1. canını yakmak
2. hasar
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
Ben, hasar için ödeme yaptım.
3. çürük
4. zarar
Binadaki zararın düzeltilmesi imkansız duruyordu.
O bir sineğe bile zarar veremez.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.