Unit 1 Session 3.1

 0    90 フィッシュ    alicelik7
mp3をダウンロードする 印刷 遊びます 自分をチェック
 
質問 答え
haşin, sert, kırıcı
学び始める
harsh
dönüm noktası, kilometre taşı
学び始める
milestone
zorla içeri girmek, birden bir şeye başlamak, (bir sektörde/meslekte), kariyer yapmak, kullanmaya başlamak
学び始める
break into
kalça kemiği
学び始める
femur
yırtılma, koparmak (ilişkiyi), parçalanmak, fıtık
学び始める
rupture
dörtnal, dörtnala gitmek
学び始める
gallop
koparmak, kopmak, ilişiğini kesmek, aniden kesmek, başarısız olmak, devam etmemek
学び始める
break off
diplomatik ilişkileri kesmek
学び始める
break off diplomatic relations
neden olmak, sebep olmak, yol açmak
学び始める
bring about
tavır, tutum
学び始める
attitude
ortaya çıkarmak, açığa vurmak, yapmak (yeni bir şeyi), yayımlamak (yeni bir şeyi), görülmesini sağlamak, üretmek, bir şey sunmak
学び始める
bring out
birinin içindeki cevheri çıkarmak
学び始める
bring out the best in someone
gerçeği ortaya çıkarmak
学び始める
bring out the truth
üretmek
学び始める
bring something out
yetiştirmek, bahsetmek, kusmak, azarlamak, ansızın durdurmak
学び始める
bring up
beş çocuk büyüttü
学び始める
she brought up five children
bir dosya aç
学び始める
bring up a file
bir sorunu gündeme getirmek
学び始める
bring up an issue
bir konuyu gündeme getirmek
学び始める
bring up a subject
iptal etmek, söylemek, yasaklamak, durdurmak, son vermek
学び始める
call off
aramak, (sınıfta vb) çağırmak, ziyarete etmek, uğramak, birinin bir şey yapmasını istemek/talep etmek
学び始める
call on
başvurmak, ziyaret etmek
学び始める
call upon
istemek, talep etmek, gerektirmek, (birine) seslenmek/bağırmak, çağrıda bulunmak
学び始める
call for
yardım çağırmak, imdat istemek, yardım talep
学び始める
call for help
soruşturma çağrısı
学び始める
call for investigation
savaş görevi için çağrı
学び始める
call for war duty
göreve çağırmak
学び始める
call for duty
istifasını istemek, istifaya çağırmak
学び始める
call for one's resignation
ambulans çağırmak
学び始める
call for an ambulance
boykot çağrısı
学び始める
call for a boycott of
(biriyle) görüşmek için aramak
学び始める
call for someone
(birini) yanına çağırmak
学び始める
call for someone
çağırmak
学び始める
summon
aramak, (birini) (bir yere) çağırmak, (bir yere) telefon etmek, tedavülden kaldırmak (parayı), geri toplamak, ziyaret etmek
学び始める
call in
polisi aramak
学び始める
call in the police
çağırmak, bağırmak, seslenmek, isimleri bağırarak anons etmek, meydan okumak, devreye sokmak, göreve çağırmak
学び始める
call out
ilgilenmek, bakmak, sevmek, hoşlanmak, tedavi etmek
学び始める
care for
biraz, bir parça, bir miktar
学び始める
somewhat
sürdürmek, devam etmek, bağırıp çağırmak, ile ilişkisi olmak
学び始める
carry on
yetişmek, arayı kapatmak, aynı düzeye gelmek, (birini) tutuklamak
学び始める
catch up with
kızıştırmak, tırmandırmak, kızıştırmak (savaş/anlaşmazlık vb), artmak, artırmak
学び始める
escalate
kaçınılmaz
学び始める
inevitable
geçerken uğramak
学び始める
call by
anlamsız, gereksiz, boşuna
学び始める
pointless
veba
学び始める
plague
kurtarmak, özgür bırakmak
学び始める
break out of
vefat etmek, ölmek, rahmetli olmak
学び始める
pass away
uzanmak, elini uzatmak, (biriyle) iletişim kurmak/iletişime geçmek
学び始める
reach out
Kaba, kalın, kaba saba
学び始める
coarse
doku, özellik, kıvam, kumaş,
学び始める
texture
özel öğretmen, üniversite hocası, öğretmek, ders vermek
学び始める
tutor
kapora, bankaya yatırılan para, yerleştirmek, koymak, biriktirmek
学び始める
deposit
demir cevheri yatağı
学び始める
iron ore deposit
kıvılcım, işaret, belirti, iz, fikir, olay, ateşlemek
学び始める
spark
bir tartışma başlatmak
学び始める
spark a debate
indüksiyon bobini
学び始める
spark coil
ışıldamak, parıldamak, kıvılcım saçmak, göz kamaştırmak
学び始める
sparkle
siroz
学び始める
cirrhosis
kabile, aşiret
学び始める
tribe
kabile üyesi
学び始める
tribesman
hafifletmek (ceza), işe gidip gelmek, çevirmek, değiştirmek
学び始める
commute
kravat, bağ, ilişki, düğümlemek, bağlamak, berabere kalmak
学び始める
tie
planlanan, beklenen, ödenmesi gereken, tam, dosdoğru, hak
学び始める
due
kar yağışı, kar yağış miktarı
学び始める
snowfall
ürkütmek, zayıflatmak, baltalamak, sabote etmek, sarsmak, altını oymak
学び始める
undermine
gözetimsiz, yalnız, başıboş, sahipsiz
学び始める
unattendant
kendini kısıtlamak, tutmak, frenlemek
学び始める
refrain
kaçınmak, bir şeyden uzak durmak
学び始める
refrain from
birini gidip almak, gidip getirmek
学び始める
call for someone
kalıntı, parça
学び始める
remnant
birinden bir şeyin resmi yoldan yapmasını istemek, rica etmek
学び始める
call on someone to do something
koyun eti
学び始める
mutton
zorlu, çetin, zor, sağlam
学び始める
tough
Güveç, yahni
学び始める
stew
yumuşatmak
学び始める
tenderize
lezzet, tat
学び始める
flavour
amaç, hedef, tarafsız
学び始める
objective
dolandırıcılık
学び始める
fraud
ihmal, ihmal etmek, gözardı etmek
学び始める
neglect
üzerinden, vasıtasıyla, yolu ile, nedeniyle
学び始める
via
fikir ayrılığı, anlaşmazlık, uyuşmazlık çelişki
学び始める
conflict
şövalyelik
学び始める
knighthood
barut
学び始める
gunpowder
giriş, alınan miktar, alım, ağız
学び始める
intake
Önemsiz, eski şeyler, çöp, hurda
学び始める
junk
abur cubur
学び始める
junk food
kefaret, fidye, kurtarilma
学び始める
redemption
tazmin etmek, telafi etmek, fidye verip kurtarmak
学び始める
redeem
nişan, nişanlanma, mülakat, angajman
学び始める
engagement
yenileme, uzatma
学び始める
renewal

コメントを投稿するにはログインする必要があります。