Turkish sentences from Tatoeba 20

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
A cold wave attacked Europe.
学び始める
Bir soğuk hava dalgası Avrupa'yı vurdu.
A cookie is under the table.
学び始める
Bir kurabiye masanın altındadır.
A day has twenty-four hours.
学び始める
Bir gün yirmi-dört saattir.
A doctor examined Mr. Brown.
学び始める
Bir doktor Bay Brown muayene etti.
A dog suddenly jumped at me.
学び始める
Bir köpek aniden bana atladı.
A fire broke out last night.
学び始める
Dün gece bir yangın patlak verdi.
A friend told me that story.
学び始める
Bir arkadaş bana o hikayeyi anlattı.
A girl is playing the flute.
学び始める
Bir kız, flüt çalıyor.
A good memory is his weapon.
学び始める
İyi bir bellek onun silahıdır.
A haiku is one type of poem.
学び始める
Bir haiku bir şiir türüdür.
A man is as old as he feels.
学び始める
Bir insan hissettiği yaştadır.
A man is as old as he feels.
学び始める
Bir insan hissettiği kadar yaşlıdır.
A mouse is a timid creature.
学び始める
Bir fare çekingen bir yaratıktır.
A Mr. Kimura is calling you.
学び始める
Sizi Bay Kimura diye birisi arıyor.
A Mr. Ono called to see you.
学び始める
Bay Ono diye birisi sizinle görüşmek için aradı.
A new difficulty has arisen.
学び始める
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
A novel idea occurred to me.
学び始める
Aklıma yeni bir fikir geldi.
A novelty wears off in time.
学び始める
Bir yenilik zamanla yok olur.
A nurse took my temperature.
学び始める
Bir hemşire ateşimi ölçtü.
A pound is a unit of weight.
学び始める
Bir pound bir ağırlık birimidir.
A rash appeared on his face.
学び始める
Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı.
A stone hit him on the head.
学び始める
Kafasına bir taş çarptı.
A strange man came up to us.
学び始める
Tuhaf bir adam bize doğru geldi.
About how long will it take?
学び始める
O, yaklaşık ne kadar sürecek.
About how much will it cost?
学び始める
O, yaklaşık kaça mal olacak.
Admission to the show is $5.
学び始める
Gösteriye giriş ücreti 5 dolar.
After a while, it grew dark.
学び始める
Bir süre sonra, hava karardı.
All of the milk was spilled.
学び始める
Sütün hepsi döküldü.
All of them are not present.
学び始める
Onların hepsi mevcut değiller.
All of them remained silent.
学び始める
Onların hepsi sessiz kaldılar.
All the boys enjoyed skiing.
学び始める
Bütün erkekler kayaktan hoşlandı.
All the men are hardworking.
学び始める
Tüm erkekler çalışkandır.
All these things cost money.
学び始める
Bütün bu işler paraya mal olur.
All Tom wants to do is swim.
学び始める
Tom'un bütün yapmak istediği yüzmektir.
All was silent in the house.
学び始める
Evde herkes sessizdi.
Americans eat a lot of meat.
学び始める
Amerikalılar çok et yer.
An apple fell to the ground.
学び始める
Yere bir elma düştü.
An elephant has a long nose.
学び始める
Bir filin uzun bir burnu vardır.
Any amount of money will do.
学び始める
Bir miktar para iş görür.
Anywhere with a bed will do.
学び始める
Yataklı herhangi bir yer iş görür.
Are both of you ready to go?
学び始める
Siz ikiniz gitmeye hazır mısınız?
Are you a creature of habit?
学び始める
Sen alışkanlıklarından vazgeçemeyen birimisin?
Are you coming to the party?
学び始める
Partiye geliyor musun?
Are you done with the paper?
学び始める
Gazete ile işin bitti mi?
Are you for or against this?
学び始める
Bunun lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
Are you going by bus or car?
学び始める
Otobüsle mi yoksa araba ile mi gidiyorsun?
Are you good at mathematics?
学び始める
Matematikte iyi misin?
Are you happy in your house?
学び始める
Evinde mutlu musun?
Are you in immediate danger?
学び始める
Sen yakın tehlike içinde misin?
Are you interested in music?
学び始める
Müzikle ilgileniyor musun?
Are you looking for someone?
学び始める
Birini mi arıyorsun?
Are you looking for someone?
学び始める
Sen birini arıyor musun?
Are you sick? You look pale.
学び始める
Hasta mısın? Solgun görünüyorsun.
Are you sure of your answer?
学び始める
Cevabından emin misin?
Are you waiting for anybody?
学び始める
Birini bekliyor musun?
At first, I didn't like him.
学び始める
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
At first, I failed the test.
学び始める
İlk başta, testte başarısız oldum.
At last he reached his goal.
学び始める
Sonunda o, hedefine ulaştı.
Basho was the greatest poet.
学び始める
Başo, en büyük şairdi.
Be quiet while I am speaking.
学び始める
Ben konuşurken sessiz ol.
Be sure and call me tonight.
学び始める
Gece beni mutlaka ara.
Be sure not to eat too much.
学び始める
Çok fazla yemediğinizden emin olun.
Be sure to mail this letter.
学び始める
Bu mektubu mutlaka postala.
Bell invented the telephone.
学び始める
Bell telefonu icat etti.
Betty likes classical music.
学び始める
Betty klasik müzik sever.
Betty likes classical music.
学び始める
Betty klasik müzikten hoşlanır.
Bigger is not always better.
学び始める
Daha büyük her zaman daha iyi değildir.
Bill is good at mathematics.
学び始める
Bill matematikte iyidir.
Bill is honest all the time.
学び始める
Bill her zaman dürüst.
Bill is seldom ever on time.
学び始める
Bill nadiren zamanında gelir.
Bill often goes to the park.
学び始める
Bill sık sık parka gider.
Bill signed up for the exam.
学び始める
Bill sınav için kaydını yaptırdı.
Bill's work is selling cars.
学び始める
Bill'in işi otomobil satmaktır.
Birds are flying in the air.
学び始める
Kuşlar havada uçuyorlar.
Bob and I are great friends.
学び始める
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
Both brothers are musicians.
学び始める
Her iki kardeş müzisyendir.
Both girls wear white suits.
学び始める
Her iki kız beyaz takım elbiseler giyiyor.
Both of my parents are dead.
学び始める
Ebeveynlerimin her ikisi de öldü.
Both were seriously wounded.
学び始める
Her ikisi de ağır yaralandı.
Both you and I are students.
学び始める
Hem sen hem de ben öğrenciyiz.
Bring your brother with you.
学び始める
Erkek kardeşini yanında getir.
Bring your friends with you.
学び始める
Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.
Bring your sister next time.
学び始める
Gelecek sefer kız kardeşinide getir.
Brothers should not quarrel.
学び始める
Kardeşler kavga etmemelidir.
Butter is sold by the pound.
学び始める
Tereyağı pound ile satılmaktadır.
Can I go hiking next Sunday?
学び始める
Önümüzdeki Pazar yürüyüşe gidebilir miyim?
Can I have something to eat?
学び始める
Yiyecek bir şey alabilir miyim?
Can you describe the object?
学び始める
Nesneyi tarif edebilir misiniz?
Could you turn the volume down?
学び始める
Sesi kısar mısın?
Can you page someone for me?
学び始める
Benim için birinin adını anons eder misin?
Can you reach the top shelf?
学び始める
Üst rafa ulaşabilir misin?
Can you send the bellboy up?
学び始める
Komiyi yukarı gönderir misin?
Can you take his place, Leo?
学び始める
Onun yerini alır mısın, Leo?
Can your mother drive a car?
学び始める
Annen araba sürebilir mi?
Carlos climbed the mountain.
学び始める
Carlos dağa tırmandı.
Carol returned to her hotel.
学び始める
Carol oteline döndü.
Carranza rejected the offer.
学び始める
Carranza teklifi reddetti.
Cats are very clean animals.
学び始める
Kediler çok temiz hayvanlardır.
Check your answers with his.
学び始める
Cevaplarını onunkiyle karşılaştır.
Children are full of energy.
学び始める
Çocuklar enerji dolu.
Children grow up so quickly.
学び始める
Çocuklar çok çabuk büyürler.
Children like to beat drums.
学び始める
Çocuklar davul çalmayı severler.
Children often hate spinach.
学び始める
Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.
Choose any flowers you like.
学び始める
İstediğin çiçekleri seç.
Choose one from among these.
学び始める
Bunların arasından bir tane seçin.
Choose your favorite racket.
学び始める
En sevdiğin raketi seç.
Christmas is soon, isn't it?
学び始める
Noel yakın, değil mi?
Cold this morning, isn't it?
学び始める
Bu sabah soğuk değil mi?
Columbus discovered America.
学び始める
Columbus Amerikayı keşfetti.
Come the day after tomorrow.
学び始める
Yarından sonraki gün gel.
Come to the party, will you?
学び始める
Partiye gel, lütfen?
Compare these two computers.
学び始める
Bu iki bilgisayarı karşılaştır.
Cookie is under 5 years old.
学び始める
Cookie 5 yaşın altındadır.
Could you assist me, please?
学び始める
Bana yardım eder misin, lütfen?
Could you draw a map for me?
学び始める
Benim için bir harita çizer misin?
Could you drive more slowly?
学び始める
Daha yavaş sürer misin?
Could you give me your name?
学び始める
Bana adını verebilir misin?
Could you press this button?
学び始める
Bu düğmeye basar mısınız?
Could you sign here, please?
学び始める
Burayı lütfen imzalayabilir misiniz?
Could you solve the problem?
学び始める
Sorunu halledebildin mi?
Could you take this, please?
学び始める
Bunu lütfen alabilir misiniz?
Dick had a traffic accident.
学び始める
Dick, bir trafik kazası geçirdi.
Dick passed the photo to me.
学び始める
Dick fotoğrafı bana verdi.
Dick plans to go by himself.
学び始める
Dick kendi başına gitmeyi planlıyor.
Did he mention the accident?
学び始める
O, kazadan bahsetti mi?
Did he show you the picture?
学び始める
O, resmi sana gösterdi mi?
Did you do this on your own?
学び始める
Bunu tek başına mı yaptın?
Did you make it by yourself?
学び始める
Onu kendiniz mi yaptınız?
Did you pay for those shoes?
学び始める
Şu ayakkabılar için ödeme yaptınız mı?
Did you read the whole book?
学び始める
Bütün kitabı okudun mu?
Did you see anyone run away?
学び始める
Birinin kaçtığını gördün mü?
Did you take back the books?
学び始める
Kitapları geri götürdün mü?
Did you turn off the heater?
学び始める
Isıtıcıyı kapattın mı?
Did you watch TV last night?
学び始める
Dün gece televizyon izledin mi?
Didn't you lock up your car?
学び始める
Arabanı kilitlemedin mi?
Do I have to change my diet?
学び始める
Diyetimi değiştirmek zorunda mıyım.
Do I pay you or the cashier?
学び始める
Ben size mi yoksa kasiyere mi ödeme yapayım.
Do you believe what he said?
学び始める
Onun dediğine inandın mı?
Do you eat in the classroom?
学び始める
Sen sınıfta yemek yer misin?
Do you go to school on foot?
学び始める
Okula yaya gider misin?
Do you have a pen or pencil?
学び始める
Bir dolma kalemin mi yoksa bir kurşun kalemin mi var.
Do you have any French wine?
学び始める
Biraz Fransız şarabın var mı?
Do you have any soft drinks?
学び始める
Hiç alkolsüz içeceğin var mı?
Do you have anything to eat?
学び始める
Yiyecek bir şeyin var mı?
Do you have anything to say?
学び始める
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Do you have enough blankets?
学び始める
Yeterli battaniyelerin var mı?
Do you have laundry service?
学び始める
Çamaşır yıkama servisiniz var mı?
Do you have this in my size?
学び始める
Bundan benim ölçüme uyan varmı?
Do you have time to help me?
学び始める
Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
Do you know an ethnic dance?
学び始める
Bir etnik dans biliyor musunuz?
Do you know any Greek myths?
学び始める
Hiç Yunan mitolojisi biliyor musun?
Do you know where Tom lives?
学び始める
Tom'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?
Do you like ancient history?
学び始める
İlk çağ tarihini sever misin?
Do you like Renaissance art?
学び始める
Rönesans sanatı sever misiniz?
Would you mind me smoking here?
学び始める
Burada sigara içebilir miyim?
Do you play basketball well?
学び始める
Basketbolu iyi oynar mısın?
Do you play soccer or rugby?
学び始める
Futbol yada ragbi oynar mısın?
Do you want anything to eat?
学び始める
Yiyecek bir şey istiyor musun?
Do your homework right away.
学び始める
Derhal ev ödevini yap.
Does he go to school by bus?
学び始める
O, otobüsle okula gider mi?
Does that price include tax?
学び始める
O fiyata vergi dahil mi?
Does this cap belong to you?
学び始める
Bu kep sana mı ait?
Does Tom always carry a gun?
学び始める
Tom her zaman bir silah taşır mı?
Dogs see in black and white.
学び始める
Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
Don't be a back-seat driver.
学び始める
Sürücüye müdahele etme.
Don't be late for the train.
学び始める
Tren için geç kalmayın.
Don't bother to call on him.
学び始める
Onu aramak için zahmet etmeyin.
Don't expect too much of me.
学び始める
Benden çok şey bekleme.
Don't fail to lock the door.
学び始める
Kapıyı kilitlemeyi ihmal etmeyin.
Don't forget to write to me.
学び始める
Bana yazmayı unutma.
Don't forget to write to us.
学び始める
Bize yazmayı unutma.
Don't lean against the wall.
学び始める
Duvara yaslanma.
Don't leave it up to chance.
学び始める
İşi şansa bırakma.
Don't leave the window open.
学び始める
Pencereyi açık bırakma.
Don't let go. Hold on tight.
学び始める
Gitmesine izin vermeyin. Sıkı tutun.
Don't look down on the poor.
学び始める
Fakirleri hor görme.
Don't lose confidence, Mike.
学び始める
Güvenini kaybetme, Mike.
Don't meddle in his affairs.
学び始める
Onun işlerine karışmayın.
Don't run across the street.
学び始める
Caddeyi koşarak geçmeyin.
Don't speak so fast, please.
学び始める
Çok hızlı konuşma, lütfen.
Don't talk in the classroom.
学び始める
Sınıfta konuşma.
Don't treat me like a child.
学び始める
Bana bir çocuk gibi davranma.
Don't use all the hot water.
学び始める
Sıcak suyun tümünü kullanma.
Don't walk alone after dark.
学び始める
Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
Don't worry. You'll make it.
学び始める
Endişelenmeyin. Onu yaparsınız.
Dorothy isn't in the office.
学び始める
Dorothy ofiste değildir.
Each congressman could vote.
学び始める
Her kongre üyesi oy verebildi.
Each member was called upon.
学び始める
Her üye davet edildi.
Each time I tried, I failed.
学び始める
Denediğim her sefer başarısız oldum.
Economy cars save you money.
学び始める
Ekonomi araba size tasarruf sağlar.
Eisenhower kept his promise.
学び始める
Eisenhower sözünü tuttu.
English is spoken in Canada.
学び始める
Kanada'da İngilizce konuşulur.
Everybody desires happiness.
学び始める
Herkes mutluluk arzular.
Everybody is busy except me.
学び始める
Benim dışında herkes meşgul.
Everybody is relying on you.
学び始める
Herkes size güveniyor.
Everybody looks up to Henry.
学び始める
Herkes Henry'ye güvenir.
Everybody wants to be happy.
学び始める
Herkes mutlu olmak istiyor.
Everyone ate the same thing.
学び始める
Herkes aynı şeyi yedi.
Everyone is friendly to her.
学び始める
Herkes ona karşı samimi.
Everything is all right now.
学び始める
Şimdi her şey yolunda.
Everything's going to be OK.
学び始める
Her şey tamam olacak.
Excuse me. What's your name?
学び始める
Affedersiniz. Adınız nedir?
Explain it once more, Jerry.
学び始める
Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
Face adversity with courage.
学び始める
Güçlüklerle cesaretle yüzleş.
Few students can read Latin.
学び始める
Birkaç öğrenci Latince okuyabilir.
Finally, he lost his temper.
学び始める
Sonunda, o, kontrolünü kaybetti.
Finding her office was easy.
学び始める
Onun ofisini bulmak kolaydı.
Finding her office was easy.
学び始める
Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Food is fuel for our bodies.
学び始める
Gıda vücudumuz için yakıttır.
Food shipments were blocked.
学び始める
Gıda sevkiyatı bloke edildi.
Forget about that right now.
学び始める
Onu derhal unut.
France is in western Europe.
学び始める
Fransa, Batı Avrupa'dadır.
Fred is always telling lies.
学び始める
Fred her zaman yalan söylüyor.
Fred's house has five rooms.
学び始める
Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
Fred's house has five rooms.
学び始める
Fred'in evinin beş odası var.
Fresh fruit is good for you.
学び始める
Taze meyve, sizin için iyidir.
Gamblers enjoy taking risks.
学び始める
Kumarbazlar risk almayı severler.
General Braddock was killed.
学び始める
Genel Braddock öldürüldü.
Get me the scissors, please.
学び始める
Bana makası getir, lütfen.
Get out of here immediately!
学び始める
Hemen buradan çıkın.
Get up early in the morning.
学び始める
Sabah erken kalk.
Get your friend to help you.
学び始める
Arkadaşın sana yardım etsin.
Give it to whoever needs it.
学び始める
Onu ihtiyacı olana ver.
Give it to whoever wants it.
学び始める
Onu her kim isterse ona ver.
Give me a copy of this book.
学び始める
Bu kitabın bir kopyasını bana verin.
Give me a little more water.
学び始める
Bana biraz daha su verin.
Give me the main points now.
学び始める
Şimdi bana ana konulardan bahsedin.
Give me two pieces of chalk.
学び始める
Bana iki parça tebeşir ver.
Give my love to your family.
学び始める
Ailenize sevgimi iletin.
Gold is heavier than silver.
学び始める
Altın gümüşten daha ağırdır.
Grant took 14,000 prisoners.
学び始める
Grant, 14.000 tutsak aldı.
Grant was extremely popular.
学び始める
Grant son derece popüler oldu.
Greek is difficult to learn.
学び始める
Yunanca öğrenmek zordur.
Half of the melon was eaten.
学び始める
Kavunun yarısı yendi.
Hamilton did not like Adams.
学び始める
Hamilton, Adams'tan hoşlanmadı.
Hanako likes cake very much.
学び始める
Hanako keki çok fazla seviyor.
Has all the coke been drunk?
学び始める
Bütün kola içildi mi?
Has Ken left Japan for good?
学び始める
Ken Japonya'dan geri dönmemek üzere mi ayrıldı?
Has she ever fallen in love?
学び始める
O hiç aşık oldu mu?
Have a look at that picture.
学び始める
Şu resme bir bak.
Have a nice summer vacation.
学び始める
Güzel bir Yaz tatili geçirmeni dilerim.
Have there been any changes?
学び始める
Herhangi bir değişiklik var mı?
Have there been any changes?
学び始める
Herhangi bir değişiklik oldu mu?
Have they ever come on time?
学び始める
Onlar hiç zamanında geldiler mi?
Have you checked the engine?
学び始める
Motoru kontrol ettiniz mi?
Have you done your homework?
学び始める
Ev ödevini yaptın mı?
Have you ever been to India?
学び始める
Hiç Hindistan'da bulundunuz mu?
Have you ever been to Japan?
学び始める
Hiç Japonya'da bulundunuz mu?
Have you ever been to Nikko?
学び始める
Hiç Nikko'da bulundun mu?
Have you ever been to Tokyo?
学び始める
Hiç Tokyo'da bulundun mu?
Have you ever broken a bone?
学び始める
Sen hiç bir kemik kırdın mı?
Have you ever donated blood?
学び始める
Sen hiç kan bağışladın mı?
Have you ever gone to Paris?
学び始める
Hiç Paris'e gittin mi?
Have you ever seen a cuckoo?
学び始める
Şu ana kadar bir guguk kuşu gördün mü?
Have you ever visited Kyoto?
学び始める
Hiç Kyoto'yu gezdin mi?
Are you finished with your work?
学び始める
İşini bitirdin mi?
Have you heard from Freddie?
学び始める
Freddie'den haberin var mı?
Have you heard the news yet?
学び始める
Haberi henüz duydun mu?
Have you read this book yet?
学び始める
Bu kitabı henüz okudun mu?
Have you read today's paper?
学び始める
Bugünün gazetesini okudun mu?
Have you washed the car yet?
学び始める
Arabayı henüz yıkadın mı?
Haven't you had your dinner?
学び始める
Akşam yemeğini yemedin mi?
He absconded with the money.
学び始める
O, para ile birlikte kaçtı.
He accepted gifts from them.
学び始める
O, onlardan hediyeler kabul etti.
He accomplished his mission.
学び始める
O görevini yerine getirdi.
He always wears blue shirts.
学び始める
O her zaman mavi gömlek giyer.
He arrived after I had left.
学び始める
Ben ayrıldıktan sonra o geldi
He arrived the day she left.
学び始める
O, gittiği gün geldi.
She asked him some questions.
学び始める
O, ona bazı sorular sordu.
He asked me what I expected.
学び始める
O, bana beklediğim şeyi sordu.
He asked me which way to go.
学び始める
Bana hangi yöne gideceğini sordu.
He attended many ceremonies.
学び始める
O birçok törenlere katıldı.
He banged the door in anger.
学び始める
O, öfkeyle kapıyı çarptı.
He became known as a doctor.
学び始める
O, bir doktor olarak tanındı.
He believes in Santa Clause.
学び始める
O, Noel Baba'ya inanıyor.
She brought him to our place.
学び始める
O, onu bizim yerimize getirdi.
He calls her up every night.
学び始める
O, her gece onu arar.
He came a little after noon.
学び始める
Öğleden az sonra geldi.
He came home exactly at ten.
学び始める
O, tam onda eve geldi.
He came to school very late.
学び始める
O, okula çok geç geldi.
He can pull strings for you.
学び始める
O, senin için torpil yapabilir.
He can't speak much English.
学び始める
O, fazla İngilizce konuşamaz.
He carried the box upstairs.
学び始める
O, kutuyu üst kata taşıdı.
He changed school last year.
学び始める
O geçen yıl okul değiştirdi.
He claims that he is honest.
学び始める
O, dürüst olduğunu iddia ediyor.
He cleared the roof of snow.
学び始める
O, çatının karını temizledi.
He closed the door suddenly.
学び始める
O, birden kapıyı kapattı.
He composes beautiful poems.
学び始める
O, güzel şiirler besteler.
He considered himself lucky.
学び始める
O kendini şanslı addetti.
He could make nothing of it.
学び始める
O, onunla ilgili bir şey yapamadı.
He could not breathe deeply.
学び始める
Derin nefes alamadı.
He decided to give it a try.
学び始める
O, denemeye karar verdi.
He did a very foolish thing.
学び始める
O, çok aptalca bir şey yaptı.
He did his best to help her.
学び始める
Ona yardım etmek için elinden geleni yaptı.
He did his best to the last.
学び始める
O, sonuna kadar elinden geleni yaptı.
He did his best, but failed.
学び始める
O, elinden geleni yaptı, ancak başarısız oldu.
He did not buy it after all.
学び始める
Beklenin tersine onu almadı.
He did not know what to say.
学び始める
O, ne diyeceğini bilmiyordu.
He did not know where to go.
学び始める
Nereye gideceğini bilmiyordu.
He didn't care for swimming.
学び始める
O, yüzmek istemedi.
He didn't explain it at all.
学び始める
O, onu hiç açıklamadı.
He didn't like her at first.
学び始める
O ilk defa ondan hoşlanmadı.
He didn't reveal his secret.
学び始める
O, onun sırrını açığa çıkarmadı.
He didn't turn up after all.
学び始める
Beklenenin tersine dönmedi.
He died from lack of oxygen.
学び始める
Oksijen yetersizliğinden öldü.
He died of cancer last year.
学び始める
O, geçen yıl kanserden öldü.
He does not have to do this.
学び始める
O, bunu yapmak zorunda değildir.
He does not watch TV at all.
学び始める
O, hiç tv seyretmez.
He doesn't always come late.
学び始める
O her zaman geç gelmez.
He doesn't have any friends.
学び始める
Onun hiç arkadaşı yoktur.
He drives a car, doesn't he?
学び始める
O, bir araba sürer, değil mi?
He drove slowly up the hill.
学び始める
O, tepeye doğru yavaşça sürdü.
He dug a hole in the garden.
学び始める
O, bahçede bir çukur kazdı.
He enjoyed playing baseball.
学び始める
O, beyzbol oynamaktan zevk aldı.
He exhausted all his energy.
学び始める
O bütün enerjisini tüketti.
He explained the rule to me.
学び始める
O, kuralı bana açıkladı.
He failed the entrance exam.
学び始める
O, giriş sınavında başarısız oldu.
He felt himself growing old.
学び始める
O, yaşlandığını hissetti.
He finished school in March.
学び始める
O, Mart ayında okulu bitirdi.
He flew a kite with his son.
学び始める
O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.
He gave three wrong answers.
学び始める
O, üç yanlış cevap verdi.
He goes there now and again.
学び始める
O, arada sırada oraya gider.
He got a loan from the bank.
学び始める
O, bankadan bir kredi aldı.
He got an easy English book.
学び始める
O, kolay bir İngilizce kitabı aldı.
He got engaged to my cousin.
学び始める
O, benim kuzenimle nişanlandı.
He got sick during the trip.
学び始める
O, yolculuk sırasında hastalandı.
He got the book for nothing.
学び始める
O, kitabı boş yere aldı.
He grabbed me by the collar.
学び始める
O, beni yakamdan yakaladı.
He had access to the papers.
学び始める
Onun belgelere erişim hakkı vardı.
He had barely enough to eat.
学び始める
Neredeyse onun yeterli yiyeceği yoktu.
He had no friend to talk to.
学び始める
Onun konuşacak arkadaşı yoktu.
He had the table to himself.
学び始める
O, masayı kendine ayırdı.
He had to leave the village.
学び始める
O, köyü terk etmek zorunda kaldı.
He had to pay his own debts.
学び始める
O, kendi borçlarını ödemek zorunda kaldı.
He had to think for himself.
学び始める
O, kendisi için düşünmek zorunda kaldı.
He hardly ever opens a book.
学び始める
O, neredeyse hiç kitap açmaz.
He has a good school record.
学び始める
Onun iyi bir okul kaydı var.
He has a grudge against you.
学び始める
Onun size karşı bir kini var.
He has a pension to live on.
学び始める
Geçimini sağlamak için bir emekli maaşı var.
She has a strong personality.
学び始める
Onun güçlü bir kişiliği vardır.
He has a strong personality.
学び始める
O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
He has been sick for a week.
学び始める
O bir hafta boyunca hastadır.
He got through with his work.
学び始める
O, işini bitirdi.
He has hit upon a good idea.
学び始める
Aklına iyi bir fikir geldi.
He has more books than I do.
学び始める
O, benim sahip olduğumdan daha çok kitaba sahiptir.
He has no family to support.
学び始める
Onu destekleyecek bir ailesi yok.
He has one dog and six cats.
学び始める
Onun bir köpeği ve altı kedisi var.
He has only to ask for help.
学び始める
O, sadece yardım istemek zorunda.
He hasn't read the book yet.
学び始める
O, kitabı henüz okumadı.
He helped me do my homework.
学び始める
Ev ödevimi yapmam için bana yardım etti.
He is a bit like his father.
学び始める
O, biraz babasına benzer.
He is a novelist and artist.
学び始める
O bir yazar ve sanatçıdır.
He is a promising young man.
学び始める
O, umut verici genç bir adamdır.
He is a very careful driver.
学び始める
O çok dikkatli bir sürücüdür.
He is a very selfish person.
学び始める
O, çok bencil bir kişidir.
He is a waiter and an actor.
学び始める
O bir garson ve bir aktördür.
He is almost always at home.
学び始める
O, hemen hemen her zaman evdedir.
He is always friendly to me.
学び始める
O, her zaman bana karşı cana yakındır.
He is always late for class.
学び始める
O, zaman sınıfa geç kalır.
He is always short of money.
学び始める
O her zaman parasızdır.
He is an authority on China.
学び始める
O, Çin'de bir otoritedir.
He is an old friend of mine.
学び始める
O benim eski bir arkadaşım.
He is an unmanageable child.
学び始める
O, ele avuca sığmayan bir çocuk.
He is as tall as his father.
学び始める
O babası kadar uzundur.
He is as tall as my brother.
学び始める
O, benim erkek kardeşim kadar uzundur.
He is being very kind today.
学び始める
O bugün çok nazikleşiyor.
He is busy learning English.
学び始める
O, İngilizce öğrenmekle meşgul.
He is busy with job hunting.
学び始める
O, iş aramakla meşguldür.
He is clumsy with his hands.
学び始める
O elleriyle beceriksizdir
He is digging his own grave.
学び始める
O, kendi mezarını kazıyor.
He is doing it with my help.
学び始める
O, onu benim yardımım vasıtasıyla yapıyor.
He is entirely in the wrong.
学び始める
O, tamamen hatalı.
He is every bit a gentlemen.
学び始める
O, tam bir beyefendi.
He is famous as a scientist.
学び始める
O, bir bilim adamı olarak ünlüdür.
He is far from being honest.
学び始める
O, dürüst olmaktan uzaktır.
He is glad to hear the news.
学び始める
O, haberi duyduğuna memnun.
He is good at taking photos.
学び始める
O, fotoğraf çekmede iyidir.
He is in high spirits today.
学び始める
Bugün onun morali yüksek.
He is in his early thirties.
学び始める
O, otuzlu yaşların başlarındadır.
He is in his early twenties.
学び始める
O, yirmili yaşlarının başındadır.
He is innocent of the crime.
学び始める
O, suçsuzdur.
He is jealous of her talent.
学び始める
O, onun yeteneğini kıskanıyor.
He is just pulling your leg.
学び始める
O, sadece seninle şaka yapıyor.
He is known as a great poet.
学び始める
O, büyük bir şair olarak bilinmektedir.
He is leaving in three days.
学び始める
O, üç gün içinde ayrılıyor.
He is likely to arrive soon.
学び始める
O, muhtemelen yakında gelecektir.
He is looking forward to it.
学び始める
O, ona can atıyor.
He is much taller than I am.
学び始める
O benden çok daha uzun.
He is no better than a baby.
学び始める
O bir çocukla hemen hemen aynı.
He is no longer in business.
学び始める
O, artık çalışmıyor.
He doesn't live here anymore.
学び始める
O, artık burada yaşamıyor.
He is no match for his wife.
学び始める
O, karısının dengi değil.
He is not equal to the task.
学び始める
O, görev için yeterli değildir.
He is not likely to succeed.
学び始める
O, muhtemelen başarılı olmayacak.
He is not much of an artist.
学び始める
O, çok iyi bir sanatçı değil.
He is not very good company.
学び始める
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
He is nothing but a student.
学び始める
O, sadece bir öğrenci.
He is often late for school.
学び始める
O, sık sık okula geç kalır.
He is on the point of death.
学び始める
O, ölmek üzeredir.
He is pleased with his work.
学び始める
O, işinden memnundur.
He is pleased with the plan.
学び始める
O, plandan memnundur.
He is proficient in English.
学び始める
O, İngilizcede yeterlidir.
He is rarely in a good mood.
学び始める
O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.
He is rather hard to please.
学び始める
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
He is related to the family.
学び始める
O, aile ile akrabadır.
He is respected by everybody.
学び始める
Ona herkes tarafından saygı duyulur.
He is roasting coffee beans.
学び始める
O, kahve çekirdeklerini kavuruyor.
He is standing on the stage.
学び始める
O sahnede duruyor.
He is staying with his aunt.
学び始める
O, halası ile kalıyor.
He is still very much alive.
学び始める
O hala çok canlıdır.
He is suffering from a cold.
学び始める
O, soğuk algınlığından çekiyor.
He is sure to come tomorrow.
学び始める
O, kesinlikle yarın gelecek.
He is sure to pass the exam.
学び始める
O, sınavı geçeceğinden emin.
He is swimming in the river.
学び始める
O, nehirde yüzüyor.
He is tall and looks strong.
学び始める
O uzun boyludur ve güçlü görünüyor.
She is terrified of the dark.
学び始める
O karanlıktan çok korkar.
He is unfit to be a teacher.
学び始める
O, bir öğretmen olmak için uygun değil.
He joined the baseball club.
学び始める
O, beyzbol Kulübüne katıldı.
He joined the opposing team.
学び始める
O, karşı takıma katıldı.
He keeps a diary in English.
学び始める
O, İngilizce bir günlük tutar.
He kept silent all day long.
学び始める
O, gün boyu sessiz kaldı.
He kept walking all the day.
学び始める
O, bütün gün yürümeye devam etti.
He kicked in a lot of money.
学び始める
O, çok miktarda para bağışladı.
He left here a few days ago.
学び始める
O, birkaç gün önce buradan ayrıldı.
He left the box unprotected.
学び始める
O kutuyu korumasız bıraktı.
He left the last page blank.
学び始める
O, son sayfayı boş bıraktı.
He likes baseball very much.
学び始める
O, beyzbolu çok sever.
He likes to read newspapers.
学び始める
O, gazete okumayı sever.
He lit a candle in the dark.
学び始める
O, karanlıkta bir mum yaktı.
He lived here ten years ago.
学び始める
O, on yıl önce burada yaşadı.
He lives from hand to mouth.
学び始める
O, kıt kanaat geçiniyor.
He looked at me in surprise.
学び始める
O, şaşkınlıkla bana baktı.
She looked up at the ceiling.
学び始める
O, tavana baktı.
He looks like an honest man.
学び始める
O, dürüst bir adam gibi görünüyor.
He looks tired this evening.
学び始める
O, bu akşam yorgun görünüyor.
He lost control of his legs.
学び始める
O, bacaklarının kontrolünü kaybetti.
He lost everything he owned.
学び始める
O, sahip olduğu her şeyi kaybetti.
He lost his way in the snow.
学び始める
O, karda yolunu kaybetti.
He lost two sons in the war.
学び始める
O, iki oğlunu savaşta kaybetti.
He made fun of me in public.
学び始める
O, herkesin içinde benimle alay etti.
He made his way to the room.
学び始める
O, odaya doğru gitti.
He made several corrections.
学び始める
O, birkaç düzeltme yaptı.
He made up his mind quickly.
学び始める
O, çabuk karar verdi.
He may be on the next train.
学び始める
O, bir sonraki trende olabilir.
He may have read the letter.
学び始める
O, mektubu okumuş olabilir.
He met Sam purely by chance.
学び始める
O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
He might be our new teacher.
学び始める
O bizim yeni öğretmenimiz olabilir.
He mistook me for my mother.
学び始める
O, beni annemle karıştırdı.
He must have been home then.
学び始める
O, o zaman evde olmalıydı.
He needs something to drink.
学び始める
İçecek bir şeye ihtiyacı var.
He often makes people angry.
学び始める
O sık sık insanları kızdırır.
He painted the ceiling blue.
学び始める
O, tavanı maviye boyadı.
He picked out the best book.
学び始める
O, en iyi kitabı aldı.
He plays baseball every day.
学び始める
O her gün beyzbol oynar.
He prefers French to German.
学び始める
O, Fransızcayı Almancaya tercih eder.
She pretended not to hear me.
学び始める
O beni duymamış gibi davrandı.
He pretended to be a doctor.
学び始める
O, bir doktor gibi davrandı.
He pretended to be sleeping.
学び始める
O, uyuyor gibi yapıyordu.
He put a cover over his car.
学び始める
O, arabasının üzerine bir örtü koydu.
He put his affairs in order.
学び始める
O, işlerini sıraya koydu.
He put his money in the box.
学び始める
O, parasını kutuya koydu.
He put the box on the table.
学び始める
O, kutuyu masaya koydu.
He ran like a scared rabbit.
学び始める
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
He reached out for the book.
学び始める
O, kitabı almak için uzandı.
He read this book yesterday.
学び始める
Dün bu kitabı okudum.
He really likes music a lot.
学び始める
O, müziği gerçekten çok sever.
He really wants to meet you.
学び始める
O gerçekten seninle tanışmak istiyor.
He received a lot of praise.
学び始める
O, bir çok övgü aldı.
He repaired my watch for me.
学び始める
O benim için saatimi tamir etti.
She repeated her name slowly.
学び始める
Yavaşça adını tekrarladı.
He runs a company in Meguro.
学び始める
O, Meguro'da bir şirket işletir.
He rushed out of the office.
学び始める
O ofisten dışarı fırladı.
He said he didn't like this.
学び始める
O, bundan hoşlanmadığını söyledi.
bir tarafından ezildi. She was run over by the car.
学び始める
O
gerçek bir güzelliktir. His sister is a real beauty.
学び始める
Onun kız kardeşi
seçeneği destekliyorum. I am in favor of the option.
学び始める
Ben
geçen ay ondan haber aldım. I heard from him last month.
学び始める
En son
I live in this neighborhood.
学び始める
Ben bu mahallede yaşarım.
I located the town on a map.
学び始める
Ben kasabayı harita üzerinde belirledim.
I looked into the next room.
学び始める
Bitişik odayı inceledim.
I lost my way in the forest.
学び始める
Ormanda yolumu kaybettim.
I lost the book you lent me.
学び始める
Bana ödünç verdiğin kitabı kaybettim.
I love her and she loves me.
学び始める
Ben onu seviyorum ve o beni seviyor.
I made an apple pie for you.
学び始める
Senin için elmalı turta yaptım.
I made him go there at once.
学び始める
Onu derhal oraya gönderdim.
I made that dress by myself.
学び始める
O elbiseyi kendim yaptım.
I met my teacher on the way.
学び始める
Yolda öğretmenime rastladım.
I met nobody on my way home.
学び始める
Evime giderken kimseye rastlamadım.
I met the president himself.
学び始める
Ben başkanın kendisiyle buluştum.
I met the principal himself.
学び始める
Müdürün kendisiyle görüştüm.
I met your father yesterday.
学び始める
Dün babanla karşılaştım.
I might as well leave today.
学び始める
Bugün gitmemem için bir neden yok.
I mistook him for Mr. Brown.
学び始める
Onu Bay Brown zannettim.
I must have my car repaired.
学び始める
Arabamı tamir ettirmeliyim.
I must help her at any cost.
学び始める
Ben, ne pahasına olursa olsun ona yardım etmeliyim.
I must leave early tomorrow.
学び始める
Yarın erken ayrılmalıyım.
I must make up for the loss.
学び始める
Kaybı telafi etmeliyim.
I must prepare for the exam.
学び始める
Sınava hazırlanmalıyım.
I need a bag to carry it in.
学び始める
Onu taşımak için bir çantaya ihtiyacım var.
I need someone to talk with.
学び始める
Konuşmak için birine ihtiyacım var.
I need to get some shut eye.
学び始める
Biraz kestirmeye ihtiyacım var.
I need to search for my pen.
学び始める
Dolma kalemimi aramalıyım.
I never get sick of dancing.
学び始める
Ben asla dans etmekten usanmam.
I noticed her hands shaking.
学び始める
Onun ellerinin titrediğini farkettim.
I often go to the bookstore.
学び始める
Ben sık sık kitapçıya giderim.
I often have ear infections.
学び始める
Sık sık kulak enfeksiyonu geçiriyorum.
I only took a bite of bread.
学び始める
Ben sadece bir lokma ekmek aldım.
I painted a picture for you.
学び始める
Senin için bir resim yaptım.
I parked my car by the gate.
学び始める
Arabamı kapının yanına park ettim.
I plan to break up with her.
学び始める
Ondan ayrılmayı planlıyorum.
I plan to play a flute solo.
学び始める
Ben bir flüt solo çalmayı düşünüyorum.
I plan to see him on Monday.
学び始める
Onu Pazartesi günü görmeyi planlıyorum.
I plan to stay there a week.
学び始める
Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.
I play tennis an hour a day.
学び始める
Günde bir saat tenis oynarım.
I prefer reading to writing.
学び始める
Okumayı yazmaya tercih ederim.
I prefer soccer to baseball.
学び始める
Futbolu beyzbola tercih ederim.
I prefer swimming to skiing.
学び始める
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
I prefer swimming to skiing.
学び始める
Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
I prefer tennis to baseball.
学び始める
Tenisi beyzbola tercih ederim.
I prefer to do it on my own.
学び始める
Onu tek başıma yapmayı tercih ederim.
I promise you I'll help you.
学び始める
Ben sana, sana yardım edeceğime söz veriyorum.
I put my coat on inside out.
学び始める
Paltomu ters giydim.
I quit smoking and drinking.
学び始める
Ben sigara ve içki içmekten vazgeçtim.
I ran as quickly as I could.
学び始める
Koşabildiğim kadar hızlı koştum.
I ran out and caught a taxi.
学び始める
Dışarı koştum ve bir taksiye bindim.
I received a good job offer.
学び始める
İyi bir iş teklifi aldım.
I regret becoming a teacher.
学び始める
Bir öğretmen olduğuma pişmanım.
I regret missing the speech.
学び始める
Konuşmayı kaçırdığım için üzgünüm.
I remember locking the door.
学び始める
Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyorum.
I remember reading the book.
学び始める
Kitabı okuduğumu hatırlıyorum.
I rent a car from my friend.
学び始める
Ben arkadaşımdan bir araba kiraladım.
I rode fifty miles that day.
学び始める
Ben o gün elli mil sürdüm.
I rode in a hot air balloon.
学び始める
Sıcak hava balonuna bindim.
I saw a girl with long hair.
学び始める
Ben uzun saçlı bir kız gördüm.
I saw a strange woman there.
学び始める
Orada tuhaf bir kadın gördüm.
I saw her for the last time.
学び始める
Ben onu son kez gördüm.
I saw him crossing the road.
学び始める
Onun yolu geçtiğini gördüm.
I saw Jessie standing there.
学び始める
Jessie'nin orada durduğunu gördüm.
I scarcely believed my eyes.
学び始める
Ben gözlerime güçlükle inandım.
I scarcely believed my eyes.
学び始める
Neredeyse gözlerime inanamıyordum.
I seldom eat dairy products.
学び始める
Ben nadiren süt ürünleri tüketirim.
I sensed what was happening.
学び始める
Ne olduğunu hissettim.
I shook my head a few times.
学び始める
Kafamı birkaç kez salladım.
I should not have said that.
学び始める
Onu söylememeliydim.
I shouldn't have kissed Tom.
学び始める
Tom'u öpmemeliydim.
I shouldn't have logged off.
学び始める
Oturumu kapatmamalıydım.
I showered before breakfast.
学び始める
Kahvaltıdan önce duş aldım.
I solved the problem easily.
学び始める
Problemi kolayca hallettim.
I spent hours reading books.
学び始める
Saatlerce kitap okudum.
I spent hours reading books.
学び始める
Kitapları okurken saatler harcadım.
I spoke to him by telephone.
学び始める
Onunla telefonda konuştum.
I started sailing last year.
学び始める
Ben geçen yıl yelken açmaya başladım.
I stayed at home last night.
学び始める
Ben dün gece evde kaldım.
I stood with my arms folded.
学び始める
Kollarım katlı durdum.
I stopped and gazed at them.
学び始める
Ben durdum ve onlara baktım.
I take a walk every morning.
学び始める
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
I talked to her for an hour.
学び始める
Bir saat boyunca onunla konuştum.
I talked to him after class.
学び始める
Ben, dersten sonra onunla konuştum.
I thanked Mary for her help.
学び始める
Mary'ye yardımı için teşekkür ettim.
I thanked Mary for her help.
学び始める
Ben yardımı için Mary'ye teşekkür ettim.
I think he is a good driver.
学び始める
Ben onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyorum.
I think he will do his best.
学び始める
Sanırım o elinden geleni yapacaktır.
I think he's a great writer.
学び始める
Sanırım o büyük bir yazar.
I think his novel is boring.
学び始める
Sanırım onun romanı sıkıcı.
I think I hurt his feelings.
学び始める
Sanırım onun duygularını incittim.
I think I've lost my ticket.
学び始める
Sanırım biletimi kaybettim.
I think I've met you before.
学び始める
Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum.
I think it's getting warmer.
学び始める
Sanırım hava ısınıyor.
I think of you all the time.
学び始める
Sürekli seni düşünüyorum.
I think Tom is going to win.
学び始める
Sanırım Tom kazanacak.
I thought he was my brother.
学び始める
Onun benim kardeşim olduğunu düşündüm.
I thought that he was angry.
学び始める
Ben onun kızgın olduğunu düşündüm.
I thought that Tom was kind.
学び始める
Tom'un nazik olduğunu sandım.
I thought you were Japanese.
学び始める
Japon olduğunuzu düşünmüştüm.
I thought you wouldn't come.
学び始める
Senin gelmeyeceğini düşündüm.
I told them to study harder.
学び始める
Onlara daha çok çalışmalarını söyledim.
I took a cab to the station.
学び始める
İstasyona taksi ile gittim.
I took his name and address.
学び始める
Ben onun adını ve adresini aldım.
I took over my father's job.
学び始める
Babamın işini devraldım.
I took the fact for granted.
学び始める
Gerçeği sorgulamadan kabul ettim.
I tried solving the problem.
学び始める
Ben sorunu halletmeye çalıştım.
I tried standing on my head.
学び始める
Başımın üstünde durmaya çalıştım.
I tried to keep from crying.
学び始める
Ağlamamaya çalıştım.
I tried to soothe the child.
学び始める
Ben çocuğu yatıştırmaya çalıştım.
I usually go to bed at nine.
学び始める
Genellikle dokuzda yatarım.
I usually go to bed at nine.
学び始める
Genellikle saat dokuzda yatmaya giderim.
I visit him every other day.
学び始める
Ben günaşırı onu ziyaret ederim.
I visited my father's grave.
学び始める
Babamın mezarını ziyaret ettim.
I want to buy a new bicycle.
学び始める
Yeni bir bisiklet almak istiyorum.
I want to go abroad someday.
学び始める
Ben bir gün yurt dışına gitmek istiyorum.
I want to go over to France.
学び始める
Ben Fransa'ya gitmek istiyorum.
I want to keep my car there.
学び始める
Arabamı orada tutmak istiyorum.
I want to learn how to swim.
学び始める
Nasıl yüzüleceğini öğrenmek istiyorum.
I want to make a phone call.
学び始める
Ben bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.
I want to ride a motorcycle.
学び始める
Bir motosiklete binmek istiyorum.
I want to see her very much.
学び始める
Ben onu çok görmek istiyorum.
I want to see him very much.
学び始める
Ben onu görmeyi çok istiyorum.
I want to see it for myself.
学び始める
Ben onu kendim için görmek istiyorum.
I want to stress this point.
学び始める
Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
I want to visit South Korea.
学び始める
Güney Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
I want you to do it at once.
学び始める
Ben senin derhal onu yapmanı istiyorum.
I want you to sing the song.
学び始める
Ben senin şarkıyı söylemeni istiyorum.
I wanted to become a doctor.
学び始める
Ben bir doktor olmak istedim.
I warmed myself at the fire.
学び始める
Ben kendimi ateşte ısıttım.
I warmed myself in the bath.
学び始める
Ben banyoda kendimi ısıttım.
I warned him not to be late.
学び始める
Geç kalmaması için onu uyardım.
I was a little disappointed.
学び始める
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
I was able to pass the exam.
学び始める
Sınavı geçebildim.
I was able to pass the test.
学び始める
Ben testi geçebildim.
I was absent from the party.
学び始める
Partide yoktum.
I was amazed at his courage.
学び始める
Onun cesaretine şaşırdım.
I was amazed at the results.
学び始める
Ben sonuçlara şaşırdım.
I was as cool as a cucumber.
学び始める
Ben bir salatalık kadar serindim.
I was bored with his speech.
学び始める
Onun konuşmasından dolayı sıkıldım.
I was born in Kyoto in 1980.
学び始める
1980'de Kyoto'da doğdum.
I was born in Osaka in 1977.
学び始める
1977'de Osaka'da doğdum.
I was born in Tokyo in 1968.
学び始める
1968'de Tokyo'da doğdum.
I was born on April 3, 1950.
学び始める
3 Nisan, 1950'de doğdum.
I was here about a year ago.
学び始める
Ben, yaklaşık bir yıl önce buradaydım.
I was interviewed for a job.
学び始める
Bir iş için mülakat yapıldım.
I was late for the last bus.
学び始める
Son otobüs için geç kaldım.
I was miserable and unhappy.
学び始める
Ben sefil ve mutsuzdum.
I was scolded by my teacher.
学び始める
Öğretmen tarafından azarlandım.
I was swimming in the river.
学び始める
Nehirde yüzüyordum.
I was tired, so I didn't go.
学び始める
Yorgundum bu yüzden gitmedim.
I was very scared of snakes.
学び始める
Yılanlardan çok korktum.
I was very tired last night.
学び始める
Dün gece çok yorgundum.
I went climbing in the Alps.
学び始める
Alp'lerde tırmanmaya gittim.
I went fishing in the river.
学び始める
Nehirde balık tutmaya gittim.
I went to America last fall.
学び始める
Geçen Sonbaharda Amerika'ya gittim.
I went to the zoo yesterday.
学び始める
Dün hayvanat bahçesine gittim.
I went to Tokyo to see Tony.
学び始める
Ben Tony'yi görmek için Tokyo'ya gittim.
I went up to the front door.
学び始める
Ön kapıya kadar gittim.
I will do all I can for you.
学び始める
Senin için yapabileceğim her şeyi yapacağım.
I will do anything but that.
学び始める
Onun dışında bir şey yapacağım.
I will do anything but this.
学び始める
Bundan başka bir şey yapacağım.
I will do whatever you wish.
学び始める
Ne istersen onu yapacağım.
I will have to study harder.
学び始める
Daha çok çalışmak zorunda olacağım.
I will help you if possible.
学び始める
Mümkün olursa sana yardım ederim.
I will look into the matter.
学び始める
Konuyu araştıracağız.
I will never change my mind.
学び始める
Ben asla fikrimi değiştirmeyeceğim.
I will not attend the party.
学び始める
Ben partiye katılmayacağım.
I will not be free tomorrow.
学び始める
Yarın boş olmayacağım.
I will not see him any more.
学び始める
Artık onunla görüşmeyeceğim.
I will pay the money to you.
学び始める
Parayı sana ödeyeceğim.
I will show you the picture.
学び始める
Sana resmi göstereceğim.
I will start after he comes.
学び始める
O geldikten sonra başlayacağım.
I will tell you about Japan.
学び始める
Sana Japonya'dan bahsedeceğim.
I will tell you if you wish.
学び始める
İsterseniz size söylerim.
I will try as hard as I can.
学び始める
Ben elimden geldiğince çok çabalayacağım.
I will visit Nara next week.
学び始める
Gelecek hafta Nara'yı ziyaret edeceğim.
I will wait until she comes.
学び始める
Ben o gelene kadar bekleyeceğim.
I will write to him at once.
学び始める
Derhal ona yazacağım.
I wish I were a good singer.
学び始める
Keşke iyi bir şarkıcı olsam.
I wish I were a millionaire.
学び始める
Keşke bir milyoner olsam.
I wish you a Happy New Year.
学び始める
Size mutlu bir yeni yıl diliyorum.
I wish you had come with us.
学び始める
Keşke bizimle gelseydin.
I wish you had told me that.
学び始める
Keşke onu bana söylesen.
I wish you the best of luck.
学び始める
Sana iyi şans diliyorum.
I won't talk to him anymore.
学び始める
Artık onunla konuşmayacağım.
I won't work overtime today.
学び始める
Bugün fazla mesai yapmayacağım.
I wonder if dinner is ready.
学び始める
Akşam yemeğinin hazır olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder if it will be nice.
学び始める
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
I wonder what's on her mind.
学び始める
Onun aklında ne olduğunu merak ediyorum.
I wonder where he is hiding.
学び始める
Onun nerede saklandığını merak ediyorum.
I wonder why he is so angry.
学び始める
Onun niçin o kadar kızgın olduğunu merak ediyorum.
I work every day except Sunday.
学び始める
Pazar hariç her gün çalışırım.
I worked far into the night.
学び始める
Gece geç saatlere kadar çalıştım.
I worked hard day after day.
学び始める
Günden güne çok çalıştım.
I would do anything for you.
学び始める
Sizin için bir şey yapardım.
I would like to go home now.
学び始める
Şimdi eve gitmek istiyorum.
I would like to go with you.
学び始める
Sizinle gitmek istiyorum.
I would rather stay at home.
学び始める
Evde kalmayı tercih ederim.
I wrote a letter in English.
学び始める
İngilizce bir mektup yazdım.
I wrote a letter last night.
学び始める
Dün gece bir mektup yazdım.
I'd like a room in the back.
学び始める
Arkada bir oda istiyorum.
I'd like something to drink.
学び始める
İçecek bir şey istiyorum.
I'd like to buy half a cake.
学び始める
Yarım kek almak istiyorum.
I'd like to change my image.
学び始める
Ben görüntümü değiştirmek istiyorum.
I'd like to join your group.
学び始める
Gurubunuza katılmak istiyorum.
I'd like to open an account.
学び始める
Bir hesap açmak istiyorum.
I'd like to see your father.
学び始める
Babanla görüşmek istiyorum.
I'd like to see your sister.
学び始める
Kardeşini görmek istiyorum.
I'd like you to cut my hair.
学び始める
Saçımı kesmeni istiyorum.
I'll act as a guide for you.
学び始める
Ben sizin için bir klavuz olarak hareket edeceğim.
I'll be as quiet as a mouse.
学び始める
Ben bir fare kadar sessiz olacağım.
I'll be back by six o'clock.
学び始める
Saat altıda döneceğim.
I'll be back within an hour.
学び始める
Bir saat içinde geri döneceğim.
I'll be on duty this Sunday.
学び始める
Bu pazar görevde olacağım.
I'll be seventeen next year.
学び始める
Ben gelecek yıl onyedi olacağım.
I'll be there rain or shine.
学び始める
Ne olursa olsun orada olacağım.
I'll buy a watch for my son.
学び始める
Oğlum için bir saat alacağım.
I'll catch up with you soon.
学び始める
Kısa sürede sana yetişirim.
I'll come and see you later.
学び始める
Daha sonra gelirim ve görüşürüz.
I'll do my best on the test.
学び始める
Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.
I'll give you moral support.
学び始める
Ben sana manevi destek vereceğim.
I'll have to think about it.
学び始める
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
I'll just have to improvise.
学び始める
Benim sadece doğaçlama yapmam gerekecek.
I'll leave this work to you.
学び始める
Bu işi sana bırakacağım.
I'll let you stay one night.
学び始める
Bir gece kalmana izin vereceğim.
I'll mail this letter today.
学び始める
Bugün bu mektubu postalayacağım.
I'll make you a model plane.
学び始める
Sana bir model uçak yapacağım.
I'll peel an orange for you.
学び始める
Sizin için bir portakal soyacağım.
I'll see you next Wednesday.
学び始める
Gelecek Çarşamba görüşürüz.
I'll soon catch up with you.
学び始める
Kısa sürede sana yetişeceğim.
I'll take my father's place.
学び始める
Ben babamın yerini alacağım.
I'll try my best today, too.
学び始める
Bugün bende elimden geleni yapmaya çalışacağım.
I'll try my hand at cooking.
学び始める
Pişirmeyi deneyeceğim.
I'll work as long as I live.
学び始める
Yaşadığım sürece çalışacağım.
I'm a little angry with you.
学び始める
Sana biraz kızgınım.
I'm a management consultant.
学び始める
Ben bir yönetim danışmanıyım.
I'm afraid I can't help you.
学び始める
Maalesef sana yardım edemem.
I'm afraid I have to go now.
学び始める
Maalesef şimdi gitmek zorundayım.
I'm afraid she can't answer.
学び始める
Korkarım ki, o cevap veremez.
I'm all for your suggestion.
学び始める
Ben önerinizi tamamen destekliyorum.
I'm anxious for a promotion.
学び始める
Ben bir tanıtım için hevesliyim.
I'm at the beach on holiday.
学び始める
Ben tatilde sahildeyim.
I'm coming down with a cold.
学び始める
Soğuk algınlığı yüzünden çöküyorum.
I'm deeply in love with you.
学び始める
Sana yürekten aşığım.
I'm dining out this evening.
学び始める
Bu akşam dışarıda yiyeceğim.
I'm dying for frozen yogurt.
学び始める
Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.
I'm dying to go to New York.
学び始める
New York'a gitmeye can atıyorum.
I'm familiar with your name.
学び始める
İsminize aşinayım.
I'm familiar with your name.
学び始める
İsminizi daha önce duymuştum.
Tomorrow I am going shopping.
学び始める
Yarın alışverişe gidiyorum.
I'm going to Hawaii by ship.
学び始める
Ben Hawaii'ye gemiyle gidiyorum.
I'm going to propose to her.
学び始める
Ona evlenme teklif edeceğim.
I'm hoping that will happen.
学び始める
Onun olacağını umuyorum.
I'm just going to stay home.
学び始める
Ben sadece evde kalacağım.
I'm looking over his report.
学び始める
Ben onun raporuna göz atıyorum.
I'm not a creature of habit.
学び始める
Alışkanlıklarımdan vazgeçmeyen biri değilim.
I'm not available right now.
学び始める
Şu anda müsait değilim.
I'm not worried about money.
学び始める
Ben para konusunda endişeli değilim.
I'm now busy writing a book.
学び始める
Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
I'm older than your brother.
学び始める
Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.
I'm passionate about my job.
学び始める
Ben işim hakkında hırslıyım.
I'm really in love with you.
学び始める
Ben gerçekten sana aşığım.
I'm seeing her this evening.
学び始める
Bu akşam onunla görüşeceğim.
I'm sorry you're leaving us.
学び始める
Bizden ayrılacağın için üzgünüm.
I'm sorry, I didn't mean it.
学び始める
Üzgünüm, onu demek istemedim.
I'm sorry, my father is out.
学び始める
Üzgünüm baba dışarıda.
I'm starting to dislike her.
学び始める
Onu sevmemeye başlıyorum.
I'm sure I'll pass the test.
学び始める
Testi geçeceğimden eminim.
I am sure that he will succeed.
学び始める
Onun başaracağından eminim.
I'm sure that she's correct.
学び始める
Ben onun doğru olduğundan eminim.
I'm the leader of this team.
学び始める
Ben bu takımın lideriyim.
I'm fed up with her complaints.
学び始める
Onun şikayetlerinden bıktım.
I'm used to staying up late.
学び始める
Ben geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.
I'm very proud of my father.
学び始める
Babamla çok gurur duyuyorum.
I'm very sorry to hear that.
学び始める
Onu duyduğuma çok üzgünüm.
I'm worried about my weight.
学び始める
Ben kilom hakkında endişe duyuyorum.
I've been asked to help out.
学び始める
Yardım etmem istendi.
I've been asked to help you.
学び始める
Benden sana yardım etmem rica edildi.
I've been in Sapporo before.
学び始める
Daha önce Sapporo'da bulundum.
I've been there a few times.
学び始める
Birkaç kez orada bulundum.
I've been thinking about it.
学び始める
Onun hakkında düşünüyorum.
I've been to Hong Kong once.
学び始める
Bir zamanlar Hong Kong'ta bulundum.
I've caught a terrible cold.
学び始める
Çok kötü üşüttüm.
I've climbed Mt. Fuji twice.
学び始める
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
I've come to see the sights.
学び始める
Manzaraları görmek için geldim.
I've enjoyed talking to you.
学び始める
Seninle konuşmaktan hoşlandım.
I've figured out the puzzle.
学び始める
Yapbozu çözdüm.
I've had a pleasant evening.
学び始める
Ben hoş bir akşam geçirdim.
I've had a really tough day.
学び始める
Ben gerçekten zor bir gün geçirdim.
I've just washed the dishes.
学び始める
Bulaşıkları az önce yıkadım.
I've never been to Hokkaido.
学び始める
Hokkaido'da hiç bulunmadım.
I've never climbed Mt. Fuji.
学び始める
Mt. Fuji'ye asla tırmanmadım.
I've often seen him bullied.
学び始める
Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
I've put on weight recently.
学び始める
Son zamanlarda kilo aldım.
I've seen that movie before.
学び始める
O filmi daha önce izledim.
I've worked out a good plan.
学び始める
İyi bir plan hazırladım.
If it rains, please call me.
学び始める
Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.
If you are tired, go to bed.
学び始める
Eğer yorgunsan yatmaya git.
In 1911, a revolt broke out.
学び始める
1911 yılında bir isyan patlak verdi.
In the end, he did not come.
学び始める
Sonunda o gelmedi.
Is eating fish good for you?
学び始める
Sizin için balık yemek faydalı mı?
Is eating liver bad for you?
学び始める
Karaciğer yemek sizin için kötü mü?
Is English spoken in Canada?
学び始める
Kanada'da İngilizce konuşulur mu?
Is he the owner of that car?
学び始める
O, o arabanın sahibi mi?
Is it a butterfly or a moth?
学び始める
O bir kelebek mi yoksa bir güve mi?
Is it hard to speak English?
学び始める
İngilizce konuşmak zor mu?
Is it made of wood or metal?
学び始める
O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır.
Is something wrong with you?
学び始める
Sana bir şey mi oldu?
Is that the best you can do?
学び始める
Elinden gelen o mudur?
Is the dining room open now?
学び始める
Yemek odası şimdi açık mı?
Is the job too much for you?
学び始める
İş senin için çok fazla mıdır?
Is there a cat on the table?
学び始める
Masanın üzerinde bir kedi var mı?
Is there a toilet near here?
学び始める
Buraya yakın bir tuvalet var mı?
Is there any help available?
学び始める
İşe yarar bir yardım var mı?
Is there anyone in the room?
学び始める
Odada birisi var mı?
Is there anything I must do?
学び始める
Yapmam gereken bir şey var mı?
Is there someone to help me.
学び始める
Bana yardım edecek biri var mı?
It caused quite a commotion.
学び始める
O oldukça bir kargaşaya neden oldu.
It doesn't make sense to me.
学び始める
Bana göre bir anlamı yok.
It happened a long time ago.
学び始める
O uzun zaman önce oldu.
It is a nice view from here.
学び始める
O, buradan güzel bir manzara.
It is absolutely impossible.
学び始める
O kesinlikle mümkün değil.
It is easier than I thought.
学び始める
O, düşündüğümden daha kolay.
It is hard to convince Jack.
学び始める
Jack'i ikna etmek zordur.
It is hard to convince John.
学び始める
John'u ikna etmek zordur.
It is more than I can stand.
学び始める
O, tahammül sınırlarımı aşar.
It is nice to see you again.
学び始める
Seni tekrar görmek güzel.
It is no use your resisting.
学び始める
Direnmenizin faydası yok.
It is none of your business.
学び始める
Sizi ilgilendirmez.
It is our duty to help them.
学び始める
Onlara yardım etmek bizim görevimiz.
It is still as cold as ever.
学び始める
O hala her zaman ki kadar soğuk.
It is time to shut the gate.
学び始める
Kapıyı kapatma zamanı geldi.
It is very cold this winter.
学び始める
Bu kış çok soğuk.
It is windy today, isn't it?
学び始める
Bugün hava rüzgarlı, değil mi?
It looks as if you're right.
学び始める
Haklısınız gibi görünüyor.
It looks like Tom is sleepy.
学び始める
Tom uykulu gibi görünüyor.
It might not freeze tonight.
学び始める
Bu gece don olmayabilir.
It never rains but it pours.
学び始める
O, yanmasada gürler.
It only takes a few minutes.
学び始める
Sadece birkaç dakika sürer.
It rained all day yesterday.
学び始める
Dün bütün gün yağmur yağdı.
It really gets on my nerves.
学び始める
O, gerçekten sinirlerimi bozuyor.
It seems to be a good house.
学び始める
O iyi bir eve benziyor.
It was a very exciting game.
学び始める
O çok heyecan verici bir oyundu.
It was about twenty dollars.
学び始める
O yaklaşık yirmi dolardı.
It was an agricultural area.
学び始める
O bir tarım alanı idi.
It was dark when he came in.
学び始める
O, içeri girdiğinde hava kararmıştı.
It was his personal opinion.
学び始める
O, onun kişisel fikriydi.
It was late, so I went home.
学び始める
Geç olmuştu, bu yüzden eve gittim.
It was rather easy for them.
学び始める
O onlar için oldukça kolaydı.
It was too difficult for me.
学び始める
O benim için çok zordu.
It was very cold last month.
学び始める
Geçen ay çok soğuktu.
It was very windy yesterday.
学び始める
Dün çok rüzgarlıydı.
It went just as we expected.
学び始める
O, tam bizim beklediğimiz gibi gitti.
It would be a difficult job.
学び始める
O, zor bir iş olacaktı.
It'll cost about 10,000 yen.
学び始める
Yaklaşık 10.000 yene mal olacak.
It'll soon be three o'clock.
学び始める
Yakında saat üç olacak.
It's already out of fashion.
学び始める
O zaten demode.
It's already out of fashion.
学び始める
Onun zaten modası geçmiş.
It's an average day at work.
学び始める
Bu, iş yerinde ortalama bir gündür.
It's been snowing all night.
学び始める
Bütün gece kar yağıyordu.
It's eight o'clock at night.
学び始める
Saat gecenin ikisi.
It's going to clear up soon.
学び始める
Yakında hava açacak.
It's great to have a family.
学び始める
Bir aileye sahip olmak mükemmel.
It's hard to master English.
学び始める
İngilizceyi öğrenmek zordur.
It's not a road, but a path.
学び始める
O bir yol değil, fakat bir patika.
It's nothing to worry about.
学び始める
O endişelenecek bir şey değil.
It's time you faced reality.
学び始める
Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi de geçiyor bile.
It's too early to go to bed.
学び始める
Yatmaya gitmek için çok erken.
It's too hot for us to work.
学び始める
İşe gitmemiz için hava çok sıcak.
Jack is busy cooking for us.
学び始める
Jack bizim için yemek pişirmekle meşgul.
Jack may speak Spanish, too.
学び始める
Jack de, İspanyolca konuşabilir.
Jackson fell from his horse.
学び始める
Jackson atından düştü.
Jackson said this was wrong.
学び始める
Jackson, bunun yanlış olduğunu söyledi.
Jane is not as tall as Mary.
学び始める
Jane, Mary kadar uzun değil.
Jane may not be at home now.
学び始める
Jane şimdi evde olmayabilir.
Jane swims better than Yumi.
学び始める
Jane Yumi'den daha iyi yüzer.
Jill saw the movie with Ken.
学び始める
Filmi Ken ile birlikte izledim.
Jill saw the movie with Ken.
学び始める
Jill filmi Ken ile izledi.
Jim seized Julie by the arm.
学び始める
Jim Julie'yi kolundan yakaladı.
John is good at mathematics.
学び始める
John matematikte iyidir.
John is too fat to run fast.
学び始める
John hızlı koşamayacak kadar çok şişman.
John passed the examination.
学び始める
John sınavı geçti.
John went to America by air.
学び始める
John havayolu ile Amerika'ya gitti.
Kate is not as tall as Anne.
学び始める
Kate Anne kadar uzun değil.
Kate is not as tall as Anne.
学び始める
Kate Anne kadar uzun değildir.
Kazu likes sports very much.
学び始める
Kazu sporları çok sever.
Keep oil away from the fire.
学び始める
Yağı ateşten uzak tutun.
Keep out of the way, please.
学び始める
Yoldan uzak durun, lütfen.
Keep the secret to yourself.
学び始める
Sırrı kendinize saklayın.
Ken decided on going abroad.
学び始める
Ken yurtdışına gitmeye karar verdi.
Ken has more books than you.
学び始める
Ken'in senden daha fazla kitabı vardır.
Ken has never visited Kyoto.
学び始める
Ken Kyoto'yu asla ziyaret etmedi.
Ken met her on his way home.
学び始める
Ken eve dönerken onunla karşılaştı.
Kobe is famous for its port.
学び始める
Kobe, limanı ile ünlüdür.
Kyoko is lying on the grass.
学び始める
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
Kyoto has many universities.
学び始める
Kyoto'nun bir sürü üniversitesi var.
Learning calligraphy is fun.
学び始める
Hat öğrenmek eğlencelidir.
Leave it where you found it.
学び始める
Onu bulduğun yere bırak.
Leave the books as they are.
学び始める
Kitapları olduğu gibi bırak.
Lenin ordered them to rebel.
学び始める
Lenin onlara isyan etmelerini emretti.
Let me give you some advice.
学び始める
Sana biraz tavsiye vereyim.
Let me introduce you to him.
学び始める
Seni onunla tanıştırayım.
Let's clear up this problem.
学び始める
Bu sorunu açığa çıkaralım.
Let's cut down our expenses.
学び始める
Giderlerimizi kısalım.
Let's dine out for a change.
学び始める
Değişlik olsun diye dışarıda yiyelim.
Let's eat now. I'm starving.
学び始める
Şimdi yiyelim. Açlıktan ölüyorum.
Let's get out of this place.
学び始める
Bu yerden çıkalım.
Let's get together tomorrow.
学び始める
Yarın birlikte olalım.
Let's go back to our places.
学び始める
Yerlerimize geri gidelim.
Let's hope for good results.
学び始める
İyi sonuçlar umalım.
Let's not rule anything out.
学び始める
Herhangi bir şeyi gözardı etmeyelim.
Let's start with Lesson Ten.
学び始める
Ders on ile başlayalım.
Let's talk over a cold beer.
学び始める
Soğuk bir bira hakkında konuşalım.
Let's walk to the bookstore.
学び始める
Kitapçıya kadar yürüyelim.
Lincoln set the slaves free.
学び始める
Lincoln köleleri serbest bıraktı.
Living conditions were hard.
学び始める
Yaşam koşulları zordu.
Look at the girl over there.
学び始める
Oradaki kıza bak.
Look! Two boys are fighting.
学び始める
Bakın! İki çocuk döğüşüyor.
Luckily Tom didn't see Mary.
学び始める
Neyse ki Tom Mary'i görmedi.
Lucy made her parents happy.
学び始める
Lucy ailesini mutlu etti.
Make a sketch of your house.
学び始める
Evinizin bir krokisini yapın.
Make yourselves comfortable.
学び始める
Rahatınıza bakın.
Many Americans blamed Spain.
学び始める
Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.
Many of the men became sick.
学び始める
Erkeklerin çoğu hasta oldu.
Many people think I'm crazy.
学び始める
Birçok insan deli olduğumu düşünür.
Many promises had been made.
学び始める
Bir çok sözler verilmiş.
Marble floors are beautiful.
学び始める
Mermer zeminler güzeldir.
Mary helped her mother cook.
学び始める
Mary annesinin yemek pişirmesine yardımcı oldu.
Mary is sitting at the desk.
学び始める
Mary sırada oturuyor.
Mary is Tom's granddaughter.
学び始める
Mary Tom'un kıztorunudur.
Mary is Tom's mother-in-law.
学び始める
Mary Tom'un kaynanasıdır.
Mary is Tom's sister-in-law.
学び始める
Mary Tom'un baldızı.
Mary loves her bamboo fence.
学び始める
Mary bambu çitini seviyor.
Mary takes after her father.
学び始める
Mary babasına benzer.
Mary weighed it in her hand.
学び始める
Mary onu elinde tarttı.
Mary will make a good nurse.
学び始める
Mary iyi bir hemşire olacak.
May I ask about your family?
学び始める
Ailen hakkında soru sorabilir miyim?
May I bring my family along?
学び始める
Ailemi birlikte getirebilir miyim?
May I have a class schedule?
学び始める
Ben bir sınıf programı alabilir miyim?
May I have a glass of water?
学び始める
Bir bardak su alabilir miyim?
May I have some more coffee?
学び始める
Biraz daha kahve alabilir miyim?
Could I have the bill, please?
学び始める
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
May I have the menu, please?
学び始める
Menüyü alabilir miyim, lütfen?
May I interrupt you a while?
学び始める
Sözünüzü biraz kesebilir miyim?
May I look at your passport?
学び始める
Pasaportunuza bakabilir miyim?
May I speak to Mike, please.
学び始める
Mike ile konuşabilir miyim, lütfen.
May I speak to you a minute?
学び始める
Sizinle bir dakika konuşabilir miyim?
May I take a picture of you?
学び始める
Bir resminizi çekebilir miyim?
May we use the language lab?
学び始める
Lisan Laboratuvarını kullanabilir miyiz?
Mayuko came out of the room.
学び始める
Mayuko odadan dışarı çıktı.
Mayuko has dropped the ball.
学び始める
Mayuko topu düşürdü.
Mayuko has not slept enough.
学び始める
Mayuko yeteri kadar uyumadı.
Mick named the baby Richard.
学び始める
Mick bebeğe Richard adını verdi.
Midori ate the most oranges.
学び始める
Midori en çok portakal yedi.
Mike is captain of our team.
学び始める
Mike takımımızın kaptanıdır.
Mike wore an indignant look.
学び始める
Mike öfkeli bir görüntü takındı.
Milk does not agree with me.
学び始める
Süt bana yaramıyor.
Miss Green teaches us music.
学び始める
Bayan Green bize müzik öğretir.
Miss Jackson did not appear.
学び始める
Bayan Jackson ortaya çıkmadı.
Miss Red taught me Japanese.
学び始める
Bayan Red bana Japonca öğretti.
Mix the flour with two eggs.
学び始める
Unu iki yumurta ile karıştırın.
Mom is getting dinner ready.
学び始める
Annem akşam yemeği hazırlıyor.
Most of us love our country.
学び始める
Çoğumuz ülkemizi seviyoruz.
Most people think I'm crazy.
学び始める
Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
Mrs. Smith cleans that room.
学び始める
O odayı bayan Smith temizler.
Murder is punished by death.
学び始める
Cinayet ölümle cezalandırılır.
My aunt made me a new skirt.
学び始める
Halam bana yeni bir etek yaptı.
My birthday falls on Sunday.
学び始める
Doğum günüm Pazara rastlıyor.
My brother is a good skater.
学び始める
Erkek kardeşim iyi bir patenci.
My brother plays the guitar.
学び始める
Erkek kardeşim gitar çalar.
My brother speaks very fast.
学び始める
Erkek kardeşim çok hızlı konuşur.
My clock seems to be broken.
学び始める
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.
My daughter likes egg yolks.
学び始める
Kızım yumurta sarısını seviyor.
My dog has a wonderful life.
学び始める
Benim köpeğimin harika bir hayatı vardır.
My dog sometimes eats grass.
学び始める
Benim köpeğim bazen ot yer.
My family are all very well.
学び始める
Ailemin hepsi iyidir.
My family is not that large.
学び始める
Benim ailem o kadar büyük değildir.
My family is not very large.
学び始める
Ailem çok büyük değildir.
My father came home at nine.
学び始める
Benim babam dokuzda eve geldi.
My father has gone to China.
学び始める
Babam Çin'e gitmişti.
My father is a heavy smoker.
学び始める
Benim babam ağır sigara tiryakisi.
My father is an early riser.
学び始める
Babam erken kalkan biridir.
My father is away from home.
学び始める
Babam evden uzaktadır.
My father is in good health.
学び始める
Babam sağlıklıdır.
My father is in his fifties.
学び始める
Babam ellili yaşlarında.
My father made me what I am.
学び始める
Beni bu duruma getiren babamdır.
My father runs a restaurant.
学び始める
Babam bir restoran işletir.
My favorite sport is skiing.
学び始める
Benim en sevdiğim spor kayaktır.
My friend will be our guide.
学び始める
Arkadaşım rehberimiz olacak.
My girlfriend is an actress.
学び始める
Kız arkadaşım bir aktristir.
My grades are above average.
学び始める
Benim notlarım ortalamanın üzerindedir.
My grandmother was a farmer.
学び始める
Büyükannem bir çiftçiydi.
My hat is bigger than Jim's.
学び始める
Şapkam Jim'inkinden daha büyüktür.
My heart began to beat fast.
学び始める
Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.
My hobby is taking pictures.
学び始める
Benim hobim fotoğraflar çekmektir.
My hobby is writing stories.
学び始める
Benim hobim hikayeler yazmaktır.
My house faces to the south.
学び始める
Evim güneye bakar.
My house looks to the south.
学び始める
Benim evim güneye bakıyor.
My jeans shrank in the wash.
学び始める
Benim kot yıkamada küçüldü.
My joke went over very well.
学び始める
Benim şaka çok iyi gitti.
My little finger is swollen.
学び始める
Benim küçük parmağım şişti.
My mother didn't mention it.
学び始める
Annem ondan bahsetmedi.
My mother has four brothers.
学び始める
Annemin dört erkek kardeşi var.
My mother is an early riser.
学び始める
Annem sabahçıdır.
My mother left me a message.
学び始める
Annem bana bir mesaj bıraktı.
My mother made me a sweater.
学び始める
Annem bana bir kazak yaptı.
My mother prepares my meals.
学び始める
Benim yemeklerimi annem hazırlar.
My older sister got engaged.
学び始める
Benim ablam nişanlandı.
My oldest brother is single.
学び始める
En büyük ağabeyim bekardır.
My parents also have a farm.
学び始める
Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
My parents made me go there.
学び始める
Ebeveynlerim beni oraya gönderdi.
My plan was adopted by them.
学び始める
Planım onlar tarafından benimsendi.
My sister has a sweet tooth.
学び始める
Kız kardeşim tatlıya düşkündür.
My sister is a good swimmer.
学び始める
Kız kardeşim iyi bir yüzücüdür.
My sister is engaged to him.
学び始める
Kız kardeşim onunla nişanlıdır.
My sister's getting married.
学び始める
Kız kardeşim evleniyor.
My son is small for his age.
学び始める
Benim oğlum yaşına göre küçük.
My uncle gave him a present.
学び始める
Amcam ona bir hediye verdi.
My uncle gave him a present.
学び始める
Dayım ona bir hediye verdi.
My uncle gave his car to me.
学び始める
Amcam arabasını bana verdi.
My uncle has a large family.
学び始める
Amcamın büyük bir ailesi var.
My uncle has three children.
学び始める
Amcamın üç çocuğu var.
My uncle has three children.
学び始める
Dayımın üç çocuğu var.
My uncle lived a happy life.
学び始める
Amcam mutlu bir hayat yaşadı.
My uncle lived to be ninety.
学び始める
Amcam doksana ayak bastı

コメントを投稿するにはログインする必要があります。