Turkish sentences from Tatoeba 7

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
She is a slow runner.
学び始める
O, yavaş bir koşucu.
She is a taxi driver.
学び始める
O bir taksi şoförü.
She is able to skate.
学び始める
O paten yapabiliyor.
She is bad at sports.
学び始める
O sporda kötüdür.
She is first in line.
学び始める
O sırada birinci.
She is having dinner.
学び始める
O, akşam yemeğini yiyor.
She is herself again.
学び始める
O yine kendisidir.
She is living abroad.
学び始める
O yurt dışında yaşıyor.
She is my dream girl.
学び始める
O benim idealimdeki kız.
She is my girlfriend.
学び始める
O benim kız arkadaşım.
She is never on time.
学び始める
O asla zamanında gelmez.
She is now in danger.
学び始める
O şimdi tehlikede.
She is out of danger.
学び始める
O tehlikede değil.
She is the messenger.
学び始める
O elçidir.
She knelt beside him.
学び始める
O, onun yanında diz çöktü.
She likes word games.
学び始める
O kelime oyunlarını sever.
She looks very young.
学び始める
O çok genç görünüyor.
She lost her handbag.
学び始める
O elçantasını kaybetti.
She may have said so.
学び始める
O, öyle söylemiş olabilir.
She missed him a lot.
学び始める
O, onu çok özledi.
She opens the window.
学び始める
O pencereyi açar.
She plays the guitar.
学び始める
O gitar çalar.
She quit the company.
学び始める
O şirketten ayrıldı.
She raised her voice.
学び始める
Ona sesini yükseltti.
She sang pretty well.
学び始める
O oldukça güzel söyledi.
She sent me a letter.
学び始める
Bana bir mektup gönderdi.
She served me coffee.
学び始める
Bana kahve servisi yaptı.
She slapped his face.
学び始める
Onun yüzünü tokatladı.
She sold him her car.
学び始める
O, ona arabasını sattı.
She spoke up for him.
学び始める
O, onun adına konuştu.
She stopped to smoke.
学び始める
O, sigara içmek için durdu.
She told him her age.
学び始める
O, ona yaşına söyledi.
She told him to stop.
学び始める
O, ona durmasını söyledi.
She took pity on him.
学び始める
O ona acıdı.
She tried not to cry.
学び始める
Ağlamamaya çalıştı.
She used to date him.
学び始める
O onunla çıkardı.
She used to hate him.
学び始める
O, ondan nefret ederdi.
She wants to hug him.
学び始める
O, ona sarılmak istiyor.
She was found guilty.
学び始める
O suçlu bulundu.
She was very excited.
学び始める
O çok heyecanlı idi.
She was well-dressed.
学び始める
O iyi giyimliydi.
She watched him swim.
学び始める
O, onun yüzüşünü izledi.
She went on a picnic.
学び始める
O, pikniğe gitti.
She wore a red dress.
学び始める
O kırmızı bir elbise giydi.
He wrote a letter.
学び始める
O bir mektup yazdı.
She'll probably come.
学び始める
O, muhtemelen gelecek.
She's a quiet person.
学び始める
O sessiz bir kişi.
She's as busy as Tom.
学び始める
O, Tom kadar meşguldür.
She's beating cancer.
学び始める
O kanseri yeniyor.
She's eating for two.
学び始める
O iki kişilik yiyor.
She's going to Ooita.
学び始める
O, Ooita'ya gidiyor.
She's gone on a trip.
学び始める
O bir geziye gitti.
She's good at tennis.
学び始める
O, teniste iyidir.
She's older than him.
学び始める
O ondan daha yaşlıdır.
She's older than Tom.
学び始める
O, Tom'dan daha yaşlıdır.
She’s a doctor now.
学び始める
O şimdi bir doktor.
Show me a better one.
学び始める
Bana daha iyi birtane göster.
Show me how it works.
学び始める
Onun nasıl çalıştığını bana göster.
Show me how to do it.
学び始める
Onun nasıl yapılacağını bana göster.
Shut the window, Jim.
学び始める
Pencereyi kapa, Jim.
Sign above this line.
学び始める
bu çizginin üstünü imzalayın.
Speak louder, please.
学び始める
Daha yüksek sesle konuşun lütfen.
Stay out of the rain.
学び始める
Yağmurdan uzak durun.
Stock prices dropped.
学び始める
Hisse senedi fiyatları düştü.
Susan is a good cook.
学び始める
Susan iyi bir aşçıdır.
Swimming is my hobby.
学び始める
Yüzme benim hobim.
Take this table away.
学び始める
Bu tabloyu ortadan kaldır.
Tell me a true story.
学び始める
Bana gerçek bir hikaye anlat.
Tell me when to stop.
学び始める
Ne zaman duracağımı bana söyle.
Thank you for coming.
学び始める
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
Thank you in advance.
学び始める
Şimdiden teşekkür ederim.
That bicycle is mine.
学び始める
Şu bisiklet benim.
That door won't open.
学び始める
O kapı açılmaz.
That hat becomes you.
学び始める
Şu şapka sana dönüşüyor.
That house is famous.
学び始める
O ev ünlüdür.
That's not the case.
学び始める
Durum böyle değil.
That is the bus stop.
学び始める
Bu otobüs durağı.
That knife cuts well.
学び始める
O bıçak iyi keser.
That meat is chicken.
学び始める
O et tavuktur.
That's $7.65, please.
学び始める
Toplam 7.65 dolar, lütfen.
That's a bright idea.
学び始める
O, parlak bir fikirdir.
That's a cheap store.
学び始める
O ucuz bir mağaza.
That's my dictionary.
学び始める
O benim sözlüğüm.
That's quite a story.
学び始める
Bu tam bir hikaye.
That's really stupid.
学び始める
O gerçekten aptalca.
That's too expensive.
学び始める
O çok fazla pahalı.
The baby fell asleep.
学び始める
Bebek uykuya daldı.
The baby is crawling.
学び始める
Bebek emekliyor.
The baby is sleeping.
学び始める
Bebek uyuyor.
The battery ran down.
学び始める
Pil bitti.
The boy became happy.
学び始める
Çocuk mutlu oldu.
The boy began to cry.
学び始める
Çocuk ağlamaya başladı.
The boy came running.
学び始める
Çocuk koşarak geldi.
The boy stayed quiet.
学び始める
Oğlan sessiz kaldı.
The car is very fast.
学び始める
Araba çok hızlı.
The cat is very cute.
学び始める
Kedi çok sevimli.
The clock struck ten.
学び始める
Saat onu vurdu.
The coat is not mine.
学び始める
Palto benim değil.
The color won't fade.
学び始める
Rengi solmaz.
The convention voted.
学び始める
Kongre oy kullandı.
The dog began to run.
学び始める
Köpek koşmaya başladı.
The dog looks hungry.
学び始める
Köpek aç görünüyor.
The door is open now.
学び始める
Kapı şimdi açık.
The door won't close.
学び始める
Kapı kapalı değil.
The gate is open now.
学び始める
Kapı şimdi açıktır.
The grass looks nice.
学び始める
Çim güzel görünüyor.
The ground seems wet.
学び始める
Zemin ıslak görünüyor.
The heater is broken.
学び始める
Isıtıcı bozuk.
The house is burning.
学び始める
Ev yanıyor.
The house is haunted.
学び始める
Ev perili.
The job is half done.
学び始める
İş yarım yapıldı.
The kitten wanted in.
学び始める
Kedi yavrusu içeri girmek istedi.
The letter is for me.
学び始める
Mektup benim için.
The light bulb burst.
学び始める
Ampul patladı.
The light turned red.
学び始める
Işık kırmızıya döndü.
The line is busy now.
学び始める
Hat şimdi meşgul.
The maid made my bed.
学び始める
Hizmetçi benim yatağımı yaptı.
The mail has arrived.
学び始める
Posta geldi.
The man looked at me.
学び始める
Adam bana baktı.
The men followed him.
学び始める
Adamlar onu izledi.
The milk boiled over.
学び始める
Süt taştı.
The milk tasted sour.
学び始める
Süt ekşimiş.
The milk tastes sour.
学び始める
Sütün tadı ekşi.
The more, the better.
学び始める
Ne kadar çok olursa, o kadar iyi.
The noise bothers me.
学び始める
Gürültü beni rahatsız ediyor.
The old man sat down.
学び始める
Yaşlı adam oturdu.
The property is mine.
学び始める
Eşyalar benim.
The rumor isn't true.
学び始める
Söylenti doğru değildir.
The sailors saw land.
学び始める
Denizciler karayı gördü.
The sheets feel damp.
学び始める
Çarşaflar nemli.
The ship ran aground.
学び始める
Gemi karaya oturdu.
The stars are bright.
学び始める
Yıldızlar parlak.
The sun is coming up.
学び始める
Güneş yükseliyor.
The taxi has arrived.
学び始める
Taksi geldi.
The theater is empty.
学び始める
Tiyatro boştur.
The towels are dirty.
学び始める
Havlular kirli.
The TV was turned on.
学び始める
Televizyon açıktı.
The TV won't turn on.
学び始める
TV açılmıyor.
The voting continued.
学び始める
Oylama devam etti.
The water pipe burst.
学び始める
Su borusu patladı.
Their cakes are good.
学び始める
Onların kekleri iyidir.
Their swords clashed.
学び始める
Onların kılıçları çatıştı.
There isn't any soap.
学び始める
Hiç sabun yok.
There were three men.
学び始める
Üç adam vardı.
There's a car coming.
学び始める
Gelen bir araba var.
There's no more salt.
学び始める
Daha fazla tuz yok.
These are my pencils.
学び始める
Bunlar benim kalemlerim.
These are the basics.
学び始める
Bunlar temel öğelerdir.
These books are mine.
学び始める
Bu kitaplar benim.
These plums are ripe.
学び始める
Bu erikler olgun.
These shoes are hers.
学び始める
Bu ayakkabılar onun.
These shoes are mine.
学び始める
Bu ayakkabılar benim.
They all respect him.
学び始める
Onların hepsi ona saygı duyarlar.
They are good people.
学び始める
Onlar iyi insanlar.
They are out of hand.
学び始める
Onlar yönetilemez.
They are running now.
学び始める
Onlar şimdi çalışıyor.
They aren't my books.
学び始める
Onlar benim kitaplarım değildir.
They call me captain.
学び始める
Onlar bana kaptan diyorlar.
They got off the bus.
学び始める
Onlar otobüsten indiler.
They grow fruit here.
学び始める
Onlar burada meyve yetiştiriyorlar.
They kept on walking.
学び始める
Onlar yürümeye devam ettiler.
They live downstairs.
学び始める
Onlar alt katta yaşıyoruz.
They love each other.
学び始める
Onlar birbirlerini seviyorlar.
They stopped talking.
学び始める
Onlar konuşmayı kestiler.
They stopped to talk.
学び始める
Konuşmak için durdular.
They trapped the fox.
学び始める
Onlar tilkiyi tuzağa düşürdüler.
They trapped the fox.
学び始める
Onlar tilkiyi kapana sıkıştırdılar.
They went to the zoo.
学び始める
Onlar hayvanat bahçesine gittiler.
They went to Tottori.
学び始める
Onlar Tottori'ye gittiler.
They're able to sing.
学び始める
Onlar şarkı söyleyebilirler.
They're already here.
学び始める
Onlar zaten buradalar.
This banana went bad.
学び始める
Bu muz bozulmuş.
This bicycle is mine.
学び始める
Bu bisiklet benim.
This book is smaller.
学び始める
Bu kitap daha küçüktür.
This button is loose.
学び始める
Bu düğme, gevşek.
This camera is Tom's.
学び始める
Bu kamera, Tom'unki.
This car is like new.
学び始める
Bu araba yeni gibi.
This car won't start.
学び始める
Bu araba çalışmaz.
This clock is broken.
学び始める
Bu saat bozuk.
This door won't lock.
学び始める
Bu kapı kilitlenmez.
This door won't open.
学び始める
Bu kapı açılmaz.
This door won't shut.
学び始める
Bu kapı kapanmaz.
This feels like silk.
学び始める
Bu ipek gibi hissettiriyor.
This hat cost me $10.
学び始める
Bu şapka bana on dolara maloldu.
This is a small book.
学び始める
Bu küçük bir kitap.
This is all I can do.
学び始める
Bütün yapabileceğim budur.
This is an emergency.
学び始める
Bu acil bir durumdur.
This is homemade jam.
学び始める
Bu ev yapımı reçel.
This is how I did it.
学び始める
Bu onu nasıl yaptığımdır.
This is how we do it.
学び始める
Bu onu nasıl yaptığımızdır.
This is my I.D. card.
学び始める
Bu benim kimlik kartım.
This is what he said.
学び始める
Bu onun söylediğidir.
This knife cuts well.
学び始める
Bu bıçak iyi keser.
This novel is boring.
学び始める
Bu roman sıkıcı.
This one is prettier.
学び始める
Bu daha güzel.
This room is cramped.
学び始める
Bu oda sıkışık.
This song sounds sad.
学び始める
Bu şarkı üzücü görünüyor.
This sweater is warm.
学び始める
Bu kazak sıcacık.
This tea is very hot.
学び始める
Bu çay çok sıcak.
This tea smells good.
学び始める
Bu çay güzel kokuyor.
This video is boring.
学び始める
Bu video sıkıcı.
This wall is cold.
学び始める
Bu duvar soğuk.
This will do for now.
学び始める
Bu şu an için işe yarar.
This wood won't burn.
学び始める
Bu odun yanmaz.
These apples are big.
学び始める
Bu elmalar büyük.
Those are sunflowers.
学び始める
Onlar ayçiçeği.
Those are Tom's dogs.
学び始める
Şunlar Tom'un köpekleri.
Those houses are big.
学び始める
Şu evler büyük.
Time passes quickly.
学び始める
Zaman çabuk geçer.
Tom almost got fired.
学び始める
Tom neredeyse kovulacaktı.
Tom asked for a beer.
学び始める
Tom bir bira istedi.
Tom became a manager.
学び始める
Tom bir yönetici oldu.
Tom became depressed.
学び始める
Tom depresif oldu.
Tom boarded the ship.
学び始める
Tom gemiye bindi.
Tom bought a new car.
学び始める
Tom yeni bir araba aldı.
Tom branded the calf.
学び始める
Tom buzağıyı damgaladı.
Tom broke the window.
学び始める
Tom pencereyi kırdı.
Tom brushed his hair.
学び始める
Tom saçını fırçaladı.
Tom burst into tears.
学び始める
Tom gözyaşlarına boğuldu.
Tom burst out crying.
学び始める
Tom birden ağlamaya başladı.
Tom can't be trusted.
学び始める
Tom'a güvenilemez.
Tom can't find a job.
学び始める
Tom bir iş bulamıyor.
Tom can't stand Mary.
学び始める
Tom Mary'ye katlanamıyor.
Tom certainly is fat.
学び始める
Tom kesinlikle şişman.
Tom changed his mind.
学び始める
Tom fikrini değiştirdi.
Tom checked the date.
学び始める
Tom tarihi kontrol etti.
Tom danced with Mary.
学び始める
Tom Mary ile dans etti.
Tom denied the rumor.
学び始める
Tom söylentiyi reddetti.
Tom did all he could.
学び始める
Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
Tom did it carefully.
学び始める
Tom onu dikkatli bir şekilde yaptı.
Tom didn't help Mary.
学び始める
Tom Mary'ye yardım etmedi.
Tom didn't like Mary.
学び始める
Tom Mary'den hoşlanmıyordu.
Tom doesn't do drugs.
学び始める
Tom uyuşturucu kullanmaz.
Tom doesn't eat fish.
学び始める
Tom balık yemez.
Tom doesn't eat meat.
学び始める
Tom et yemez.
Tom doesn't have tea.
学び始める
Tom'un çayı yok.
Tom doesn't think so.
学び始める
Tom öyle düşünmüyor.
Tom dried the dishes.
学び始める
Tom bulaşıkları kuruladı.
Tom drinks every day.
学び始める
Tom her gün içer.
Tom eats like a bird.
学び始める
Tom bir kuş gibi yiyor.
Tom eats very little.
学び始める
Tom, çok az yiyor.
Tom felt a bit tired.
学び始める
Tom biraz yorgun hissetti.
Tom felt a bit woozy.
学び始める
Tom biraz sarhoş hissetti.
Tom felt like a fool.
学び始める
Tom bir aptal gibi hissetti.
Tom felt like crying.
学び始める
Tom ağlayacakmış gibi hissetti.
Tom felt very lonely.
学び始める
Tom çok yalnız hissetti.
Tom found Mary a job.
学び始める
Tom Mary'ye bir iş buldu.
Tom got a little pie.
学び始める
Tom biraz tart aldı.
Tom got a little pie.
学び始める
Tom pastanın bir parçasını aldı.
Tom got his hair cut.
学び始める
Tom saçını kestirdi.
Tom got home at 6:30.
学び始める
Tom 6:30'da eve vardı.
Tom got in the car.
学び始める
Tom arabaya bindi.
Tom got stage fright.
学び始める
Tom'un sahne korkusu var.
Tom got straight A's.
学び始める
Tom'un düz A' ları var.
Tom gritted his teeth
学び始める
Tom dişlerini gıcırdattı.
Tom had a great time.
学び始める
Tom muhteşem zaman geçirdi.
Tom had a tough week.
学び始める
Tom zor bir hafta geçirdi.
Tom had only one leg.
学び始める
Tom'un sadece bir bacağı vardı.
Tom has 20/20 vision.
学び始める
Tom'un yirmide yirmi görüşü var.
Tom has a bad temper.
学び始める
Tom'un kötü bir ruh hali var.
Tom has a big family.
学び始める
Tom'un büyük bir ailesi var.
Tom has a deep voice.
学び始める
Tom'un pes bir sesi var.
Tom has a good point.
学び始める
Tom'un iyi bir amacı var.
Tom has a loud voice.
学び始める
Tom'un yüksek bir sesi var.
Tom has a nice smile.
学び始める
Tom'un hoş bir gülümsemesi var.
Tom has a point here.
学び始める
Tom burada bir fikri var.
Tom has a stiff neck.
学び始める
Tom'un ense sertliği var.
Tom has good hearing.
学び始める
Tom'un iyi işitme duyusu var.
Tom has lost control.
学び始める
Tom kontrolü kaybetti.
Tom has many friends.
学び始める
Tom'un çok sayıda arkadaşı var.
Tom has many regrets.
学び始める
Tom'un çok sayıda pişmanlıkları var.
Tom has many talents.
学び始める
Tom'un bir sürü yeteneği var.
Tom has the sniffles.
学び始める
Tom burnunu çekiyor.
Tom has three nieces.
学び始める
Tom'un üç kız yeğeni var.
Tom has three uncles.
学び始める
Tom'un üç amcası var.
Tom hates raw onions.
学び始める
Tom çiğ soğanlardan nefret eder.
Tom heard Mary shout.
学び始める
Tom Mary'nin bağırdığını duydu.
Tom held Mary's hand.
学び始める
Tom Mary'nin elini tuttu.
Tom ironed his shirt.
学び始める
Tom gömleğini ütüledi.
Tom is a little odd.
学び始める
Tom biraz tuhaf.
Tom is a fast driver.
学び始める
Tom hızlı bir sürücü.
Tom is a fast runner.
学び始める
Tom hızlı bir koşucu.
Tom is a fussy eater.
学び始める
Tom zor beğenen bir yiyici.
Tom is a good driver.
学び始める
Tom, iyi bir sürücü.
Tom is a good person.
学び始める
Tom iyi bir kişidir.
Tom is a good singer.
学び始める
Tom, iyi bir şarkıcı.
Tom is a good worker.
学び始める
Tom iyi bir işçidir.
Tom is a lovable guy.
学び始める
Tom sevimli bir adam.
Tom is a new student.
学び始める
Tom yeni bir öğrenci.
Tom is a picky eater.
学び始める
Tom seçici bir yiyici.
Tom is a rude person.
学び始める
Tom kaba bir kişidir.
Tom is a safe driver.
学び始める
Tom güvenli bir sürücü.
Tom is a slow walker.
学び始める
Tom yavaş bir yürüyücü.
Tom is a wealthy man.
学び始める
Tom, zengin bir adam.
Tom is an accountant.
学び始める
Tom bir muhasebeci.
Tom is angry at Mary.
学び始める
Tom Mary'ye kızgın.
Tom is down to earth.
学び始める
Tom'un aklı başında.
Tom is good at rugby.
学び始める
Tom ragbide iyidir.
Tom is in his office.
学び始める
Tom ofisinde.
Tom is just like you.
学び始める
Tom tıpkı sizin gibi.
Tom is Mary's cousin.
学び始める
Tom Mary'nin kuzeni.
Tom is Mary's friend.
学び始める
Tom Mary'nin arkadaşı.
Tom is Mary's nephew.
学び始める
Tom Mary'nin erkek yeğeni.
Tom is never on time.
学び始める
Tom asla zamanında gelmez.
Tom is now in prison.
学び始める
Tom şimdi hapiste.
Tom is probably lost.
学び始める
Tom büyük olasılıkla kayboldu.
Tom is proud of Mary.
学び始める
Tom Mary ile gurur duymaktadır.
Tom is seeking a job.
学び始める
Tom bir iş arıyor.
Tom is still on duty.
学び始める
Tom hala görevdedir.
Tom is very handsome.
学び始める
Tom çok yakışıklı.
Tom is very reliable.
学び始める
Tom çok güvenilirdir.
Tom is very romantic.
学び始める
Tom çok romantik.
Tom isn't lonely now.
学び始める
Tom şimdi yalnız değil.
Tom isn't well today.
学び始める
Tom bugün iyi değil.
Tom just got married.
学び始める
Tom henüz evlendi.
Tom knew where to go.
学び始める
Tom nereye gideceğini biliyordu.
Tom knocked him down.
学び始める
Tom ona vurup yere yıktı.
Tom knows a shortcut.
学び始める
Tom bir kısayol bilir.
Tom lacks experience.
学び始める
Tom deneyimden yoksun.
Tom lacks motivation.
学び始める
Tom motivasyondan yoksun.
Tom laughed out loud.
学び始める
Tom yüksek sesle güldü.
Tom left at midnight.
学び始める
Tom gece yarısı gitti.
Tom left Mary a note.
学び始める
Tom Mary'ye bir not bıraktı.
Tom looks very happy.
学び始める
Tom çok mutlu görünüyor.
Tom loosened his tie.
学び始める
Tom kravatını gevşetti.
Tom lost his car key.
学び始める
Tom araba anahtarını kaybetti.
Tom lost his glasses.
学び始める
Tom gözlüğünü kaybetti.
Tom lost his hearing.
学び始める
Tom işitmesini kaybetti.
Tom lost some weight.
学び始める
Tom biraz kilo kaybetti.
Tom made fun of Mary.
学び始める
Tom Mary ile alay etti.
Tom mopped the floor.
学び始める
Tom zemini paspasladı.
Tom needed some cash.
学び始める
Tom'un biraz nakite ihtiyacı vardı.
Tom needs a vacation.
学び始める
Tom'un bir tatile ihtiyacı var.
Tom needs our advice.
学び始める
Tom'un bizim tavsiyemize ihtiyacı var.
Tom needs some sleep.
学び始める
Tom'un biraz uykuya ihtiyacı var.
Tom never liked Mary.
学び始める
Tom Mary'den asla hoşlanmadı.
Tom often cuts class.
学び始める
Tom çoğunlukla derse gelmez.
Tom often helps Mary.
学び始める
Tom çoğunlukla Mary'ye yardım eder.
Tom paid a $300 fine.
学び始める
Tom 300 dolar para cezası ödedi.
Tom paid the cashier.
学び始める
Tom kasiyere ödedi.
Tom proposed to Mary.
学び始める
Tom Mary'ye evlenme teklif etti.
Tom put down his pen.
学び始める
Tom kalemini düşürdü.
Tom put his shirt on.
学び始める
Tom gömleğini giydi.
Tom put his shoes on.
学び始める
Tom ayakkabılarını giydi.
Tom raised his hands.
学び始める
Tom ellerini kaldırdı.
Tom raised his voice.
学び始める
Tom sesini yükseltti.
Tom ran for his life.
学び始める
Tom hayatını kurtarmak için koştu.
Tom ran out of money.
学び始める
Tom'un parası tükendi.
Tom ran out of water.
学び始める
Tom'un suyu bitti.
Tom reloaded his gun.
学び始める
Tom silahını yeniden doldurdu.
Tom resisted smiling.
学び始める
Tom gülümsemeye direndi.
Tom rewound the tape.
学び始める
Tom bantı yeniden sardı.
Tom rinsed his mouth.
学び始める
Tom ağzını duruladı.
Tom sat under a tree.
学び始める
Tom ağacın altına oturdu.
Tom saw the exhibits.
学び始める
Tom sergileri gördü.
Tom seems to be lost.
学び始める
Tom kaybolmuş gibi görünüyor.
Tom seems to be sick.
学び始める
Tom hasta gibi görünüyor.
Tom should get going.
学び始める
Tom gitmeli.
Tom should know that.
学び始める
Tom onu bilmeli.
Tom should talk less.
学び始める
Tom daha az konuşmalı.
Tom should've called.
学び始める
Tom aramalıydı.
Tom sobered up a bit.
学び始める
Tom biraz ciddileşti.
Tom still loves Mary.
学び始める
Tom hala Mary'yi seviyor.
Tom stirred the soup.
学び始める
Tom çorbayı karıştırdı.
Tom tends to be lazy.
学び始める
Tom tembel olma eğilimindedir.
Tom took his tie off.
学び始める
Tom kravatını çıkardı.
Tom took off his hat.
学び始める
Tom şapkasını çıkardı.
Tom took off his tie.
学び始める
Tom kıravatını çıkardı.
Tom turned on the TV.
学び始める
Tom TV'yi açtı.
Tom walked Kate home.
学び始める
Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.
Tom wanted to buy it.
学び始める
Tom onu satın almak istedi.
Tom wants to see you.
学び始める
Tom sizi görmek istiyor.
Tom was all worn out.
学び始める
Tom tamamen bitkindi.
Tom was being polite.
学び始める
Tom kibarlaşıyordu.
Tom was found guilty.
学び始める
Tom suçlu bulundu.
Tom was hard on Mary.
学び始める
Tom Mary'ye karşı katıydı.
Tom was held hostage.
学び始める
Tom rehin tutuldu.
Tom wasn't listening.
学び始める
Tom dinlemiyordu.
Tom went for a drive.
学び始める
Tom araba sürmeye gitti.
Tom went sightseeing.
学び始める
Tom gezi turuna gitti.
Tom went windsurfing.
学び始める
Tom rüzgar sörfüne gitti.
Tom won't let you go.
学び始める
Tom, gitmene izin vermeyecektir.
Tom worries too much.
学び始める
Tom çok endişeleniyor.
Tom wouldn't do that.
学び始める
Tom onu yapmazdı.
Tom wouldn't say yes.
学び始める
Tom evet demezdi.
Tom wrote the report.
学び始める
Tom rapor yazdı.
Tom's leg is healing.
学び始める
Tom'un bacağı iyileşiyor.
Tony is a polite boy.
学び始める
Tony kibar bir çocuk.
Tony's voice is nice.
学び始める
Tony'nin sesi güzel.
Turn down the stereo.
学び始める
Stereoyu kapat.
Visitors are welcome.
学び始める
Ziyaretçiler bekleniyor.
Wait in line, please.
学び始める
Sırada bekleyin lütfen.
Wash your hands well.
学び始める
Ellerinizi iyice yıkayın
We all make mistakes.
学び始める
Hepimiz hata yaparız.
We are not Americans.
学び始める
Biz Amerikalı değiliz.
We are the champions.
学び始める
Biz şampiyonlarız.
We are two of a kind.
学び始める
Birbirimize çok benziyoruz.
We arrived home late.
学び始める
Biz eve geç geldik.
We clapped our hands.
学び始める
Biz alkışladık.
We enjoy watching TV.
学び始める
Biz TV izlemekten hoşlanırız.
We got off the train.
学び始める
Biz trenden indik.
We had a lovely meal.
学び始める
Biz güzel bir yemek yedik.
We had lunch at noon.
学び始める
Biz öğleyin öğle yemeği yedik.
We knew it all along.
学び始める
Biz onu başından beri biliyorduk.
We love our children.
学び始める
Biz çocuklarımızı seviyoruz.
We made him go there.
学び始める
Biz onu oraya gönderdik.
We met along the way.
学び始める
Biz yol boyunca buluştuk.
We must be going now.
学び始める
Şimdi gidiyor olmalıyız.
We must go to school.
学び始める
Biz okula gitmeliyiz.
We named the dog Tim.
学び始める
Köpeğe Tim adını verdik.
We need more workers.
学び始める
Bizim daha fazla işçiye ihtiyacımız var.
We ran after the cat.
学び始める
Biz kediyi kovaladık.
We ran down the hill.
学び始める
Biz tepeden aşağı koştuk.
We ran short of food.
学び始める
Gıda malzememiz tükendi.
We require your help.
学び始める
Yardımınıza ihtiyacımız var.
We sang as we walked.
学び始める
Yürürken şarkı söyledik.
We sent for a doctor.
学び始める
Bir doktor getirttik.
We want a new carpet.
学び始める
Biz yeni bir halı istiyoruz.
We went to the river.
学び始める
Biz nehre gittik.
We were younger then.
学び始める
O zaman daha gençtik.
We'll eat on the way.
学び始める
Biz yolda yiyeceğiz.
We'll help you, okay?
学び始める
Biz size yardım ederiz, tamam mı?
We'll meet on Sunday.
学び始める
Biz Pazar günü buluşacağız.
We're a little early.
学び始める
Biz biraz erkenciyiz.
We've run out of tea.
学び始める
Çayımız tükendi.
Were you home at ten?
学び始める
Saat onda evde miydin?
Were you with anyone?
学び始める
Biriyle birlikte miydin?
What are you cooking?
学び始める
Ne pişiriyorsun?
What are you reading?
学び始める
Ne okuyorsunuz?
What did Bell invent?
学び始める
Bell ne icat etti?
What did you do then?
学び始める
O zaman ne yaptın?
What do they deal in?
学び始める
Onlar ne ticareti yapıyorlar?
What do you want now?
学び始める
Şimdi ne istiyorsun?
What happened to him?
学び始める
Ona ne oldu?
What happened to Tom?
学び始める
Tom'a ne oldu?
What happened, Sally?
学び始める
Ne oldu, Sally?
What he said is true.
学び始める
Onun söylediği doğru.
What he says is true.
学び始める
O neyin doğru olduğunu söylüyor?
What is he aiming at?
学び始める
O neyi hedefliyor?
What is he up to now?
学び始める
O, şimdi ne iş yapıyor?
What is his business?
学び始める
Onun işi nedir?
What is your address?
学び始める
Adresiniz nedir?
What made her so sad?
学び始める
Onu ne kadar o kadar üzdü?
What made Tom so mad?
学び始める
Tom'u o kadar ne üzdü.
What makes you happy?
学び始める
Seni mutlu kılan nedir?
What should I do now?
学び始める
Şimdi ne yapmalıyım?
What's going on here?
学び始める
Burada neler oluyor?
What's Ken doing now?
学び始める
Ken şu anda ne yapıyor?
What's Ken doing now?
学び始める
Ken şimdi ne yapıyor?
What's that building?
学び始める
O bina ne?
What's the commotion?
学び始める
Karışıklık nedir?
What's Tom doing now?
学び始める
Tom şimdi ne yapıyor
What's wrong with me?
学び始める
Benim neyim var?
When are you leaving?
学び始める
Ne zaman ayrılıyorsunuz?
When can I swim here?
学び始める
Ne zaman burada yüzebilirim?
When can I visit you?
学び始める
Seni ne zaman ziyaret edebilirim?
When did he get back?
学び始める
Ne zaman geri döndü?
When did you see her?
学び始める
Onu ne zaman gördün?
When did you see him?
学び始める
Onu ne zaman gördünüz?
When was it finished?
学び始める
Ne zaman sona erdi?
When will he be busy?
学び始める
O ne zaman meşgul olacak?
When will he go home?
学び始める
Ne zaman eve gidecek?
When will you go out?
学び始める
Ne zaman dışarı çıkacaksın?
When will you return?
学び始める
Ne zaman geri döneceksin?
Where are the apples?
学び始める
Elmalar nerede?
Where did you get it?
学び始める
Bunu nereden aldınız?
Where does John live?
学び始める
John nerede yaşıyor?
Where is he standing?
学び始める
O nerede duruyor?
Where is the laundry?
学び始める
Çamaşırhane nerede?
Where is the library?
学び始める
Kütüphane nerede?
Where is the mailbox?
学び始める
Posta kutusu nerede?
Where is the station?
学び始める
İstasyon nerede?
Where is your father?
学び始める
Baban nerede?
Where is your school?
学び始める
Okulun nerede?
Where should we meet?
学び始める
Nerede buluşmalıyız?
Where will you visit?
学び始める
Nereyi ziyaret edeceksin?
Where's the bus stop?
学び始める
Otobüs durağı nerede?
Which book is better?
学び始める
Hangi kitap daha iyidir?
Which diet is better?
学び始める
Hangi diyet daha iyi?
Which is your guitar?
学び始める
Hangisi senin gitarın?
Which of you will go?
学び始める
Hanginiz gidecek?
Which would you like?
学び始める
Hangisini istersiniz?
Who are those people?
学び始める
Şu kişiler kimler?
Who broke the window?
学び始める
Pencereyi kim kırdı?
Who can do this work?
学び始める
Bu işi kim yapabilir?
Who coaches the team?
学び始める
Takımı kim eğitiyor?
Who does Toshio like?
学び始める
Toshio kimi sever?
Who hit the home run?
学び始める
Tur vuruşunu kim yaptı?
Who invented karaoke?
学び始める
Karaokeyi kim icat etti?
Who is he talking to?
学び始める
O kimle konuşuyor?
Who planted the tree?
学び始める
Ağacı kim dikti?
Who put you up to it?
学び始める
Sana onu kim önerdi?
Who wrote the letter?
学び始める
Mektubu kim yazdı?
Whose guitar is this?
学び始める
Bu kimin gitarı?
Whose pencil is this?
学び始める
Bu kimin kalemi?
Why are you so angry?
学び始める
Neden bu kadar öfkelisin?
Why did you run away?
学び始める
Niçin kaçtın?
Why do you work here?
学び始める
Neden burada çalışıyorsunuz?
Why do you work here?
学び始める
Niçin burada çalışıyorsun?
Why don't we go home?
学び始める
Neden eve gitmiyoruz.
Why is she so silent?
学び始める
Niçin o öyle sessiz?
Will he be here soon?
学び始める
O yakında burada olacak mı?
Will I get well soon?
学び始める
Yakında iyileşecek miyim?
Will it snow tonight?
学び始める
Bu gece kar yağacak mı?
Will you go by train?
学び始める
Trenle gidecek misin?
Will you go with Tom?
学び始める
Tom'la gidecek misin?
Wipe your face clean.
学び始める
Yüzünüzü temiz silin.
Yesterday was Sunday.
学び始める
Dün Pazardı.
You are not a coward.
学び始める
Sen bir korkak değilsin.
You're not a doctor.
学び始める
Sen bir doktor değilsin.
You are not Japanese.
学び始める
Sen Japon değilsin.
You are now an adult.
学び始める
Sen bir yetişkinsin.
You are the one.
学び始める
Sen teksin.
You're under arrest.
学び始める
Sen tutuklusun.
You can come with me.
学び始める
Sen benimle gelebilirsin.
You can use this car.
学び始める
Bu arabayı kullanabilirsiniz.
You can use this pen.
学び始める
Bu kalemi kullanabilirsiniz.
You can't be serious.
学び始める
Ciddi olamazsın.
You can't be so sure.
学び始める
Bu kadar emin olamazsın.
You can't sleep here.
学び始める
Burada uyuyamazsın.
You don't understand.
学び始める
Anlamıyorsun.
You keep out of this.
学び始める
Bundan uzak dur.
You know what I mean.
学び始める
Ne demek istediğimi biliyorsun.
You look much better.
学び始める
Çok daha iyi görünüyorsun.
You lost, didn't you?
学び始める
Kayboldun, değil mi?
You may use this car.
学び始める
Bu arabayı kullanabilirsin.
You should apologize.
学び始める
Özür dilemelisin.
You should go to bed.
学び始める
Yatmaya gitmelisin.
You should leave now.
学び始める
Şimdi gitmelisin.
You should not sleep.
学び始める
Uyumamalısın.
You should work hard.
学び始める
Sıkı çalışmalısın.
You shouldn't go out.
学び始める
Dışarı çıkmamalısın.
You snooze, you lose.
学び始める
Uyursan, kaybedersin.
You'd better go home.
学び始める
Eve gitsen iyi olur.
You've been deceived.
学び始める
Aldatıldım.
You've grown so tall.
学び始める
Çok uzun boylu oldun.
You've put on weight.
学び始める
Kilo aldın.
Your answer is right.
学び始める
Cevabınız doğru.
Your answer is wrong.
学び始める
Cevabınız yanlış.
Your nose is running.
学び始める
Burnunuz akıyor.
Your pulse is normal.
学び始める
Senin nabzın normal.
A clock has two hands.
学び始める
Bir saatin, iki eli vardır.
A dolphin is a mammal.
学び始める
Yunus bir memelidir.
A little bird told me.
学び始める
Küçük bir kuş bana söyledi.
A new idea came to me.
学び始める
Yeni bir fikir aklıma geldi.
A nice room, isn't it?
学び始める
Güzel bir oda, değil mi?
A table has four legs.
学び始める
Bir masanın dört bacağı var.
Accidents will happen.
学び始める
Kazalar olacaktır.
Ah is an interjection.
学び始める
'ah' bir ünlemdir.
All of them were gone.
学び始める
Onların hepsi gitmiş.
All of us were silent.
学び始める
Hepimiz sessizdik.
All the boys ran away.
学び始める
Bütün erkekler kaçtılar.
All the eggs went bad.
学び始める
Bütün yumurtaları bozuldu.
All the food was gone.
学び始める
Tüm yiyecek bitti.
Always tell the truth.
学び始める
Her zaman doğruyu söyle.
America is very large.
学び始める
Amerika çok büyük.
Any child can do that.
学び始める
Herhangi bir çocuk bunu yapabilir.
Any time will suit me.
学び始める
Her zaman bana uygun olacaktır.
Anyway, I did my best.
学び始める
Her neyse, ben elimden geleni yaptım.
Are these your horses?
学び始める
Bunlar senin atların mı?
Are these your things?
学び始める
Bunlar senin eşyaların mı?
Are they all the same?
学び始める
Onların hepsi aynı mı?
Are you a new student?
学び始める
Sen yeni bir öğrenci misin?
Are you all right now?
学び始める
Şimdi iyi misin?
Are you an only child?
学び始める
Tek çocuk musunuz?
Are you fond of music?
学び始める
Müziğe düşkün müsünüz?
Are you free tomorrow?
学び始める
Yarın boş musunuz?
Are you going to sing?
学び始める
Şarkı söyleyecek misin?
Are you sleeping, Tom?
学び始める
Uyuyor musun, Tom?
Are you talking to me?
学び始める
Benimle konuşuyor musun?
Are you ten years old?
学び始める
On yaşında mısın?
Aren't they Americans?
学び始める
Onlar Amerikalı değiller mi?
Bad news travels fast.
学び始める
Kötü haber çabuk yayılır.
Be kind to old people.
学び始める
Yaşlı insanlara karşı nazik olun.
Be quiet for a moment.
学び始める
Bir an için sakin olun.
Better luck next time.
学び始める
Gelecek sefere iyi şanslar.
Beware of pickpockets.
学び始める
Yankesicilere dikkat edin.
Bill has many friends.
学び始める
Bill'in birçok arkadaşı var.
Bill wrote the letter.
学び始める
Bill mektup yazdı.
Bill, answer the door.
学び始める
Bill, kapıya cevap ver.
Birds have sharp eyes.
学び始める
Kuşlar keskin gözlere sahiptirler.
Bob became a preacher.
学び始める
Bob, bir vaiz oldu.
Boil the milk bottles.
学び始める
Süt şişelerini kaynatın.
Both stories are true.
学び始める
Her iki hikaye doğrudur.
Brad Pitt is an actor.
学び始める
Brad Pitt bir aktördür.
Brian took some roses.
学び始める
Brian bazı güller aldı.
Brush your teeth well.
学び始める
Dişlerinizi iyi fırçalayın.
Business is improving.
学び始める
İş geliştirmektedir.
Buy it for me, please.
学び始める
Onu benim için satın al, lütfen.
Call me at the office.
学び始める
Beni ofiste arayın.
Can he play the piano?
学び始める
O piyano çalabilir mi?
Can he speak Japanese?
学び始める
O, Japonca konuşabilir mi?
Can I ask you a favor?
学び始める
Senden bir iyilik isteyebilir miyim?
Can I borrow your car?
学び始める
Arabanı ödünç alabilir miyim?
Can I borrow your pen?
学び始める
Ben senin kalemini ödünç alabilir miyim?
Can I buy you a drink?
学び始める
Ben size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Can I give you a ride?
学び始める
Seni arabayla götürebilir miyim?
Can I go out and play?
学び始める
Dışarı çıkıp oyun oynayabilir miyim?
Can I leave a message?
学び始める
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Can I open the window?
学び始める
Ben pencereyi açabilir miyim?
Can I play some music?
学び始める
Biraz müzik çalabilir miyim?
Can I see you tonight?
学び始める
Ben bu gece seni görebilir miyim?
Can I turn off the TV?
学び始める
Televizyonu kapatabilirmiyim?
Can I use your pencil?
学び始める
Ben senin kurşun kalemini kullanabilir miyim?
Can I use your pencil?
学び始める
Ben kalemini kullanabilir miyim?
Can it really be mine?
学び始める
O gerçekten benimki olabilir mi?
Can you do that again?
学び始める
Onu tekrar yapar mısın?
Can you get a day off?
学び始める
Bir gün izin alabilir misin?
Can you guess her age?
学び始める
Onun yaşını tahmin edebilir misiniz?
Can you hear anything?
学び始める
Bir şey duyabiliyor musun?
Can you keep a secret?
学び始める
Sır tutabilir misin?
Can you speak English?
学び始める
İngilizce konuşabiliyor musun?
Can you speak English?
学び始める
İngilizce konuşabilir misin?
Can you speak English?
学び始める
İngilizce konuşur musun?
Can't you really swim?
学び始める
Gerçekten yüzemiyor musunuz?
Cats arch their backs.
学び始める
Kediler sırtlarını kabartırlar.
Come here and help me.
学び始める
Buraya gel ve bana yardım et.
Come home before dark.
学び始める
Karanlık olmadan eve gel.
Come tomorrow morning.
学び始める
Yarın sabah gel.
Could I check my bags?
学び始める
Ben çantalarımı kontrol edebilir miyim?
Could I use your desk?
学び始める
Masanı kullanabilir miyim?
Could we have a spoon?
学び始める
Bir kaşık alabilir miyiz?
Could you let him out?
学び始める
Ona dışarı çıkmasına izin verir misiniz?
Could you repeat that?
学び始める
Tekrar eder misiniz?
Cut them with a knife.
学び始める
Onları bir bıçakla kesin.
Did anyone call me up?
学び始める
Beni arayan oldu mu?
Did he go to see Mary?
学び始める
O, Mary'yi görmeye gitti mi?
Did he go to see Mary?
学び始める
O, Mary'yi görmek için gitti mi?
Did he propose to you?
学び始める
Sana evlenme teklif etti mi?
Did she come with him?
学び始める
Onunla geldi mi?
Did you ask the price?
学び始める
Fiyatı sordun mu?
Did you buy this book?
学び始める
Bu kitabı satın aldın mı?
Did you cut the paper?
学び始める
Kağıdı kestin mi?
Did you get your wish?
学び始める
Dileğiniz gerçekleşti mi?
Did you hear the news?
学び始める
Haberi duydunuz mu?
Did you say something?
学び始める
Bir şey söyledin mi?
Did you see her there?
学び始める
Orada onu gördünüz mü?
Did you see my camera?
学び始める
Benim kameramı gördünüz mü?
Did you phone him?
学び始める
Ona telefon ettin mi?
Did you use my camera?
学び始める
Benim kameramı kullandınız mı?
Do I need to transfer?
学び始める
Benim transfer etmem gerekiyor mu?
Do it as you are told.
学び始める
Onu sana söylenildiği gibi yap.
Do not be so critical.
学び始める
Bu kadar kritik olmayın.
Do they learn English?
学び始める
Onlar İngilizce öğrenirler mi?
Do you also like jazz?
学び始める
Sen de jazzdan hoşlanır mısın?
Do you believe in God?
学び始める
Allah'a inanıyor musun?
Do you fly frequently?
学び始める
Sık sık uçar mısın?
Do you have a bicycle?
学び始める
Bir bisikletin var mı?
Do you have a lighter?
学び始める
Bir çakmağın var mı?
Do you have any money?
学び始める
Hiç paran var mı?
Do you have any water?
学び始める
Hiç suyun var mı?
Do you have earphones?
学び始める
Kulaklıklığın var mı?
Do you have some milk?
学び始める
Biraz sütün var mı?
Do you have some time?
学び始める
Biraz zamanınız var mı?
Do you hear any sound?
学び始める
Herhangi bir ses duyuyor musunuz?
Do you hear something?
学び始める
Bir şey duyuyor musun?
Do you know Mr. Brown?
学び始める
Bay Brown'ı biliyor musun?
Do you know Mr. Brown?
学び始める
Bay Brown'ı tanıyor musunuz?
Do you know who he is?
学び始める
Onun kim olduğunu biliyor musunuz?
Do you like the piano?
学び始める
Piyano sever misiniz?
Do you like to travel?
学び始める
Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.
Do you meet him often?
学び始める
Onunla sık sık karşılaşır mısın?
Do you really love me?
学び始める
Beni gerçekten seviyor musun?
Do you really mean it?
学び始める
Gerçekten demek istediğin bu mudur?
Do you really want it?
学び始める
Onu gerçekten istiyor musun?
Do you sell batteries?
学び始める
Pil satıyor musunuz?
Do you think I'm sexy?
学び始める
Benim seksi olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm sexy?
学び始める
Sizce ben seksi miyim?
Do you think I'm ugly?
学び始める
Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm ugly?
学び始める
Sizce ben çirkin miyim?
Do you walk to school?
学び始める
Okula yürür müsün?
Does anybody know him?
学び始める
Onu tanıyan bir var mı?
Does anyone feel sick?
学び始める
Hasta olduğunu hisseden biri var mı?
Does he do any sports?
学び始める
O herhangi bir spor yapıyor mu?
Does he speak English?
学び始める
O, İngilizce konuşur mu?
Does she have a hobby?
学び始める
Onun bir hobisi var mı?
Does she have a piano?
学び始める
Onun bir piyanosu var mı?
Does she like oranges?
学び始める
O, portakalları sever mi?
Dogs often bury bones.
学び始める
Köpekler genellikle kemikleri gömerler.
Don't add annotations.
学び始める
Dipnot koymayın.
Don't add annotations.
学び始める
Ek açıklamalar katmayın.
Don't be disappointed.
学び始める
Hayal kırıklığına uğramayın.
Don't be unreasonable.
学び始める
Mantıksız olmayın.
Don't bite your nails.
学び始める
Tırnaklarını ısırma.
Don't blame it on her.
学び始める
Onu suçlamayın.
Don't blame the guide.
学び始める
Rehberi suçlamayın.
Don't cut your finger.
学び始める
Parmağınızı kesmeyin.
Don't drink and drive.
学び始める
İçkiliyken araba sürme.
Don't expect too much.
学び始める
Çok fazla şey bekleme.
Don't go near the dog.
学び始める
Köpeğe yaklaşmayın.
Don't leave door open.
学び始める
Kapıyı açık bırakmayın.
Don't leave me behind!
学び始める
Beni arkada bırakmayın!
Don't leave the TV on.
学び始める
TV'yi açık bırakma.
Don't let that dog go.
学び始める
O köpeğin gitmesine izin vermeyin.
Don't make noise here.
学び始める
Burada gürültü yapmayın.
Don't open the window.
学び始める
Pencereyi açmayın.
Don't pick up the cat.
学び始める
Kediyi almayın.
Don't point at others.
学び始める
Diğerlerini işaret etme.
Don't stand in my way.
学び始める
Yolumda durmayın.
Don't stare at people.
学び始める
İnsanlara bakmayın.
Don't swear in public.
学び始める
Herkesin önünde küfretmeyin.
Don't touch my camera.
学び始める
Benim kamerama dokunmayın.
Don't you play tennis?
学び始める
Tenis oynamaz mısın?
Easier said than done.
学び始める
Lafla peynir gemisi yürümez.
Easier said than done.
学び始める
Söylemek yapmaktan kolaydır.
Eat whatever you like.
学び始める
Ne isterseniz yiyin.
Everybody loves music.
学び始める
Herkes müzik sever.
Everything went black.
学び始める
Herşey karardı.
Fasten your seat belt.
学び始める
Emniyet kemerini bağla.
Forty people attended.
学び始める
Kırk kişi katıldı.
Four times five is 20.
学び始める
Dört kere beş 20'dir.
Fred is a lazy fellow.
学び始める
Fred tembel bir adam.
Fur coats are on sale.
学び始める
Kürk mantolar satışa sunulmuştur.
Give it to me, please.
学び始める
Bana ver, lütfen.
Give me just a little.
学び始める
Bana sadece biraz ver.
Give me some more tea.
学び始める
Bana biraz daha çay verin.
Glad to see you again.
学び始める
Sizi tekrar gördüğüme sevindim.
Go and help them, Bud.
学び始める
Git ve onlara yardımcı ol, Bud.
Go and see the doctor.
学び始める
Git ve doktorla görüş.
God created the world.
学び始める
Tanrı dünyayı yarattı.
God made the universe.
学び始める
Tanrı evreni yaptı.
Good luck on the test!
学び始める
Testte iyi şanslar!
Good luck on the test!
学び始める
Testte başarılar!
Guess what he told me.
学び始める
Onun bana söylediğini tahmin et.
Guess where I've been?
学び始める
Bil bakalım neredeydim?
Happy Valentine's Day.
学び始める
Sevgililer günün kutlu olsun.
Did the baby wake up?
学び始める
Bebek uyandı mı?
Has the bell rung yet?
学び始める
Zil henüz çaldı mı?
Have a good Christmas.
学び始める
İyi Noeller.
Have you had dinner?
学び始める
Akşam yemeği yedin mi?
Have you finished yet?
学び始める
Henüz bitirdin mi?
Haven't we met before?
学び始める
Daha önce tanışmadık mı?
He abandoned all hope.
学び始める
O, bütün umutlarından vazgeçti.
He abandoned the idea.
学び始める
O, fikirden vazgeçti.
He abandoned the plan.
学び始める
O plandan vazgeçti.
He accepted our offer.
学び始める
O bizim teklifimizi kabul etti.
He acted as our guide.
学び始める
O bizim rehberimiz olarak hareket etti.
He acted like a saint.
学び始める
O, bir aziz gibi davrandı.
He adopted the orphan.
学び始める
O, yetimi evlatlık kabul etti.
He and I share a room.
学び始める
O ve ben bir odayı paylaşıyoruz.
He asked me who I was.
学び始める
O bana kim olduğumu sordu.
He began to eat lunch.
学び始める
O öğle yemeği yemeye başladı.
He bowed to the Queen.
学び始める
O, Kraliçe'ye reverans yaptı.
He broke his left arm.
学び始める
O, sol kolunu kırdı.
He broke into a house.
学び始める
O bir eve zorla girdi.
He called me a coward.
学び始める
O bana bir korkak dedi.
He came from far away.
学び始める
O, çok uzaklardan geldi.
He came several times.
学び始める
O defalarca geldi.
He can read and write.
学び始める
O okumayabilir ve yazabilir.
He can swim very fast.
学び始める
O çok hızlı yüzebilir.
He cleared his throat.
学び始める
Boğazını temizledi.
He comes from England.
学び始める
O İngiltere'lidir.
He could speak French.
学び始める
O Fransızca konuşabilirdi.
He crossed the street.
学び始める
O caddeyi geçti.
He deals in furniture.
学び始める
O, mobilya ticareti yapar.
He delivered a speech.
学び始める
O bir nutuk çekti.
He deserves the prize.
学び始める
O ödülü hak ediyor.
He did not mention it.
学び始める
O, ondan söz etmedi.
He didn't do any work.
学び始める
O hiç çalışma yapmadı.
He didn't see anybody.
学び始める
O kimseyi görmedi.
He died from overwork.
学び始める
O, fazla çalışmaktan öldü.
He knows the truth.
学び始める
O gerçeği biliyor.
He does not like cats.
学び始める
O kedileri sevmez.
He drinks like a fish.
学び始める
O bir balık gibi içer.
He drives his own car.
学び始める
O kendi arabasını sürüyor.
He earns a great deal.
学び始める
O, oldukça çok kazanır.
He fell from the tree.
学び始める
O ağaçtan düştü.
He fell off the horse.
学び始める
o attan düştü.
He felt a sudden pain.
学び始める
O, ani bir ağrı hissetti.
He gave me 10,000 yen.
学び始める
O, bana 10.000 yen verdi.
He gave me a bad cold.
学び始める
O bana kötü bir soğuk algınlığı bulaştırdı.
He gave me an example.
学び始める
O, bana bir örnek verdi.
He gave me some money.
学び始める
O, bana biraz para verdi.
He gave up cigarettes.
学び始める
O sigaradan vazgeçti.
He gets a good salary.
学び始める
O iyi bir maaş alır.
He gets a high salary.
学び始める
O yüksek bir maaş alır.
He got 90% in English.
学び始める
O, İngilizcede 100 üzerinden 90 aldı.
He had a strong alibi.
学び始める
O güçlü bir mazereti vardı.
He had to stay in bed.
学び始める
O yatakta kalmak zorunda kaldı.
He has a blue coat on.
学び始める
O mavi bir ceket giymişti.
He has a drug allergy.
学び始める
Onun bir ilaç alerjisi var.
He has a Japanese car.
学び始める
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
He has absolute power.
学び始める
Onun mutlak gücü var.
He has been to France.
学び始める
O, Fransa'da bulundu.
He has gone to London.
学び始める
O, Londra'ya gitti.
He has just come back.
学び始める
O, az önce döndü.
He has just come home.
学び始める
O az önce eve geldi.
He has just left home.
学び始める
O, az önce evden ayrıldı.
He has three brothers.
学び始める
Üç erkek kardeşi vardır.
He has three children.
学び始める
Onun üç çocuğu vardır.
He has too many books.
学び始める
O, pek çok kitaba sahiptir.
He hasn't arrived yet.
学び始める
O henüz varmadı.
He hit me on the head.
学び始める
O bana kafamdan vurdu.
He hit me on the head.
学び始める
O benim kafama vurdu.
He hopes to go abroad.
学び始める
O yurt dışına gitmeyi umuyor.
He hurt his left hand.
学び始める
O sol elini incitti.
He ignored her advice.
学び始める
O onun tavsiyesini görmezden geldi.
He interpreted for me.
学び始める
O benim için yorumladı.
He is a man of action.
学び始める
O bir eylem adamı.
He is a man of wealth.
学び始める
O bir servet adamı.
He is a self-made man.
学び始める
O kendi kendini yetiştirmiş bir adam.
He is a soccer player.
学び始める
O bir futbol oyuncusu.
He is a spoiled child.
学び始める
O şımarık bir çocuk.
He is a very lazy boy.
学び始める
O çok tembel bir çocuk.
He is afraid of death.
学び始める
O ölümden korkuyor.
He is always cheerful.
学び始める
O her zaman neşelidir.
He is always punctual.
学び始める
O her zaman dakiktir.
He is always studying.
学び始める
O her zaman çalışıyor.
He is as busy as ever.
学び始める
O her zamanki kadar meşgul.
He is as lazy as ever.
学び始める
O her zamanki kadar tembel.
He is away on holiday.
学び始める
O, uzakta tatildedir.
He is certain to come.
学び始める
O kesin gelecek.
He is easy to talk to.
学び始める
Onunla konuşmak kolaydır.
He is far from honest.
学び始める
O dürüst olmaktan uzak.
He loves to fish.
学び始める
O balık tutmayı sever.
He is good at cooking.
学び始める
O, yemek pişirmede iyidir.
He is good at driving.
学び始める
O, araba sürmede iyidir.
He is good at singing.
学び始める
O şarkı söylemede iyidir.
He's just an amateur.
学び始める
O sadece bir amatör.
He lives in Tokyo.
学び始める
O, Tokyo'da yaşıyor.
He is mad about music.
学び始める
O, müziği deli gibi seviyor.
He is my close friend.
学び始める
O benim yakın arkadaşım.
He is no longer a boy.
学び始める
O artık bir çocuk değil.
He is not always late.
学び始める
O her zaman geç kalmaz.
He isn't an American.
学び始める
O bir Amerikalı değildir.
He is not kind to her.
学び始める
O, ona karşı nazik değil.
He is Sandayu Momochi.
学び始める
O, Sandayu Momochi'dir.
He is the tallest boy.
学び始める
O en uzun boylu çocuktur.
He can't make this.
学び始める
O bunu yapamaz.
He is very kind to me.
学び始める
O bana karşı çok nazik.
He is very mean to me.
学び始める
O bana göre çok cimridir.
He is washing his car.
学び始める
O, arabasını yıkıyor.
He is washing the car.
学び始める
O arabayı yıkıyor.
He is watching TV now.
学び始める
O şimdi televizyon izliyor.
He is wearing glasses.
学び始める
O gözlük takıyor.
He is writing a novel.
学び始める
O bir roman yazıyor.
He isn't happy at all.
学び始める
O hiç mutlu değil.
He kept a seat for me.
学び始める
O benim için bir yer ayırdı.
He knows us very well.
学び始める
O bizi çok iyi tanır.
He laughed at my joke.
学び始める
O benim şakama güldü.
He let go of the rope.
学び始める
O, ipi bıraktı.
He lied about his age.
学び始める
Onun yaşı hakkında yalan söyledi.
He likes ham and eggs.
学び始める
O, jambon ve yumurtayı seviyor.
He likes Italian food.
学び始める
İtalyan yemeğini seviyor.
He likes taking walks.
学び始める
O yürüyüş yapmayı sever.
He likes that teacher.
学び始める
O, o öğretmeni seviyor.
He lived a moral life.
学び始める
O dürüst bir hayat yaşadı.
He looked for the key.
学び始める
O anahtarı aradı.
He looked quite tired.
学び始める
Bayağı yorgun göründü.
He looked quite tired.
学び始める
Oldukça yorgun görünüyordu.
He looks kind of pale.
学び始める
O solgun gibi görünüyor.
He looks like a horse.
学び始める
O bir ata benziyor.
He loves taking trips.
学び始める
O seyahat etmeyi sever.
He made me a new suit.
学び始める
O bana yeni bir takım elbise yaptı.
He made up that story.
学び始める
O hikayeyi o uydurdu.
He married an actress.
学び始める
O, bir aktris ile evlendi.
He may be sick in bed.
学び始める
O yatakta hasta olabilir.
He must be a good boy.
学び始める
O iyi bir çocuk olmalı.
He must be over fifty.
学び始める
O, elli yaşın üzerinde olmalı.
He must be over sixty.
学び始める
O altmışın üzerinde olmalı.
He never touched wine.
学び始める
O asla şaraba dokunmadı.
He offered to help me.
学び始める
Bana yardım etmeyi önerdi.
He owns a lot of land.
学び始める
O bir çok araziye sahip.
He picked up the book.
学び始める
O, kitabı aldı.
He practices medicine.
学び始める
O, tıp uygulaması yapıyor.
He ran away from home.
学び始める
O evden kaçtı.
He rejected our offer.
学び始める
O bizim teklifimizi reddetti.
He rested for a while.
学び始める
O bir süre dinlendi.
He robbed an old lady.
学び始める
O, yaşlı bir bayanı soydu.
He rolled off the bed.
学び始める
O, yataktan yuvarlandı.
He rose from his seat.
学び始める
O, koltuğundan kalktı.
He sang while working.
学び始める
O, çalışırken şarkı söyledi.
He sat in front of me.
学び始める
O, önümde oturdu.
He says he won't come.
学び始める
O gelmeyeceğini söylüyor.
He seems to be asleep.
学び始める
O uyuyor gibi görünüyor.
He seems to be honest.
学び始める
O, dürüst gibi görünüyor.
He sent her a message.
学び始める
Ona bir mesaj gönderdi.
He slipped on the ice.
学び始める
O, buz üzerinde kaydı.
He sprained his ankle.
学び始める
O, ayak bileğini burktu.
He stamped out a fire.
学び始める
O, yangını bastırdı.
He began a new life.
学び始める
O, yeni bir hayata başladı.
He teaches us English.
学び始める
O bize İngilizce öğretir.
He teaches us history.
学び始める
O bize tarih öğretiyor.
He tends to tell lies.
学び始める
O yalan söyleme eğilimindedir.
He threw me the apple.
学び始める
O bana elmayı attı.
He told a funny story.
学び始める
O komik bir hikaye anlattı.
He took a deep breath.
学び始める
O, derin bir nefes aldı.
He took Bill swimming.
学び始める
O, Bill'i yüzmeye götürdü.
He took us to the zoo.
学び始める
O bizi hayvanat bahçesine götürdü.
He understands physics.
学び始める
O, fizikten anlar.
He understands French.
学び始める
O, Fransızca anlar.
He walked ahead of me.
学び始める
O, önümde yürüdü.
He walked with a limp.
学び始める
O aksayarak yürüdü.
He was a rugby player.
学び始める
O bir ragbi oyuncusu idi.
He was about to speak.
学び始める
O konuşmak üzereydi.
He was about to start.
学び始める
O başlamak üzereydi.
He was almost drowned.
学び始める
O, neredeyse boğuluyordu.
He was born in Africa.
学び始める
O Afrika'da doğdu.
He was chosen captain.
学び始める
O, kaptan seçildi.
He was hard to please.
学び始める
Onu memnun etmek zordu.
He was just behind me.
学び始める
O tam benim arkamdaydı.
He was sent to prison.
学び始める
O, cezaevine gönderildi.
He was sick last week.
学び始める
O, geçen hafta hastaydı.
He was unable to move.
学び始める
O hareket edemedi.
He returned to Japan.
学び始める
O, Japonya'ya geri döndü.
He went down the hill.
学び始める
O, tepeden aşağı gitti.
He went into the bank.
学び始める
O, bankaya gitti.
He will get back soon.
学び始める
O yakında geri dönecektir.
He will get well soon.
学び始める
O, yakında iyileşecek.
He will join us later.
学び始める
O, daha sonra bize katılacak.
He won the race again.
学び始める
Yarışı yine kazandı.
He works in a factory.
学び始める
O bir fabrikada çalışır.
He'll succeed in time.
学び始める
O zamanla başarılı olacak.
He's an absolute fool.
学び始める
O katışıksız bir aptal.
He's away on business.
学び始める
O iş için uzaklarda.
He's beginning to cry.
学び始める
O ağlamaya başlıyor.
He's getting up early.
学び始める
O erken kalkıyor.
He's just kidding you.
学び始める
O sadece seninle dalga geçiyor.
He's my older brother.
学び始める
O benim abim.
He's not in our group.
学び始める
O bizim grupta değil.
He's now on the phone.
学び始める
O şimdi telefonda.
He's shorter than Tom.
学び始める
O, Tom'dan daha kısadır.
Help yourself, please.
学び始める
Buyrun, lütfen.
Her ideas sound crazy.
学び始める
Onun fikirleri çılgınca görünüyor.
Her life is in danger.
学び始める
Onun hayatı tehlikede.
His car has no wheels.
学び始める
Onun arabasının tekerlekleri yok.
His concert was great.
学び始める
Onun konseri harikaydı.
His house is for sale.
学び始める
Onun evi satılıktır.
His house was on fire.
学び始める
Onun evi yanıyordu.
His story may be true.
学び始める
Onun hikayesi doğru olabilir.
His story sounds true.
学び始める
Onun hikayesi gerçek görünüyor.
How can I become rich?
学び始める
Nasıl zengin olabilirim?
How deep is Lake Biwa?
学び始める
Biwa gölü ne kadar derin?
How deep is that lake?
学び始める
O göl ne kadar derin?
How deep is this lake?
学び始める
Bu göl ne kadar derin?
How did you get here?
学び始める
Buraya nasıl geldin?
How do you feel today?
学び始める
Bugün nasıl hissediyorsun?
How are you today?
学び始める
Bugün nasılsın?
How do you like Japan?
学び始める
Japonyayı nasıl buluyorsun?
How do you like Kyoto?
学び始める
Kyoto'yu nasıl buluyorsunuz?
How do you make a box?
学び始める
Bir kutuyu nasıl yaparsın?
How far are you going?
学び始める
Ne kadar uzağa gidiyorsunuz?
How high can you jump?
学び始める
Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
How high can you jump?
学び始める
Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?
How late are you open?
学び始める
Ne kadar geç saate kadar açıksınız?
How long ago was that?
学び始める
O ne kadar önceydi?
How long did you stay?
学び始める
Ne kadar kaldın?
How long did you wait?
学び始める
Ne kadar beklediniz?
How long does it take?
学び始める
Ne kadar sürer?
How many does he want?
学び始める
O kaç tane istiyor?
How much do I owe you?
学び始める
Sana ne kadar borçluyum?
How much is this sofa?
学び始める
Bu çekyat ne kadar?
How much will it cost?
学び始める
Kaça mal olacak?
How old is your uncle?
学び始める
Amcan kaç yaşında?
How was the math test?
学び始める
Matematik testi nasıldı?
How well can you swim?
学び始める
Size ne kadar iyi yüzebilirsin?
How're you holding up?
学び始める
Nasıl geciktiriyorsun?
I acted on his advice.
学び始める
Onun tavsiyesi üzerine hareket ettim.
I admire your courage.
学び始める
Ben cesaretine hayranım.
I agree with his plan.
学び始める
Onun planına katılıyorum.
I always get up early.
学び始める
Ben her zaman erken kalkarım.
I always keep my word.
学び始める
Ben her zaman sözümü tutarım.
I am an honest person.
学び始める
Ben dürüst bir insanım.
I am an honest person.
学び始める
Ben namuslu bir kişiyim.
I am an office worker.
学び始める
Ben bir ofis çalışanıyım.
I am crazy about golf.
学び始める
Golf için deli oluyorum.
I am fixing the clock.
学び始める
Saati tamir ediyorum.
I am friends with her.
学び始める
Onunla arkadaşım.
I am here on business.
学び始める
Ben iş için buradayım.
I am near the station.
学び始める
Ben istasyona yakınım.
I am no match for him.
学び始める
Onun dengi değilim.
I am paid weekly.
学び始める
Bana haftalık ödeme yapılır.
I am poor at swimming.
学び始める
Ben yüzmede kötüyüm.
I am pressed for time.
学び始める
Ben zaman için sıkıştım.
I am shorter than you.
学び始める
Ben senden daha kısayım.
I am talking with Tom.
学び始める
Tom ile konuşuyorum.
I am tired of my work.
学び始める
Ben işimden bıktım.
I am tired of reading.
学び始める
Ben okumaktan yoruldum.
I am too tired to run.
学び始める
Koşamayacak kadar çok yorgunum.
I anticipated trouble.
学び始める
Ben sorun olacağını umuyordum.
I bet he will get mad.
学び始める
Onun çıldıracağına bahse girerim.
I blew the candle out.
学び始める
Ben mumu söndürdüm.
I bought it last week.
学び始める
Ben onu geçen hafta aldım.
I bought it yesterday.
学び始める
Onu dün aldım.
I broke my leg skiing.
学び始める
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
I can do it by myself.
学び始める
Ben bunu kendim yapabilirim.
I can do it in a week.
学び始める
Ben bir hafta içinde bunu yapabilirim.
I can do without this.
学び始める
Bu olmadan yapabilirim.
I can hardly hear him.
学び始める
Neredeyse onu duyamıyorum.
I can hardly hear you.
学び始める
Siz güçlükle duyabiliyorum.
I can hardly work now.
学び始める
Ben şimdi güçlükle çalışabiliyorum.
I can open the window.
学び始める
Pencereyi açabilirim.
I can play the guitar.
学び始める
Ben gitar çalabilirim.
I can walk no farther.
学び始める
Daha uzağa yürüyemem.
I can't bear the pain.
学び始める
Acıya tahammül edemiyorum.
I can't find my shoes.
学び始める
Benim ayakkabılarımı bulamıyorum.
I can't find my watch.
学び始める
Saatimi bulamıyorum.
I can't see the movie.
学び始める
Ben filmi göremiyorum.
I can't stop coughing.
学び始める
Ben öksürüğü durduramıyorum.
I can't stop sneezing.
学び始める
Hapşırmayı durduramıyorum.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。