Turkish sentences from Tatoeba 9

 0    1,000 フィッシュ    aleksandra.eska
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
What is on Channel 10?
学び始める
Onuncu kanalda ne var?
What is the next stop?
学び始める
Sonraki durak nedir?
What made her do that?
学び始める
Onu ona ne yaptırdı?
What makes you so sad?
学び始める
Seni o kadar üzen nedir?
What size do you take?
学び始める
Kaç beden giyiyorsunuz?
What time did you eat?
学び始める
Saat kaçta yediniz?
What time do we leave?
学び始める
Biz ne zaman yola çıkarız?
What time?
学び始める
Saat kaç?
What'd the doctor say?
学び始める
Doktor ne dedi?
What's the difference?
学び始める
Ne farkeder?
What's this all about?
学び始める
Bunun hepsi ne hakkında?
What's your shoe size?
学び始める
Ayakkabı ölçün nedir?
When did he come here?
学び始める
O buraya o zaman geldi?
When did they go home?
学び始める
Onlar ne zaman eve gittiler?
When did you get back?
学び始める
Ne zaman döndün?
When did you get here?
学び始める
Buraya ne zaman geldiniz?
When did you get home?
学び始める
Eve ne zaman vardın?
When did you go?
学び始める
Ne zaman gittin?
When did you meet him?
学び始める
Onunla ne zaman tanıştınız?
When is checkout time?
学び始める
Ayrılma saati ne zaman?
When is your birthday?
学び始める
Doğum günün ne zaman?
When will they arrive?
学び始める
Ne zaman gelecekler?
When will you be free?
学び始める
Ne zaman boş olacaksın?
Where are the showers?
学び始める
Duş nerede?
Where do you stay?
学び始める
Nerede kalıyorsun?
Where are your things?
学び始める
Şeylerin nerede?
Where can I buy books?
学び始める
Nereden kitap alabilirim?
Where do you see him?
学び始める
Onu nerede gördün?
Where do I get stamps?
学び始める
Pulları nereden alabilirim?
Where do they do that?
学び始める
Onu nerede yapıyorlar.
Where do you live now?
学び始める
Şimdi nerede yaşıyorsun?
Where is the elevator?
学び始める
Asansör nerede?
Where is Tony playing?
学び始める
Tony nerede oynuyor?
Where's the newspaper?
学び始める
Gazete nerede?
Which way should I go?
学び始める
Hangi yoldan gitmeliyim?
Who broke this window?
学び始める
Bu camı kim kırdı?
Who built the snowman?
学び始める
Kardan adamı kim yaptı.
Who can speak English?
学び始める
Kim İngilizce konuşabilir?
Who discovered radium?
学び始める
Radyumu kim keşfetti?
Who do you think I am?
学び始める
Kim olduğumu sanıyorsun?
Who does he look like?
学び始める
O kime benziyor?
Who does Tom work for?
学び始める
Tom kim için çalışır?
Who helps your mother?
学び始める
Annene kim yardım eder?
Who is standing there?
学び始める
Orada kim duruyor.
Who is that gentleman?
学び始める
O beyefendi kim?
Who is that old woman?
学び始める
O yaşlı kadın kimdir?
Who told you the news?
学び始める
Haberi size kim söyledi?
Who will come with me?
学び始める
Kim benimle gelecek?
Who wrote that letter?
学び始める
Bu mektubu kim yazdı?
Who's the D. J. today?
学び始める
Bugün D.J. kim?
Whose books are these?
学び始める
Bunlar kimin kitapları?
Whose books are those?
学び始める
Onlar kimin kitapları?
Whose handbag is this?
学び始める
Bu kimin el çantası?
Whose shoes are these?
学び始める
Bunlar kimin ayakkabıları.
Whose shoes are those?
学び始める
Şunlar kimin ayakkabıları?
Whose turn is it next?
学び始める
Bir sonraki kimin sırası?
Why did you come here?
学び始める
Neden buraya geldin?
Why don't you ask Tom?
学び始める
Niçin Tom'a sormuyorsunuz?
Why don't you come in?
学び始める
Niçin içeriye gelmiyorsun?
Will he come tomorrow?
学び始める
O, yarın gelecek mi?
Will he get well soon?
学び始める
O yakında iyileşecek mi?
Will it clear up soon?
学び始める
Yakında hava açacak mı?
Will it rain tomorrow?
学び始める
Yarın yağmur yağacak mı?
Will you give me some?
学び始める
Bana biraz verir misin?
Will you go on a trip?
学び始める
Bir seyahata gidecek misin?
Will you open the bag?
学び始める
Çantayı açar mısın?
Will you stay at home?
学び始める
Evde kalacak mısın?
Will you stop talking?
学び始める
Konuşmayı keser misin?
Will you take a check?
学び始める
Bir çek kabul eder misiniz?
Will you travel alone?
学び始める
Yalnız seyahat edecekmisin?
Winter is coming soon.
学び始める
Kış yakında geliyor.
Would you like a ride?
学び始める
Bir gezinti ister misiniz?
Write me sometime, OK?
学び始める
Bir ara bana yaz tamam mı?
Yeah. I think so, too.
学び始める
Evet. Ben de öyle düşünüyorum.
You alone can do this.
学び始める
Tek başına bunu yapabilirsin.
You are a mean person.
学び始める
Sen kötü bir insansın.
You are a pretty girl.
学び始める
Güzel bir kızsın.
You are going too far.
学び始める
Çok ileri gidiyorsun.
You are her daughters.
学び始める
Siz onun kızlarısınız.
You are not a student.
学び始める
Sen bir öğrenci değilsin.
You are off the point.
学び始める
Konunun dışına çıktın.
You came home at 5:00.
学び始める
Sen 05:00'te eve geldin.
You can count on Jack.
学び始める
Jack güvenebilirsiniz.
You can have the rest.
学び始める
Dinlenebilirsiniz.
You cannot swim here.
学び始める
Burada yüzemezsin.
You can't run my life.
学び始める
Sen benim hayatımı yönetemezsin.
You deserve the prize.
学び始める
Ödülü hak ediyorsun.
You don't have to eat.
学び始める
Yemek zorunda değilsiniz.
You don't look so hot.
学び始める
Çok sıcaklamış görünmüyorsun.
You must be joking!
学び始める
Şaka yapıyor olmalısın.
You have to pay taxes.
学び始める
Vergileri ödemek zorundasın.
You have to work hard.
学び始める
Sıkı çalışmak zorundasın.
You may take the book.
学び始める
Kitabı alabilirsin.
You must do your best.
学び始める
Elinizden geleni yapmalısınız.
You must do your duty.
学び始める
Görevini yapmalısın.
You must see a doctor.
学び始める
Bir doktorla görüşmen gerekir.
You need not go there.
学び始める
Oraya gitmenize gerek yok.
You recovered quickly.
学び始める
Hızlı bir şekilde iyileştin.
You should make notes.
学び始める
Notlar tutmalısın.
You should smoke less.
学び始める
Daha az sigara içmelisin.
You'd better back off.
学び始める
Geri adım atsan iyi olur.
You'll get it someday.
学び始める
Bir gün onu alırsınız.
You'll miss the train.
学び始める
Treni kaçıracaksın.
You'll never be alone.
学び始める
Asla yalnız olma.
You always sing.
学び始める
Her zaman şarkı söylüyorsun.
You arrived too early.
学び始める
Çok erken geldin.
Your father wants you.
学び始める
Baban seni istiyor.
Your hair is too long.
学び始める
Saçınız çok uzun.
Your Japanese is good.
学び始める
Senin Japoncan iyi.
Your nose is bleeding.
学び始める
Burnun kanıyor.
Yukiko likes potatoes.
学び始める
Yukiko patatesleri sever.
Zero comes before one.
学び始める
Sıfır birden önce gelir.
A fox is a wild animal.
学び始める
Tilki vahşi bir hayvandır.
A good idea struck her.
学び始める
Onun aklına iyi bir fikir geldi.
A hard wind is blowing.
学び始める
Sert bir rüzgar esiyor.
A horse is very useful.
学び始める
Bir at çok faydalıdır.
A lot of fish perished.
学び始める
Bir sürü balık öldü.
A magnet attracts iron.
学び始める
Mıknatıs demiri çeker.
A mosquito just bit me.
学び始める
Bir sivrisinek az önce beni ısırdı.
A promise is a promise.
学び始める
Söz sözdür.
A rabbit has long ears.
学び始める
Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
A stranger spoke to me.
学び始める
Bir yabancı benimle konuştu.
A thousand yen will do.
学び始める
Bin yen iş görür.
Aaron killed Elizabeth.
学び始める
Aaron, Elizabeth'i öldürdü.
Alister killed Barbara.
学び始める
Alister Barbara'yı öldürdü.
All Jack does is sleep.
学び始める
Jack'in bütün yaptığı uyumak.
All of them went there.
学び始める
Onların hepsi oraya gitti.
All right. It's a deal.
学び始める
Pekala, anlaştık.
All the boys went away.
学び始める
Bütün çocuklar uzaklaştı.
All the buses are full.
学び始める
Tüm otobüsler dolu.
All the dogs are alive.
学び始める
Bütün köpekler canlı.
All the money was gone.
学び始める
Tüm para bitti.
Am I on the right road?
学び始める
Doğru yolda mıyım?
Am I on the wrong road?
学び始める
Yanlış yolda mıyım?
Anne has many admirers.
学び始める
Anne'in birçok hayranları var.
Anything is OK with me.
学び始める
Benim için her şey iyi.
Aoi's hobby is dancing.
学び始める
Aoi'nin hobisi dans etmektir.
Are these bananas ripe?
学び始める
Bu muzlar olgun mu?
Are you feeling better?
学び始める
Daha iyi hissediyor musun?
Are you going anywhere?
学び始める
Bir yere gidiyor musun?
Are you going to be OK?
学び始める
Sen iyileşecek misin?
Are you laughing at me?
学び始める
Bana gülüyor musun?
Are you looking for me?
学び始める
Beni arıyor musun?
Are you ready to order?
学び始める
Sipariş vermek için hazır mısınız?
Are you ready to start?
学び始める
Başlamaya hazır mısın?
Are you related to him?
学び始める
Onunla akraba mısınız?
Aren't they Englishmen?
学び始める
Onlar İngiliz değiller mi?
Better late than never.
学び始める
Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
Bill is my best friend.
学び始める
Bill benim en iyi arkadaşımdır.
Bill is my best friend.
学び始める
Bil benim en iyi arkadaşımdır.
Bin lived in Singapore.
学び始める
Bin Singapurda yaşadı.
Bob became an engineer.
学び始める
Bob bir mühendis oldu.
Bring me a moist towel.
学び始める
Bana nemli bir havlu getirin.
Bring me the magazines.
学び始める
Bana dergileri getir.
Bring me the newspaper.
学び始める
Bana gazeteyi getir.
Bring me today's paper.
学び始める
Bana bugünkü gazeteyi getir.
Business is looking up.
学び始める
İş gelişiyor.
Business is quite slow.
学び始める
İş oldukça yavaştır.
By all means. Go ahead.
学び始める
Kesinlikle. Devam et.
Call me this afternoon.
学び始める
Bu öğleden sonra beni ara.
Call up Tom right away.
学び始める
Derhal Tom'u ara.
Can anyone believe you?
学び始める
Herhangi biri sana inanabilir mi?
Can I have a paper bag?
学び始める
Bir kağıt torba alabilir miyim?
Can I have a paper bag?
学び始める
Kağıt bir torba alabilir miyim?
Can I have this orange?
学び始める
Bu portakalı alabilir miyim?
Can she ride a bicycle?
学び始める
O, bisiklet sürebilir mi?
Can we talk in private?
学び始める
Özel konuşabilir miyiz?
Can you climb the tree?
学び始める
Ağaca tırmanabilir misin?
Can you do bookkeeping?
学び始める
Muhasebecilik yapabilir misin?
Can you give me a boat?
学び始める
Bana bir tekne verebilir misin?
Can you give me a ride?
学び始める
Beni götürebilir misin?
Can you lend me a dime?
学び始める
Bana 10 sent ödünç verebilir misin?
Can you play the organ?
学び始める
Org çalabilir misin?
Can you play the piano?
学び始める
Piyano çalabilir misin?
Can you ride a bicycle?
学び始める
Bisiklete binebilir misin?
Can you say that again?
学び始める
Onu tekrar söyler misin?
Can you sing this song?
学び始める
Bu şarkıyı söyleyebilir misin?
Can you use a computer?
学び始める
Bilgisayar kullanabilir misin?
Carl looked very happy.
学び始める
Carl çok mutlu görünüyordu.
Carlos waited a moment.
学び始める
Carlos bir müddet bekledi.
Carol lives in Chicago.
学び始める
Carol, Şikago'da yaşıyor.
Cathy has a hot temper.
学び始める
Cathy'nin sıcacık bir ruh hali var.
Cats dislike being wet.
学び始める
Kediler ıslak olmaktan hoşlanmazlar.
Cats usually hate dogs.
学び始める
Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.
Charge this bill to me.
学び始める
Bu faturayı benim hesabıma yazın.
Charity begins at home.
学び始める
Yardımseverlik evde başlar.
Choose between the two.
学び始める
İkisi arasında seç.
Come on! We'll be late.
学び始める
Haydi! Geç kalacağız.
Come whenever you like.
学び始める
Ne zaman istersen gel.
Come with me, will you?
学び始める
Benimle gel, olur mu?
Cooking is interesting.
学び始める
Aşçılık ilginçtir.
Could I have the check?
学び始める
Hesabı alabilir miyim.
Could I use your phone?
学び始める
Telefonunu kullanabilir miyim?
Could you gift wrap it?
学び始める
Onu hediye paketi yapar mısınız?
Could you turn it down?
学び始める
Onu kısar mısın?
Did Tom arrive on time?
学び始める
Tom zamanında vardı mı?
Did you enjoy yourself?
学び始める
Eğlendiniz mi?
Did you find your keys?
学び始める
Anahtarlarını buldun mu?
Did you finish the job?
学び始める
İşi bitirdin mi?
Did you get good marks?
学び始める
İyi notlar aldın mı?
Did you like the movie?
学び始める
Siz filmi beğendiniz mi?
Did you order the book?
学び始める
Kitabı sipariş ettin mi?
Did you read it at all?
学び始める
Onu hiç okudunuz mu?
Did you see a bag here?
学び始める
Burada bir çanta gördün mü?
Did you see him go out?
学び始める
Onun dışarı gittiğini gördün mü?
Did you watch the game?
学び始める
Maçı izledin mi?
Did you work yesterday?
学び始める
Dün çalıştınız mı?
Dinner is almost ready.
学び始める
Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.
Dinner is almost ready.
学び始める
Akşam yemeği neredeyse hazır.
Do as I told you to do.
学び始める
Sana yapmanı söylediğim gibi yap.
Do ghosts really exist?
学び始める
Hayaletler gerçekten var mı?
Do I make myself clear?
学び始める
Amacımı açıklayabilir miyim?
Do I need an operation?
学び始める
Ameliyat olmam gerekiyor mu?
Do I need to reconfirm?
学び始める
Yeniden onaylamalı mıyım?
Do one thing at a time.
学び始める
Bir seferde bir şey yapın.
Do those insects sting?
学び始める
Bu böcekler sokarlar mı?
Do we have enough food?
学び始める
Yeterli yiyeceğimiz var mı?
Do you believe in UFOs?
学び始める
UFO'lara inanır mısın?
Do you give to charity?
学び始める
Hayır kurumuna yardım eder misin?
Do you have a headache?
学び始める
Başın ağrıyor mu?
Do you have an opinion?
学び始める
Bir fikriniz var mı?
Do you have any apples?
学び始める
Hiç bir elman var mı?
Do you have everything?
学び始める
Her şeyin var mı?
Do you have hot towels?
学び始める
Sıcak havluların var mı?
Do you know each other?
学び始める
Birbirinizi tanıyor musunuz?
Do you know her at all?
学び始める
Onu bir zerre tanıyor musun?
Do you know him at all?
学び始める
Onu zerre kadar tanıyor musun?
Do you know Noah's ark?
学び始める
Nuh'un gemisinin biliyor musunuz?
Do you know that hotel?
学び始める
O oteli biliyor musun?
Do you know the reason?
学び始める
Sebebi biliyor musunuz?
Do you know what it is?
学び始める
Onun ne olduğunu biliyor musunuz?
Do you like this color?
学び始める
Bu rengi sever misiniz?
May I smoke?
学び始める
Sigara içebilir miyim?
Do you mind if I smoke?
学び始める
Sigara içmemin sakıncası var mı?
Do you need much money?
学び始める
Çok paraya ihtiyacın var mı?
Do you play any sports?
学び始める
Herhangi bir spor yapıyor musunuz?
You see what I mean?
学び始める
Demek istediğimi anlıyor musun?
Do you sell mini disks?
学び始める
Mini diskler satıyor musunuz?
Do you speak Esperanto?
学び始める
Esperanto konuşabiliyor musun?
Do you study chemistry?
学び始める
Kimya öğrenimi yapıyor musun?
Do you think I'm crazy?
学び始める
Benim deli olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm crazy?
学び始める
Sizce ben deli miyim?
Do you want to be rich?
学び始める
Zengin olmak ister misin?
Does he live near here?
学び始める
O buraya yakın bir yerde mi yaşıyor?
Does she speak English?
学び始める
O, ingilizce konuşur mu?
Does Tom like tomatoes?
学び始める
Tom domatesten hoşlanır mı?
Does Tom work for Mary?
学び始める
Tom Mary için çalışıyor mu?
Don't ask me for money.
学び始める
Benden para isteme.
Don't be late for work.
学び始める
İşe geç kalma.
Don't change your mind.
学び始める
Fikrinizi değiştirmeyin.
Don't feed the animals.
学び始める
Hayvanları besleme.
Don't go near the fire.
学び始める
Ateşe yaklaşma.
Don't let him touch it.
学び始める
Ona dokunmasına izin verme.
Don't lose your temper.
学び始める
Kendini kaybetme.
Don't make fun of them.
学び始める
Onlarla alay etme.
Don't release that dog.
学び始める
O köpeği serbest bırakmayın.
Don't rely on his help.
学び始める
Onun yardımına güvenme.
Don't say such a thing.
学び始める
Öyle bir şey söylemeyin.
Don't sit on the floor.
学び始める
Yere oturma.
Don't spoil your child.
学び始める
Çocuğunu şımartma.
Don't tell anyone this.
学び始める
Bunu kimseye söyleme.
Don't throw trash here.
学び始める
Buraya çöp atmayın.
Don't waste your money.
学び始める
Paranı boşa harcama.
Don't worry about that.
学び始める
Bu konuda endişe etmeyin.
Ellie is very feminine.
学び始める
Ellie çok dişil.
Ellie is very feminine.
学び始める
Ellie çok kadınsı.
Emi will study English.
学び始める
Emi İngilizce eğitimi alacak.
Eric has begun to sing.
学び始める
Eric şarkı söylemeye başladı.
Even a child can do it.
学び始める
Bir çocuk bile onu yapabilir.
Everybody puts me down.
学び始める
Herkes beni küçümsüyor.
Everyone knew the song.
学び始める
Herkes şarkıyı biliyordu.
Everything looked nice.
学び始める
Her şey güzel görünüyordu.
Excuse me. Who are you?
学び始める
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Fire is very dangerous.
学び始める
Yangın çok tehlikelidir.
Fish live in the water.
学び始める
Balıklar suda yaşar.
Foxes are wild animals.
学び始める
Tilkiler yabani hayvanlardır.
Get me a chair, please.
学び始める
Lütfen bana bir sandalye al.
Get me a cup of coffee.
学び始める
Bana bir fincan kahve getir.
Get me a glass of milk.
学び始める
Bana da bir bardak süt getir.
Give it to me straight.
学び始める
Onu doğruca bana ver.
Give me a little money.
学び始める
Bana biraz para ver.
Give me another chance.
学び始める
Bana bir şans daha verin.
Give me some milk, too.
学び始める
Bana da biraz süt ver.
Good morning, everyone.
学び始める
Herkese günaydın.
Grace hasn't come yet.
学び始める
Grace henüz gelmedi.
Happy Thanksgiving Day.
学び始める
Mutlu Şükran Günü.
Has Flight 123 arrived?
学び始める
Uçuş 123 geldi mi?
Has Mike quit drinking?
学び始める
Mike içmeyi bıraktı mı?
Has something happened?
学び始める
Birşey oldu mu?
Have him wait a moment.
学び始める
Onu biraz beklet.
Have you been to Kyoto?
学び始める
Kyota'da bulundun mu?
Have you ever seen her?
学び始める
Onu hiç gördünüz mü?
He accepted my present.
学び始める
O, benim hediyemi kabul etti.
He acted like a madman.
学び始める
O, bir deli gibi hareket etti.
He admitted his defeat.
学び始める
O, yenilgisini kabul etti.
He asked a favor of me.
学び始める
O benden bir iyilik istedi.
He asked for my advice.
学び始める
O benim tavsiyemi istedi.
He asked for my pardon.
学び始める
O affımı rica etti.
He asked me a question.
学び始める
O, bana bir soru sordu.
He attempted to escape.
学び始める
O, kaçma girişiminde bulundu.
He began to cry loudly.
学び始める
O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
He blew out the candle.
学び始める
O, mumu söndürdü.
He bought a dozen eggs.
学び始める
O bir düzine yumurta aldı.
He broke the door open.
学び始める
O kapıyı kırarak girdi.
He brought us sad news.
学び始める
O, bize üzücü haber getirdi.
He burst into laughter.
学び始める
O, gülmekten kırıldı.
He called out for help.
学び始める
O, bağırarak yardım istedi.
He came after you left.
学び始める
Sen gittikten sonra geldi.
He came after you left.
学び始める
Sen ayrıldıktan sonra geldi.
He came home very late.
学び始める
O, eve çok geç geldi.
He came when I was out.
学び始める
O ben dışardayken geldi.
He can drive a car now.
学び始める
O, şimdi araba sürebiliyor.
He can play the guitar.
学び始める
O gitar çalabilir.
He can't run very fast.
学び始める
O çok hızlı koşamaz.
He can't speak English.
学び始める
O, İngilizce konuşamaz.
He can't walk any more.
学び始める
O artık yürüyemiyor.
He changed a few words.
学び始める
O birkaç kelime değiştirdiler.
He changed his address.
学び始める
O, adresini değiştirdi.
He delivers newspapers.
学び始める
O gazete dağıtır.
He demanded better pay.
学び始める
Daha iyi bir ücret talep etti.
He deserves punishment.
学び始める
O cezayı hak ediyor.
He did it just for fun.
学び始める
O, onu eğlence amacıyla yaptı.
He didn't come on time.
学び始める
O, zamanında gelmedi.
He didn't say anything.
学び始める
O, birşey söylemedi.
He didn't stop talking.
学び始める
O, konuşmayı kesmedi.
He didn't stop the car.
学び始める
O, arabayı durdurmadı.
He didn't study at all.
学び始める
O hiç çalışmadı.
He died of lung cancer.
学び始める
O akciğer kanserinden öldü.
He doesn't like coffee.
学び始める
O, kahveyi sevmez.
He doesn't mince words.
学び始める
O, dolambaçlı konuşmaz.
He earns a good salary.
学び始める
O iyi bir aylık kazanıyor.
He escaped from prison.
学び始める
O, hapishaneden kaçtı.
He fell into the river.
学び始める
O, nehre düştü.
He found me a good job.
学び始める
O bana iyi bir iş buldu.
He found me a nice tie.
学び始める
O, bana hoş bir kravat buldu.
He gave a vague answer.
学び始める
O, belirsiz bir yanıt verdi.
He gave me a hard time.
学び始める
O bana zor zamanlar yaşattı.
He gave me some stamps.
学び始める
O bana birkaç pul verdi.
He gave the dog a bone.
学び始める
O, köpeğe bir kemik verdi.
He got his watch fixed.
学び始める
O, saatini tamir ettirdi.
He got the first prize.
学び始める
O, birincilik ödülü aldı.
He had a new suit made.
学び始める
O, yeni bir takım yaptırdı.
He had a strange dream.
学び始める
O tuhaf bir rüya gördü.
He had dark brown hair.
学び始める
Koyu kahverengi saçları vardı.
He had the gas cut off.
学び始める
O benzini kestirdi.
He handed a note to me.
学び始める
O bana bir not uzattı.
He handed in his paper.
学び始める
O, raporunu uzattı.
He handles horses well.
学び始める
O atları iyi idare eder.
He has a good appetite.
学び始める
Onun iyi bir iştahı var.
He has been to America.
学び始める
O, Amerika'da bulunmuştur.
He has broad shoulders.
学び始める
Onun geniş omuzları vardı.
He has gone to America.
学び始める
O, Amerika'ya gitti.
He has gone to Britain.
学び始める
O Britanya'ya gitti.
He has left his family.
学び始める
O ailesini terk etti.
He has no common sense.
学び始める
Onun sağ duyusu yok.
He hasn't appeared yet.
学び始める
O, henüz ortaya çıkmadı.
He hasn't returned yet.
学び始める
O henüz dönmedi.
He held on to the rope.
学び始める
O, ipe tutundu.
He hid behind the tree.
学び始める
O, ağacın arkasına saklandı.
He is a careful player.
学び始める
O dikkatli bir oyuncudur.
He is a careful worker.
学び始める
O dikkatli bir işçidir.
He is a good carpenter.
学び始める
O iyi bir marangozdur.
He is a good violinist.
学び始める
O iyi bir kemancıdır.
He is a lovable person.
学び始める
O, sevimli bir kişidir.
He is a man of ability.
学び始める
O, bir yetenek insanı.
He is a real gentleman.
学び始める
O gerçek bir centilmen.
He is a very smart boy.
学び始める
O, çok zeki bir çocuktur.
He is afraid of snakes.
学び始める
O, yılanlardan korkar.
He is allergic to dust.
学び始める
Onun toza karşı allerjisi var.
He is always on the go.
学び始める
O her zaman aktif.
He is an active person.
学び始める
O aktif bir kişidir.
He is an expert driver.
学び始める
O uzman bir sürücüdür.
He is an office worker.
学び始める
O bir büro elemanıdır.
He is blind in one eye.
学び始める
Onun bir gözü görmüyor.
He is busier than Taro.
学び始める
O, Taro'dan daha meşguldür.
He is by no means kind.
学び始める
O, hiçbir şekilde kibar değil.
He is crazy about jazz.
学び始める
O cazı çok seviyor.
He is far from perfect.
学び始める
O mükemmel olmaktan uzaktır.
He is fluent in French.
学び始める
O, Fransızcada akıcıdır.
He is fond of painting.
学び始める
O resim yapmaya düşkündür.
He is fond of swimming.
学び始める
O yüzmeyi seviyor.
He is free to go there.
学び始める
O, oraya gitmekte serbesttir.
He is good at basketball.
学び始める
O, basketbolda iyidir.
He is good at handball.
学び始める
O, hentbolde iyidir.
He is having lunch now.
学び始める
O, şimdi öğle yemeği yiyor.
He is in an angry mood.
学び始める
O, kızgın bir ruh hali içinde.
He is in great trouble.
学び始める
Onun büyük bir sorunu var.
He is in great trouble.
学び始める
Onun başı belada.
He is in love with her.
学び始める
O, ona aşıktır.
He needs money.
学び始める
Onun paraya ihtiyacı var.
He is in with the boss.
学び始める
o patronla birlikte içeride.
He is leaving home now.
学び始める
O, şimdi evden ayrılıyor.
He is nervous about it.
学び始める
O bu konuda gergin olabilir.
He is on another phone.
学び始める
O diğer telefonda.
He is paid by the week.
学び始める
Ona haftalık ödenir.
He is playing outdoors.
学び始める
O dışarıda oynuyor.
He is poor, but honest.
学び始める
O fakir, ama dürüsttür.
He is proud of his son.
学び始める
O, oğlu ile gurur duyar.
He is riding a bicycle.
学び始める
O, bir bisiklet sürüyor.
He is speaking English.
学び始める
O, İngilizce konuşuyor.
He is terrible at math.
学び始める
O matematikte kötüdür.
He is thinking it over.
学び始める
O üzerinde düşünüyor.
He is used to the work.
学び始める
O, işe alışkındır.
He jumped on the train.
学び始める
O, trene atladı.
He jumped over a ditch.
学び始める
O hendekten atladı.
He kept an eye on them.
学び始める
O, onlara göz kulak oldu.
He kept reading a book.
学び始める
O, kitap okumayı sürdürdü.
He kept silent all day.
学び始める
O, bütün gün sessiz kaldı.
He knocked at the door.
学び始める
O, kapıyı çaldı.
He knows the city well.
学び始める
O, şehri iyi bilir.
He lay awake all night.
学び始める
Bütün gece uyumadan uzandı.
He lay down on the bed.
学び始める
O, yatağa uzandı.
He learned how to swim.
学び始める
O, yüzmeyi öğrendi.
He left three days ago.
学び始める
O, üç gün önce ayrıldı.
He likes to read books.
学び始める
O kitapları okumaktan hoşlanır.
He lives near my house.
学び始める
O, evime yakın yaşıyor.
He looked at his watch.
学び始める
O saatine baktı.
He looked into the box.
学び始める
O kutuya baktı.
He loved her very much.
学び始める
O, onu çok sevdi.
He loves you very much.
学び始める
O seni çok seviyor.
He made a bet with her.
学び始める
o, onunla bahis tutuştu.
He made her a new coat.
学び始める
O ona yeni bir manto yaptı.
He made us do the work.
学び始める
O, bize işi yaptırdı.
He married a rich girl.
学び始める
O, zengin bir kızla evlendi.
He may have told a lie.
学び始める
O bir yalan söylemiş olabilir.
He might come tomorrow.
学び始める
O, yarın gelebilir.
He must be about forty.
学び始める
O yaklaşık kırk olmalı.
He must be an American.
学び始める
O bir Amerikalı olmalı.
He named his son James.
学び始める
O, oğluna James adını verdi.
He often falls in love.
学び始める
O, sık sık aşık olur.
He often goes to Tokyo.
学び始める
O, sık sık Tokyo'ya gider.
He often quotes Milton.
学び始める
O sık sık Milton'un sözlerinden alıntı yapar.
He picked up the phone.
学び始める
O ahizeyi aldı.
He played piano by ear.
学び始める
O, piyanoyu notasız çalabilir.
He postponed the party.
学び始める
O, partiyi erteledi.
He probably won't come.
学び始める
O, muhtemelen gelmeyecek.
He put down his racket.
学び始める
O, raketini yere bıraktı.
He quit without notice.
学び始める
O, uyarmadan ayrıldı.
He really turns me off.
学び始める
O gerçekten beni bıktırıyor.
He regrets what he did.
学び始める
O, yaptığına pişmandır.
He repairs his own car.
学び始める
O kendi arabasını tamir eder.
He respects his father.
学び始める
O, babasına saygı duyar.
He retires next spring.
学び始める
O, gelecek bahar emekli olur.
He returned to America.
学び始める
Amerika'ya geri döndü
He runs as fast as you.
学び始める
O senin kadar hızlı koşar.
He said he could do it.
学び始める
O, onu yapabileceğini söyledi.
He said that I must go.
学び始める
O, gitmem gerektiğini söyledi.
He sat down by my side.
学び始める
Yanıbaşıma oturdu.
He saves what he earns.
学び始める
O kazandığını biriktirir.
He seems very pleasant.
学び始める
O çok keyifli görünüyor.
He sent a card to Mary.
学び始める
O Mary'ye bir kart gönderdi.
He shook hands with me.
学び始める
O, benimle tokalaştı.
He sometimes visits me.
学び始める
Beni bazen ziyaret eder.
He speaks English well.
学び始める
O, iyi İngilizce konuşur.
He stayed in the hotel.
学び始める
O, otelde kaldı.
He still wants to come.
学び始める
O hala gelmek istiyor.
He told me a sad story.
学び始める
O bana üzücü bir hikaye anlattı.
He told me where to go.
学び始める
Bana nereye gideceğini söyledi.
He took a notebook out.
学び始める
O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.
He took out some coins.
学び始める
O biraz para çıkardı.
He tore the book apart.
学び始める
O, kitabı parçaladı.
He turned a somersault.
学び始める
O parande attı.
He turned on the radio.
学び始める
O, radyoyu açtı.
He used the dictionary.
学び始める
O, sözlüğü kullandı.
He visited Nara by bus.
学び始める
O, Nara'yı otobüsle ziyaret etti.
He was a brave soldier.
学び始める
O, cesur bir askerdi.
He was dressed in blue.
学び始める
O, mavi giyinmişti.
He was frozen to death.
学び始める
O soğuktan donmuştu.
He was going to school.
学び始める
O, okula gidiyordu.
He was happily married.
学び始める
Onun mutlu bir evliliği oldu.
He was in good spirits.
学び始める
O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
He was learning a poem.
学び始める
O bir şiir öğreniyordu.
He was sick of his job.
学び始める
O işinden bıkmıştı.
He was too old to walk.
学び始める
O, yürümek için çok yaşlıydı.
He was unwilling to go.
学び始める
o gitmeye isteksizdi.
He wears thick glasses.
学び始める
O, kalın gözlük takar.
He went along with her.
学び始める
O, onunla birlikte gitti.
He went for the doctor.
学び始める
O, doktor için gitti.
He went in place of me.
学び始める
O benim yerime gitti.
He went off in a hurry.
学び始める
O aceleyle gitti.
He went out in a hurry.
学び始める
O, aceleyle dışarı çıktı.
He went out the window.
学び始める
o pencereden çıktı.
He went to the dentist.
学び始める
O, dişçiye gitti.
He will come back soon.
学び始める
O, yakında geri dönecek.
He will come down soon.
学び始める
Yakında burnu sürtülecek.
He will not come today.
学び始める
O bugün gelmeyecek.
He won the race easily.
学び始める
O, yarışı kolayca kazandı.
He won the third prize.
学び始める
O, üçüncülük ödülünü kazandı.
He won't come, will he?
学び始める
O gelmeyecek, değil mi?
He wore a dark sweater.
学び始める
O koyu renkli bir kazak giymişti.
He wouldn't believe us.
学び始める
O bize inanmazdı.
He zipped his bag shut.
学び始める
O, çantasının fermuarını kapadı.
He'll be busy tomorrow.
学び始める
O, yarın meşgul olacak.
He's afraid of the sea.
学び始める
O, denizden korkar.
He's getting cold feet.
学び始める
Onun gözü yemiyor.
He has lots of money.
学び始める
Onun çok parası var.
He's nice to everybody.
学び始める
O, herkese karşı sevimlidir.
He's not young anymore.
学び始める
O artık genç değil.
He's out taking a walk.
学び始める
Yürüyüş için dışarı çıktı.
He's probably sleeping.
学び始める
O, muhtemelen uyuyor.
He's stronger than you.
学び始める
O senden daha güçlüdür.
Henry wants to see you.
学び始める
Henry seni görmek istiyor.
Her dress looked cheap.
学び始める
Onun elbisesi ucuz görünüyordu.
Her father is Japanese.
学び始める
Onun babası Japondur.
Her friend is a singer.
学び始める
Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.
Her hair is very short.
学び始める
Onun saçı çok kısa.
Her sister looks young.
学び始める
Onun kız kardeşi genç görünüyor.
Her son is a jet pilot.
学び始める
Onun oğlu bir jet pilotudur.
Here comes our teacher.
学び始める
İşte öğretmenimiz geliyor.
Here's my mail address.
学び始める
İşte e-posta adresim.
Here's my mail address.
学び始める
İşte posta adresim.
Hi, Susan. How are you?
学び始める
Merhaba, Susan. Nasılsın?
His car is really cool.
学び始める
Onun arabası gerçekten klas.
His father is Japanese.
学び始める
Babası Japondur.
His money was all gone.
学び始める
Bütün parası bitti.
His music is too noisy.
学び始める
Onun müziği çok gürültülü.
His story must be true.
学び始める
Onun hikayesi gerçek olmalı.
History repeats itself.
学び始める
Tarih kendini tekrarlar.
Hope is not a strategy.
学び始める
Ummak bir strateji değildir.
How about a cup of tea?
学び始める
Bir bardak çaya ne dersiniz?
How about another beer?
学び始める
Bir biraya daha ne dersin?
How are you these days?
学び始める
Bugünlerde nasılsın?
How big is Tom's house?
学び始める
Tom'un evi ne kadar büyük?
How can you be so calm?
学び始める
Nasıl bu kadar sakin olabilirsin?
How did your speech go?
学び始める
Konuşman nasıldı?
How do I get to Gate 5?
学び始める
Kapı 5'e nasıl giderim?
How do I open the hood?
学び始める
Kaputu nasıl açarım?
How high is Mont Blanc?
学び始める
Blanc Dağı'nın yüksekliği nedir?
How high is that tower?
学び始める
O kulenin yüksekliği nedir?
How long is that story?
学び始める
O hikayenin uzunluğu nedir?
How long is the bridge?
学び始める
Köprü ne kadar uzunluktadır?
How much is this dress?
学び始める
Bu elbise ne kadar?
How much is this radio?
学び始める
Bu radyo ne kadardır?
How much is this watch?
学び始める
Bu saat ne kadar?
How old is that church?
学び始める
O kilise kaç yıllık?
How old is this church?
学び始める
Bu kilise kaç yıllık?
How old is your father?
学び始める
Baban kaç yaşında?
How thick is the board?
学び始める
Tahta ne kadar kalın?
How was your afternoon?
学び始める
Öğleden sonran nasıldı?
How wide is this river?
学び始める
Bu nehir ne kadar genişlikte?
I actually saw a ghost.
学び始める
Gerçekten bir hortlak gördüm.
I advise you not to go.
学び始める
Gitmemeni tavsiye ederim.
I agree to go with him.
学び始める
Onunla gitmeyi kabul ediyorum.
I agreed with his plan.
学び始める
Onun planını kabul ettim.
I allowed my horse run.
学び始める
Atımın koşmasına izin verdim.
I always get up at six.
学び始める
Ben her zaman altıda kalkarım.
I always keep promises.
学び始める
Ben her zaman sözlerimi tutarım.
I am a 22 year-old man.
学び始める
Ben, 22 yaşında bir adamım.
I am afraid she is ill.
学び始める
Korkarım ki o hastadır.
I am aware of the fact.
学び始める
Gerçeğin farkındayım.
I am friendly with her.
学び始める
Ben onunla samimiyim.
I am friends with Mike.
学び始める
Mike ile arkadaşım.
I am happy to help you.
学び始める
Sana yardım ettiğim için mutluyum.
I am in charge of this.
学び始める
Bundan ben sorumluyum.
I am in the music club.
学び始める
Müzik kulübündeydim.
I am leaving next week.
学び始める
Gelecek hafta ayrılıyorum.
I am moving next month.
学び始める
Gelecek ay taşınıyorum.
I am off duty tomorrow.
学び始める
Yarın izinliyim.
I'm ready to help you.
学び始める
Sana yardım etmeye hazırım.
I am taking a bath now.
学び始める
Şimdi banyo yapıyorum.
I am tired of homework.
学び始める
Ev ödevinden bıktım.
I am tired of the work.
学び始める
İşten bıktım.
I am to meet him there.
学び始める
Onu orada karşılayacağım.
I appreciate your help.
学び始める
Ben yardımınıza minnettarım.
I approve of your plan.
学び始める
Ben planınızı onaylıyorum.
I asked a favor of him.
学び始める
Ben ondan bir iyilik istedim.
I asked for Bob's help.
学び始める
Bob'un yardımını istedim.
I asked her for a date.
学び始める
Ondan bir randevu istedim.
I asked him a question.
学び始める
Ona bir soru sordum.
I asked him to do that.
学び始める
Ona onu yapmasını rica ettim.
I asked him to help me.
学び始める
Ona bana yardım etmesini rica ettim.
I asked Ken to help me.
学び始める
Ken'in bana yardımcı olmasını rica ettim.
I ate lunch in a hurry.
学び始める
Acele ile öğle yemeği yedim.
I attended his funeral.
学び始める
Ben onun cenaze törenine katıldım.
I begged her not to go.
学び始める
Gitmemesi için ona yalvardım.
I believe Tom is right.
学び始める
Tom'un haklı olduğuna inanıyorum.
I believe what he says.
学び始める
Onun her dediğine inanırım.
I believe what he says.
学び始める
Onun söylediğine inanırım.
I bought a good camera.
学び始める
İyi bir kamera aldım.
I bought her a new car.
学び始める
Ona yeni bir araba aldım.
I bought John an album.
学び始める
John'a bir albüm satın aldım.
I can't agree with you.
学び始める
Seninle aynı fikirde olamam.
I can't bear this pain.
学び始める
Bu acıya dayanamam.
I can't drink any more.
学び始める
Artık kahve içemem.
I can't figure him out.
学び始める
Onu anlayamıyorum.
I can't go any farther.
学び始める
Daha ileri gidemem.
I can't go any further.
学び始める
Ben daha ileriye gidemem.
I can't hear very well.
学び始める
Ben çok iyi duyamıyorum.
I can’t stand him.
学び始める
Ona tahammül edemiyorum.
I can't read your mind.
学び始める
Düşünceni okuyamam.
I can't sleep at night.
学び始める
Gece uyuyamıyorum.
I can't stand raw fish.
学び始める
Çiğ balığa katlanamam.
I can't stand the cold.
学び始める
Soğuğa dayanamıyorum.
I can't stand the heat.
学び始める
Sıcağa dayanamam.
I change my mind a lot.
学び始める
Ben fikrimi çok değiştiririm.
I chose him a nice tie.
学び始める
Ona güzel bir kravat seçtim.
I completely forget it.
学び始める
Onu tamamen unuttum.
I contacted my parents.
学び始める
Ebeveynlerimle temas kurdum.
I cried all night long.
学び始める
Ben bütün gece boyunca ağladım.
I decided to buy a car.
学び始める
Bir araba almaya karar verdim.
I decided to try again.
学び始める
Tekrar denemeye karar verdim.
I didn't get your name.
学び始める
Ben adınızı almadım.
I didn't used to smoke.
学び始める
Sigara içmezdim.
I dislike cold weather.
学び始める
Soğuk havayı sevmem.
I do not have a sister.
学び始める
Bir kız kardeşim yok.
I don't agree with him.
学び始める
Onunla aynı fikirde değilim.
I don't agree with you.
学び始める
Sizinle aynı fikirde değilim.
I don't care for Alice.
学び始める
Alice umrumda değil.
I don't have a bicycle.
学び始める
Bir bisikletim yok.
I don't have much time.
学び始める
Çok zamanım yok.
I don't know who he is.
学び始める
Onun kim olduğunu bilmiyorum.
I don't like it at all.
学び始める
Onu hiç sevmiyorum.
I don't like shellfish.
学び始める
Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.
I don't need your help.
学び始める
Benim sizin yardımınıza ihtiyacımız yok.
I don't speak Japanese.
学び始める
Japonca konuşamıyorum.
I don't want to go out.
学び始める
Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
I enjoyed your company.
学び始める
Sizin şirketten hoşlandım.
I envied his new house.
学び始める
Onun yeni evini kıskandım.
I expected him to come.
学び始める
Onun gelmesini umuyordum.
I feel like crying now.
学び始める
Şimdi ağlayacak gibi hissediyorum.
I feel much better now.
学び始める
Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
I feel secure with him.
学び始める
Onunla birlikte güvenli hissediyorum.
I fell down on the ice.
学び始める
Buzun üstünde düştüm.
I felt a little scared.
学び始める
Biraz korktuğumu hissettim.
I felt like I was dead.
学び始める
Ölü gibi hissettim.
I felt the floor shake.
学び始める
Yerin sallandığını hissettim.
I felt the house shake.
学び始める
Ben evin sallandığını hissettim.
I finished work at six.
学び始める
Altıda işi bitirdim.
I forgot, she answered.
学び始める
Unuttum, o cevap verdi.
I found a real bargain.
学び始める
Ben gerçek bir kelepir buldum.
I found my car missing.
学び始める
Arabamı kayıp buldum.
I found the cage empty.
学び始める
Kafesi boş buldum.
I found the room empty.
学び始める
Odayı boş buldum.
I gave him a few books.
学び始める
Ona birkaç kitap verdim.
I gave him some advice.
学び始める
Ona biraz nasihat verdim.
I go skiing very often.
学び始める
Ben çok sık kayak yapmaya giderim.
I go to bed very early.
学び始める
Ben çok erken yatarım.
I walk to school.
学び始める
Okula yaya giderim.
I go to work every day.
学び始める
Her gün işe giderim.
I got a traffic ticket.
学び始める
Ben bir trafik cezası aldım.
I got lost in the snow.
学び始める
Karda kayboldum.
I got on the wrong bus.
学び始める
Ben yanlış otobüse bindim.
I got the engine going.
学び始める
Motoru çalıştırdım.
I guess that she is 40.
学び始める
Onun 40 olduğunu sanıyorum.
I had a wonderful time.
学び始める
Harika bir zaman geçirdim.
I had an asthma attack.
学び始める
Bir astım krizi geçirdim.
I had him carry my bag.
学び始める
Ona çantamı taşıttım.
I had him fix my watch.
学び始める
Ona saatimi tamir ettirdim.
I had him wash the car.
学び始める
Ona arabayı yıkattım.
I had my camera stolen.
学び始める
Kameramı çaldırdım.
I had my hat blown off.
学び始める
Şapkamı uçurdum.
I had my house painted.
学び始める
Evimi boyattım.
I had my picture taken.
学び始める
Resmimi çektirdim.
I had my shoes cleaned.
学び始める
Ayakkabılarımı temizlettim.
I had my wallet stolen.
学び始める
Cüzdanımı çaldırdım.
I had to go to America.
学び始める
Amerika'ya gitmek zorunda kaldım.
I have a bad pain here.
学び始める
Burada kötü bir ağrım var.
I have a bad toothache.
学び始める
Kötü bir diş ağrım var.
I have a business visa.
学び始める
Benim iş vizem var.
I have a cat and a dog.
学び始める
Benim bir kedim ve bir köpeğim var.
I have a dog and a cat.
学び始める
Bir köpeğim ve bir kedim var.
I have a good appetite.
学び始める
İyi bir iştahım var.
I have a poor appetite.
学び始める
Kötü bir iştahım var.
I have a terrible pain.
学び始める
Berbat bir ağrım var.
I have about 5,000 yen.
学び始める
Benim yaklaşık 5,000 yenim var.
I have already done it.
学び始める
Ben onu zaten yaptım.
I am busy today.
学び始める
Bugün meşgulüm.
I have done it already.
学び始める
Ben onu şimdiden yaptım.
I have heard the story.
学び始める
Hikayeyi duydum.
I have many model cars.
学び始める
Çok sayıda model arabalarım var.
I have no energy today.
学び始める
Bugün enerjim yok.
I have no time to read.
学び始める
Okuyacak zamanım yok.
I have nothing to hide.
学び始める
Saklayacak bir şeyim yok.
I have often been here.
学び始める
Sık sık burada bulundum.
I have only just begun.
学び始める
Daha az önce başladım.
I have seen her before.
学び始める
Daha önce onu gördüm.
I have tennis practice.
学び始める
Tenis çalışmam var.
I have the blues today.
学び始める
Bugün sıkıntıdan patlıyorum.
I have to change tires.
学び始める
Ben lastikleri değiştirmek zorundayım.
I have to comb my hair.
学び始める
Saçımı taramak zorundayım.
I have to do something.
学び始める
Ben bir şey yapmak zorundayım.
I have to leave school.
学び始める
Okuldan ayrılmak zorundayım.
I have visited America.
学び始める
Amerika'yı ziyaret ettim.
I hear a strange sound.
学び始める
Tuhaf bir ses duyuyorum.
I heard a woman scream.
学び始める
Bir kadının çığlık attığını duydum.
I heard my name called.
学び始める
Adımın çağrıldığını duydum.
I heard someone scream.
学び始める
Birinin çığlık attığını duydum.
I heard that he'd died.
学び始める
Onun öldüğünü duydum.
I heard the door close.
学び始める
Kapının kapandığını duydum.
I helped him yesterday.
学び始める
Dün ona yardım ettim.
I hit him in the belly.
学び始める
Onun midesine vurdum.
I hit upon a good idea.
学び始める
İyi bir fikir buldum.
I hope that John comes.
学び始める
John'un geleceğini umuyorum.
I just had an accident.
学び始める
Az önce bir kaza gördüm.
I knew he would accept.
学び始める
Kabul edeceğini biliyordum.
I know how old you are.
学び始める
Kaç yaşında olduğunu biliyorum.
I know neither of them.
学び始める
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
I know he is sleeping.
学び始める
Onun uyuduğunu biliyorum.
I know you can make it.
学び始める
Yapabileceğini biliyorum.
I left my purse behind.
学び始める
Çantamı geride bıraktım.
I like classical music.
学び始める
Ben klasik müziği severim.
I like dark red better.
学び始める
Koyu kırmızıyı daha çok severim.
I like music very much.
学び始める
Müziği çok severim.
I like my steak medium.
学び始める
Bifteğimi orta büyüklükte severim.
I like neither of them.
学び始める
Onlardan hiç birini sevmiyorum.
I like pizza very much.
学び始める
Ben pizzayı çok severim.
I like spring the best.
学び始める
En çok İlkbaharı severim.
I like summer the best.
学び始める
En çok yaz mevsimini seviyorum.
I like tennis and golf.
学び始める
Tenis ve Golfü severim.
I like this blue dress.
学び始める
Bu mavi elbiseyi seviyorum.
I like this color, too.
学び始める
Ben de bu rengi severim.
I like to travel alone.
学び始める
Yalnız seyahat etmeyi severim.
I like you a whole lot.
学び始める
Senden gerçekten çok hoşlanıyorum.
I live in a small town.
学び始める
Küçük bir kasabada yaşıyorum.
I live in an apartment.
学び始める
Bir apartmanda yaşıyorum.
I live with my parents.
学び始める
Ebeveynlerimle birlikte yaşıyorum.
I love American movies.
学び始める
Amerikan filmlerini seviyorum.
I love that commercial.
学び始める
O reklamı seviyorum.
I made my dog lie down.
学び始める
Köpeğimi yatırdım.
I made the woman angry.
学び始める
Kadını kızdırdım.
I meet her once a week.
学び始める
Haftada bir kez onunla buluşurum.
I meet him at the club.
学び始める
Kulüpte ona rastladım.
I met him in the crowd.
学び始める
Onunla kalabalıkta buluştum.
I met Jane by accident.
学び始める
Kazara Jane ile karşılaştım.
I met your father once.
学び始める
Bir keresinde babanla karşılaştım.
I must open the window.
学び始める
Pencereyi açmalıyım.
I must return his call.
学び始める
Onun çağrısına geri dönmeliyim.
I need an extra pillow.
学び始める
Ekstra bir yastığa ihtiyacım var.
I must buy new skis.
学び始める
Yeni kayaklar almam gerekiyor.
I never agree with him.
学び始める
Onunla asla aynı fikirde değilim.
I never heard him sing.
学び始める
Onun şarkı söylediğini asla duymadım.
I never read that book.
学び始める
O kitabı hiç okumadım.
I never read that book.
学び始める
O kitabı asla okumam.
I only slept two hours.
学び始める
Ben sadece iki saat uyudum.
I played the accordion.
学び始める
Akardeon çaldı.
I prefer coffee to tea.
学び始める
Ben kahveyi çaya tercih ederim.
I prefer rice to bread.
学び始める
Pirinci ekmeğe tercih ederim.
I prefer tea to coffee.
学び始める
Ben çayı kahveye tercih ederim.
I put bait on the hook.
学び始める
Oltaya yem taktım.
I put handcuffs on him.
学び始める
Ona kelepçe taktım.
I read it to my family.
学び始める
Onu aileme okurum.
I remembered everybody.
学び始める
Ben herkesi hatırladım.
I returned from abroad.
学び始める
Yurt dışından döndüm.
I sat next to him.
学び始める
Onun yanına oturdum.
I saw a beautiful bird.
学び始める
Güzel bir kuş gördüm.
I saw a flock of sheep.
学び始める
Bir koyun sürüsü gördüm.
I saw a light far away.
学び始める
Ben uzakta bir ışık gördüm.
I saw a woman in black.
学び始める
Siyah giyinmiş bir kadın gördüm.
I saw Bob this morning.
学び始める
Bu sabah Bob'ı gördüm.
I saw her at the party.
学び始める
Onu partide gördüm.
I saw him running away.
学び始める
Onu kaçarken gördüm.
I saw him wash the car.
学び始める
Onu araba yıkarken gördüm.
I saw Tom a while back.
学び始める
Bir süre önce Tom'u gördüm.
I seem to have a fever.
学び始める
Benim ateşim var gibi geliyor.
I sell clothing online.
学び始める
İnternetten giysi satıyorum.
I sell clothing online.
学び始める
Ben çevrimiçi giysi satarım.
I shook hands with her.
学び始める
Onunla tokalaştım.
I should read the book.
学び始める
Kitabı okumalıyım.
I skipped my breakfast.
学び始める
Sabah kahvaltımı atladım.
I slept only two hours.
学び始める
Sadece iki saat uyudum.
I started to make stew.
学び始める
Ben güveç yapmaya başladım.
I stayed with my uncle.
学び始める
Amcamla birlikte kaldım.
I studied for one hour.
学び始める
Bir saat çalıştım.
I study hard at school.
学び始める
Okulda sıkı çalışıyorum.
I support the proposal.
学び始める
Ben öneriyi destekliyorum.
I suppose you like her.
学び始める
Ondan hoşlandığını sanıyorum.
I think Ann loves Jack.
学び始める
Sanırım Ann Jack'i seviyor.
I think he has done it.
学び始める
Sanırım o onu yaptı.
I think he is a doctor.
学び始める
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
I think he's competent.
学び始める
Sanırım o yeteneklidir.
I think I broke my leg.
学び始める
Sanırım bacağımı kırdım.
I think I'll go skiing.
学び始める
Ben kayağa gitmeyi düşünüyorum.
I think I'm just tired.
学び始める
Ben sadece yorgun olduğumu düşünüyorum.
I think it's true.
学び始める
Sanırım o doğru.
I think Tom likes Mary.
学び始める
Sanırım Tom Mary'den hoşlanıyor.
I think you can get it.
学び始める
Ben onu alabileceğinizi düşünüyorum.
I told him to be quiet.
学び始める
Ona sakin olmasını söyledim.
I took a trip to Tokyo.
学び始める
Tokyo'ya bir gezi yaptım.
I trust him completely.
学び始める
Ona tamamen güveniyorum.
I turned on the lights.
学び始める
Işıkları açtım.
I used to keep a diary.
学び始める
Bir günlük tutardım.
I want a chamomile tea.
学び始める
Ben bir papatya çayı istiyorum.
I want a quart of milk.
学び始める
Ben bir litre süt istiyorum.
I want him to go there.
学び始める
Onun oraya gitmesini istiyorum.
I want some fresh eggs.
学び始める
Birkaç taze yumurta istiyorum.
I want something sweet.
学び始める
Tatlı bir şeyler istiyorum.
I want to be a pianist.
学び始める
Bir piyanist olmak istiyorum.
I want to do it myself.
学び始める
Onu kendim yapmak istiyorum.
I want to go and cheer.
学び始める
Gidip tezahürat yapmak istiyorum.
I want to go to London.
学び始める
Londra'ya gitmek isterim.
I want to learn French.
学び始める
Fransızca öğrenmek istiyorum.
I want to live forever.
学び始める
Ebediyen yaşamak istiyorum.
I want to ride a horse.
学び始める
Bir ata binmek istiyorum.
I want to study abroad.
学び始める
Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.
I want to study French.
学び始める
Fransızca eğitimi yapmak istiyorum.
I was able to help her.
学び始める
Ona yardım edebildim.
I was born in Yokohama.
学び始める
Yokohama'da doğdum.
I was happy to see him.
学び始める
Onu gördüğüme sevinmiştim.
I was in the mountains.
学び始める
Ben dağlardaydım.
I was invited to lunch.
学び始める
Öğle yemeğine davet edildim.
I was just making sure.
学び始める
Sadece emin oluyordum.
I was made to go there.
学び始める
Oraya gönderildim.
I was robbed of my bag.
学び始める
Çantamı soydular.
I was taken for a ride.
学び始める
Bir gezi için götürüldüm.
I was used to the heat.
学び始める
Sıcağa alışkındım.
I watched TV yesterday.
学び始める
Dün TV izledim.
I wear size six gloves.
学び始める
Altı numara eldiven giyerim.
I weigh about 60 kilos.
学び始める
Yaklaşık 60 kiloyum.
I went over the report.
学び始める
Ben raporu tekrar gözden geçirdim.
I went there yesterday.
学び始める
Dün oraya gittim.
I went to Kyoto by car.
学び始める
Kyoto'ya arabayla gittim.
I will be back by nine.
学び始める
Dokuza kadar geri döneceğim.
I will do it right now.
学び始める
Onu derhal yapacağım.
I will gladly help you.
学び始める
Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
I will show you around.
学び始める
Sana etrafı göstereceğim.
I wish I were a prince.
学び始める
Keşke bir prens olsam.
I wish to go to Hawaii.
学び始める
Hawaii'ye gitmeyi arzuluyorum.
I wonder what happened.
学び始める
Ne olduğunu merak ediyorum.
I wonder who to invite.
学び始める
Kimin davet edeceğini merak ediyorum.
I work at this company.
学び始める
Bu şirkette çalışırım.
I would like mine rare.
学び始める
Benimkini az pişmiş istiyorum.
I would like this book.
学び始める
Bu kitabı istiyorum.
I would like to see it.
学び始める
Ben onu görmek istiyorum.
I wrote him to ask why.
学び始める
Sebebini sormak için ona yazdım.
I'd like a Bloody Mary.
学び始める
Bir Bloody Mary istiyorum.
I'd like a double room.
学び始める
Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
I'd like a window seat.
学び始める
Pencere yanında koltuk istiyorum.
I'd like for you to go.
学び始める
Gitmenizi istiyorum.
I'd like to go cycling.
学び始める
Bisiklete binmeyi severim.
I'd like to rent a car.
学び始める
Bir araba kiralamak istiyorum.
I want to change that.
学び始める
Onu değiştirmek istiyorum.
I'd like to see my son.
学び始める
Oğlumu görmek istiyorum.
I'd prefer a brown one.
学び始める
Kahverengi olanını tercih ederim.
I'd rather go swimming.
学び始める
Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
I'll accept your offer.
学び始める
Teklifini kabul edeceğim.
I'll be back in a wink.
学び始める
Gözle kaş arasında geri döneceğim.
I'll be busy next week.
学び始める
Gelecek hafta meşgul olacağım.
I'll be here by Monday.
学び始める
Pazartesi gününe kadar burada olacağım.
I'll be reading a book.
学び始める
Kitap okuyor olacağım.
I'll be there tomorrow.
学び始める
Yarın orada olacağım.
I'll call you at seven.
学び始める
Saat yedide seni arayacağım.
I'll call you later.
学び始める
Seni daha sonra arayacağım.
I'll check my schedule.
学び始める
Proğramımı kontrol edeceğim.
I'll check your vision.
学び始める
Görüşünü kontrol edeceğim.
I'll come if necessary.
学び始める
Gerekirse geleceğim.
I'll do the best I can.
学び始める
Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.
I'll go no matter what.
学び始める
Ben ne olursa olsun gideceğim.
I'll leave that to you.
学び始める
Onu sana bırakıyorum.
I'll make a phone call.
学び始める
Bir telefon konuşması yapacağım.
I'll miss your cooking.
学び始める
Aşçılığını özleyeceğim.
I'll start with a beer.
学び始める
Bir bira ile başlayacağım.
I'll study your report.
学び始める
Ben senin raporunu çalışacağım.
I'll take the next bus.
学び始める
Bir sonraki otobüse bineceğim.
I'll tell Daddy on you.
学び始める
Seni babama gammazlayacağım.
I'll tell you a secret.
学び始める
Sana bir sır söyleyeceğim.
I'll tell you my story.
学び始める
Sana hikayemi anlatacağım.
I'm afraid to go alone.
学び始める
Yalnız gitmeye korkuyorum.
I'm applying for a job.
学び始める
Bir iş başvurusu yapıyorum.
I'm at the airport now.
学び始める
Şimdi hava alanındayım.
I'm busy right now.
学び始める
Şu anda meşgulüm.
I'm doing this for you.
学び始める
Bunu senin için yapıyorum.
I'm dying to see Paris.
学び始める
Paris'i görmek için can atıyorum.
I'm in the tennis club.
学び始める
Ben tenis kulübündeyim.
I'm kind of sick today.
学び始める
Bugün hasta gibiyim.
I'm looking for my key.
学び始める
Anahtarımı arıyorum.
I'm looking for my pen.
学び始める
Kalemimi arıyorum.
I'm not that drunk.
学び始める
O kadar sarhoş değilim.
I'm not as tall as you.
学び始める
Ben senin kadar uzun değilim.
I'm not sure right now.
学び始める
Şu anda emin değilim.
I'm proud of my father.
学び始める
Babamla gurur duyuyorum.
I'm proud of my school.
学び始める
Ben benim okulum ile gurur duyuyorum.
I'm quite sure of that.
学び始める
Ondan tamamen eminim.
I'm rather proud of it.
学び始める
Onunla oldukça gurur duyuyorum.
I'm ready to leave now.
学び始める
Şimdi gitmeye hazırım.
I'm sick of hearing it.
学び始める
Onu dinlemekten bıktım.
I'm sorry to hear that.
学び始める
Bunu duyduğuma üzgünüm.
I'm thinking about you.
学び始める
Senin hakkında düşünüyorum.
I'm too tired to think.
学び始める
Düşünemeyecek kadar çok yorgunum.
I am doing the dishes.
学び始める
Bulaşıkları yıkıyorum.
I'm working on his car.
学び始める
Onun arabasının üzerinde çalışıyorum.
I'm younger than he is.
学び始める
Ben ondan daha gencim.
I've caught a bad cold.
学び始める
Ben kötü bir soğuk almışım.
I've got to leave soon.
学び始める
Ben yakında ayrılmak zorundayım.
I've never been abroad.
学び始める
Yurt dışında hiç bulunmadım.
I've never played golf.
学び始める
Asla golf oynamadım.
In a sense, it is true.
学び始める
Bir bakıma, o doğrudur.
Iron is a useful metal.
学び始める
Demir yararlı bir metaldir.
Is anyone absent today?
学び始める
Bugün devamsız biri var mı?
Is eating people wrong?
学び始める
İnsanları yemek yanlış mıdır?
Is he any better today?
学び始める
O, bugün daha iyi mi?
Is he going to help us?
学び始める
O bize yardım edecek mi?
Is his father a doctor?
学び始める
Onun babası bir doktor mu?
Is it a recent picture?
学び始める
O, yeni bir resim mi?
Is it hard to fool you?
学び始める
Seni aptal yerine koymak zor mu?
Is it OK if I sit here?
学び始める
Burada oturmamın sakıncası var mı?
Is Kumi playing tennis?
学び始める
Kumi tenis oynuyor mu?
Is that a cat or a dog?
学び始める
O bir kedi mi yoksa bir köpek midir?
Is that boy Tom or Ben?
学び始める
O çocuk Tom mu yoksa Ben mi?
Is that seat available?
学び始める
O koltuk müsait mi.
Is there a parking lot?
学び始める
Bir park yeri var mıdır?
Is there any salt left?
学び始める
Hiç tuz kaldı mı?
Is this Canadian money?
学び始める
Bu Kanadalı parası mı?
Is your mother at home?
学び始める
Annen evde mi?
It doesn't surprise me.
学び始める
O beni şaşırtmıyor.
It has stopped raining.
学び始める
Yağmur yağışı durdu.
It is a kind of orange.
学び始める
O bir tür portakal.
It is finally all over.
学び始める
Sonunda hepsi bitti.
It is hot in this room.
学び始める
Bu odada hava sıcak.
It is me that is wrong.
学び始める
Hatalı olan benim.
It is not far to Paris.
学び始める
Paris'e uzak değildir.
It is not his business.
学び始める
O onun işi değildir.
It looks like an apple.
学び始める
Bu bir elmaya benziyor.
It may rain any minute.
学び始める
Her an yağmur yağabilir.
It needs new batteries.
学び始める
Onun yeni bataryalara ihtiyacı var.
It rained hard all day.
学び始める
Bütün gün çok yağmur yağdı.
It rains a lot in June.
学び始める
Haziranda çok yağmur yağar.
It seems to be serious.
学び始める
O, ciddi gibi görünüyor.
It smelled really good.
学び始める
Gerçekten güzel koktu.
It smelled really good.
学び始める
Sahiden güzel koktu.
It sounds like a dream.
学び始める
Rüya gibi görünüyor.
It was a very big room.
学び始める
O çok büyük bir odaydı.
It was chilly that day.
学び始める
O gün serindi.
It was such a nice day.
学び始める
Çok güzel bir gündü.
It's a present for you.
学び始める
O sizin için bir hediye.
It's a very quiet room.
学び始める
O çok sessiz bir oda.
It's across the street.
学び始める
O, caddenin karşı tarafında.
It's against the rules.
学び始める
Bu kurallara aykırıdır.
It's ahead of schedule.
学び始める
Proğramdan ilerdeyiz.
It's almost time to go.
学び始める
Neredeyse gitme zamanı.
It's fairly warm today.
学び始める
Hava bugün oldukça sıcak.
It's for you to decide.
学び始める
Size kalmış.
It's for you to decide.
学び始める
Karar vermek size kalmış.
It's going to clear up.
学び始める
Hava açacak.
It's great to meet you.
学び始める
Seninle tanışmak harika.
It's no trouble at all.
学び始める
Bu hiç sorun değil.
It's not my cup of tea.
学び始める
Benim tarzım değil.
It's not us who did it.
学び始める
Onu yapan biz değiliz.
It's October the third.
学び始める
Bugün üç Ekim.
It's rather cold today.
学び始める
Hava bugün oldukça soğuk.
It's really an eyesore.
学び始める
O gerçekten çirkin bir görüntü.
It's really cold today.
学び始める
Bugün gerçekten soğuk.
It's ten o'clock sharp.
学び始める
Saat tam on.
It's time for us to go.
学び始める
Gitme zamanımız geldi.
It's time to eat lunch.
学び始める
Öğle yemeği yeme zamanı.
It's time to go to bed.
学び始める
Yatağa gitme zamanı.
It's time we went home.
学び始める
Eve gitmemizin zamanı geçiyor.
It's your turn to sing.
学び始める
Şarkı söyleme sırası senin.
Jane has five handbags.
学び始める
Jane'in beş el çantası vardır.
Jane is as old as I am.
学び始める
Jane benim kadar yaşlı.
Jim called me a coward.
学び始める
Jim bana korkak dedi.
Jim has gone to London.
学び始める
Jim Londra'ya gitti.
Jim is not what he was.
学び始める
Jim eskiden olduğu gibi değil.
Jim is short for James.
学び始める
Jim James'in kısa şeklidir.
Jim stayed at my house.
学び始める
Jim benim evimde kaldı.
John ignored my advice.
学び始める
John benim tavsiyemi göz ardı etti.
John is a good student.
学び始める
John iyi bir öğrenci.
John is my best friend.
学び始める
John benim en iyi arkadaşımdır.
John ran into the room.
学び始める
John odaya doğru koştu.
Junko is a pretty girl.
学び始める
Junko güzel bir kız.
Just don't forget this.
学び始める
Sadece bunu unutma.
Just follow your heart.
学び始める
Sadece kalbini izle.
Karen is angry with me.
学び始める
Karen bana kızgın.
Kate has a good figure.
学び始める
Kate iyi bir endama sahip.
Kate is very energetic.
学び始める
Kate çok enerjik.
Kate made an apple pie.
学び始める
Kate bir elmalı turta yaptı.
Keep away from the dog.
学び始める
Köpekten uzak durun.
Keep the meter running.
学び始める
Sayacı çalışırken bırak.
Keep the window closed.
学び始める
Pencereyi kapalı tut.
Keep this insect alive.
学び始める
Bu böceği canlı tut.
Keep this money for me.
学び始める
Bu parayı benim için sakla.
Ken calls me every day.
学び始める
Ken her gün beni arar.
Ken can swim, can't he?
学び始める
Ken yüzebilir, değil mi?
Ken collects old coins.
学び始める
Ken eski paralar toplar.
Ken hit on a good idea.
学び始める
Ken iyi bir fikir buldu.
Ken is as tall as Bill.
学び始める
Ken Bill kadar uzun boylu.
Ken mistook you for me.
学び始める
Ken seni ben zannetti.
Ken put on his clothes.
学び始める
Ken elbiselerini giydi.
Ken walked on crutches.
学び始める
Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.
Kim is living with Ken.
学び始める
Kim, Ken ile yaşıyor.
Laughter is infectious.
学び始める
Kahkaha bulaşıcıdır.
Leave me alone, please.
学び始める
Beni yalnız bırak, lütfen.
Let him do as he likes.
学び始める
Onun istediği gibi yapmasına izin ver.
Let me buy you a drink.
学び始める
Size bir içki ısmarlamama izin verin.
Let me see your tongue.
学び始める
Dilini görmeme izin ver.
Let's begin on page 30.
学び始める
Sayfa otuzdan başlayalım.
Let's cross the street.
学び始める
Caddeyi geçelim.
Let's drop the subject.
学び始める
Konuyu kapatalım.
Let's get it over with.
学び始める
Onu bitirip kurtulalım.
Let's go ahead and eat.
学び始める
Önden buyuralım ve yiyelim.
Let's go to the picnic.
学び始める
Pikniğe gidelim.
Let's leave it at that.
学び始める
Artık onu bırakalım.
Let's play this Sunday.
学び始める
Bu Pazar oynayalım.
Let's plug up the hole.
学び始める
Deliği tıkayalım.
Let's put that on hold.
学び始める
Bekleyelim.
Let's quit and go home.
学び始める
Bırakalım ve eve gidelim.
Let's sit on the grass.
学び始める
Çimde oturalım.
Let's start right away.
学び始める
Derhal başlayalım.
Let's start right away.
学び始める
Hemen başlayalım.
Let's take a break now.
学び始める
Şimdi bir mola verelim.
Let's walk to the lake.
学び始める
Göle doğru yürüyelim.

コメントを投稿するにはログインする必要があります。