
学び始める
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
May I use your dictionary?
学び始める
Sözlüğünü kullanabilir miyim?
Mayuko can ride a bicycle.
学び始める
Mayuko bir bisiklet sürebilir.
Mayuko can ride a bicycle.
学び始める
Mayuko bisiklete binebilir.
Mayuko jumped up in alarm.
学び始める
Mayuko alarmda ayağa fırladı.
McClellan decided to wait.
学び始める
McClellan beklemeye karar verdi.
Mike speaks good Japanese.
学び始める
Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
Mike speaks good Japanese.
学び始める
Mike iyi Japonca konuşur.
Mike speaks good Japanese.
学び始める
Mike Japoncayı iyi konuşur.
Mike walked up to the boy.
学び始める
Mike çocuğa doğru yanaştı.
Miss Kanda runs very fast.
学び始める
Miss Kanda çok hızlı koşar.
Monday comes after Sunday.
学び始める
Pazardan sonra Pazartesi gelir.
Money can't buy happiness.
学び始める
Para mutluluğu satın alamaz.
Most students like sports.
学び始める
Öğrencilerin çoğu sporları sever.
Most women enjoy shopping.
学び始める
Birçok kadın alışverişi sever.
Murder is against the law.
学び始める
Cinayet yasalara aykırı.
My apartment is near here.
学び始める
Benim apartman dairem buraya yakın.
My aunt lives in New York.
学び始める
Teyzem New York'ta yaşıyor.
My brother is an engineer.
学び始める
Erkek kardeşim bir mühendistir.
My brother is out of work.
学び始める
Kardeşim işsizdir.
My brother lives in Tokyo.
学び始める
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother lives in Tokyo.
学び始める
Kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother uses this bike.
学び始める
Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
My business is prospering.
学び始める
Benim iş başarılı.
My business is prospering.
学び始める
İşim iyi gidiyor.
My car burns a lot of gas.
学び始める
Arabam çok benzin yakar.
My car is being fixed now.
学び始める
Arabam şimdi tamir ediliyor.
My cough is getting worse.
学び始める
Benim öksürük kötüleşiyor.
My daughter wants a piano.
学び始める
Kızım piano istiyor.
My father gave up smoking.
学び始める
Babam sigara içmeyi bıraktı.
My father helped me study.
学び始める
Babam çalışmama yardımcı oldu.
My father is a bank clerk.
学び始める
Babam bir banka memuru.
My father is getting bald.
学び始める
Babam kelleşiyor.
My father loves my mother.
学び始める
Babam annemi seviyor.
My father manages a store.
学び始める
Babam bir mağaza yönetir.
My father may be sleeping.
学び始める
Babam uyuyor olabilir.
My father swims very well.
学び始める
Babam çok iyi yüzer.
My father was in the navy.
学び始める
Babam donanmada idi.
My headache is gone.
学び始める
Baş ağrım geçti.
My home is in the country.
学び始める
Evim kırsal alanda.
My house has a small yard.
学び始める
Evimin küçük bir avlusu var.
My house is fully insured.
学び始める
Evim tam sigortalıdır.
My job is dull and boring.
学び始める
Benim görevim donuk ve sıkıcı.
My mother tasted the milk.
学び始める
Annem sütü tattı.
My mother tasted the milk.
学び始める
Annem sütün tadına baktı.
My pet cat died yesterday.
学び始める
Benim evcil kedim dün öldü.
My right foot is sleeping.
学び始める
Sağ ayağım uyuşuyor.
My room has three windows.
学び始める
Odamda üç pencere vardır.
My studies are going okay.
学び始める
Benim çalışmalar tamam olacak.
My uncle can speak German.
学び始める
Amcam almanca konuşabilir.
My uncle gave me a camera.
学び始める
Amcam bana bir kamera verdi.
My watch is very accurate.
学び始める
Saatim çok doğru.
My weight is 58 kilograms.
学び始める
Benim ağırlığım 58 kilodur.
My wife is a good manager.
学び始める
Eşim iyi bir yöneticidir.
My wife really hates cats.
学び始める
Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.
My wife's trying to sleep.
学び始める
Karım uyumaya çalışıyor.
Nancy doesn't play tennis.
学び始める
Nancy tenis oynamaz.
Nancy enjoys indoor games.
学び始める
Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
Naoko is good at swimming.
学び始める
Naoko yüzmede iyidir.
Never keep a lady waiting.
学び始める
Asla bir bayanı bekletme.
Never speak ill of others.
学び始める
Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
Never tell me a lie again.
学び始める
Bana asla tekrar yalan söyleme.
No one believed his story.
学び始める
Hiç kimse onun hikayesine inanmadı.
No one could buy anything.
学び始める
Hiç kimse bir şey satın alamadı.
No one opposed the choice.
学び始める
Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.
No one took notice of him.
学び始める
Kimse onu farketmedi.
Nobody has ever loved him.
学び始める
Hiç kimse onu sevmedi.
Nobody would listen to me.
学び始める
Kimse beni dinlemezdi.
None of the money is mine.
学び始める
Paranın hiçbirisi benim değil.
None of us have succeeded.
学び始める
Hiçbirimiz başarmadık.
Not all of them are happy.
学び始める
Onların hepsi mutlu değil.
No taxi stopped.
学び始める
Bir taksi bile durmadı.
Nothing is worse than war.
学び始める
Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.
Nothing really stands out.
学び始める
Gerçekten bir şey göze çarpmıyor.
Obviously, he is to blame.
学び始める
Açıkçası, o suçlanacak.
Oh no! I forgot my wallet.
学び始める
Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.
One lump of sugar, please.
学び始める
Bir küp şeker, lütfen.
One of my bags is missing.
学び始める
Benim çantalardan biri eksik.
One of us will have to go.
学び始める
Bizden biri gitmek zorunda kalacak.
Open the window, will you?
学び始める
Pencereyi aç, lütfen.
Our cat is in the kitchen.
学び始める
Bizim kedimiz mutfaktadır.
Our fence is made of iron.
学び始める
Bizim çit demirden yapılmıştır.
Our hotel faces the coast.
学び始める
Otelimiz kıyıya bakar.
Our house faces the beach.
学び始める
Evimiz sahile bakar.
Our rocket is being built.
学び始める
Bizim roket yapılıyor.
Our teacher seldom laughs.
学び始める
Öğretmenimiz nadiren güler.
Our train arrived on time.
学び始める
Tren zamanında vardı.
Oysters are in season now.
学び始める
Şu an istiridye mevsimi.
Paper catches fire easily.
学び始める
Kağıt kolaylıkla tutuşur.
Pardon me for coming late.
学び始める
Geç kaldığım için bağışlayın.
Part of his story is true.
学び始める
Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.
Part of the story is true.
学び始める
Hikayenin bir bölümü doğrudur.
People can't live forever.
学び始める
İnsanlar sürekli yaşayamazlar.
People laughed at the boy.
学び始める
İnsanlar çocuğa güldü.
People liked Jimmy Carter.
学び始める
İnsanlar Jimmy Carter'i sevdiler.
Pizza is my favorite food.
学び始める
Pizza benim en sevdiğim yiyecek.
Plain white paper will do.
学び始める
Sadece beyaz kağıt yeterli.
Playing basketball is fun.
学び始める
Basketbol oynamak eğlencelidir.
Playing golf is great fun.
学び始める
Golf oynamak çok eğlenceli.
Playing the guitar is fun.
学び始める
Gitar çalmak eğlencelidir.
Please add up the numbers.
学び始める
Lütfen sayıları toplayınız.
Please answer my question.
学び始める
Lütfen sorumu cevapla.
Please ask him to call me.
学び始める
Lütfen ona beni aramasını rica edin.
Please boil an egg for me.
学び始める
Lütfen benim için bir yumurta kaynatın.
Please bring him his beer.
学び始める
Lütfen ona birasını getir.
Please come to pick me up.
学び始める
Lütfen arabayla beni almaya gel.
Please come to talk to me.
学び始める
Lütfen benimle konuşmaya gel.
Please contact me by mail.
学び始める
Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.
Please don't walk so fast.
学び始める
Lütfen çok hızlı yürüme.
Please drop by and see me.
学び始める
Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
Please fill out this form.
学び始める
Lütfen bu formu doldurun.
Please give me an ashtray.
学び始める
Lütfen bana bir küllük verin.
Please give me some water.
学び始める
Lütfen bana biraz su getir.
Please keep this a secret.
学び始める
Lütfen bunu bir sır olarak sakla.
Please lend me your knife.
学び始める
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Please let me speak first.
学び始める
Lütfen önce ben konuşayım.
Please pass me the butter.
学び始める
Lütfen tereyağını bana uzat.
Please pass me the pepper.
学び始める
Lütfen biberi bana uzat.
Please say it more loudly.
学び始める
Lütfen onu daha yüksek sesle söyle.
Please take me to my seat.
学び始める
Lütfen beni koltuğuma götür.
Please tell me when to go.
学び始める
Lütfen bana ne zaman gideceğimi söyle.
Please turn off the light.
学び始める
Lütfen ışığı kapat.
Promise me you'll be good.
学び始める
Bana iyi olacağına söz ver.
Put in a good word for me.
学び始める
Benim için iyi bir şey söyle.
Put the money in the bank.
学び始める
Parayı bankaya yatırın.
Put your affairs in order.
学び始める
İşlerini sıraya koy.
Put your coat on a hanger.
学び始める
Paltonu askıya as.
Rats leave a sinking ship.
学び始める
Fareler batan gemiyi terkederler.
Read it once more, please.
学び始める
Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
Read the bottom of the page.
学び始める
Bir sayfanın alt kısmını okuyun.
Ready or not, here I come.
学び始める
Hazır ya da değil, işte geliyorum.
Roll up your right sleeve.
学び始める
Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Sales are down this month.
学び始める
Bu ay satışlar düşük.
Say hello to your friends.
学び始める
Arkadaşlarına selam söyle.
School begins at 8:10 a.m.
学び始める
Okul saat 8:10 a. m de başlar.
School begins at 8:30 a.m.
学び始める
Okul sabah 8:30 da başlar.
School starts next Monday.
学び始める
Gelecek Pazartesi okul başlar.
Second semester has ended.
学び始める
İkinci dönem bitti.
Send for a doctor at once.
学び始める
Derhal bir doktor getirt.
She advised him not to go.
学び始める
Ona gitmemesini tavsiye et.
She always gets up at six.
学び始める
O, her zaman altıda kalkar.
She always keeps her word.
学び始める
O, her zaman sözünü tutar.
She arrived late as usual.
学び始める
O her zamanki gibi geç geldi.
She asked about my school.
学び始める
O, okulum hakkında soru sordu.
She became a great artist.
学び始める
O büyük bir sanatçı oldu.
She bought him some candy.
学び始める
Ona biraz şeker aldı.
She bought me a nice coat.
学び始める
O, bana güzel bir ceket satın aldı.
She bought two dozen eggs.
学び始める
O, iki düzine yumurta satın aldı.
She brushed away the dust.
学び始める
O tozu sildi.
She calls him every night.
学び始める
O onu hergece arar.
She came down with a cold.
学び始める
O, soğuk algınlığı yüzünden çöktü.
She can't do without milk.
学び始める
O süt olmadan yapamaz.
She comes from California.
学び始める
O, Kaliforniya'lıdır.
She could pass for twenty.
学び始める
O yirmi olarak kabul edildi.
She denied having met him.
学び始める
O, onunla buluştuğunu inkar etti.
She did it all by herself.
学び始める
O, onun hepsini kendi yaptı.
She did it in her own way.
学び始める
O, onu kendi tarzıyla yaptı.
She did not marry the man.
学び始める
O, adamla evlenmedi.
She did not read the book.
学び始める
O, kitabı okumadı.
She didn't come after all.
学び始める
Düşünülenin aksine o gelmedi.
She died in a plane crash.
学び始める
O bir uçak kazasında öldü.
She doesn't listen to him.
学び始める
O onu dinlemez.
She doesn't live with him.
学び始める
O onunla birlikte yaşamaz.
She dropped out of school.
学び始める
O, okuldan kaydını sildirdi.
She fell in love with him.
学び始める
O, ona aşık oldu.
She felt happy to see him.
学び始める
Onu gördüğüne mutlu oldu.
She gave me a pretty doll.
学び始める
O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
She gave me plenty to eat.
学び始める
O bana yemek için çok şey verdi.
She gave me several books.
学び始める
O bana birkaç kitap verdi.
She gave them some apples.
学び始める
O onlara birkaç elma verdi.
She got married last year.
学び始める
O, geçen yıl evlendi.
She graduated with honors.
学び始める
O pekiyi derece ile mezun oldu.
She had a happy childhood.
学び始める
Onun mutlu bir çocukluğu vardı.
She had no one to turn to.
学び始める
Onun dönecek kimsesi yoktu.
She handed him his jacket.
学び始める
O, ona ceketini verdi.
She has a beautiful voice.
学び始める
Onun güzel bir sesi var.
She has a small black dog.
学び始める
Onun küçük siyah bir köpeği var.
She has about 2,000 books.
学び始める
O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.
She has an eye for beauty.
学び始める
O, güzellikten anlar.
She has done her homework.
学び始める
O, ev ödevini bitirdi.
She has never gone abroad.
学び始める
O, asla yurt dışına gitmedi.
She has never visited him.
学び始める
O asla onu ziyaret etmedi.
She has no one to turn to.
学び始める
Onun gidecek kimsesi yok.
She has not turned up yet.
学び始める
O henüz dönmedi.
She has very good manners.
学び始める
Onun çok iyi davranışları vardır.
She hit him with a hammer.
学び始める
O, ona bir çekiçle vurdu.
She is a college graduate.
学び始める
O bir üniversite mezunudur.
She is a really nice girl.
学び始める
O gerçekten iyi bir kız.
She is a very clever liar.
学び始める
O çok akıllı bir yalancıdır.
She is a very nice person.
学び始める
O, çok hoş biridir.
She is a very poor driver.
学び始める
O, çok kötü bir sürücü.
She is afraid of the dark.
学び始める
O, karanlıktan korkar.
She is after a better job.
学び始める
O, daha iyi bir işin peşinde.
She is amusing to be with.
学び始める
Onunla olmak eğlenceli.
She is bound to come here.
学び始める
O buraya gelmek zorunda.
She is busy with her work.
学び始める
O, işiyle meşgul.
She is by no means stupid.
学び始める
O, hiçbir şekilde aptal değildir.
She is clearly over forty.
学び始める
O, açıkça kırkın üzerinde.
She is famous as a singer.
学び始める
O bir şarkıcı olarak ünlüdür.
She is far from beautiful.
学び始める
O, güzel olmaktan çok uzak.
She is guilty of stealing.
学び始める
O, çalmaktan suçludur.
She is her old self again.
学び始める
O tekrar eskisi gibi.
She is in bed with a cold.
学び始める
O, soğuk algınlığı yüzünden yatakta.
She is interested in jazz.
学び始める
O jaza ilgi duyuyor.
She is kind to old people.
学び始める
O, yaşlı insanlara karşı naziktir.
She is learning the piano.
学び始める
O, piyanoyu öğreniyor.
She is loved by everybody.
学び始める
O, herkes tarafından sevilir.
She is no ordinary singer.
学び始める
O sıradan bir şarkıcı değildir.
She is opening the window.
学び始める
O pencereyi açıyor.
She kept crying all night.
学び始める
O, bütün gece ağlamaya devam etti.
She knows her limitations.
学び始める
O, kendi sınırlarını bilir.
She left on Christmas Day.
学び始める
O, Noel Günü ayrıldı.
She left with her friends.
学び始める
O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.
She likes music very much.
学び始める
Müziği çok severim.
She lived an unhappy life.
学び始める
O, mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived an unhappy life.
学び始める
O mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived next door to us.
学び始める
O bizim bitişikte yaşadı.
She lived there for years.
学び始める
O, yıllarca orada yaşadı.
She lives in a large house.
学び始める
O, büyük bir evde yaşıyor.
She lives next door to us.
学び始める
O bizim bitişiğimizde yaşıyor.
She looked after her baby.
学び始める
O, bebeğiyle ilgilendi.
She looked at him angrily.
学び始める
O, ona öfkeyle baktı.
She looked at the picture.
学び始める
O resme baktı.
She looks like her mother.
学び始める
O, annesine benziyor.
She made her mother happy.
学び始める
O, annesini mutlu etti.
She married her classmate.
学び始める
O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
She married him last year.
学び始める
O, onunla geçen yıl evlendi
She met him for breakfast.
学び始める
O, kahvaltı için onunla buluştu.
She met him only recently.
学び始める
O, onunla sadece son zamanlarda görüştü.
She must be angry with me.
学び始める
O bana kızgın olmalı.
She must be on cloud nine.
学び始める
O çok mutlu olmalı.
She often calls him names.
学び始める
O, ona sık sık ağzına geleni söyler.
She owns a very big house.
学び始める
O, çok büyük bir eve sahiptir.
She painted the wall pink.
学び始める
O, duvarı pembe boyadı.
She pressured him to quit.
学び始める
O ona istifa etmesi için baskı yaptı.
She promised to marry him.
学び始める
O onunla evlenmek için söz verdi.
She put her room in order.
学び始める
O, odasını düzenledi.
She put him under a spell.
学び始める
O, ona bir büyü yaptı.
She put sheets on her bed.
学び始める
O çarşafları yatağın üzerine koydu.
She refused my invitation.
学び始める
O benim davetimi reddetti.
She refused to go with me.
学び始める
Benimle gitmeyi reddetti.
She runs faster than I do.
学び始める
O, benden daha hızlı koşar.
She said something to him.
学び始める
O ona birşey söyledi.
She said that she was ill.
学び始める
O, hasta olduğunu söyledi.
She seldom eats breakfast.
学び始める
O, nadiren kahvaltı yapar.
She sent me a long letter.
学び始める
O, bana uzun bir mektup gönderdi.
She served us a good meal.
学び始める
O bize güzel bir yemek servisi yaptı.
She shot him with a rifle.
学び始める
O onu bir tüfekle vurdu.
She showed him my picture.
学び始める
O ona benim resmimi gösterdi.
She showers every morning.
学び始める
O her sabah duş alır.
She swam across the river.
学び始める
O, nehri yüzerek geçti.
She taught me how to swim.
学び始める
O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.
She testified against him.
学び始める
O, onun aleyhine tanıklık etti.
She tied him to the chair.
学び始める
O onu sandalyeye bağladı.
She told him not to worry.
学び始める
O ona üzülmemesini söyledi.
She took him to the store.
学び始める
O onu mağazaya götürdü.
She traveled around Japan.
学び始める
O, Japonya'da dolaştı.
She treated him very well.
学び始める
O ona çok iyi davrandı.
She turned around quickly.
学び始める
O hızla arkaya döndü.
She turned down the radio.
学び始める
O, radyonun sesini kıstı.
She turned her back to me.
学び始める
O, bana arkasını döndü.
She turned off the lights.
学び始める
O, ışıkları kapattı.
She turned pale with fear.
学び始める
Onun korkudan benzi sarardı.
She used to live near him.
学び始める
O onun yakınında yaşardı.
She used to live with him.
学び始める
O onunla yaşardı.
She usually gets up early.
学び始める
O genellikle erken kalkar.
She visited him in Boston.
学び始める
O Boston'da onu ziyaret etti.
She walked very carefully.
学び始める
O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.
She was a medical student.
学び始める
O bir tıp öğrencisiydi.
She was a track star once.
学び始める
O, bir zamanlar spor yıldızıydı.
She was afraid of the dog.
学び始める
O, köpekten korkuyordu.
She was born in the 1950s.
学び始める
O, 1950 lerde doğdu.
She was brought up by him.
学び始める
O onun tarafından yetiştirildi.
She was crying last night.
学び始める
O, dün gece ağlıyordu.
She was forced to confess.
学び始める
O, itiraf etmek için zorlandı.
She was going up a ladder.
学び始める
O bir merdivene çıkıyordu.
She was humiliated by him.
学び始める
O, onun tarafından aşağılandı.
She was injured in a fall.
学び始める
O, bir düşmede yaralandı.
She was ironing her dress.
学び始める
O, elbisesini ütülüyordu.
She was now out of danger.
学び始める
O şimdi tehlikeyi atlattı.
She was out when I called.
学び始める
Ben aradığımda o dışardaydı.
She was run over by a car.
学び始める
O bir araba tarafından ezildi.
She was there all morning.
学び始める
O, bütün sabah oradaydı.
She was wearing a new hat.
学び始める
O yeni bir şapka giyiyordu.
She wears a lot of makeup.
学び始める
O, çok makyaj yapar.
She went there by herself.
学び始める
O, oraya yalnız gitti.
She will make a good wife.
学び始める
o, iyi bir eş olacak.
She wouldn't speak to him.
学び始める
O onunla konuşmazdı.
She's an outspoken person.
学び始める
O açık sözlü bir kişi.
She's got the best grades.
学び始める
O en iyi derecelere sahiptir.
She's in the hospital now.
学び始める
O, şimdi hastanededir.
Shinko's brother is eight.
学び始める
Shinko'nun erkek kardeşi sekiz yaşındadır.
Should we change the flag?
学び始める
Bayrağı değiştirmeli miyiz?
Show me the way, will you?
学び始める
Bana yolu gösterin, ne dersiniz?
Smog causes plants to die.
学び始める
Kirli hava bitkilerin ölmesine sebep olur.
Snow fell in large flakes.
学び始める
Lapa lapa kar yağdı.
Some people go after fame.
学び始める
Bazı insanlar şöhretin peşinden gider.
Some people hate to argue.
学び始める
Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
Some people hate to argue.
学び始める
Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Some snakes are poisonous.
学び始める
Bazı yılanlar zehirlidir.
Somebody has left his hat.
学び始める
Biri şapkasını bıraktı.
Somebody took away my bag.
学び始める
Biri çantamı aldı götürdü.
Someone asked about Texas.
学び始める
Birisi Texsas hakkında soru sordu.
Someone stole my passport.
学び始める
Birisi pasaportumu çaldı.
Spain approved the treaty.
学び始める
İspanya antlaşmayı onayladı.
Speeding causes accidents.
学び始める
Hız yapma kazalara neden olur.
It's boring to stay at home.
学び始める
Evde kalmak sıkıcıdır.
Susie's hair is very long.
学び始める
Susie'nin saçı çok uzun.
Swimming is good exercise.
学び始める
Yüzme iyi egzersizdir.
Take a breath and hold it.
学び始める
Bir nefes alın ve onu tutun.
Take the pan off the fire.
学び始める
Tavayı ateşten alın.
Take the road on the left.
学び始める
Yolun solunda gidin.
Take three steps and jump.
学び始める
Üç adım at ve atla.
Taro Ito was found guilty.
学び始める
Taro Ito suçlu bulundu.
Tell me what your name is.
学び始める
Bana adının ne olduğunu söyle.
Tell me whose hat this is.
学び始める
Bunun kimin şapkası olduğunu bana söyle.
Tell me why he was absent.
学び始める
Bana onun niçin yok olduğunu söyle.
Thank you for inviting me.
学び始める
Beni davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.
Thank you for not smoking.
学び始める
Sigara içmediğin için teşekkür ederim.
Thank you for the present.
学び始める
Hediye için teşekkür ederim.
Thank you for your advice.
学び始める
Tavsiyen için teşekkür ederim.
Thank you for your letter.
学び始める
Mektubun için teşekkür ederim.
Thank you very, very much!
学び始める
Sana çok, çok teşekkür ederim!
That big one is also mine.
学び始める
O büyük olan da benimki.
That book was interesting.
学び始める
O kitap ilginçti.
That car is a real beauty.
学び始める
O araba gerçek bir güzelliktir.
That chimney is very high.
学び始める
O baca çok yüksek.
That didn't really happen.
学び始める
O, gerçekten olmadı.
That dog has a short tail.
学び始める
O köpeğin kısa bir kuyruğu var.
That fact can't be denied.
学び始める
O gerçek inkar edilemez.
That girl's eyes are blue.
学び始める
Şu kızın gözleri mavi.
That house belongs to him.
学び始める
O ev ona aittir.
That is a trivial problem.
学び始める
O önemsiz bir sorundur.
That is rather unexpected.
学び始める
O, oldukça beklenmeyen bir durumdur.
That might have been true.
学び始める
O, gerçek olabilirdi.
That pasture is ten acres.
学び始める
O mera on dönümdür.
That red dress suited her.
学び始める
O kırmızı elbise ona uydu.
That sounds very tempting.
学び始める
O çok ayartıcı görünüyor.
That street is very noisy.
学び始める
O cadde çok gürültülü.
That was a delicious meal.
学び始める
O lezzetli bir yemekti.
That'll put you in danger.
学び始める
O, seni tehlikeye atar.
That's a pretty good idea.
学び始める
O oldukça iyi bir fikir.
That's just what I wanted.
学び始める
O tam benim istediğim.
That's the absolute truth.
学び始める
O, mutlak gerçektir.
The Allies wasted no time.
学び始める
Müttefikler hiç bir zaman boşa zaman harcamadı.
The answers are all right.
学び始める
Cevaplar tamam.
The baby doesn't walk yet.
学び始める
Bebek henüz yürümüyor.
The baby opened his mouth.
学び始める
Bebek ağzını açtı.
The baby wants its mother.
学び始める
Bebek annesini istiyor.
The baby was sound asleep.
学び始める
Bebek uykuya daldı.
The bad smell sickened me.
学び始める
Kötü koku beni rahatsız etti.
The bell has not rung yet.
学び始める
Zil henüz çalmadı.
The bill came to over $25.
学び始める
Hesap 25 dolardan fazla geldi.
The bird spread its wings.
学び始める
Kuş kanatlarını açıyor.
The book is about the law.
学び始める
Kitap hukuk hakkında.
The bookshelf is built in.
学び始める
Kitaplık gömmedir.
The boy has good reflexes.
学び始める
Çocuğun iyi refleksleri var.
The boy screamed for help.
学び始める
Çocuk yardım için bağırdı.
The bread is old and hard.
学び始める
Ekmek bayat ve sert.
The bus was heading north.
学び始める
Otobüs kuzeye gidiyordu.
The cars collided head on.
学び始める
Arabalar kafa kafaya çarpıştı.
The cat scratched my hand.
学び始める
Kedi elimi tırmaladı.
The changes were not made.
学び始める
Değişiklikler yapılmadı.
The child painted flowers.
学び始める
Çocuk çiçekleri boyadı.
The chili burnt my tongue.
学び始める
Kırmızı biber dilimi yaktı.
The concert was a success.
学び始める
Konser bir başarı idi.
The Congress had no money.
学び始める
Kongre'nin parası yoktu.
The cook broiled the meat.
学び始める
Aşçı eti ızgarada pişirdi.
The cows are eating grass.
学び始める
İnekler ot yiyorlar.
The crow spread his wings.
学び始める
Karga kanatlarını açtı.
The deer ran for its life.
学び始める
Geyik, yaşamı için kaçtı.
The doctor gave it to her.
学び始める
Doktor onu ona verdi.
The dog ran after the cat.
学び始める
Köpek kediyi kovaladı.
The dog ran around a tree.
学び始める
Köpek bir ağacın etrafında koştu.
The dog was out of breath.
学び始める
Köpek nefes nefese kalmıştı.
The doll lay on the floor.
学び始める
Bebek yerde yatıyordu.
The economy is picking up.
学び始める
Ekonomi gelişiyor.
The engine wouldn't start.
学び始める
Motor çalışmazdı.
The fact is that she lied.
学び始める
Gerçek onun yalan söylemesidir.
The famous pianist smiled.
学び始める
Ünlü piyanist gülümsedi.
The figures add up to 230.
学び始める
Rakamlar 230'a varıyor.
The fly is on the ceiling.
学び始める
Sinek tavanda.
The funeral was yesterday.
学び始める
Cenaze töreni dündü.
The gate is closed at six.
学び始める
Kapı altıda kapatılır.
The girl broke the window.
学び始める
Kız pencereyi kırdı.
The girl entered the room.
学び始める
Kız odaya girdi.
The girls danced to music.
学び始める
Kızlar müziğe göre dans ettiler.
The glass broke to pieces.
学び始める
Cam parçalara bölündü.
The glass is full of milk.
学び始める
Bardak süt doludur.
The glass is full of wine.
学び始める
Bardak şarap dolu.
The hail harmed the crops.
学び始める
Dolu ekinlere zarar verdi.
The headlights don't work.
学び始める
Farlar çalışmıyor.
The hen hatched five eggs.
学び始める
Tavuk beş yumurta yumurtladı.
The hospital is near here.
学び始める
Hastane buraya yakın.
The house has been bought.
学び始める
Ev satın alındı.
The house is owned by him.
学び始める
Onun tarafından eve sahip olundu.
The image is out of focus.
学び始める
Görüntü odak dışında.
The king abused his power.
学び始める
Kral, gücünü kötüye kullandı.
The lemon is a sour fruit.
学び始める
Limon ekşi bir meyvedir.
The lunch is on the table.
学び始める
Öğle yemeği masada.
The man finally confessed.
学び始める
Adam sonunda itiraf etti.
The match ended in a draw.
学び始める
Maç berabere bitti.
The matter is all settled.
学び始める
Sorun tamamen halledildi.
The meeting was held here.
学び始める
Toplantı burada yapıldı.
The movie was interesting.
学び始める
Film ilginçti.
The murderer was executed.
学び始める
Katil idam edildi.
The odds are in his favor.
学び始める
Avantajlar ondan yana.
The old man sat all alone.
学び始める
Yaşlı adam yapayalnız oturdu.
The opera starts at seven.
学び始める
Opera yedide başlar.
The pain is getting worse.
学び始める
Ağrı daha da kötüleşmektedir.
The party was almost over.
学び始める
Parti neredeyse bitti.
The party wasn't much fun.
学び始める
Parti çok eğlenceli değildi.
The patient was in danger.
学び始める
Hasta tehlikede.
The piano has a good tone.
学び始める
Piyanonun iyi bir sesi var.
The plane arrived on time.
学び始める
Uçak zamanında geldi.
The plane is due at 7 p.m.
学び始める
Uçak saat yedide bekleniyor.
The pond is 3 meters deep.
学び始める
Gölet üç metre derinliğindedir.
The population is growing.
学び始める
Nüfus büyüyor.
The prisoner was released.
学び始める
Mahkum serbest bırakıldı.
The program is on the air.
学び始める
Proğram yayında.
The proposal went through.
学び始める
Teklif geçti.
The radio is out of order.
学び始める
Radyo çalışmıyor.
The rain lasted five days.
学び始める
Yağmur beş gün sürdü.
The rain lasted four days.
学び始める
Yağmur dört gün sürdü.
The road turns left there.
学び始める
Yol orada sola döner.
The situation is hopeless.
学び始める
Durum ümitsizdir.
The snow lasted four days.
学び始める
Kar dört gün sürdü.
The soldier acted bravely.
学び始める
Asker cesurca davrandı.
The soldier gave his name.
学び始める
Asker onun adını verdi.
The soldier is going away.
学び始める
Asker uzaklaşıyor.
The spy burned the papers.
学び始める
Casus evrakları yaktı.
The station is dead ahead.
学び始める
İstasyon dosdoğru.
The station is pretty far.
学び始める
İstasyon oldukça uzaktır.
The stew smells delicious.
学び始める
Güveç lezzetli kokuyor.
The store closes at seven.
学び始める
Mağaza yedide kapatır.
The sun has not risen yet.
学び始める
Güneş henüz doğmadı.
The thunder became louder.
学び始める
Gök gürültüsü yükseldi.
The town grew into a city.
学び始める
Kasaba bir şehir haline geldi.
The traffic is heavy here.
学び始める
Trafik burada çok yoğundur.
The train arrived on time.
学び始める
Tren zamanında vardı.
The train finally arrived.
学び始める
Tren sonunda geldi.
The train left at sunrise.
学び始める
Tren gün doğumunda gitti.
The tree bent in the wind.
学び始める
Üç ağaç rüzgarda eğildi.
The tree blocked the road.
学び始める
Ağaç yolu kapattı.
The truth is I told a lie.
学び始める
Aslına bakarsan, yalan söyledim.
The truth is I told a lie.
学び始める
Gerçek bir yalan söylemiş olmamdır.
The war broke out in 1939.
学び始める
Savaş 1939 da patlak verdi.
The war is still going on.
学び始める
Savaş hala devam ediyor.
The War of 1812 had begun.
学び始める
1812 Savaşı başlamıştı.
The weather won't be fine.
学び始める
Hava güzel olmayacak.
The whole class was quiet.
学び始める
Bütün sınıf sessizdi.
The wild wind was blowing.
学び始める
Vahşi rüzgar esiyordu.
The wind blew her hat off.
学び始める
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
The woman hugged the baby.
学び始める
Kadın bebeğe sarıldı.
The woman is taking notes.
学び始める
Kadın notlar alıyor.
The workers are on strike.
学び始める
İşçiler grevdeler.
The wound became infected.
学び始める
Yara enfekte oldu.
Their price is below ours.
学び始める
Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
Their wedding is tomorrow.
学び始める
Onların düğünü yarın.
There are almost no books.
学び始める
Neredeyse hiç kitap yok.
There are no comments yet.
学び始める
Henüz yorumlar yok.
There aren't any problems.
学び始める
Hiç problem yok.
There is a letter for you.
学び始める
Sizin için bir mektup var.
There is a napkin missing.
学び始める
Eksik bir peçete var.
There is food on the desk.
学び始める
Masanın üzerinde yiyecek vardır.
There is little time left.
学び始める
Az zaman kaldı.
There is little wine left.
学び始める
Kalan biraz şarap var.
There is no time to argue.
学び始める
Tartışmak için zaman yok.
There is no TV in my room.
学び始める
Odamda televizyon yok.
There isn't any milk left.
学び始める
Kalan hiç süt yok.
There must be another way.
学び始める
Başka bir yol olmalı.
There was a hiss of steam.
学び始める
Bir buhar tıslaması vardı.
There was another problem.
学び始める
Başka bir sorun vardı.
There was much work to do.
学び始める
Yapacak çok iş vardı.
There was not enough fuel.
学び始める
Yeterli yakıt yoktu.
There wasn't much traffic.
学び始める
Çok trafik yoktu.
There were lots of people.
学び始める
Bir sürü insan vardı.
There's a dog by the door.
学び始める
Kapının yanında bir köpek var.
There's a hair in my soup.
学び始める
Çorbamda bir kıl var.
There's a hole in my coat.
学び始める
Paltomda bir delik var.
There's dust on the table.
学び始める
Masada toz var.
There's no salad oil left.
学び始める
Salata yağı kalmadı.
These boots belong to her.
学び始める
Bu çizmeler ona aittir.
These cups are all broken.
学び始める
Bu bardakların hepsi kırık.
These days I am very busy.
学び始める
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
These lilies smell lovely.
学び始める
Bu zambaklar güzel kokuyor.
These oranges have rotted.
学び始める
Bu portakallar çürüdü.
These shoes are too tight.
学び始める
Bu ayakkabılar çok sıkı.
These shoes belong to Tom.
学び始める
Bu ayakkabılar Tom'a aittir.
These shoes fit perfectly.
学び始める
Bu ayakkabılar mükemmel şekilde uyuyor.
They adopted a new policy.
学び始める
Onlar yeni bir politika benimsedi.
They adopted the proposal.
学び始める
Onlar teklifi benimsediler.
They amended the document.
学び始める
Onlar dökümanı düzelttiler.
Both of them are in the room.
学び始める
Onların her ikisi de odadalar.
They are building a house.
学び始める
Onlar bir ev yapıyorlar.
They are crazy about jazz.
学び始める
Onlar Jaza deli oluyorlar.
They are paid by the week.
学び始める
Onlara haftalık ödenir.
They arrived at the hotel.
学び始める
Onlar otele vardılar.
They blocked his proposal.
学び始める
Onlar onun teklifini engellediler.
They called the dog Rocky.
学び始める
Onlar köpeğe Rocky dediler.
They constructed a bridge.
学び始める
Onlar bir köprü yaptılar.
They did not give up hope.
学び始める
Onlar umutlarını kaybetmediler.
They did not work, either.
学び始める
Onlar da çalışmadılar.
They each paid separately.
学び始める
Onların herbiri ayrı ayrı ödedi.
They eat meat once a week.
学び始める
Onlar haftada bir kez et yerler.
They felt he was too weak.
学び始める
Onlar onun çok zayıf olduğunu hissettiler.
They filled in the blanks.
学び始める
Onlar boşlukları doldurdular.
They found the room empty.
学び始める
Onlar odayı boş buldular.
They gave him up for lost.
学び始める
Onlar onu kayıp kabul ettiler.
They had a baby last week.
学び始める
Geçen hafta bir bebekleri oldu.
They had voted for action.
学び始める
Onlar eylem için oy vardı.
They have the same habits.
学び始める
Onlar aynı alışkanlıklara sahipler.
They have twelve children.
学び始める
Onların on iki çocuğu var.
They invited me to dinner.
学び始める
Onlar beni akşam yemeğine davet etti.
They live near the school.
学び始める
Onlar okulun yanında yaşıyorlar.
They looked after the boy.
学び始める
Onlar çocuğa baktılar.
They looked at each other.
学び始める
Onlar birbirlerine baktılar.
They looked up at the sky.
学び始める
Onlar gökyüzüne baktılar.
They made us work all day.
学び始める
Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.
They missed a good chance.
学び始める
Onlar iyi bir fırsat kaçırdı.
They moved to a new house.
学び始める
Onlar yeni bir eve taşındı.
They must have been tired.
学び始める
Onlar yorgun olmalılar.
They named their son John.
学び始める
Onlar oğullarına John adını verdiler.
They sank ten enemy ships.
学び始める
Onlar on düşman gemisini batırdılar.
They sat down by the fire.
学び始める
Onlar ateşin yanında oturdular.
They set out for New York.
学び始める
Onlar New York'a seyahate çıktılar.
They smiled at each other.
学び始める
Onlar birbirlerine gülümsedi.
They studied them closely.
学び始める
Onları yakından incelediler.
They supported the Allies.
学び始める
Onlar müttefikleri destekledi.
They talked to each other.
学び始める
Onlar birbirleriyle konuştular.
They went around the lake.
学び始める
Onlar gölün etrafında dolaştılar.
They were frozen to death.
学び始める
Onlar donarak öldüler.
They were plainly dressed.
学び始める
Onlar sade giyinmişlerdi.
They were very kind to me.
学び始める
Onlar bana karşı nazikti.
They work as hard as ever.
学び始める
Onlar her zamanki kadari çok çalışırlar.
They worship every Sunday.
学び始める
Onlar her Pazar ibadet ederler.
They're all the same size.
学び始める
Onların hepsi aynı boyutta.
They're going to Ishikawa.
学び始める
Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.
This bag cost me 6 pounds.
学び始める
Bu çanta bana 6 paunda maloldu.
This berry is good to eat.
学び始める
Bu dut yemek için iyidir.
This bike is easy to ride.
学び始める
Bu bisikleti sürmesi kolaydır.
This book is easy to read.
学び始める
Bu kitap kolay okunur.
This book is easy to read.
学び始める
Bu kitabı okuması kolaydır.
This book is not for sale.
学び始める
Bu kitap satılık değil.
This box is full of books.
学び始める
Bu kutu kitaplarla dolu.
This cage is made of wire.
学び始める
Bu kafes telden yapılmıştır.
This car is easy to drive.
学び始める
Bu arabayı sürmek kolaydır.
This car is made in Japan.
学び始める
Bu araba Japonya'da yapılır.
This coffee is too bitter.
学び始める
Bu kahve çok acı.
This coffee tastes bitter.
学び始める
Bu kahvenin tadı acı.
This desk is used by Yumi.
学び始める
Bu masa Yumi tarafından kullanılır.
This glass contains water.
学び始める
Bu bardakta su var.
This handle will not turn.
学び始める
Bu kol dönmüyor.
This hat cost ten dollars.
学び始める
Bu şapka on dolara mal oldu.
This house needs painting.
学び始める
Bu ev boyanılmalı.
This is a daily newspaper.
学び始める
Bu bir günlük gazetedir.
This is a great apartment.
学び始める
Bu harika bir daire.
This is a new type of car.
学び始める
Bu yeni tip bir araba.
This is a present for you.
学び始める
Bu sizin için bir hediye.
This is a worthwhile book.
学び始める
Bu yararlı bir kitap.
This is all I have to say.
学び始める
Bu söylemek zorunda olduğum herşeydir.
This is all Tom has to do.
学び始める
Tom'un bütün yapmak zorunda olduğu budur.
This is also a good movie.
学び始める
Bu da iyi bir film.
This is an automatic door.
学び始める
Bu otomatik bir kapıdır.
This is the flag of Japan.
学び始める
Bu, Japonya bayrağıdır.
This may be of use to you.
学び始める
Bu sana faydalı olabilir.
This metal is called zinc.
学び始める
Bu metale çinko denir.
This problem is beyond me.
学び始める
Bu sorun beni aşar.
This racket belongs to me.
学び始める
Bu raket bana ait.
This room is large enough.
学び始める
Bu oda yeterince büyük.
This soup needs more salt.
学び始める
Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.
This stain won't come out.
学び始める
Bu leke çıkmaz.
This time, he got results.
学び始める
Bu defa sonuçları aldı.
This used car is for sale.
学び始める
Bu İkinci el araç satılıktır.
This wall feels very cold.
学び始める
Bu duvar çok soğuk.
This wasn't cheap, was it?
学び始める
Bu ucuz değildi, değil mi?
This winter has been mild.
学び始める
Bu kış yumuşaktı.
This word is still in use.
学び始める
Bu kelime hala kullanılıyor.
Those flowers smell sweet.
学び始める
Bu çiçekler miss gibi kokuyor.
To master English is difficult.
学び始める
İngilizceye hakim olmak zordur.
Today's party is informal.
学び始める
Bugünkü parti resmi değil.
Tom abstained from voting.
学び始める
Tom oylamada çekimser kaldı.
Tom accepted Mary's offer.
学び始める
Tom, Mary'nin teklifini kabul etti.
Tom always causes trouble.
学び始める
Tom her zaman soruna neden olur.
Tom always keeps his word.
学び始める
Tom her zaman sözünü tutar.
Tom and I are old friends.
学び始める
Tom ve ben eski arkadaşız.
Tom appreciates good wine.
学び始める
Tom, iyi bir şaraptan anlar.
Tom arrived ahead of Mary.
学び始める
Tom Mary'nin önünde geldi.
Tom asked for Mary's help.
学び始める
Tom Mary'nin yardımını istedi.
Tom asked for more coffee.
学び始める
Tom daha fazla kahve istedi.
Tom asked Mary about John.
学び始める
Tom, Mary'ye John'u sordu.
Tom asked Mary for a loan.
学び始める
Tom Mary'den borç para istedi.
Tom asked Mary for advice.
学び始める
Tom Mary'den tavsiye istedi.
Tom asked Mary to go away.
学び始める
Tom Mary'nin uzaklaşmasını rica etti.
Tom asked Mary to help me.
学び始める
Tom Mary'nin bana yardım etmesini rica etti.
Tom asked Mary what to do.
学び始める
Tom Mary'ye ne yapacağını sordu.
Tom ate dinner by himself.
学び始める
Tom kendi başına akşam yemeği yedi.
Tom beat Mary at checkers.
学び始める
Tom damada Mary'yi yendi.
Tom beat Mary unconscious.
学び始める
Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.
Tom became afraid of Mary.
学び始める
Tom Mary'den korktu.
Tom bet $300 on the fight.
学び始める
Tom döğüşte 300 dolarlık bahse girdi.
Tom betrayed Mary's trust.
学び始める
Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
Tom bought his truck used.
学び始める
Tom kamyonunu kullanılmış satın aldı.
Tom brews beer as a hobby.
学び始める
Bir hobi olarak Tom bira mayalar.
Tom broke Mary's clarinet.
学び始める
Tom Mary'nin klarnetini kırdı.
Tom called a taxi for Mary.
学び始める
Tom Mary için bir taksi çağırdı.
Tom called Mary a traitor.
学び始める
Tom Mary'ye hain dedi.
Tom called me from Boston.
学び始める
Tom beni Boston'dan aradı.
Tom came a few days later.
学び始める
Tom birkaç gün sonra geldi.
Tom came down with a cold.
学び始める
Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı.
Tom can go if he wants to.
学び始める
Tom istiyorsa gidebilir.
Tom can speak French well.
学び始める
Tom Fransızcayı iyi konuşabilir.
Tom can swim, but I can't.
学び始める
Tom yüzebilir, fakat ben yüzemem.
Tom can take care of that.
学び始める
Tom ona bakabilir.
Tom can't be all that bad.
学び始める
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
Tom can't drive a car yet.
学び始める
Tom henüz bir araba süremiyor.
Tom can't find his ticket.
学び始める
Tom biletini bulamıyor.
Tom certainly acted drunk.
学び始める
Tom kesinlikle sarhoş gibi davrandı.
Tom certainly brags a lot.
学び始める
Tom kesinlikle çok övünür.
Tom certainly fooled Mary.
学び始める
Tom kesinlikle Mary'yi aptal yerine koydu.
Tom certainly is eloquent.
学び始める
Tom kesinlikle güzel konuşur.
Tom certainly is friendly.
学び始める
Tom kesinlikle cana yakındır.
Tom certainly seems happy.
学び始める
Tom kesinlikle mutlu görünüyor.
Tom certainly talks a lot.
学び始める
Tom kesinlikle çok konuşur.
Tom collected coffee cups.
学び始める
Tom kahve fincanlarını topladı.
Tom competes in ski races.
学び始める
Tom kayak yarışında yarışıyor.
Tom completed the mission.
学び始める
Tom misyonunu tamamladı.
Tom completed the mission.
学び始める
Tom misyonu tamamladı.
Tom coughed up some blood.
学び始める
Tom biraz kan öksürdü.
Tom couldn't ask for more.
学び始める
Tom daha fazla isteyemedi.
Tom couldn't feel a thing.
学び始める
Tom bir şey hissedemedi.
Tom couldn't get to sleep.
学び始める
Tom uyuyamadı.
Tom couldn't help himself.
学び始める
Tom kendini tutamadı.
Tom couldn't help smiling.
学び始める
Tom gülmeden edemedi.
Tom couldn't stop yawning.
学び始める
Tom esnemesini durduramadı.
Tom counts on Mary's help.
学び始める
Tom Mary'ye yardımına güveniyor.
Tom cut the apple in half.
学び始める
Tom elmayı ikiye böldü.
Tom declined Mary's offer.
学び始める
Tom Mary'nin teklifini geri çevirdi.
Tom denied having done it.
学び始める
Tom onu yaptığını reddetti.
Tom denied Mary's request.
学び始める
Tom Mary'nin ricasını reddetti.
Tom denied the accusation.
学び始める
Tom suçlamayı reddetti.
Tom denies having done it.
学び始める
Tom onu yaptığını reddediyor.
Tom deserves to be blamed.
学び始める
Tom suçlanmayı hak ediyor.
Tom did all that he could.
学び始める
Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
Tom did everything by himself.
学び始める
Tom her şeyi kendisi yaptı.
Tom did it in his own way.
学び始める
Tom onu kendi tarzında yaptı.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。