1. çapraz
2. karşısında
Haber karşısında rengi soldu.
Dükkan tiyatronun tam karşısında.
Öğretmen ödevimi sınıfın karşısında okumamı istedi.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
Jishuku'nun karşısında uçtu.
3. geçmiş
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
Geçmiş olsun!
Bana geçmiş günlerimi hatırlatmaksızın bu kitabı hiç okumadım.
Modası geçmiş cazibeleri var.